Kanun No.
5736
Kabul Tarihi: 20/2/2008
MADDE 1 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki
dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi gereken
beyannamelere) ilişkin olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla;
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre ikmalen, re'sen ve idarece tarh edilen vergi, resim, harçlar, fon
payı ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile
usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarından, vergi mahkemeleri, bölge idare
mahkemeleri ve Danıştay nezdinde dava açma, ilgisine göre itiraz ve temyiz
süreleri geçmemiş veya ihtilaflı olup kanun yolu tüketilmemiş bulunanlar için bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar aynı Kanunun
uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre uzlaşma talep edilmesi ve uzlaşma sonucu
tahakkuk eden vergi, resim, harçlar, fon payları ile bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının
ve bu madde kapsamında yapılan uzlaşma tarihine kadar hesaplanacak gecikme
faizlerinin, ilk taksidi uzlaşma tutanağının
düzenlendiği ayı takip eden aydan başlamak ve 18 ayda 18 eşit taksitte, taksit
tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden itibaren her ay ve
kesri için ayrı ayrı binde iki oranında hesaplanacak
faiziyle birlikte tamamen ödenmek şartıyla uzlaşmaya konu tutardan kalan
alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(2) 213 sayılı Kanunun 344 üncü ve geçici 27 nci maddeleri uyarınca vergi ziyaı
cezası üç kat (iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi
ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ve il özel
idareleri ile belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında bu madde hükmü
uygulanmaz.
(3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzlaşma veya
tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş ancak tarhiyat öncesi uzlaşma
taleplerinde uzlaşma günü verilmiş olmakla birlikte henüz uzlaşma günü gelmemiş,
diğer uzlaşma taleplerinde ise henüz uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü
gelmemiş talepler ile uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa yazılan nihai
teklifin kabulü için henüz süresi geçmemiş alacaklara ilişkin uzlaşma talepleri,
213 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır. Şu kadar ki
mükelleflerin, bu madde hükmünden yararlanmak istemeleri halinde kendilerine
tayin edilen uzlaşma gününde bu taleplerini yazılı olarak beyan etmeleri
zorunludur. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa yazılan nihai teklifin
kabulü için henüz süresi geçmemiş olan mükellefler ise dava açma süresi içinde
yazılı başvuruda bulunmak, dava açmamak ve nihai teklifte yazılı tutarı kabul
etmek koşuluyla bu madde hükmünden yararlanabilir.
(4)
Mükelleflerin bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için tarh edilen vergi,
resim, harçlar ve fon payları ile kesilen cezalara karşı dava açmamaları,
açılmış davalardan uzlaşma tutanağını imzaladıkları tarihte vazgeçmeleri
şarttır. Uzlaşma tutanağını imzalayan mükelleflerce davadan vazgeçme dilekçeleri
uzlaşma komisyonuna verilir ve bu dilekçelerin komisyona verildiği tarih, ilgili
yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine
gönderilir.
(5) Bu
madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan
vazgeçen mükelleflerin, ihtilafları ile ilgili olarak daha önce verilmiş ve
kanun yolu tüketilmemiş kararlar uyarınca, taraflara tebliğ edilip edilmediğine
bakılmaksızın işlem yapılmaz. İhtilafa ilişkin nihai kararın kesinleşmiş olması
halinde bu madde hükmünden yararlanılamaz. Bu takdirde kesinleşmeye ilişkin
kararların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla taraflardan birine
tebliğ edilmiş olması şarttır.
(6) Bu
madde kapsamında uzlaşma sağlanan alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde
ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde, süresinde ödenmemiş veya eksik
ödenmiş taksit tutarı; son taksit ödeme süresi sonuna kadar, ödenmeyen ya da
eksik ödenen taksitin son taksite ait olması halinde ise bu tutara son taksiti
izleyen ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 oranında, tahsil tarihine kadar geçen süre için ise
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek ödeme
emri tebliğine gerek kalmaksızın aynı Kanun hükümlerine göre cebren takip ve
tahsil edilir.
(7) Bu
madde kapsamına giren tutarlara karşılık Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılmış tahsilâtlar, bu madde kapsamında uzlaşılan tutarlara ve hesaplanan
gecikme faizlerine 6183 sayılı Kanunun 47 nci
maddesine göre mahsup edilir ve fazla tahsil edilen tutarlar red ve iade edilir.
(8) Bu
maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve madde kapsamında
yapılacak başvuruların süresini bir aya kadar uzatmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
MADDE 2 – (1) Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan taşınmazların kullanılması nedeniyle tespit ve takdir
edilen ancak 1/7/2007 tarihinden önce ilgilisine tebliğ
edildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan ecrimisil alacakları; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi
takip eden ikinci ayın sonuna kadar ilgilisinin yazılı başvurusu üzerine, aynı
yer ve mahalde bulunan emsal nitelikteki taşınmazlar için oluşmuş kira bedelleri
veya ecrimisiller, varsa bunlara ilişkin emsal yargı
kararları, gerektiğinde ilgisine göre belediye, ticaret odası, ziraat odası,
borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden edinilecek bilgiler ile taşınmazın
değerini etkileyecek tüm unsurlar göz önünde bulundurulmak suretiyle takdiri
yapan komisyonlarca yeniden tespit edilir. Tespit edilen ve idarece ilgilisine
yazıyla bildirilen bu bedelin tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde kabul
edilmesi ve varsa ecrimisil veya takip işlemlerine
karşı açılmış davalardan vazgeçilmesi koşuluyla uzlaşma tutanağı düzenlenir.
Davadan vazgeçme dilekçeleri komisyona verilir ve bu dilekçelerin komisyona
verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler
ilgili yargı merciine gönderilir.
(2)
Uzlaşılan bu bedel, talep edilmesi hâlinde ilk taksidi
uzlaşma tutanağının düzenlendiği ayı takip eden aydan başlamak üzere 18 ayda 18
eşit taksitte, taksit tutarları ilk taksit ödeme süresinin başlangıç tarihinden
itibaren her ay ve kesri için ayrı ayrı binde iki
oranında hesaplanacak faiziyle birlikte ödenebilir. Madde kapsamında uzlaşılan
alacaklara ilişkin taksitlerin, süresinde ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması
halinde, süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş taksit tutarı; son taksit ödeme
süresi sonuna kadar, ödenmeyen ya da eksik
ödenen taksitin son taksite ait olması halinde ise bu tutara son taksiti izleyen
ayın sonuna kadar her ay ve kesri için ayrı ayrı % 5 oranında, tahsil tarihine kadar geçen süre için
ise 21/7/1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek ödeme emri tebliğine gerek
kalmaksızın aynı Kanun hükümlerine göre cebren takip ve tahsil
edilir.
(3) Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ecrimisil
ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin
tebliği üzerine taksitlendirilmiş olup ödenmekte olan ecrimisil alacaklarından kalan tutarların, yeniden tespit
yapılmaksızın bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
mümkündür.
(4) Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu
maddeye dayanılarak iade edilmez. Madde kapsamına giren alacakların, maddenin
yürürlük tarihinden önce kısmen ödenmiş olması halinde, ödenmemiş tutar için
madde hükmünden yararlanılır.
(5)
Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılacak yeniden tespit, değerlendirme ve takdir
işlemleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz ay içinde
sonuçlandırılır.
(6) Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve beşinci fıkradaki
süreyi iki aya kadar uzatmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
MADDE 3 – (1) Mülga 18/6/1999 tarihli ve
4389 sayılı Bankalar Kanununun geçici 4 üncü maddesinin (13) numaralı fıkrası
uyarınca kanuni ve ihtiyari yedek akçeler ile sermayenin azaltılmasına konu
edilen zararların mülga 3/6/1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 4684 sayılı Kanunun 18 inci maddesi ile değişik 14 üncü maddesinin (7)
numaralı bendi kapsamında matrahtan indirilebilmesine yönelik bankalar
tarafından yargı mercileri nezdinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla yaratılmış ihtilaflar; bankaların bu zararların % 65'ini 2001 yılına
ait kurum kazancının tespitinde geçmiş yıl zararı olarak dikkate almaları,
izleyen yıllara ait kurumlar vergisi matrahının bu şekilde bulunan zarar tutarı
esas alınarak düzeltilmesini kabul etmeleri ve bu konuda açtıkları tüm
davalardan feragat ettiklerini bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bir ay içinde ilgili vergi dairesine ve yargı merciine bildirmeleri halinde,
idarece sürdürülmez. Bankalar tarafından bu şartların yerine getirilmesi
halinde, ilgili yıllara ait kurumlar vergisi matrahları, 213 sayılı Kanunun
zamanaşımı hükümleri dikkate alınmaksızın düzeltilir.
(2)
Birinci fıkra hükmüne göre yapılan düzeltme sonucu bankalara red ve iade edilmesi gereken bir tutar bulunması halinde bu
tutar, bankaların bağlı bulundukları vergi dairelerine doğmuş ve doğacak
borçlarına mahsuben iade edilir. Şu kadar ki, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce bu konuda verilmiş yargı kararları gereğince red ve iade edilen bir tutar bulunması halinde mahsuben iade
edilecek tutar, yargı kararı gereğince iade edilen tutardan mahsup edilmek
suretiyle hesaplanır. Bu fıkra hükmüne göre, red ve
iade edilecek tutarlar için herhangi bir faiz veya zam
hesaplanmaz.
(3) Bu madde gereğince red ve iadesi
gereken tutardan daha fazla bir tutarın yargı kararları gereğince iade edilmiş
olması halinde aradaki fark, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
ayın sonuna kadar bankalarca red ve iadeyi yapan vergi
dairesine bildirilir ve yapılan bu bildirim üzerine ilgili yılın kurumlar
vergisi olarak tarh ve tahakkuk ettirilen vergi aynı sürede ödenir.
Tahakkuk eden bu vergi için gecikme faizi ve vergi cezası uygulanmaz. Bu
fıkra ile belirlenen sürede ödenmeyen vergi, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
takip ve tahsil edilir.
(4)
Madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan bankalarca mülga 4389 sayılı
Kanunun geçici 4 üncü maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulamasına yönelik
olarak herhangi bir dava açılamaz.
(5) Bu
maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanı
yetkilidir.
MADDE 4 – (1) 8/5/1991 tarihli ve 3717 sayılı Adli Personel ile
Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı
Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanunun 2/A
maddesi uyarınca 15/5/2004-15/7/2006 tarihleri arasında
yapılan ödemeler, damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tâbi tutulmaz. Anılan
dönemlere ilişkin olarak yapılan ödemeleri gelir vergisi tevkifatına tabi tutulan mükelleflerin; tarha yetkili vergi
dairelerine başvurmaları halinde Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve
esaslara göre red ve iade işlemleri
yapılır.
(2)
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(e) bendiyle istisna edilen işlemlerle ilgili olarak, 31/7/2004 tarihinden
önceki dönemlere yönelik tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılan tarhiyatlardan
vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
MADDE 5 – (1) 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar
Vergisi Kanunu kapsamına giren taşıtlarla ilgili mükellef değişikliği dışındaki
vergilendirme unsurlarının herhangi bir sebeple hatalı belirlenmesi nedeniyle,
1/1/2004 ila 31/12/2007 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin olarak
mükellefler adına ilk tahakkuktan sonra ilaveten tahakkuk ettirilen motorlu
taşıtlar vergisinin; dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve
30/6/2008 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödenmesi
şartıyla, bu vergilere ait gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilir, daha önce
ödenmiş olan gecikme zamları mükellefin aynı tarihe kadar yapacağı yazılı
başvuru üzerine red ve iade edilir. Bu maddede
öngörülen sürede tamamen ödenmeyen motorlu taşıtlar vergisinin ödenmemiş kısmı,
tahakkuk etmiş sayıldığı tarihten itibaren hesaplanacak gecikme zammıyla
birlikte takip ve tahsil edilir. Bu fıkra hükmü, istisna ve muafiyetlerin
herhangi bir sebeple hatalı uygulanması nedeniyle anılan dönemlere ilişkin
olarak tahakkuk ettirilen motorlu taşıtlar vergileri için de uygulanır. Bu
fıkrada öngörülen ödeme süresi içinde anılan Kanunun 13 üncü maddesinin (c) ve
(d) bentlerinin uygulamasına devam olunur.
(2)
21/2/2001 tarihli ve 4629 sayılı Bazı Fonların
Tasfiyesi Hakkında Kanun ile kaldırılan Federasyonlar Fonuna ödenmesi gerektiği
halde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olan tutarların
tahsilinden vazgeçilir.
MADDE 6 – (1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
a) Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "(344 üncü
maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi ziyaı cezası
kesilen tarhiyata ilişkin vergi ve ceza hariç)" ibaresi "(359 uncu maddede
yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi
halinde tarh edilen vergi ve kesilen ceza ile bu fiillere iştirak edenlere
kesilen ceza hariç)" şeklinde,
b) Ek 11 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "(344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca
vergi ziyaı cezası kesilecek tarhiyata ilişkin vergi
ve ceza hariç)" ibaresi "(359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve
kesilecek ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza hariç)"
şeklinde,
değiştirilmiştir.
MADDE 7 – (1) Bu Kanunun 6
ncı maddesi 8/2/2008
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer maddeleri yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
26/2/2008 |