Kanun No. 
5811                                                             
Kabul Tarihi: 13/11/2008 
             Amaç 
ve kapsam  
             MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; 
gerçek ve tüzel kişilere ait olup yurt dışında bulunan para, döviz, altın, 
menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının ekonomiye kazandırılması ve 
taşınmazların kayda alınması ile yurt içinde bulunan ancak işletmelerin özkaynakları içinde yer almayan bu türden varlıkların 
sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının 
güçlendirilmesini sağlamaktır. 
             (2) Bu Kanun; para, döviz, altın, 
menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların yurda 
getirilmesi veya beyan üzerine kayda alınmasına ilişkin usul ve esasları 
kapsar. 
             
Tanımlar 
             MADDE 
2 – (1) Bu Kanunda 
geçen; 
             a) Banka: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 3 üncü 
maddesinde tanımlanan bankaları, 
             b) Aracı kurumlar: 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa 
göre kurulan aracı kurumları, 
             c) Kanaat verici belge: Devlet 
tarafından veya Devlet güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; banka, banker, 
aracı kurumlar ve benzeri mali kurumlar ile posta idaresi, noter gibi kurum ve 
kuruluşların kayıt ve belgelerini, 4/1/1961 tarihli ve 
213 sayılı Vergi Usul Kanununun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan 
belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde 
yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, 
yoksa ilgili ülkenin Türk menfaatini koruyan aynı nitelikteki temsilcileri 
tarafından tasdik olunan belgeleri, 
             ifade 
eder. 
             
Uygulama esasları 
             MADDE 
3 – (1) Gerçek veya tüzel kişilerce, 
1/10/2008 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt 
dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası 
araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, bu 
Kanunun yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Yeni Türk Lirası 
cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilir ya da vergi 
dairelerine beyan edilir. Bu kıymetler, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan 
mükellefler tarafından beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilir. 
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri uyarınca 
kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı 
açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunur, sermayeye ilave dışında 
başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin  tasfiye  edilmesi  
halinde ise  
vergilendirilmez.  Serbest  meslek  kazanç  
defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz 
konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem 
kazancının tespitinde dikkate alınmaz. 
             (2) Gelir veya kurumlar vergisi 
mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak 1/10/2008 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında 
işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para, 
altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 
bu Kanunun yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Yeni Türk Lirası 
cinsinden rayiç bedelle vergi dairelerine beyan edilir. Bilanço esasına göre 
defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümlerine göre 213 sayılı Kanun uyarınca 
kanuni defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve aracı 
kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek pasifte özel fon hesabı 
açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunur ve beyan tarihinden itibaren 
altı ay içinde sermayeye ilave olunur.  
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter 
tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu 
varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Defter tutma yükümlülüğü 
bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait 
tutarları banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırırlar, bunlar için ayrıca 
diğer şartlar aranmaz.  
             (3) Vergi dairelerine birinci 
fıkraya göre beyan edilen varlıkların değeri üzerinden % 2, ikinci fıkraya göre 
beyan edilen varlıkların değeri üzerinden % 5 oranında vergi tarhedilir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen 
ayın sonuna kadar ödenir. Bu fıkraya ve dördüncü fıkraya göre ödenen vergi, 
hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup 
edilemez. 
             (4) Banka ve aracı kurumlar, 
kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak % 2 oranında hesapladıkları 
vergiyi, bildirimi izleyen ayın onbeşinci günü 
akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi 
dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler. 
             (5) Birinci ve ikinci fıkralar 
kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle 
vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun 
yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2008 
tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve 
katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında 
beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılır.  
              (6) Beyan edilen varlıklarla ilgili olarak 213 
sayılı Kanunun amortismanlara ilişkin hükümleri 
uygulanmaz. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya 
kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez. 
 
             (7) Birinci fıkra uyarınca 
bildirildiği veya beyan edildiği halde, 1/10/2008 tarihi itibariyle yurt dışında 
bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen ve bildirim veya beyanın 
yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde Türkiye’ye getirilmeyen veya 
Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba  transfer 
edilmeyen para, döviz,  altın, menkul 
kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla veya ikinci fıkra uyarınca 
beyanda bulunulduğu halde bilanço esasına göre defter tutmayan mükelleflerce söz 
konusu varlıklara ilişkin tutarların banka ve aracı kurumlara yatırılmaması, 
bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce ise süresi içinde sermaye 
artırımında bulunulmaması hallerinde beşinci fıkra hükmünden 
yararlanılamaz. 
             (8) İlgili kurum ve kuruluşlar, 
gerçek ve tüzel kişilerin bu madde uyarınca yapılacak işlemlere ilişkin 
taleplerini yerine getirmeye mecburdurlar. 
             
Düzenleme yetkisi     
 
             MADDE 
4 – (1) Bu Kanun uyarınca verilmesi 
gereken beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri ile verileceği yeri ve Kanunun 
uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı 
yetkilidir. 
             GEÇİCİ 
MADDE 1 – (1) Tam mükellefiyete tabi 
gerçek kişiler ile kurumların;  
             a) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de 
bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan 
kazançları, 
             b) Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de 
bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları,  
             c) Yurt dışında bulunan işyeri ve 
daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları, 
 
             30/4/2009 tarihine kadar elde 
edilenler de dahil olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe 
girdiği tarihten itibaren 31/5/2009 tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi 
kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. 
             (2) Tam mükellefiyete tabi gerçek 
kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların 
tasfiyesinden doğan kazançları, 31/10/2009 tarihine 
kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden 
müstesnadır. 
             GEÇİCİ 
MADDE  2 
–  
(1) 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 63 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında 
sigortaya tabi olacak tasarruf mevduatının ve gerçek kişilere ait katılım 
fonlarının kapsamını ve tutarını belirlemeye ilişkin Tasarruf Mevduatı Sigorta 
Fonu Kuruluna verilen yetkiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 
iki yıl süreyle doğrudan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılır. Bakanlar Kurulu, 
bu süre içerisinde tasarruf mevduatının ve gerçek kişilere ait katılım fonunun 
yanı sıra, sigortaya tabi olacak diğer mevduatın ve katılım fonlarının kapsamını 
ve/veya tutarını ve sigorta kapsamı dışında tutulacak mevduat ve katılım 
fonlarının niteliğini belirlemeye de yetkilidir.  
             (2) Bakanlar Kurulu tarafından 
sigortaya tabi tutulan mevduat ve katılım fonları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 
tarafından sigorta edilir ve kredi kuruluşları, nezdlerinde bulunan bu kapsamdaki mevduat ve katılım 
fonlarını, sigortaya tabi kısım üzerinden sigorta ettirmek ve bunun üzerinden 
prim ödemek zorundadırlar. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu 
Kurulu, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kapsam ve tutardaki sigortaya 
tabi mevduat ve katılım fonu için ödenecek sigorta priminin oranını, tarifesini, 
tahsil zamanını, şeklini ve diğer hususları, 5411 sayılı Kanunun 63 üncü 
maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen usul ve esaslara tabi olmaksızın 
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun görüşünü alarak belirler. 
 
             
Yürürlük 
             MADDE 
5 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde 
yürürlüğe girer. 
             
Yürütme 
             MADDE 
6 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar 
Kurulu yürütür. 
21/11/2008  |