Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, veraset yoluyla veya ivazsız
surette meydana gelen intikaller nedeniyle verilmesi gereken veraset ve intikal
vergisi beyannamelerinin kanunda öngörülen süreler geçtikten sonra verilmesi
veya hiç beyanname verilmemesi halinde, mükellefler adına kesilecek usulsüzlük
cezası konusunda farklı uygulamaların olduğu tespit edilmiş ve uygulamada
birliğin sağlanması açısından konuyla ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların
yapılması uygun görülmüştür.
Bilindiği üzere, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi
Kanununun 20 nci maddesine göre, veraset ve intikal vergisi mükellefiyeti;
a) Beyanname verildiği takdirde, beyannamede gösterilen mallar
için beyanname tarihinde,
b) Verilen beyannamede gösterilmeyen mallar ile beyanname
verilmeyen hallerde intikal eden malların idarece tespit olunduğu tarihte,
c) Terekenin tahriri, defter tutma veya resmi tasfiye hallerinde
mahkemece bu muamelelerin ikmal edildiği tarihte;
başlamakta ve Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesiyle tayin
edilen tarh zamanaşımı süresinin tespitinde de mükellefiyetin başlangıç tarihi
olarak esas alınmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 342 nci maddesinde;
"Veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde
tahakkuk muamelesi yapılmak için beyanname verme süresinin sonundan başlayarak
15 gün beklenir. Beyanname bu süre içinde verilirse vergi ziyaı olmamış
sayılır.
Ayrıca, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük
mühlet verilir. Bu hususta da yukarıdaki hüküm cari olur."
hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun, "Usulsüzlük dereceleri ve cezaları"
başlıklı 352 nci maddesinin;
- İkinci derece usulsüzlüklerle ilgili (1) numaralı bendinde,
veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, beyanname verme süresinin bitiminden
itibaren 342 nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen 15 günlük birinci ek
süre içinde verilmiş olması ikinci derece usulsüzlük,
- Birinci derece usulsüzlüklerle ilgili (11) numaralı bendinde,
veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, beyanname verme süresinin bitiminden
itibaren 342 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen 15 günlük ikinci ek
süre içerisinde verilmiş olması birinci derece usulsüzlük,
olarak belirlenmiştir.
Bu hükümlere göre, veraset yoluyla veya sair suretle ivazsız
olarak kendilerine mal intikal eden mükelleflerin, kanunda öngörülen süreler
geçtikten sonra beyanname vermeleri veya hiç beyanname vermemeleri halinde
uygulanacak usulsüzlük cezaları aşağıda açıklanmıştır.
1- Beyannamenin, kanunda öngörülen beyanname verme süresinin
bitiminden itibaren 15 günlük birinci ek süre içinde verilmesi halinde, Vergi
Usul Kanununa bağlı "Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel" in üçüncü
sırasındaki ikinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.
2- Beyannamenin, 15 günlük birinci ek süre geçtikten sonra,
ikinci ek süreye ilişkin idarece herhangi bir tebligat yapılmadan verilmesi
durumunda, 20/06/1991 tarihli ve 44671 sayılı 1991/1 Seri No.lu Veraset ve
İntikal Vergisi Kanunu İç Genelgesinde de açıklandığı üzere ikinci derece
usulsüzlük cezası kesilecektir.
3- Beyannamenin, idare tarafından tebligat yapılarak ikinci 15
günlük ek süre içinde verilmesi halinde, anılan Kanuna bağlı cetvelin üçüncü
sırasındaki birinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.
4- Beyannamenin, idarece tebligat yapılarak ikinci 15 günlük ek
süreden sonra verilmesi veya hiç verilmemesi halinde ise, söz konusu usulsüzlük
fiili aynı zamanda re'sen takdiri de gerektirdiğinden, anılan Kanuna bağlı
cetvelin üçüncü sırasındaki birinci derece usulsüzlük cezası iki kat olarak
kesilecek; ancak, Vergi Usul Kanununun 336 ncı madde hükmü göz önünde
bulundurulacaktır.
Öte yandan, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin kanunda
öngörülen süreden sonra verilmesi nedeniyle uygulanacak usulsüzlük cezasının,
söz konusu beyannamenin verildiği tarihte uygulanmakta olan usulsüzlük
cezalarına ilişkin tutarlar esas alınarak, her bir mirasçı için ayrı ayrı
kesilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini ve gereğince işlem yapılmasını rica
ederim.
Osman ARIOĞLU
Gelir
İdaresi
Başkanı