2 Seri Nolu 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğ
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli
Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun1uygulamasına ilişkin olarak bazı tereddütlerin
olduğu anlaşılmıştır.
Bu
çerçevede, 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye
Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğin2ilgili bölümleri itibarıyla aşağıdaki
değişiklikler yapılmıştır.
1.
“3.5. Bildirilen veya beyan edilen varlıkların yasal
defter kayıtlarına intikal ettirilmesi” başlıklı bölümün birinci ve ikinci
paragraflarının sonuna sırasıyla aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Ancak, yurt dışında bulunan söz konusu varlıkların şirket adına beyan
edilmesi durumunda ilgili şirket; şahısları adına beyan edilmesi halinde bu
şahısların kendileri, Kanunun sağladığı avantajlardan yararlanabileceğinden,
şirket adına bildirim veya beyana konu edilen varlıkların anılan şirketin yasal
kayıtlarına intikal ettirilmesi zorunludur.”
“Defter tutan mükelleflerce Kanun kapsamında beyan edilen taşınmazlar
dışındaki varlıkların banka veya aracı kurumlarda açılacak hesaplara yatırılması
ve daha sonra beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilen varlıklar,
Vergi Usul Kanununun kayıt zamanına ilişkin 219 uncu maddesi hükmü çerçevesinde
beyan tarihi esas alınarak yasal defterlere kaydedilecektir.”
2.
“3.5.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce yapılacak işlemler”
bölümüne üçüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar
eklenmiştir.
“Türk
Ticaret Kanununun 391 inci maddesi hükmü uyarınca, esas sermayeye karşılık olan
hisse senetlerinin bedelleri tamamen ödenmedikçe genel kurulca yeni hisse
senetleri çıkarmak suretiyle sermayenin artırılmasına karar verilemeyeceği,
sermaye artırımının şartları arasında sayılmıştır. Diğer
taraftan, 5811 sayılı Kanunun belirli bir süreyle uygulanacak olması, bu Kanuna
göre beyan edilen varlıklar nedeniyle oluşan fon hesabının sermayenin bir cüz’ü
addolunacağı ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave
edileceği hükme bağlandığından, ayrıca pay sahiplerine ilave bir ödeme
yükümlülüğü de getirmediğinden daha önce ortaklarca taahhüt edilen sermaye
ödenmeden de söz konusu fonların sermayeye ilave edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ancak,
Kanun kapsamında beyan edilen varlıklar nedeniyle oluşan fonların şirket
ortaklarınca taahhüt edilen sermaye taahhüt borçlarının kapatılmasında
kullanılması mümkün değildir.”
3.
“3.6.” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm
eklenmiştir.
“3.7.
Türkiye’de sahip olunan taşınmazların sermaye şirketleri adına beyan edilmesi ve
sermaye artırımı işlemlerinde harç ve damga vergisi
uygulaması
5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne
istinaden sermayeye ilave edilmek üzere anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin aktifine kaydolacak taşınmazlara ilişkin
tapuda yapılacak işlemler ile diğer sermaye artırımı işlemleri, 492 sayılı
Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca harçtan; bu
işlemler için düzenlenecek kâğıtlar da Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı
tablonun IV/16 bölümü hükmü uyarınca damga vergisinden
istisnadır.
Tapuda yapılacak işlemlere ilişkin istisna hükmünün uygulanabilmesi
için mükellefler, Kanunda belirtilen beyannamenin verilmesini müteakiben, ilgili
vergi dairesinden beyan edilen taşınmazların, tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri
de içerecek şekilde 5811 sayılı Kanun kapsamında şirket adına beyan edilerek
özel fon hesabına alınan tutarın sermaye artırımında kullanılacağı ve bu
çerçevede tapu işleminde harç ve damga vergisi aranılmayacağı hususunda bir yazı
alarak, bu belgeyi ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz edeceklerdir.”
4. “4.
Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıkların Türkiye’ye Getirilmesi” başlıklı bölümün
ilk paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu
şekilde, bildirim veya beyandan önce yurt dışından Türkiye’ye getirilen
varlıkların daha sonraki bir tarihte beyan edilmesi sırasında, Tebliğin “3.4.” bölümünde açıklandığı üzere varlıkların bildirim veya
beyan tarihindeki değerleri esas alınacaktır.”
5.
“5.3.2.” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölümler
eklenmiştir.
“5.3.3. Gelir, kurumlar veya katma değer vergisi tevkifatı matrah farkları
Kanun
kapsamında bildirilen ve beyan edilen tutarlar; gelir, kurumlar ve katma değer
vergisi tevkifatı yapmak ve ödemekle sorumlu olanlar
adına, diğer nedenlerle yapılan vergi incelemeleri sonucu bulunan gelir,
kurumlar veya katma değer vergisi tevkifatı matrah
farklarından da mahsup edilecektir.
5.3.4.
Bildirim ve beyan dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelerde birden fazla
döneme ilişkin önerilecek tarhiyatlar ve mahsup
Diğer
nedenlerle birden fazla vergilendirme dönemini kapsayacak şekilde yapılacak
vergi incelemelerinde her bir vergilendirme dönemi için matrah farkı bulunması
ve inceleme raporlarının farklı tarihlerde düzenlenmesi halinde, rapor tarihine
göre sırasıyla mahsup işlemi gerçekleştirilecektir.
İnceleme raporlarının aynı tarihte düzenlenmesi halinde ise bildirilen
veya beyan edilen tutarların bulunan matrah farkları toplamından küçük olması
durumunda, mahsup işlemi, bildirilen veya beyan edilen tutarların her bir
vergilendirme dönemine isabet eden matrah farkı ile oranlanması suretiyle
gerçekleştirilecektir.
5.3.5.
Bildirim ve beyana konu edilen varlıkların gelir unsuru ile ilgisi ve
mükellefiyet tesisi
Kanun
kapsamında varlıklarını beyan eden ve defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir
vergisi mükellefleri ile ilgili olarak, diğer nedenlerle inceleme yapılması
durumunda bulunan matrah farklarının hangi gelir unsuru ile ilgili olduğunun
önemi olmaksızın, beyan edilen tutarlar bulunan matrah farklarından mahsup
edilecektir.
Beyan tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı olmaksızın devam eden ve
defter tutma yükümlülüğü bulunan ticari veya mesleki bir faaliyetle ilgili
olarak Kanun kapsamındaki varlıkların beyan edilmesi halinde, bu faaliyete
ilişkin olarak tutulması gereken yasal defterlere varlıkların kaydedilmemesi
durumunda Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmünden yararlanılması
mümkün olmayacağından, öncelikle bu şekilde faaliyeti bulunan kişilerin
mükellefiyet tesis ettirmeleri gerekecektir.”
———————————————————
122/11/2008tarihli ve 27062 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmıştır.
26/12/2008tarihli ve 27076 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmıştır.