1. Giriş
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 30 uncu maddesinin uygulamasına yönelik
Başkanlığımıza intikal eden tereddüt konusu olaylarla ilgili olarak aşağıdaki
açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
2. Yasal Düzenleme
KDV Kanununun 30 uncu maddesinde;
"Aşağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan
katma değer vergisinden indirilemez:
a) Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların
teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve
hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi,
b) Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin
kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla
kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış
vesikalarında gösterilen katma değer vergisi,
c) Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın
sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç
olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi,
d) Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi
kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi."
hükmü yer almaktadır.
3. Vergiye Tabi Olmayan veya Vergiden İstisna Edilmiş Bulunan
İşlemlerle İlgili KDV
KDV Kanununun 30/a maddesine göre, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna
edilmiş bulunan işlemlerle ilgili yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılması
mümkün bulunmamaktadır.
3.1. Vergiye Tabi Olmayan İşlemlere İlişkin
Yüklenilen KDV
KDV Kanununun 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi
olduğu; 6 ncı maddesinde de işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, malların teslim
anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten
Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsama
girmeyen, yani vergiye tabi olmayan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen
vergiler indirim konusu yapılamamaktadır. Örneğin;
- Yurt dışındaki malların Türkiye'ye getirilmeksizin yine yurt dışına satışı
yoluyla yapılan transit (doğrudan) ihracat işlemi,
- Türkiye'de KDV mükellefi olan bir firmanın yabancı bir ülkede yer alan
fabrikasında üretilen malların yurtdışında satışı,
- Yurt dışındaki havayolu firmalarına yurtdışında yolcu taşımak üzere yapılan
uçuş hizmetleri,
- Yurt dışına çıkartılan kamyon, iş makinesi, tarım makinesi vb. araçların
yine yurtdışındaki kişi ve kurumlara kiralanması,
- Türkiye'de mükellef olan avukatın yurtdışında görülen bir davada
müvekkilini temsil etmesi,
- Türk inşaat firmasının yurtdışında otoyol inşaatı yapması,
- Türkiye'de mukim bir inşaat firmasının yurtdışında yaptığı inşaatlara
ilişkin bakım, onarım, montaj gibi hizmetlerin Türkiye'de mukim başka bir firma
tarafından yurtdışında yapılması,
gibi işlemler KDV ye tabi olmadığından, bu işlemler nedeniyle Türkiye'de KDV
ödenmiş olması halinde, verginin konusuna girmeyen bu işlemlere ait yüklenilen
KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
Öte yandan, bu işlemler KDV nin konusuna girmediğinden, ihracat veya transit
taşımacılık istisnası gibi herhangi bir istisna kapsamında değerlendirilmek
suretiyle KDV iadesi talep edilmesi de mümkün değildir.
3.2. Vergiden İstisna Edilmiş İşlemlere İlişkin Yüklenilen
KDV
KDV Kanununun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri ile 17/4-c, 17/4-r (kısmi
olarak), 17/4-t, geçici 12 ve geçici 23 üncü maddeleri uyarınca vergiden istisna
edilmiş bulunan işlemler dışında vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle
ilgili yüklenilen vergilerin indirimi mümkün bulunmamaktadır. Örneğin;
- Kanunun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak
yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler
indirim konusu yapılamayacaktır. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığına bağışlanacak
hastanelerin veya Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanacak okulların inşası
nedeniyle yüklenilen KDV veya kamu menfaatine yararlı bir derneğe, Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakfa yapılan ayni bağışlarla ilgili
yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
- Tarım Müdürlükleri Döner Sermaye İşletmeleri veya Tarımsal Kalkınma
Kooperatifleri tarafından tarımı yaymak, ıslah ve teşvik amacıyla zirai
araştırmalar, arazi ıslah çalışmaları yapılması; tohumluk, fidan, damızlık
hayvan teslimleri Kanunun 17/1-a maddesi gereğince KDV den istisna olduğundan bu
teslimlerle ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu ürünlerin maliyetleri
içinde yer alan KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
- Kamu menfaatine yararlı bir derneğe ait sağlık biriminin KDV den müstesna
olan sağlık hizmeti ifaları ile ilgili olarak yüklenmiş olduğu KDV indirim
konusu yapılamayacaktır.
- Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösterenler tarafından verilen
bazı yazılım hizmetleri dolayısıyla yüklenilen KDV, ürettikleri yazılımı
Türkiye'de satmaları kaydıyla indirim konusu yapılmayacaktır. Ancak, söz konusu
yazılım hizmetinin yurt dışındaki bir müşteriye verilmesi halinde Kanunun 11 ve
12 nci maddeleri kapsamında KDV istisnası uygulanacak, Kanunun 32 nci maddesine
göre bu işlem nedeniyle yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilecek,
indirilemeyen KDV ise iade edilebilecektir.
- 2863 sayılı Kanun kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının
rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelendirmelerinden yararlananlara verilen
mimarlık hizmetleri ile projelerin uygulanması kapsamında yapılacak teslimler
KDV den istisna olup, istisna kapsamına giren işlemleri yapanların bu işlemler
nedeniyle yüklendikleri KDV yi indirim konusu yapması mümkün bulunmamaktadır.
- Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla
oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimi KDV den istisna
olduğundan bu teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler indirim konusu
yapılamayacaktır.
4. Binek Otomobillerinin Alımında Ödenen KDV
KDV Kanununun 30/b maddesi hükmüne göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen
binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların
bu amaçla kullandıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV
hariç olmak üzere, KDV mükelleflerinin binek otomobili alımında yüklendikleri
KDV nin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
KDV uygulaması bakımından binek otomobili kapsamına giren araçlar, 54 No.lu
KDV Sirkülerinde yapılan açıklamalara göre belirlenecektir.
Bu çerçevede, taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi
gibi işletmelerin faaliyetleri ile ilgili satın aldıkları binek otomobilleri
nedeniyle ödenen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Bu mükelleflerin binek
otomobilinin alış belgesinde gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak
kaydıyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme
döneminde, bu araçların fiilen faaliyette kullanılmaya başlanılıp
başlanılmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir.
Örneğin; mükellef tarafından araç kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere
Ocak/2010 döneminde satın alınan araç nedeniyle ödenen KDV, bu dönemde aracın
kiralanıp kiralanmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir.
Binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında
satın aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV nin
indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Örneğin;
- Otomobil kiralama şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı
için aldığı otomobili (örneğin; genel müdüre tahsis edilen otomobil, bir
pazarlama şirketinin satış elemanına tahsis ettiği otomobil vb.) nedeniyle
yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
- A Oto Servis ve Ticaret A.Ş. nin test sürüşü aracı olarak aktifine
kaydettiği binek otomobiline ait yüklenilen KDV yi indirim konusu yapması mümkün
değildir.
- Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.04 tarife pozisyonunda belirtilen
taşıtların sonradan değişiklik yapılarak binek otomobiline dönüştürülmesi
durumunda, bu taşıtların iktisabında yüklenilen KDV ile binek otomobiline
dönüşüm nedeniyle oluşacak ÖTV farkı üzerinden hesaplanacak KDV indirim konusu
yapılamayacaktır. Taşıtın alımında indirim konusu yapılan KDV ise, dönüşüm
işleminin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak "ilave edilecek
KDV" olarak beyan edilecektir.
5. Zayi Olan Mallara Ait KDV
KDV sisteminde alış belgelerinde gösterilen verginin indirilmesi, bu malların
satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine
dayanmaktadır. 1 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, zayi olan mallar için satış ve
dolayısıyla yaratılan bir katma değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış
vesikalarında gösterilen verginin indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki
vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracağı; bu nedenle, Kanunun 30/c maddesi
uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV nin mükellefin
vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği
belirtilmiştir.
Öte yandan aynı bentte, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın
sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar
nedeniyle yüklenilen vergilerin indirimine olanak tanınmaktadır.
Örneğin; sel felaketi nedeniyle bir şirketin deposunda yer alan malların zayi
olması veya Maliye Bakanlığınca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yerde
olması koşuluyla, yangın nedeniyle malların kullanılamaz duruma gelmesi halinde
bu mallara ilişkin yüklenilen vergiler indirim konusu yapılabilecektir.
Buna karşılık Maliye Bakanlığınca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan
edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal nedeniyle yüklenilen KDV nin
indirim konusu yapılması mümkün değildir. Örneğin, ithal edilen malların
depolandığı antrepolarda çıkan yangın sonrasında Maliye Bakanlığınca mücbir
sebep ilan edilmediği takdirde zayi olan malların ithalinde ödenen KDV nin
indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
5.1. Malların Zayi Olması Sonucu Meydana Gelen Kayıplar
113 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (E) bölümünde, kullanım süresi geçen veya
kullanılamayacak hale gelen malların zayi olan mal olarak değerlendirileceği;
KDV Kanununun 30/c maddesine göre mükelleflerce bu malların iktisabında
yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı ifade
edilmiştir.
Bu çerçevede;
- İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma,
çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen ve bu nedenle imalatta
veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve malzeme ile
ambalaj maddeleri,
- Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli kimyasallar içerdiğinin tespit
edilmesi gibi nedenlerle kanunen tekrar satılması mümkün olmayan ve imha edilen
bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda ürünleri,
- Sağlık Bakanlığınca kullanımının yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar
ile kullanım süresi içinde formül hatası bulunan, miadının dolması veya hasar
görmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, üretimden kalkmış, insan sağlığını
tehdit eden ilaçlar,
- Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle ya da şirket
politikası gereği satışı mümkün olmadığından imha edilen mallar,
- Kullanım ömrünü tamamladığı için imha edilen araç lastikleri,
için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
5.2. Malların Değerinin Düşmesi Sonucu Meydana Gelen
Kayıplar
Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana
gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda
malların zayi olması değil düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu
olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV nin indirim konusu
yapılabileceği tabiidir.
Örneğin;
- Üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin,
- Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri olan yedek parça ve
malzemelerin
daha düşük bir fiyatla satılması halinde bunlar nedeniyle yüklenilen KDV'nin
tamamı indirim konusu yapılabilecektir.
5.3. Fire Sonucu Meydana Gelen Kayıplar
Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal
akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlandığından, imalat sırasında
veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında
değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu
yapılan KDV nin de düzeltilmesine gerek yoktur. Ancak, yasal düzenleme veya
ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara
ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın
tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla
yüklenilen KDV nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Örneğin;
- Akaryakıtın depolanması sırasında ortaya çıkan ve ilgili kuruluşlar
tarafından belirlenen oranlar dahilindeki kayıplar,
- Balık çiftliklerinde balık üretimi esnasında pazarlama aşamasına ulaşıncaya
kadar geçen süreçte, balık üretim ve besleme firesi olarak oluşan balık
ölümleri,
- Tavuk çiftliklerinde, üretimin doğal sonucu oluşan kayıplar,
- Hazır giyim eşyası dikiminde veya ayakkabı yapımında üretim sürecindeki
kesme, biçme, dikme gibi işlemlerin doğal sonucu olarak ortaya çıkan
kayıplar,
fire olarak değerlendirilmekte olup, bunlara ilişkin yüklenilen KDV indirim
konusu yapılabilecektir.
6. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Göre Kazancın Tespitinde
İndirimi Kabul Edilmeyen Giderler Dolayısıyla Ödenen KDV
KDV Kanununun 30/d maddesi uyarınca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına
göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen (kanunen kabul edilmeyen)
giderler dolayısıyla ödenen KDV indirim konusu yapılamamaktadır. Buna göre,
faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan giderler dışında kalan, işle ilgili
bulunmayan veya işletme sahibinin özel tüketimine yönelik harcamalar niteliğinde
bulunan ve sair kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin belgelerde gösterilen
KDV, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den
indirilemeyecektir.
Bu hükmün uygulanmasına ilişkin aşağıdaki örnekler verilebilir:
- Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne,
sürat teknesi gibi motorlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava
taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri
ve amortismanları, kazancın tespitinde indirim olarak dikkate alınmadığından, bu
giderler dolayısıyla yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılması mümkün
değildir.
- Serbest meslek faaliyetini sürdürmek amacıyla satın alınan taşınmazın bir
kısmının konut, bir kısmının işyeri olarak kullanılması durumunda, söz konusu
taşınmazın envanter defterine veya amortisman listelerine kaydedilmesi şartıyla
amortisman giderlerinin yarısı gider olarak yazılabileceğinden taşınmaz
nedeniyle yüklenilen KDV nin de sadece yarısı indirim konusu
yapılabilecektir.
- Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları ve
benzeri giderler ile transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan
kazançların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması kabul
edilmediğinden, bu giderler dolayısıyla ödenen KDV nin de indirim konusu
yapılması mümkün bulunmamaktadır.
7. Değerlendirme ve Sonuç
KDV mükelleflerinin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den,
ithal ettikleri mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen veya kendilerine yapılan
teslim ve hizmetler üzerinden hesaplanan KDV indirilebilmektedir.
Ancak, Kanunun 30 uncu maddesi kapsamındaki durumlara ilişkin yüklenilen KDV
indirim konusu yapılamamaktadır. İndirim konusu yapılmayan bu vergiler, Gelir ve
Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet
unsuru olarak dikkate alınabilmektedir. Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları
uyarınca indirimi kabul edilmeyen giderler nedeniyle yüklenilen KDV ise, gider
veya maliyet unsuru olarak değil, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate
alınmaktadır.
Zayi olan mallarda olduğu gibi indirilemeyecek KDV koşulları sonradan oluşmuş
ve yüklenilen KDV nin daha önce indirim konusu yapılmış olması durumunda, bu
tutarların indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü vergilendirme dönemine ait 1
No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmesi suretiyle
indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.
Duyurulur.
Mehmet KİLCİ
Gelir
İdaresi
Başkanı |