5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan "örtülü kazanç" müessesesi 
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesi ile "Transfer 
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı" adı altında yeniden düzenlenmiş 
olup, 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren söz konusu madde ile 5615 sayılı 
Kanunla Gelir Vergisi Kanunu'nun 41 inci maddesinde yapılan düzenlemelere 
ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır. 
1- Yasal Düzenlemeler
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinde yer alan düzenleme 
aşağıdaki gibidir:
"Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı 
 Madde 13 - (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine 
aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım 
ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması 
yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat 
işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, 
ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal 
veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. 
(2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya 
ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya 
sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu 
altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, 
ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy 
hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği 
ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi 
ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi 
hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen 
ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili 
kişilerle yapılmış sayılır. 
(3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet 
alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir 
ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade 
eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere 
ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar 
olarak saklanması zorunludur. 
(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat 
veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını 
kullanarak tespit eder: 
a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı 
emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da 
satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek 
veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa 
fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder. 
b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet 
maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle 
hesaplanmasını ifade eder. 
c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu 
mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek 
veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir 
brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder. 
ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile 
ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi 
belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir. 
(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında 
uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi 
üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen 
yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde 
kesinlik taşır. 
(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak 
dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu 
maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış 
kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha 
önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre 
düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan 
kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır. 
(7) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca 
belirlenir."
Aynı Kanunun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11 inci maddesinin (1) 
numaralı fıkrasının (c) bendinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak 
dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indiriminin kabul 
edilmeyeceği hükme bağlanmıştır. 
Diğer taraftan, 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu'nun "Gider kabul 
edilmeyen ödemeler" başlıklı 41 inci maddesine eklenen (5) numaralı bentte 
yapılan düzenleme aşağıdaki gibidir:                
"5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler hariç 
olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine 
aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım 
ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile 
teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine 
oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır. 
Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve 
kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu 
şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi 
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır. 
Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç 
para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren 
işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak 
değerlendirilir. 
İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan 
edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise 
ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler 
ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar 
bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü 
uygulanır."
2- Kapsam
Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumların tamamı bu 
düzenlemenin kapsamı içinde olup, ilişkili kişilerle gerek yurt içi gerekse yurt 
dışı faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan mal veya hizmet alım ya da satım 
işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı çerçevesinde 
değerlendirilecektir. 
2.1- Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden
Kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak 
tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında 
bulunmaları durumunda, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması 
yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek 
için;
-         Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının 
(alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama, kiraya verme işlemleri, 
ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri 
gerektiren işlemler de bu kapsamdadır.) yapılmış olması,
-         Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili 
kişilerle yapmış olması,
-         Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk 
ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması gerekmektedir. 
Dolayısıyla kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine göre 
tespit ettikleri fiyat veya bedel üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımı 
yapmış olmaları durumunda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç 
dağıtımından söz edilmeyecektir. 
2.2- Gelir Vergisi Kanunu Yönünden
Gelir Vergisi Kanunu'nun 41 inci maddesinin (5) numaralı bendi gereğince, 
teşebbüs sahibinin ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak 
tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında 
bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince 
uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar 
işletmeden çekilmiş sayılacaktır. 
Bu çerçevede, 
-         Teşebbüs sahibi tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının 
yapılmış olması,
-         Teşebbüs sahibinin bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili 
kişilerle yapmış olması,
-         Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk 
ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması halinde 
emsallere uygun bedel veya fiyat ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya 
fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş 
sayılacaktır. 
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında "teşebbüs sahibi" ifadesi, ticari ve 
zirai kazanç yönünden gelir vergisine tabi gerçek kişiler ile adi ortaklıkların 
ortakları, kollektif şirketlerin ortakları, adi ve eshamlı komandit şirketlerin 
komandite ortaklarını kapsamaktadır.
3- İlişkili Kişi
Bir kurum açısından ilişkili kişi;
-         Kurumların kendi ortaklarını, 
-         Kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya 
kurumları,
-         Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi 
bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu gerçek kişi veya 
kurumları,
-         Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi 
bakımından nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları,
-         Ortakların eşlerini, 
-         Ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil 
yansoy hısımları ve kayın hısımlarını
ifade etmektedir. 
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinde geçen "gerçek kişi" ifadesi, 
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında gerçek kişi olarak kabul edilip vergiye 
tabi tutulan şahıslar ile şahıs şirketleri ya da adi ortaklıkları; "kurum" 
ifadesi de sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek 
veya vakıflar ile bunlara ait iktisadi işletmeleri ve iş ortaklıklarını 
kapsamaktadır. 
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında ise teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve 
altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı 
ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, 
denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler 
ilişkili kişi sayılmaktadır. 
Örneğin, (ABC) Adi Ortaklığı'nın ortaklarından (A)'nın ortağı olduğu (D) Ltd. 
Şti. ile emsallere uygunluk  ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat 
üzerinden yaptığı mal satışı işlemi ilişkili kişilerle yapılmış sayılarak 
emsallere uygun bedel ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel arasındaki işletme 
aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılacaktır. 
Gerek gelir vergisi gerekse kurumlar vergisi mükellefleri yönünden, kazancın 
elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı 
vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp 
sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle 
Bakanlar Kurulu'nca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle 
yapılmış tüm işlemler ilişkili kişilerle yapılmış sayılacaktır. 
İlişkili kişi ifadesi aşağıdaki şemada gösterilmekle birlikte, her işlemin 
kendi koşulları içinde değerlendirileceği tabiidir.

Yukarıdaki şemada görüldüğü üzere;
 
(A) Kurumunun; 
-         Ortak (B) Kurumu,
-         Ortak (B) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (G) Kurumu,
-         Ortak (B) Kurumunun dolaylı olarak ortağı olduğu (H) Kurumu,
-         Ortak (B) Kurumunun kurucusu olduğu (F) Derneği ve bu derneğin 
iktisadi işletmesi,
-         (F) Derneğine ait iktisadi işletmede çalışan (Z) Gerçek Kişisi,
-         Ortakla ilişkili (F) Derneğinin kurucularından (I) Kurumu,
-         Ortakla ilişkili (F) Derneğinin dolaylı olarak bağlı bulunduğu (AD) 
Gerçek Kişisi veya Kurumu,
-         Ortak (B) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (D) Kurumu,
-         Ortak (D) Kurumunda çalışan Finans Müdürü (R), 
-         Ortak (B) Kurumunda çalışan (M) Gerçek Kişisi,
-         Ortak (J) Gerçek Kişisi,
-         Ortak (J) Gerçek Kişisinin altsoyu, üstsoyu ve yansoyu, 
-         Ortak (J) Gerçek Kişisinin Eşi (K), 
-         Ortak (J) Gerçek Kişisinin Eşi (K)'nın üstsoyu ve yansoyu,
-         Ortak (J) Gerçek Kişisinin doğrudan ortağı olduğu (L) Kurumu,
-         Ortak (J) ile ilişkili (L) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (AB) 
Kurumu,
-         (AB) Kurumunun Yönetim Kurulu Başkanı (Ş),
-         Yönetim Kurulu Başkanı olan (Ş)'nin üye olduğu (AC) Derneği,
-         (S) İş Ortaklığı,
-         (S) İş Ortaklığının diğer ortağı (T) Kurumu
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
Öte yandan, aynı derneğe üye olan gerçek kişi veya kurumların, sadece aynı 
derneğin üyeleri olmaları nedeniyle ilişkili kişi kapsamında değerlendirilmeleri 
mümkün bulunmamaktadır.  
(A) Kurumunun; 
-         İştirak (C),
-         İştirak (C)'nin doğrudan ortağı olduğu (P) Kurumu,
-         İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun doğrudan bağlı bulunduğu (R) 
Kurumu,
-         İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun dolaylı olarak bağlı 
bulunduğu (AE) Gerçek Kişisi veya Kurumu,
-         İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun kurucusu olduğu (AF) 
Vakfı,
-         İştirak (C)'nin doğrudan ortağı olduğu (N) Kurumu,
-         İştirak (C)'nin dolaylı olarak ortağı olduğu (O) Kurumu,
-         İştirak (C)'nin doğrudan bağlı bulunduğu (Y) Gerçek Kişisi,
-         İştirak (C)'nin doğrudan bağlı bulunduğu (U) Kurumu,
-         İştirak (C)'nin dolaylı olarak bağlı bulunduğu (V) Gerçek Kişisi 
veya Kurumu
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
3.1- Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Uygulamasında İlişkili 
Kişi
3.1.1- Kurumların Kendi Ortakları
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2 nci maddesinde tüzel kişiliklerinin bulunup 
bulunmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerin gerçek ve 
tüzel kişi ortakları Kanunun 13 üncü maddesi gereğince ilişkili kişi sayılacak 
ve bu kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak yapılan mal veya 
hizmet alım ya da satım işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç 
dağıtımı çerçevesinde değerlendirilecektir. Dolayısıyla, kurumların doğrudan 
veya dolaylı olarak sermaye payına sahip gerçek kişi veya kurum ortakları 
ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir. 
Diğer taraftan, gerek ortakların doğrudan veya dolaylı ortak oldukları 
kurumlarla, gerekse bu kurumların kendi aralarındaki ilişki Kurumlar Vergisi 
Kanunu'nun uygulamasında ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir. 
Bu ilişkilerde sermaye veya kâr payı oranının herhangi bir önemi 
bulunmamaktadır.
3.1.2- Kurumların veya Ortaklarının İlgili Bulunduğu Gerçek Kişi veya 
Kurum
Kurumun ilgili bulunduğu gerçek kişi ifadesinden, kendi ortağı olan gerçek 
kişiler dışında kalan, kurumların ortağı olduğu şahıs şirketlerinin diğer gerçek 
kişi ortakları ile kurum çalışanları gibi şahıslar anlaşılmaktadır. 
Öte yandan, kurum çalışanlarının söz konusu kurum ile ilişkilerinin sadece 
işveren-hizmet erbabı ilişkisi içinde bulunması durumunda ilgili kurum ile kurum 
çalışanı, yapılan ücret ödemeleri bakımından ilişkili kişi kapsamında 
değerlendirilmeyecektir. Ancak, kurum ile çalışanları arasında yukarıda 
belirtilen istihdam ilişkisi dışındaki işlemler, ilişkili kişilerle yapılan 
işlem kapsamında değerlendirilecektir. 
Kurumun ilgili bulunduğu kurum ise kendi ortağı dışında, kurumun kendisinin 
ortaklığının bulunduğu bir başka kurumu yani iştiraklerini ifade etmektedir. Bir 
kurum diğer bir kuruma ortak ise iki kurum ilişkili sayılacak, ortak olduğu 
kurum üzerinden başka bir kuruma ortak ise dolaylı olarak ilişkili olduğu kabul 
edilecektir. Diğer bir ifadeyle, kurumların doğrudan veya dolaylı olarak iştirak 
ettiği diğer kurumlar ve şahıs şirketleri ilişkili kişi kapsamında 
değerlendirilecektir. Öte yandan kurumun ortağı olduğu şahıs şirketlerinin diğer 
kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Kurum ortağının ilgili bulunduğu gerçek kişiler, Kanunun 13 üncü maddesinin 
(2) numaralı fıkrasında da belirtildiği üzere, ortakların eşleri, ortakların 
veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları, kayın 
hısımlarını ya da kurum ortakları ile  ekonomik ve sosyal olarak ilişkisi 
bulunan gerçek kişileri ifade etmektedir. Örneğin; (A) Kurumunun ortağı olan (B) 
gerçek kişisinin ekonomik ve sosyal olarak yakın ilişkide bulunduğu (C) gerçek 
kişisinin şahsi işletmesi ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri 
ilişkili kişilerle yapılmış sayılacaktır. Ayrıca kurum ortağının ortak olduğu 
şahıs şirketlerinin diğer gerçek kişi ortakları ilişkili kişi sayılacaktır. 
Kurum ortağının ilgili bulunduğu kurum ise, kurum ortağının başka bir kurum 
ile olan ortaklık ilişkisini ifade etmektedir. Ayrıca kurum ortağının ortak 
olduğu şahıs şirketlerinin diğer kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır. 
Diğer bir ifadeyle, kurum ortaklarının doğrudan veya dolaylı olarak ortak olduğu 
kurumlar ve şahıs şirketleri ile söz konusu kurum ve şahıs şirketlerinin diğer 
kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Örneğin; bir kurumun kendi ortağı tüzel kişinin iştiraki olan başka bir tüzel 
kişi ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ilişkili kişilerle 
yapılmış sayılacaktır. 
Öte yandan, bir kurumun ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurumların kendi 
aralarındaki ilişki ve bir kurumun ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi 
veya kurumların kendi aralarındaki ilişki Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 
uygulamasında ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir. 
 
(A) Kurumunun;
 
-         Ortak (F) Kurumu,
-         Ortak (F) Kurumunda çalışan Bölge Müdürü (U),
-         Ortak (F)'nin ortağı (G) Kurumu,
-         (G) Kurumunda çalışan Uzman (V),
-         Ortak (F)'nin ortağı (H) Gerçek Kişisi,
-         Ortak (I) Gerçek Kişisi,
-         Ortak (I) Gerçek Kişisinin Eşi (J), 
-         Ortak (I) Gerçek Kişisinin Eşi (J)'nin alt ve üstsoyu ile yansoyu 
,
-         Ortak (I)'nın alt ve üstsoyu  ile yansoyu, 
-         Finans Müdürü (T),
-         Muhasebe Yetkilisi (Z)
 
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
 
(B) Kurumunun;
 
-         İştiraki (K) Kurumu, 
-         (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (O) Kurumu,
-         (O) Kurumunda çalışan Mühendis (İ),
-         (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (P) Kurumu,
-         İştiraki (L) İş Ortaklığı,
-         (L) İş Ortaklığının diğer ortağı (C) Kurumu,
-         İştiraki (M) Kurumu,
-         İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (S) Kurumu,
-         (S) Kurumunda çalışan Hukuk Müşaviri (Ü),
-         İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (T) Gerçek Kişisi, 
-         (M) Kurumunun Genel Müdürü (Ç),
-         Genel Müdür (Ç)'nin üye olduğu (R) Derneği,
-         (R) Derneğinde çalışan Muhasebe Yetkilisi (O)
 
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
3.1.3- Kurumun veya Ortaklarının İdaresi, Denetimi veya Sermayesi Bakımından 
Doğrudan veya Dolaylı Olarak Bağlı Bulunduğu ya da Nüfuzu Altında Bulundurduğu 
Gerçek Kişi veya Kurumlar
Kurumun veya ortaklarının idaresi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak 
bağlı bulunduğu gerçek kişiler; ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun 
kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi bulunabilecek kurumun yönetim 
kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürü, üst düzey müdürleri, aynı düzeydeki 
yüksek memurları gibi şahısları ifade etmektedir. Ayrıca, 
ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak 
etkide bulunabilecek herhangi bir gerçek kişi veya kurum ilişkili kişi 
sayılacaktır.
Kurumun veya ortaklarının denetimi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak 
bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesinden, ortaklık ilişkisi 
olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi 
bulunabilecek kurumun denetçileri gibi gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır. 
Örneğin, bir limited şirket denetçisinin eşinin ortak olduğu diğer şirketin 
limited şirket ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, kurumun 
denetim bakımından bağlı bulunduğu ilişkili kişilerle yapılan işlemleri ifade 
etmektedir.
Yukarıdaki bölümde ilişkili kişiler arasında sayılan kurum ortakları, kurumun 
sermayesi bakımından bağlı olduğu bir gerçek kişi veya kurumu ifade 
etmektedir.
Diğer taraftan, bir şirket ile söz konusu şirketin kurucu hisse senetleri 
ve/veya intifa senetlerine sahip olan gerçek kişi ve kurumlar ilişkili kişi 
kapsamında değerlendirilecektir. 
Nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesi, kurumun 
ekonomik ve ticari kararlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek şekilde 
sürekli bir iktisadi ilişki veya devamlı borç para verme ya da alma ilişkisi 
içinde bulunduğu gerçek kişi veya kurumları ifade etmektedir. 
Örneğin, bir şirketin kararlarına doğrudan ya da dolaylı olarak etkide 
bulunabilecek ölçüde ve süreklilikte borç verdiği kişileri nüfuzu altında 
bulundurduğu kabul edilebilir. Benzer şekilde, imalat faaliyeti ile uğraşan (A) 
Ltd. Şti.'nin sürekli olarak aynı gerçek kişiden sağladığı girdileri kullanması 
ya da alışlarının ve/veya satışlarının büyük bir kısmını aynı kurumdan yapması 
durumunda da söz konusu şirketin ilgili gerçek kişi/kurumun nüfuzu altında 
olduğu kabul edilebilir. 
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari 
faaliyet çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu 
gerçek kişi veya kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili 
kişi kapsamında değerlendirilmeyecek, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet 
alım satımları dışındaki işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında 
değerlendirilebilecektir. Ayrıca bayilik ilişkisi dışındaki başka bir nedenle 
ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin mal ve hizmet alım 
satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir. 
Bir kurumun diğer bir kurumla ilişkili sayılabilmesi için kurumun diğer bir 
kurum tarafından kontrol edilmesi, kurumun başka bir kurumu kontrol etmesi ya da 
aynı kurum ile ortak kontrol altında bulunması gerekmektedir.

(B) Kurumunun;
- İştiraki (K) Kurumu, 
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (O) Kurumu,
- (O) Kurumunda çalışan Mühendis (İ),
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (P) Kurumu,
- İştiraki (L) İş Ortaklığı,
- (L) İş Ortaklığının diğer ortağı (C) Kurumu,
- İştiraki (M) Kurumu,
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (S) Kurumu,
- (S) Kurumunda çalışan Hukuk Müşaviri (Ü),
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (T) Gerçek Kişisi, 
- (M) Kurumunun Genel Müdürü (Ç),
- Genel Müdür (Ç)'nin üye olduğu (R) Derneği,
- (R) Derneğinde çalışan Muhasebe Yetkilisi (O)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
3.1.3- Kurumun veya Ortaklarının İdaresi, Denetimi 
veya Sermayesi Bakımından Doğrudan veya Dolaylı Olarak Bağlı Bulunduğu ya da 
Nüfuzu Altında Bulundurduğu Gerçek Kişi veya Kurumlar
Kurumun veya ortaklarının idaresi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak 
bağlı bulunduğu gerçek kişiler; ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun 
kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi bulunabilecek kurumun yönetim 
kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürü, üst düzey müdürleri, aynı düzeydeki 
yüksek memurları gibi şahısları ifade etmektedir. Ayrıca, 
ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak 
etkide bulunabilecek herhangi bir gerçek kişi veya kurum ilişkili kişi 
sayılacaktır.
Kurumun veya ortaklarının denetimi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak 
bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesinden, ortaklık ilişkisi 
olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi 
bulunabilecek kurumun denetçileri gibi gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır. 
Örneğin, bir limited şirket denetçisinin eşinin ortak olduğu diğer şirketin 
limited şirket ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, kurumun 
denetim bakımından bağlı bulunduğu ilişkili kişilerle yapılan işlemleri ifade 
etmektedir.
Yukarıdaki bölümde ilişkili kişiler arasında sayılan kurum ortakları, kurumun 
sermayesi bakımından bağlı olduğu bir gerçek kişi veya kurumu ifade 
etmektedir.
Diğer taraftan, bir şirket ile söz konusu şirketin kurucu hisse senetleri 
ve/veya intifa senetlerine sahip olan gerçek kişi ve kurumlar ilişkili kişi 
kapsamında değerlendirilecektir. 
Nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesi, kurumun 
ekonomik ve ticari kararlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek şekilde 
sürekli bir iktisadi ilişki veya devamlı borç para verme ya da alma ilişkisi 
içinde bulunduğu gerçek kişi veya kurumları ifade etmektedir. 
Örneğin, bir şirketin kararlarına doğrudan ya da dolaylı olarak etkide 
bulunabilecek ölçüde ve süreklilikte borç verdiği kişileri nüfuzu altında 
bulundurduğu kabul edilebilir. Benzer şekilde, imalat faaliyeti ile uğraşan (A) 
Ltd. Şti.'nin sürekli olarak aynı gerçek kişiden sağladığı girdileri kullanması 
ya da alışlarının ve/veya satışlarının büyük bir kısmını aynı kurumdan yapması 
durumunda da söz konusu şirketin ilgili gerçek kişi/kurumun nüfuzu altında 
olduğu kabul edilebilir. 
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari 
faaliyet çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu 
gerçek kişi veya kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili 
kişi kapsamında değerlendirilmeyecek, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet 
alım satımları dışındaki işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında 
değerlendirilebilecektir. Ayrıca bayilik ilişkisi dışındaki başka bir nedenle 
ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin mal ve hizmet alım 
satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir. 
Öte yandan, bir kurumun diğer bir kurumla ilişkili sayılabilmesi, kurumun 
diğer bir kurum tarafından kontrol edilmesi, kurumun başka bir kurumu kontrol 
etmesi ya da aynı kurum ile ortak kontrol altında bulunması durumunda da mümkün 
bulunmaktadır.

(C) Kurumunun;
- İştiraki (B) Kurumu,
- (B) Kurumunda çalışan Avukat (N), 
- İştiraki (B) Kurumunun diğer ortağı (D) Kurumu,
- (D) Kurumunda çalışan Mali Müşavir (Ç),
- İştiraki (A) Kurumu,
- İştiraki (A) Kurumunun ortağı (E) Gerçek Kişisi,
- Kurucusu olduğu (F) Vakfı, 
- (F) Vakfına Ait İktisadi İşletme,
- (F) Vakfına Ait İktisadi İşletmede çalışan Genel Müdür (R)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
3.1.4- Ortakların Eşleri
Kurum ortaklarının eşleri, söz konusu ortak ile aralarında yasal evlilik bağı 
bulunan kişiyi ifade etmektedir. 
3.1.5- Ortakların veya Eşlerinin Üstsoy ve Altsoyu, 
Üçüncü Derece Dahil Yansoy Hısımları ve Kayın Hısımları
Ortakların veya eşlerinin anne, baba, büyükanne ve büyükbabaları, çocukları 
ve torunları ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları (ortak bir kökten gelen 
kişiler) ve kayın hısımları (eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları) 
ilişkili kişi sayılacaktır. Ancak evliliğin sona ermesi ile kayın hısımlığı 
ortadan kalkmamaktadır. 
3.2- Gelir Vergisi Kanunu'nun Uygulamasında İlişkili 
Kişi
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulamasında teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve 
altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı 
ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, 
denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler 
ilişkili kişi sayılmaktadır.
Teşebbüs sahibi bir şirkete doğrudan veya dolaylı ortak ise teşebbüs sahibi 
ile söz konusu şirketler ilişkili kişi kapsamındadır. Bu ilişkide sermaye veya 
kâr payı oranının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Örneğin, şahsi işletmesi olan (A) gerçek kişisinin aynı zamanda (ABC) 
Ltd.Şti.'nde de ortaklığı bulunması durumunda, (A) gerçek kişisi ile (ABC) 
Ltd.Şti. ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir. 
Aynı şekilde teşebbüs sahibi bir şirkete doğrudan veya dolaylı ortak ise 
teşebbüs sahibi ile söz konusu şirketlerin ortakları ilişkili kişi 
kapsamındadır. Örneğin; (A) gerçek kişisi ile (ABC) Ltd. Şti.'nin diğer ortağı 
olan (B) gerçek kişisi ilişkili kişi kapsamındadır.  
Teşebbüs sahibinin doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketlerin 
idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer 
şirketler ifadesinden, teşebbüs sahibinin doğrudan veya dolaylı olarak bağlı 
bulunduğu şirket/şirketlerin ekonomik ve ticari kararlarını etkileyebilecek 
ölçüde sermayesine, kâr payına veya oy kullanma hakkına sahip olduğu diğer 
şirketler anlaşılmaktadır. 
Öte yandan, teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil 
yansoy ve kayın hısımları, doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler ile 
bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi 
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketlerin aralarındaki ilişki Gelir 
Vergisi Kanunu'nun uygulamasında ilişkili kişi kapsamında 
değerlendirilecektir.
 
(A) Gerçek Kişisinin;
 
-          Eşi (B),
-          Eş (B)'nin amcası (F),
-          Doğrudan ortağı olduğu (C) Ltd. Şti.,
-          (C) Ltd. Şti.'nin sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan 
(E) A.Ş.,
-          (C) Ltd. Şti.'nin Denetçisi (D) 
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir. 
Ayrıca yukarıda sayılanların kendi aralarında yaptıkları mal veya hizmet alım 
ya da satım işlemleri ilişkili kişilerle yapılan işlem olarak 
değerlendirilecektir. 
4- Emsallere Uygunluk İlkesi
Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya 
da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin 
bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade 
etmektedir. 
Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun 
herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki 
koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan 
tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif 
olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan  işlemlerde 
uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir. 
Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde 
fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki 
işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki 
ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır. 
İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde 
uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili 
kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk 
ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir. 
Emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için öncelikle iç emsal 
kullanılacak, bu şekilde kullanılacak fiyat veya bedelin bulunmaması ya da 
güvenilir olmaması halinde dış emsal karşılaştırmada esas alınacaktır. 
Bu ilkenin uygulanabilmesi, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerle ilişkisiz 
kişiler arasındaki  işlemlerin karşılaştırılabilir olmasına dayanmaktadır. 
4.1- Karşılaştırılabilirlik Analizi
Karşılaştırılabilirlik analizi, genel olarak ilişkili kişiler arasındaki mal 
veya hizmet alım ya da satım işlemlerindeki koşullarla, aralarında ilişki 
bulunmayan kişiler arasındaki benzer nitelikteki işlemlerin koşullarının 
karşılaştırılmasına dayanmaktadır. 
Bu karşılaştırmaların güvenilir sonuçlar vermesi; karşılaştırılan durumlar 
arasında farklılıklar varsa, bu farklılıkların işlemi somut bir biçimde 
etkilememesi veya söz konusu farklılıkların etkisini ortadan kaldırmak için 
uygun düzeltimlerin yapılmasına bağlıdır. Bu çerçevede yapılacak 
karşılaştırılabilirlik analizinde; karşılaştırılmakta olan mal veya hizmetlerin 
nitelikleri, ilişkili ve ilişkisiz kişilerin yerine getirdikleri işlevler ve 
üstlendikleri riskler, işlemlerin gerçekleştiği pazarın yapısı (pazar hacmi, 
pazarın yeri gibi) ve pazardaki ekonomik koşullar ile kurumların iş stratejileri 
dikkate alınacaktır.
Aşağıda (a) ve (b) bölümlerinde yer alan unsurların ilişkili ve ilişkisiz 
kişiler arasında karşılaştırılmasında, söz konusu işlemlere ilişkin sözleşme 
koşullarının da (sağlanan garantinin kapsamı ve süresi, taşıma süreleri, kredi 
süreleri gibi) dikkate alınması gerekmektedir.
Bu çerçevede, kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler 
karşılaştırılırken aşağıda açıklanan unsurların göz önüne alınması 
gerekmektedir. 
a) Mal veya hizmetlerin nitelikleri: Mal veya hizmetlerin 
niteliğindeki farklılıklar, genellikle söz konusu mal ya da hizmetlerin 
değerinde belli bir farklılığa da neden olmaktadır. Bu nedenle, kontrol 
altındaki işlem ile kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin 
tespitinde, bu tür farklılıkların da göz önünde bulundurulması 
gerekmektedir.
Mal ve hizmetlerin alım ya da satımında malların fiziksel özellikleri, kalite 
ve güvenilirliği, arz miktarı ve bulunabilirliği gibi özellikler; hizmetlerde 
hizmetin yapısı ve büyüklüğü gibi özellikler; gayri maddi varlıklarda ise 
işlemin biçimi (satış, lisans gibi), malın tipi (patent, marka, know-how gibi), 
garanti süresi ve kapsamı, malın kullanımından sağlanan faydalar gibi özellikler 
önem taşımaktadır.
Örneğin; bilinen bir marka ile üretim yapan bir kuruluşun fiyatı ile aynı 
pazarda benzer özelliklere sahip bir ürünü üreten kuruluşun fiyatı "marka" 
özelliği dikkate alınmadan karşılaştırıldığında, emsallere uygun fiyata ulaşmak 
mümkün olmayacaktır. 
b) İşlev analizi: İlişkisiz kişiler arasındaki işlemlerde, 
her bir tarafın kullandığı varlıklar ve üstlendiği riskler, emsallere uygun 
fiyat veya bedel üzerinde doğrudan etkide bulunmaktadır. Dolayısıyla, yapılan 
işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin tespitinde, tarafların gerçekleştirdikleri 
işlevlerin göz önünde bulundurulması zorunludur. 
Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin 
tespitinde tasarım, üretim, montaj, araştırma ve geliştirme, hizmet, satın alma, 
dağıtım, pazarlama, reklam, nakliye, finansman ve yönetim gibi işlevler 
kullanılabilecektir. 
İşlev analizi ayrıca kullanılan ya da kullanılacak olan varlıkların, bu 
varlıkların türünün (kullanılan fabrika ve tesis, gayri maddi varlıklar vb.) ve 
niteliğinin (kullanılan varlığın yaşı, piyasa değeri, yeri, mülkiyet hakkının 
sağladığı koruma vb.) de göz önüne alınmasını gerektirmektedir.
Bu çerçevede, ilgili tarafların gerçekleştirdiği temel işlevlerin 
tanımlanması gerekmektedir. Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemleri 
gerçekleştiren kişilerin karşılaştırılmasında, ilişkisiz kişilerin üstlendiği 
işlevlerde belli maddi farklılıklar varsa, düzeltim yapılması zorunlu olacaktır. 
Ayrıca işlev analizi yapılırken, ilgili tarafların üstlendikleri risklerin de 
dikkate alınması gerekmektedir. İlişkili kişiler arasındaki işlemlerde, 
tarafların üstlendikleri riskler koşulları etkiliyorsa, işlev analizinde bu 
risklerin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu nedenle, kontrol 
altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılmasında, üstlenilen riskler 
arasında önemli farklılıklar varsa ve bunların düzeltimi mümkün değilse, 
karşılaştırılabilirlik söz konusu değildir.
Karşılaştırmaları etkileyen risklere, pazar riski (girdi maliyetleri ve çıktı 
fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi), finansal riskler (faiz oranlarındaki ve 
döviz kurlarındaki dalgalanmalar, kredi riskleri gibi), araştırma ve geliştirme 
yatırımlarındaki başarısızlık riski, yatırımlarla, kullanılan malzeme, tesis ve 
fabrikalarla bağlantılı zarar riski ile kredi riski örnek olarak verilebilir. 
c) Ekonomik koşullar: İşlem konusu mal veya hizmet aynı 
olmasına karşın, pazardaki ekonomik koşullar farklıysa, emsallere uygun fiyat 
farklı olabilecektir. Bu nedenle, karşılaştırma yapılırken pazar koşullarının 
aynı olması ya da fiyat üzerinde etkisi bulunan farklılıkların düzeltimlerle 
giderilebilir olması gerekmektedir. Karşılaştırma konusu olabilecek ekonomik 
koşullar arasında coğrafi konum, pazar hacmi, pazardaki rekabetin boyutu, alıcı 
ve satıcının pozisyonları, mal ve hizmetlerin benzerlerinin bulunabilirliği, 
bölgeler itibarıyla mal veya hizmet arz ya da talep düzeyi, pazarda devlet 
tarafından yapılan düzenlemeler, arazi, işçilik ve sermaye unsurlarını da içeren 
ürün maliyetleri, ulaşım masrafları, perakendeci ya da toptancı olma koşulları, 
işlem tarihi, zamanı ve benzerleri sayılabilir.
Örneğin; Türkiye'de tam mükellef olan (A) Kurumu tarafından, (B) ülkesindeki 
ilişkili kuruma rekabet nedeniyle 100 YTL'ye satılan bir ürün, Türkiye'deki 
ilişkisiz kuruma 150 YTL'ye satılıyor ise, pazarın içinde bulunduğu şartların 
fiyat üzerindeki önemli etkisinin düzeltimi gerekmektedir. Aksi halde, yapılan 
işlemler karşılaştırılabilir nitelikte olmayacaktır.
d) İş stratejileri: İş stratejileri, karşılaştırma 
yapılırken dikkate alınması gereken önemli hususlardan biri olup, bu stratejiler 
arasında pazar payının arttırılması ve/veya korunması, yenileme ve yeni ürün 
geliştirilmesi, riskten kaçınma, portföy çeşitlendirmesi ve işin gündelik 
akışına ilişkin diğer faktörler sayılabilir.
Söz konusu iş stratejilerinin kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin 
karşılaştırılabilirliğini belirlerken göz önüne alınması gerekmektedir. Örneğin; 
pazara girmeye veya pazar payını artırmaya çalışan şirket ile pazar payını 
korumaya çalışan şirketin izleyeceği stratejiler farklı olabilir. Dolayısıyla 
karşılaştırmada bu hususun da dikkate alınması gerekecektir.
Örnek 1:
Tam mükellef (B) Kurumu, Türkiye'deki ilişkili şirketi (C)'ye ve ilişkili 
olmayan (D) ve (E) şirketlerine pamuk satmaktadır.  İlişkili şirkete yapılan 
satışlarda ürünün taşıma  masrafları (B) Kurumunca karşılanmakta iken, ilişkili 
olmayan şirketler söz konusu ürünü doğrudan (B) Kurumundan almaktadır. Kontrol 
altındaki ve kontrol dışı işlemler arasında başka bir farklılık tespit 
edilememiştir. (B) Kurumunun ilişkili şirketi (C)'ye uygulayacağı emsallere 
uygun fiyat, kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler arasındaki 
maddi farklılığın düzeltimi yapıldıktan sonra tespit edilecektir.  
Örnek 2 : 
İki dağıtıcı şirket, aynı marka altında aynı piyasada aynı ürünü satmaktadır. 
Dağıtıcı (A) firması sattığı mal için bir yıl garanti verirken, (B) firması 
herhangi bir garanti vermemektedir. Bununla birlikte dağıtıcı (A) firması, 
fiyatlandırma stratejisinin bir parçası olarak garanti hizmetinin maliyetini 
satış fiyatına dahil etmemekte ancak söz konusu malı daha yüksek bir fiyattan 
satmaktadır. Dolayısıyla, dağıtıcı (A) firması kayıtlarına göre satılan mal 
maliyetini daha düşük tespit etmiş olduğundan ve söz konusu malı daha yüksek bir 
fiyattan sattığından (B) firmasına göre brüt kâr marjı daha yüksek olmaktadır. 
(A) ve (B) firmalarının brüt kâr marjları, söz konusu farklılığı dikkate alan 
bir düzeltme yapılmadığı sürece karşılaştırılabilir nitelikte bulunmamaktadır. 
Örnek 3:
Tam mükellef (B) Kurumu tarafından aynı niteliklere sahip bir malın ilişkili 
kişilere vadeli, ilişkisiz kişilere peşin olarak satıldığı durumda, ödeme 
koşullarındaki bu farklılık dikkate alınarak yapılacak düzeltim sonucu iki 
işlemin karşılaştırılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, 
emsallere uygun fiyata ulaşmak mümkün olmayacaktır. 
Örnek 4:
Türkiye'de inşaat sektöründe faaliyette bulunan tam mükellef (A) Kurumunun, 
dolaylı olarak ortağı olduğu (B) Kurumuna ait çimento fabrikasından yaptığı 
alımlarda bir torba çimentonun fiyatı 200 YTL'dir. Yapılan incelemeler sonucu, 
bir torba çimentonun            (B) Kurumu tarafından ilişkisiz kişilere 240 
YTL'ye satıldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi 
sonucu gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki 
işlemde emsallere uygun fiyatın tespit edilmesi gerekmektedir. 
Örnek 5:
Türkiye'de faaliyette bulunan dar mükellef (B) Kurumu, Finlandiya'da bulunan 
ilişkili (C) Kurumundan cep telefonu ithal etmekte ve söz konusu ürünleri 
Türkiye'de bulunan bayilere satmaktadır. Her bir cep telefonunun Finlandiya'daki 
ilişkili kişiden alış fiyatı 550 YTL'dir. Ancak yapılan tespitler sonucu aynı 
marka ve model cep telefonunun ilişkisiz kişiler tarafından 300 YTL'ye ithal 
edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi sonucu 
gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki işlemde 
emsallere uygun fiyatın tespit edilmesi gerekmektedir. 
4.2- Emsal Fiyat Aralığı
Emsallere uygunluk ilkesi açısından en güvenilir sonuç, karşılaştırmalar 
sonucunda ulaşılan tek bir fiyat veya bedeldir. Bununla birlikte, yapılan 
karşılaştırmalar ve uygulanan yöntemler sonucu tek bir fiyat veya bedelden 
ziyade birbirine yakın birden çok sonucu içeren belli bir fiyat veya bedel 
aralığına ulaşmak da mümkün olabilmektedir. 
Emsal fiyat aralığı, aynı yöntemin farklı karşılaştırılabilir kontrol dışı 
işlem verilerine uygulanmasından veya aynı verilere farklı transfer 
fiyatlandırması yöntemlerinin uygulanmasından elde edilen değişik emsal 
fiyatların oluşturduğu bir fiyat dizisidir. Mükellef bu sonuç aralığı içerisinde 
aritmetik ortalama, mod, medyan veya başka bir ölçüden en makul olanını 
kullanmak suretiyle bir tutar belirleyebilecektir. Dolayısıyla, mükellefin emsal 
fiyat aralığının içinde bulunması şartıyla belirleyeceği bu fiyat  ya da bedel 
kabul edilecektir. Ancak, belirlenen emsal fiyat aralığının içindeki fiyatların 
birbirinden büyük ölçüde farklı olması durumunda, karşılaştırılabilirlik 
analizindeki unsurların veya yapılan düzeltim işlemlerinin yeniden 
değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin, (A) Kurumunun ilişkili kişilere 
sattığı (X) malının emsallere uygun fiyatının tespiti ile ilgili olarak farklı 
transfer fiyatlandırması yöntemlerini kullanması sonucu 10, 40, 75 ve 100 olmak 
üzere dört fiyat bulduğunu varsayalım. Bu durumda, söz konusu fiyatların 
birbirinden büyük ölçüde farklı olması nedeniyle, kurumun karşılaştırılabilirlik 
analizini veya kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki maddi 
farklılıkların düzeltimini yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellef tarafından tespit edilen fiyatın emsal fiyat 
aralığının dışında olması durumunda, fiyat ya da bedel söz konusu aralık dikkate 
alınarak aritmetik ortalama, mod, medyan ya da başka bir ölçüden en makul olanı 
kullanılarak belirlenecektir. 
5- Emsallere Uygun Fiyat ya da Bedelin Tespitinde Kullanılan 
Yöntemler
Mükellefler, ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı fiyat veya 
bedelleri, işlemin mahiyetine en uygun olan yöntemi kullanarak tespit 
ederler.
Emsallere uygun fiyata geleneksel işlem yöntemleri olarak adlandırılan 
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi ve yeniden satış fiyatı 
yönteminden herhangi birisiyle ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin 
mahiyetine uygun olarak diğer yöntemleri kullanabilir. Bu durumda uygulama 
olanağı bulunan yöntemler işleme dayalı kâr yöntemleri olan kâr bölüşüm yöntemi 
ve işleme dayalı net kâr marjı yöntemidir. Söz konusu yöntemler ilişkili kişiler 
arasındaki işlemlerden doğan kârı esas almaktadır. 
Ancak, diğer yöntemler olarak adlandırılan işleme dayalı kâr yöntemlerinin 
emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak 
vermemesi durumunda, mükellef kendi belirleyebileceği ve daha doğru sonuç 
verdiğine inandığı bir yöntemi de kullanabilecektir. İşleyiş sistemi mükellefler 
tarafından belirlenecek bu yöntemin de emsallere uygunluk ilkesine göre tespit 
edilmesi zorunludur.
5.1- Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, bir mükellefin uygulayacağı emsallere 
uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında 
bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel 
kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile 
karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir. 
Bu yöntemin uygulanabilmesi için ilişkili kişilerle yapılan işlemin, 
birbirleriyle ilişkili olmayan kişilerin yaptıkları işlemler ile 
karşılaştırılabilir nitelikte olması gerekmektedir. Örneğin; kontrol altındaki 
işlemlerde satış fiyatının nakliye ve sigorta dahil teslim fiyatı olduğu, 
kontrol dışı işlemlerde ise satışların nakliye ve sigorta hariç teslim 
fiyatından benzer koşullar altında gerçekleştiği durumlarda düzeltme 
yapılmalıdır. Nakliye ve sigortadaki farklılıklar fiyat üzerinde kesin ve tespit 
edilebilir etkiler oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kontrol dışı işlemdeki satış 
fiyatını belirlemek amacıyla teslimdeki bu farklılığın fiyat üzerindeki etkisi 
düzeltilmelidir.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerde oluşan fiyatın, ilişkisiz kişilerle 
yapılan işlemlerdeki fiyatlardan farklı olması durumunda; ilişkili kişiler 
arasında yapılan işlemlerin emsallere uygun olarak gerçekleşmediği kabul 
edilerek, ilişkisiz kişilerle yapılan işlemlerdeki fiyat, ilişkili kişilerle 
yapılan işlemlerdeki fiyatın yerine ikame edilecektir. Karşılaştırılabilir fiyat 
yöntemi, işleme konu mal veya hizmet ile işlemin koşullarının gerek ilişkili 
kişiler arasındaki işlemlerde, gerekse aralarında ilişki bulunmayan kişilerin 
arasındaki işlemlerde benzer nitelikte olduğu durumlarda uygulanacaktır. Söz 
konusu işlemler arasında, ölçülebilir nitelikte küçük farklılıklar varsa, bu 
farklılıklar düzeltilerek yöntemin uygulanması mümkündür. Ancak, farklılıkların 
büyük olması ya da farklılıkların ölçülebilmesinin mümkün olmaması halinde bu 
yöntemin uygulanabilmesi mümkün olamayacaktır. 
Sonuç olarak, karşılaştırılabilir nitelikte kontrol dışı işlemlerin bulunması 
durumunda emsallere uygun fiyat ya da bedelin tespiti bakımından emsallere 
uygunluk ilkesinin en dolaysız ve güvenilir biçimde uygulandığı bir yöntem 
olması nedeniyle karşılaştırılabilir fiyat yöntemi diğer yöntemlere tercih 
edilir.
Örnek 1:
- Türkiye'de yerleşik (A) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu (B)'ye 
ve ilişkili olmayan (C)'ye bilgisayar satmaktadır. 
Aynı ürünün hem ilişkili hem de ilişkisiz şirketlere satılması nedeniyle 
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi uygulanarak emsallere uygun bedel tespit 
edilebilecektir. Emsallere uygun bedel tespitinde iç emsal kullanılacak olup, iç 
emsalin kullanılması emsallere uygun bedelin bulunmasında yeterli olduğundan 
ayrıca dış emsal aranmamalıdır. 
-  Türkiye'de yerleşik (D) Kurumunun Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu 
(E)'ye satışı dışında aynı ürüne ilişkin ilişkisiz firmalara satışı bulunmamakta 
olup, Türkiye'de aynı sektörde faaliyet gösteren (X) ve (Y) Kurumlarının benzer 
nitelikteki ürünü ilişkisiz kişilere sattığı tespit edilmiştir. 
Ürüne ilişkin iç emsalin mevcut olmaması nedeniyle, karşılaştırılabilirlik 
analizi yapılarak gerekli düzeltmeler sonucu, emsallere uygun fiyatın tespitinde 
Türkiye'de bulunan (X) ve (Y) Kurumlarının benzer nitelikteki ürüne ilişkin 
işlemlerindeki fiyat yani dış emsaller kullanılabilecektir.
-  Türkiye'de yerleşik (F) Kurumu, Türkiye'de ilişkisiz kuruma satışı dışında 
ayrıca, Almanya'da bulunan ilişkili kurumu (G)'ye de bilgisayar satmaktadır. 
Dolayısıyla, aynı ürün hem Türkiye'deki ilişkisiz kuruma, hem de Almanya'da 
bulunan ilişkili kurumu (G)'ye satılmaktadır. 
Aşağıda belirtilen her bir seçenek için karşılaştırılabilirlik analizi 
yapılarak gerekli düzeltmeler sonucu belirlenen fiyat, emsallere uygun fiyat 
olacaktır. 
   I.      (F) Kurumunun Almanya'daki ilişkisiz şirketlere de satışı varsa bu 
satışta uyguladığı fiyatı emsallere uygun fiyat olarak kullanabilecektir. 
 II.      (F) Kurumunun Almanya dışında ancak benzer yapıdaki başka bir 
ülkedeki ilişkisiz şirketlere satışında uyguladığı fiyatı emsallere uygun fiyat 
olarak kullanabilecektir.
III.      (F) Kurumunun ürettiği aynı niteliğe sahip ürünü üreten ve 
Almanya'daki ilişkisiz şirketlere satan Türkiye'deki başka bir kurumun fiyatı 
emsallere uygun fiyat olarak kullanabilecektir.
Yukarıda belirtilen üç seçeneğin de uygulanamaması durumunda, 
karşılaştırılabilirlik analiziyle ortaya çıkan farklılıkların düzeltilebilmesi 
şartıyla iç emsal yani Türkiye'de yerleşik (F) Kurumunun yine Türkiye'de bulunan 
ilişkisiz kuruma satış fiyatı emsale uygun fiyat olarak kullanabilecektir. 
-  Türkiye'de yerleşik (K) Kurumu Almanya'da bulunan ilişkili kurumu (L)'ye 
bilgisayar satmakta olup, aynı ürüne ilişkin Türkiye'de ve Almanya'daki 
ilişkisiz firmalara satışı bulunmadığı gibi, Türkiye'de bulunan başka bir 
kurumun da benzer bir ürünü yurt dışına satmadığı tespit edilmiştir. Ancak, 
Almanya'daki ilişkili (L) Kurumunun benzer niteliklere sahip bilgisayarı 
İtalya'daki ilişkisiz firmalardan da aldığı bilinmektedir. 
Bu durumda, karşılaştırılabilirlik analizi sonucunda farklılıkların büyük 
olmaması ve düzeltimlerle giderilmesinin mümkün olması şartıyla İtalya'daki 
şirketin uyguladığı fiyat emsallere uygun fiyat tespitinde kullanılabileceği 
gibi, Almanya'daki ilişkisiz şirketlerin aynı nitelikteki ürüne uyguladıkları 
fiyat da gerekli düzeltmelerin yapılması şartıyla kullanılabilecektir. 
-  Çin'de yerleşik (M) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu (S)'ye 
bilgisayar satmaktadır. (M) Kurumunun ilişkisiz şirketlere ülke içinde ve ülke 
dışında herhangi bir     satışı olmadığı, ancak yine Çin'de yerleşik (P) ve (R) 
Kurumlarının Türkiye'deki ilişkisiz kişilere aynı özelliklere sahip bilgisayar 
sattığı tespit edilmiştir.
(M) Kurumunun, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumuna satışları ile ilgili 
olarak uygulayacağı iç emsal bulunmadığı için (P) ve (R) Kurumlarının 
Türkiye'deki ilişkisiz kişilere yapmış olduğu satışların dış emsal olarak kabul 
edilmesi gerekmektedir. Bu durumda gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla 
emsallere uygun fiyatın tespitinde karşılaştırılabilir fiyat yöntemi 
kullanılabilecektir.  
Örnek 2:
Türkiye'de yerleşik tam mükellef (A) Kurumu, çelik sanayiinde kullanılmak 
üzere ürettiği makineleri sadece Almanya'da ilişkili olduğu (B) Kurumuna; diğer 
taraftan, benzer nitelikteki makinelerin üreticisi olan Türkiye'de tam mükellef 
(C) Kurumu da söz konusu makineleri yine Almanya'da yerleşik ilişkisiz (D) 
Kurumuna satmaktadır. 
Söz konusu ürünün, hem (A) hem de (C) Kurumu tarafından aynı ülkede bulunan 
ilişkili (B) ve ilişkisiz (D) Kurumlarına ihraç edilmesi nedeniyle 
karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemlerin tespiti mümkün bulunmaktadır. Bu 
örnekte (A) ve (B) Kurumları arasında yapılan işleme iç emsal olabilecek 
nitelikte bir işlem bulunamadığından dolayı, (C) ve (D) arasında uygulanan fiyat 
olan dış emsal kullanılabilecektir. 
Örnek 3:
Türkiye'de yerleşik tam mükellef (A) Kurumunun yaptığı işlemler aşağıda 
verilmiştir:
Yıllık olarak ürettiği 10.000 tonluk işlenmiş pamuğun % 25'ini İngiltere'de 
yerleşik ilişkili (B) Kurumuna, % 30'unu da Fransa'da yerleşik ilişkili (C) 
Kurumuna ton başına 1.000 YTL'den peşin olarak ödenmek üzere satmaktadır. 
Kalan ürünü (% 45) ise yurt içindeki ilişkisiz şirketlere 1.500 YTL'den üç 
aylık vade ile satmaktadır. 
(A) Kurumu tarafından yurt içindeki ilişkisiz şirketlere yapılan satışlar, 
karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemler olarak esas alınabilecektir. Ancak, 
(A) Kurumunun gerek yurt dışındaki ilişkili şirketler (B) ve (C), gerekse yurt 
içindeki ilişkisiz şirketlerle arasındaki işlemlerde karşılaştırılabilirlik 
analizi yapılacak olup, pazardan kaynaklanan farklılıklar da dikkate 
alınacaktır. Zira İngiltere, Fransa ve Türkiye'nin sahip olduğu pazarların 
farklılığı pazar şartlarında ve dolayısıyla fiyatlandırmalarda da farklı 
sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, söz konusu olayda satış 
miktarı ve satış şartları da emsallere uygun fiyat ya da bedeli etkilediğinden 
işlem düzeltimi gerekmektedir. Yapılan işlem düzeltimi sonucu 
karşılaştırılabilir fiyat yönteminin uygulanabilmesi mümkündür. 
Örnek 4:
Merkezi İstanbul'da bulunan ve otomotiv, gıda, tekstil ve inşaat alanlarında 
faaliyetleri bulunan (A) Holding Şirketinin Almanya'da 1, Türkiye'de 3 bağlı 
şirketi bulunmaktadır. Grup şirketlerinden Bursa'da bulunan (B) şirketinde 
üretilen iplik, İzmir'de bulunan (İ) şirketine ve Almanya'da bulunan (C) 
şirketine satılmaktadır. 
(A) Holding Şirketi bünyesinde bu ürüne ilişkin olarak ilişkisiz şirketlere 
satış işlemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla holding bünyesinde bulunan şirketler 
arasındaki iplik satışına ilişkin olarak kullanılacak emsallere uygun fiyatın 
tespitinde, iç emsal olmadığından dış emsal araştırılmalıdır. Yapılan 
araştırmalar sonucu Türkiye'de (A) Kurumu ile ilişkisi bulunmayan bir şirketin 
ilişkili firmalarına aynı ürünü sattığı tespit edilmiştir. Bu durumda söz konusu 
işlem de ilişkili kişiler arasında gerçekleştiğinden dış emsal olarak kabul 
edilemeyecektir. Örneğimizde ancak dış emsalin bulunması şartıyla 
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi kullanılabilecektir. 
Örnek 5:
Türkiye'de yerleşik (S) Kurumu ABD'den ithal ettiği markasız Kolombiya 
kahvesini yurt içindeki ilişkili (T) şirketine satmaktadır. (S) Kurumunun bu 
ürün ile ilgili olarak ilişkisiz şirketlere satış işlemi bulunmamaktadır. Öte 
yandan, kontrol altındaki işlemlerle aynı dönemde, üretim ve dağıtım zincirinin 
aynı aşamasında ve benzer koşullar altında gerçekleşen kontrol dışı işlem 
olarak bulunabilen tek kontrol dışı işlemde ise, Türkiye'de yerleşik ilişkisiz 
(X) Kurumu ABD'den ithal ettiği markasız Brezilya kahvesini yurt içindeki 
ilişkisiz (Y) şirketine satmaktadır. Dolayısıyla, kahveler arasındaki 
farklılığın fiyat üzerinde önemli bir etkisinin olup olmadığının incelenmesi 
uygun olacaktır. Örneğin, kahve çekirdeğinin menşeinin açık piyasa koşullarında 
ek prim yaratıp yaratmadığı ya da iskontoya yol açıp açmadığı araştırılmalıdır. 
Bu tür bilgiler mal piyasasından elde edilebilir ya da satıcı fiyatlarından 
çıkarılabilir. Bu farklılık fiyat üzerinde önemli bir etkide bulunuyorsa, bazı 
düzeltmeler yapmak uygun olacaktır. Makul ve doğru bir düzeltme yapılamaz ise, 
karşılaştırılabilir fiyat yönteminin güvenilirliği azalacaktır. 
Örnek 6 :
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, dolaylı ortağı olan (B) Kurumuna faizsiz 
olarak 5 milyon YTL borç para vermiş olup, dönem boyunca (X) Bankasına olan 
borçlarına ise yıllık % 20 faiz ödemiştir. Örneğimizde örtülü sermaye yönünden 
yapılacak değerlendirme ihmal edilmektedir. 
Söz konusu şirket dolaylı ortağına faizsiz olarak para kullandırmak suretiyle 
emsallere uygunluk ilkesine aykırı bir işlem yaptığından, ilişkili kişiler 
arasındaki bu işlemde emsallere uygun bedelin tespiti yapılmalıdır. 
Örnek 7 :
Türkiye'de tam mükellef olan (X) Bankası ile söz konusu banka personeli Bay 
(A)'nın 19/07/2007 tarihinde yaptığı 6 ay vadeli forward USD alım sözleşmesine 
ilişkin veriler aşağıdaki gibidir:
Sözleşme  tutarı                  : 1.000.000 USD
Vade                                   : 6 Ay
İşlem anındaki spot kur      : 1,2500
Forward kur                        : 1,2600
Vadede spot kur                  : 1,3500
Bay (A) altı ayın sonunda 1,2600 kur üzerinden 1.000.000 USD karşılığında 
1.260.000 YTL ödeyecektir. Ancak, yapılan incelemeler sonucu ilgili bankanın 
25/07/2007 tarihinde ilişkili kişi kapsamında olmayan Bayan (B) ile yaptığı aynı 
vadeli forward USD alım sözleşmesindeki forward kurunun 1,3400 olarak 
belirlendiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla karşılaştırılabilirlik analizi 
sonucu gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki 
işlemde emsallere uygun bedelin tespit edilmesi gerekmektedir.
Örnek 8 : 
(A) Tekstil A.Ş. bir örme makinesini borçlanarak satın alma ya da kiralama 
seçenekleriyle karşı karşıyadır. Makinenin fiyatı 300.000 YTL olup, (A) Tekstil 
A.Ş. söz konusu makineyi grup şirketi olan (B) Leasing Şirketinden kiralama 
yoluna gitmiş ve her yılın sonunda eşit kira ödemesi ile 5 yıllığına sözleşme 
imzalamıştır. Sözleşme faiz oranı % 10'dur. 
Ancak, yapılan incelemelerde benzeri makineleri kiralayan leasing 
şirketlerinin bu türden kiralamalarda % 15 faiz oranı uyguladığı tespit 
edilmiştir. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi sonucu gerekli 
düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki işlemde emsallere 
uygun bedelin tespit edilmesi gerekmektedir.
5.2- Maliyet Artı Yöntemi
Maliyet artı yöntemi, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet 
maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle 
hesaplanmasını ifade eder. Buradaki makul brüt kâr oranı, işlemi yapan 
mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı 
işlemlerde uyguladığı brüt kâr oranı olacaktır.
Piyasa şartları ve gerçekleştirilen işlevler dikkate alınarak ilgili mal ve 
hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle 
bulunan tutar ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde emsallere uygun fiyat veya 
bedel olacaktır. Maliyete ilave edilecek kâr marjı olarak yukarıda da 
belirtildiği gibi, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak 
ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr marjı 
kullanılacaktır. Ancak, böyle bir kâr marjı mevcut değilse ya da karşılaştırma 
için gerekli işlem sayısı yetersizse, aynı koşullarda karşılaştırılabilir olmak 
şartıyla dış emsal de kullanılabilecektir. 
Kurumların maliyetleri belirlenirken; mal veya hizmetin üretilmesi için 
yapılan doğrudan ve dolaylı harcamalar dikkate alınacaktır. Diğer taraftan, 
maliyetler belirlenirken faaliyet giderlerine de yer verilmesinin zorunlu olduğu 
durumlarda, brüt kâr marjının hesabında bu giderlerin de dikkate alınması 
gerekmektedir. Bu çerçevede, maliyet unsurları içinde yer alan faaliyet 
giderlerinin, söz konusu  işlemle ilgili olmak kaydıyla, en uygun kıstasa göre 
maliyetlerle ilişkilendirileceği tabiidir.
Dolayısıyla, brüt kâr marjının hesaplanması sırasında maliyet bazının kontrol 
altındaki ve kontrol dışı işlemlerde aynı olması gerekmektedir. Diğer bir 
ifadeyle, maliyet bazının az ya da çok olması brüt kâr marjını etkileyeceğinden 
maliyetler  kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerde aynı olmalıdır. 
Maliyet artı yönteminin uygulanabilmesi için kontrol dışı bir işlemin kontrol 
altındaki bir işlemle karşılaştırılmasında; karşılaştırılan işlemler arasında 
taraflarca üstlenilen risk ve gerçekleştirilen işlevlerle birlikte maliyetler 
arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, bir farklılık var ise bu 
farklılıkların maddi etkilerini ortadan kaldıracak düzeltimlerin yapılabilir 
olması gerekmektedir. Ayrıca, kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerde 
uygulanan muhasebe yöntemleri arasında farklılıklar varsa tutarlılığı sağlamak 
için kullanılan bilgilerde uygun düzeltimler yapılmalı ve aynı usul ve esasların 
kullanımında süreklilik bulunmalıdır.
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemine göre bu yöntemin uygulanmasında ürün 
farklılıklarından ziyade karşılaştırılabilirlik analizinin diğer faktörlerine 
daha çok ağırlık verilmesi gerekmektedir. 
Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin 
işlemlerde, fason imalatlarda ve hizmet tedarikinde uygulama alanı 
bulmaktadır.
Örnek 1:
Türkiye'de yerleşik (A) Kurumu, Hollanda'da bulunan ilişkili (B) Kurumuna 
otomobil lastiği satmaktadır. (A) Kurumunun Hollanda'da bulunan ilişkisiz 
şirketlere otomobil lastiği satmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla iç emsal 
bulunmamaktadır. 
Türkiye'de bulunan ve ilişkili olmayan (C), (D) ve (E) Kurumları ise benzer 
özelliklere sahip otomobil lastiklerini hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki 
bağımsız şirketlere ortalama % 10 kâr marjıyla satmaktadır. Örneğimizde otomobil 
lastiği piyasası Türkiye ve Hollanda'da aynı olup, dış emsal olarak kabul 
edilecek bu işlemlere ilişkin kâr marjı kullanılacaktır.
(A) Kurumunun lastik başına maliyet bedeli 100 YTL olarak hesaplanmıştır. Bu 
durumda, maliyet bedeline  % 10 kâr marjı eklenmesi suretiyle hesaplanan (100 x 
1.10=) 110 YTL  (A) Kurumunun ilişkili (B) Kurumuna uygulayacağı transfer fiyatı 
olacaktır.
Örnek 2:
Türkiye'de tam mükellef olan (A) Kurumu, çanta üretimi yapmaktadır.
(A) Kurumu çantaları Romanya'da bulunan iştiraki (B)'ye satmaktadır. Her bir 
çantanın maliyeti 50 YTL olup, çanta üretimine ilişkin olarak yapılan genel 
yönetim giderleri üretim maliyetleri içinde izlenmektedir. (A) Kurumu söz konusu 
üretimine ilişkin satışlardan % 5 brüt kâr elde etmiştir. (A) Kurumunun aynı 
ürünü ilişkisiz kişilere satışı bulunmamaktadır. 
Türkiye'deki tam mükellef (C) ve (D)'nin aralarında ilişki bulunmadığı ve 
çanta üretimi yaparak Fransa'daki ilişkisiz alıcılara sattıkları tespit 
edilmiştir. Ancak, (C) ve (D) Kurumları genel yönetim giderlerini faaliyet 
giderleri arasında izlemekte ve söz konusu üretime ilişkin satışlardan % 10 brüt 
kâr elde etmektedir.  
(A) Kurumunda maliyet bazının içerisinde genel yönetim giderleri de yer 
almakta iken, (C) ve (D) Kurumlarının maliyet bazında genel yönetim giderleri 
bulunmamaktadır. Bu durumda, ilişkili kişilerle ve ilişkisiz kişilerle yapılan 
işlemlerin karşılaştırılmasında, maliyetlerin bileşenlerinin farklı olması 
nedeniyle muhasebeden kaynaklanan farklılıklar düzeltilmelidir. Böylece, (A) 
Kurumu % 5 brüt kâr oranı yerine dış emsali kullanmak suretiyle % 10 brüt kâr 
oranını esas alacaktır. Bu durumda, (A) Kurumunun genel yönetim giderlerinin 5 
YTL olduğu varsayımı altında, 45 YTL (50 YTL - 5 YTL =) üzerine % 10 brüt kâr 
oranı ilave edilmek suretiyle iştirak (B)'ye satılan her bir çanta için transfer 
fiyatı 49,5 YTL olarak belirlenecektir.
Örnek 3:
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkisiz (B) Kurumuna 
ekmek kızartma makinasını % 11 kâr marjı ile satmakta, yine her ikisi de 
Türkiye'de yerleşik (C) Kurumu ilişkili (D) Kurumuna üretttiği blenderları % 8 
kâr marjı ile satmaktadır. Küçük ev aletleri sektöründe ekmek kızartma makinası 
ve blender için geçerli olan kâr marjı % 10'dur. Ancak, (A) Kurumunun üretim 
maliyeti 60 YTL/birim iken, (C) Kurumunun üretim maliyeti 50 YTL/birimdir. 
Kâr marjları karşılaştırılan, üretici (A) ve (C) Kurumlarının üretim 
maliyetleri ve buna bağlı olarak satış fiyatlarının farklı olmasından dolayı her 
iki ürün için karşılaştırma yapmak mümkün olmayacaktır. Bunun sebebi, (A) 
Kurumunun üretim sürecinde kullandığı makinaların maliyetleri için 10 yıl 
üzerinden amortisman ayırırken, (C) Kurumunun ise üretim sürecinde kullandığı 
makinaların maliyetleri için 5 yıl üzerinden amortisman ayırmakta olmasıdır. 
Dolayısıyla, (C) Kurumunun ilişkili kurumu (D)'ye uygulayacağı fiyatın 
tespitinde, maliyetlerin bileşenlerinin incelenmesi ve 
                            muhasebeden kaynaklanan farklılığın gerekli düzeltimi sonucu maliyet 
artı yöntemi uygulanabilecektir. Diğer bir ifadeyle, ilişkili kişiler arasındaki 
transfer fiyatının tespitinde, amortisman ayırma sürelerinden kaynaklanan 
maliyet farklılıklarının düzeltilmesi sonucu küçük ev aletleri sektöründe 
geçerli olan kâr marjı kullanılarak transfer fiyatı tespit edilecektir. 
Örnek 4:
(A) firması, toptan satışı yapılan saatler için zamanlama mekanizması 
üretmekte olup, bu ürününü yurt dışındaki ilişkili kuruluşu (B)'ye satmaktadır. 
(A) firması, bu faaliyetinden % 5 oranında brüt kâr elde etmektedir. (X), (Y) ve 
(Z) firmaları, (A) firması ile aynı pazarda, aynı nitelikte zamanlama 
mekanizması üreten ve birbirleri ile ilişkisi bulunmayan diğer firmalardır. (X), 
(Y) ve (Z) firmaları, ürettikleri ürünlerini yurt dışındaki, kendileri ile 
herhangi bir ilişkisi bulunmayan diğer yabancı firmalara satmaktadır. (X), (Y) 
ve (Z), bu faaliyetlerinden % 3 - 5 oranlarında brüt kâr elde etmektedir. (A) 
firması, yönetim, denetim ve genel giderlerini faaliyet giderleri olarak 
izlemekte, dolayısıyla üretilen malın maliyeti ile ilişkilendirmemektedir. (X), 
(Y) ve (Z) firmalarında ise üretilen malın maliyetleri içinde yönetim, denetim 
ve genel giderler de yer almaktadır. Bu durumda, maliyet artı yönteminin 
uygulanmasında, muhasebeleştirme tutarlılığı açısından brüt kâr oranları 
düzeltime tabi tutulmak zorundadır.
Örnek 5: 
(Y) çok uluslu şirketinin ortaklarından (A) ile aynı çok uluslu şirketin 
ortağı (B),               (X) ürününün geliştirilmesi amacıyla gerekli olan 
araştırma faaliyetleri için 500.000 YTL karşılığında anlaşmıştır. Araştırmanın 
başarısızlığı ile ilgili tüm riskler (B) Kurumu tarafından üstlenilmiştir. (B) 
Kurumu, aynı zamanda araştırma dolayısıyla geliştirilen bütün gayri maddi 
varlıkların yanı sıra araştırma sonucunda elde edilecek kâra da sahip olacaktır. 
Ancak, yapılan inceleme sonucunda aynı piyasada faaliyet gösteren (C) firmasının 
ilişkili olmayan (D) firmasına aynı hizmeti 550.000 YTL'den sağladığı ve (C) 
firmasının hizmet maliyetinin 500.000 YTL olduğu tespit edilmiştir. 
Buna göre, (C) ile (D) arasında gerçekleşen ve dış emsal olarak alınan 
işlemde brüt kârın    % 10 olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, aynı çok uluslu 
şirket ortaklarından (A) ve (B) arasında gerçekleşen işleme ait emsal fiyatın 
550.000 YTL olması gerekir. İlişkili tarafların üzerinde mutabık kaldıkları 
bütün araştırma maliyetleri dikkate alınacak olup, bu tür bir işlemde maliyet 
artı yöntemi uygulanabilir.
Örnek 6 :
(S) Sigortacılık A.Ş. ilişkili kuruluşu olan (U) bankasının yurt çapındaki 
her bir şubesini 10.000 YTL karşılığında yangın, deprem ve hırsızlık için 
sigortalamaktadır. Ancak, yapılan incelemeler sonucunda aynı piyasada faaliyet 
gösteren (O) sigorta şirketinin ilişkili olmayan (R) bankasının şubelerinden her 
birini 12.000 YTL'ye sigorta yaptığı ve (O) firmasının hizmet maliyetinin 10.000 
YTL olduğu tespit edilmiştir. 
Buna göre, ilişkisiz şirketler arasında gerçekleşen ve dış emsal olarak 
alınabilecek işlemde brüt kârın % 20 olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, (S) 
Sigortacılık A.Ş. ile ilişkili (U) bankası arasında gerçekleşen işleme ait 
emsallere uygun fiyatın 12.000 YTL olması gerekmektedir.
5.3- Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi
Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında 
herhangi bir ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması 
halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını 
ifade etmektedir.
Bu yöntem, ilişkili kişiden satın alınan bir ürünün, ilişkisiz bir gerçek 
veya tüzel kişiye yeniden satılması durumunda uygulanan fiyatı esas almaktadır. 
Bu fiyattan (yeniden satış fiyatı) makul bir brüt satış kârı düşülecektir. Makul 
brüt satış kârı hesaplanırken yeniden satışı gerçekleştiren satıcının satış ve 
diğer faaliyet giderleri ile üstlenilen riskler ve kullanılan varlıklar göz 
önüne alınacaktır. Diğer bir ifadeyle, makul brüt satış kârı söz konusu mal veya 
hizmet  için işlem anında uygulanabilecek, piyasa koşullarına göre belirlenen 
veya üstlenilen işlev ve riskleri dikkate alarak belirlenebilecek objektif 
nitelikte bir oran ile saptanan kârı ifade etmektedir. Bu kâr düşüldükten sonra 
mal veya hizmetin ilişkili kişilere satılmasında uygulanabilecek emsallere uygun 
fiyata ulaşılacaktır.
Farklı ürünlerin söz konusu olduğu işlemler için de kullanılabilecek olan bu 
yöntem, özellikle pazarlama ve dağıtım faaliyetleri gibi ilişkili şirketin satın 
aldığı mal veya hizmeti ilişkisiz kişilere sattığı işlemlerde güvenilir sonuçlar 
vermektedir. 
Bu yöntemin uygulanmasında da kontrol altındaki işlem ile kontrol dışı 
işlemin karşılaştırılabilir olması gerekmektedir. Örneğin, araştırma ve 
geliştirme harcamaları faaliyet giderleri ya da satışların maliyeti içinde 
gösterilebilir. Ancak, söz konusu harcamaların işlemlerin birinde faaliyet 
giderleri, diğerinde satışların maliyeti içinde yer alması durumunda düzeltme 
yapılması şartıyla, bu iki işlemin karşılaştırılması mümkün olacaktır. 
Diğer taraftan, bu yöntemin uygulandığı olaylarda genellikle yeniden satışı 
yapan kişi ya da kuruluş, satmak üzere aldığı mallara herhangi bir şekilde değer 
artırıcı bir katkıda bulunmamakta, fiziksel olarak ürünün yapısını 
değiştirmemekte ve söz konusu ürünü aldığı biçimde satmaktadır. Bu çerçevede 
paketleme, etiketleme ve küçük çaplı montajlar değer artırıcı katkı ya da 
fiziksel değişim olarak değerlendirilmeyecektir. Ancak, yeniden satıştan önce 
ürüne çok fazla değer katılması veya bir başka ürünle birleştirilmesi nedeniyle 
ürünün ilk özelliğini yitirmesi hallerinde emsallere uygun bedel bulmak 
zorlaşacağından, bu yöntemin kullanılması mümkün olmayacaktır.
Örnek 1:
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, Azerbaycan'da bulunan ana şirketi adına 
Türkiye'de küçük ev aletleri pazarlamaktadır. (B) Kurumu ise Türkiye'de 
ilişkisiz bir şirket olarak söz konusu ana şirket ile ticaret yapmakta ve benzer 
ürünleri aynı şekilde pazarlamaktadır. Üründeki küçük farklılıklar dışında 
kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki farklılık aşağıda 
belirtilmiştir:
Ana şirket, ilişkisiz (B) Kurumu ile olan işlemlerinde garanti risklerini 
üstlenirken, ilişkili (A) Kurumu ile olan işlemlerinde garanti riskini 
üstlenmemektedir. 
Ana şirket, ilişkisiz (B) Kurumuna reklam ve pazarlama malzemelerini ücretsiz 
sağlarken, ilişkili (A) Kurumu reklam ve pazarlama harcamalarına katlanmaktadır. 
Örneğimizde, küçük ev aletleri piyasası Türkiye ve Azerbaycan'da aynıdır. (B) 
Kurumu sattığı küçük ev aletlerinin net satışlar tutarının % 10'u kadar komisyon 
almaktadır. Buna göre, Azerbaycan'da bulunan ana şirket ile (A) Kurumu 
arasındaki emsallere uygun fiyat aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
                                                                
                                                                (YTL)
| 
 (A) Kurumunca  ilişkisiz kişilere satış fiyatı   | 
    | 
 3.000  | 
| 
 Emsal satış komisyonu   | 
    | 
 % 10  | 
| 
 Emsallere Uygun Fiyat [3000/(1+0,10]  | 
    | 
 2.727  | 
| 
 İşlev ve risk farklılıklarının düzeltimi (-)  | 
    | 
     30  | 
| 
 Reklam ve pazarlama maliyetleri   | 
 10  | 
    | 
| 
 Garanti maliyetleri  | 
 20  | 
    | 
| 
 Emsallere Uygun Fiyat   | 
    | 
 2.697  | 
Örnek 2:
İtalya'da bulunan (A) şirketi, Türkiye'deki ilişkili şirketi (B)'ye otomobil 
satmakta olup, işleme ilişkin açıklamalar aşağıda verilmiştir:
-         (B) şirketi, (A) şirketinin Türkiye'deki tek dağıtıcısı 
konumundadır. 
-         Söz konusu otomobillerin Türkiye'deki satış fiyatı 50.000 YTL'dir. 
-         Türkiye'de benzer nitelikteki otomobilleri ithal eden dağıtım 
şirketlerinin ortalama kâr marjı satış fiyatı üzerinden % 10'dur. Bu kâr marjına 
dağıtıcı tarafından üstlenilen reklam ve garanti hizmeti maliyetleri dahil 
değildir.
-         Türkiye'deki dağıtıcı (B)'nin reklam ve garanti hizmetleri 
karşılığında üstlenilen maliyetin 2.000 YTL olduğu belirlenmiştir. 
(A) şirketinin (B) şirketine uygulayacağı transfer fiyatı, (B) şirketinin 
yeniden satış fiyatından kâr marjı ile reklam ve garanti hizmetlerine ilişkin 
maliyetlerinin düşülmesi sonucu aşağıdaki gibi hesaplanacaktır:
[50.000/(1+ 0.10)] - 2.000 = 43.455 YTL 
Kurumların ilişkili şirketten aldığı mallara ilave bir değer katmadan 
ilişkisiz kişilere sattığı durumlarda, ilişkili şirketler arasındaki transfer 
fiyatı, ilişkisiz kişilere uygulanan satış fiyatından uygun bir kâr marjı ve 
gerekli ayarlamalar düşüldükten sonra tespit edilecektir.
Örnek 3:
(B) firması, uluslararası faaliyette bulunan (A) firmasının Türkiye'deki 
ilişkili kuruluşu olup, yapılan işlemlere ilişkin açıklamalar aşağıda 
verilmiştir.
-         (B) firması, (A) firması tarafından üretilen plazma televizyonların 
dağıtımını yapmaktadır. 
-         (B) firması, söz konusu ürünleri kendisi ve (A) şirketi ile 
ilişkisi bulunmayan (D) firmasına 3.150 YTL/adet'ten satmaktadır. 
-         (A) firması, ayrıca daha düşük kalitede ürettiği plazma 
televizyonları, Türkiye'de kendisi ve (B) firması ile hiç bir şekilde ilişkisi 
bulunmayan dağıtıcı (C) firmasına da satmaktadır. 
-          (B) firması ile (C) firmasının gerçekleştirdikleri işlevler aynı 
olup, (C) firmasının sattığı televizyonlardan elde ettiği brüt satış kârı % 
10'dur. 
Yukarıda yer alan bilgilerden anlaşılacağı üzere, kontrol altındaki işlemle 
kontrol dışı işlem arasında bir ürün kalitesi farklılığı söz konusudur. Ancak, 
iki ürün arasındaki fiyat farklılığına karşın, kâr oranlarında belirli bir 
farklılık olmadığı tespit edilmiştir. (B) ve (C) firmalarının gerçekleştirdiği 
işlevler aynıdır. Bu durumda, (B) firmasının (A) firmasından yaptığı alımlarda 
emsallere uygun satış fiyatına ulaşmak için yeniden satış fiyatı yöntemi 
uygulanacak ve brüt satış kârı olarak da % 10 oranı esas alınacaktır. 
(B) firmasının (A) firmasından yaptığı alışlarda emsallere uygun birim fiyat 
şu şekilde hesaplanacaktır:
[3.150/(1+ 0,10)] =  2.864 YTL
5.4- Kâr Bölüşüm Yöntemi
Kâr bölüşüm yöntemi, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol 
altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri 
işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere 
uygun olarak bölüştürülmesini esas almaktadır. Bu çerçevede, kâr bölüşüm 
yöntemine başvurulması durumunda aşağıdaki faktörler dikkate alınır:
a)       Bir ürünün edinimi, üretimi veya satımı ya da hizmet sunumu için 
yapılan harcamalar,
b)       Bir ürünün geliştirilmesi veya hizmet sunumu esnasında ihtiyaç 
duyulan sermaye veya kullanılan varlıklar ya da üstlenilen risk derecesi,
c)       İşlemin her aşamasında gerçekleştirilen işlevlerin göreceli 
önemi,
d)       Ölçülebilir nitelikteki diğer faktörler.
Bu yöntem, geleneksel işlem yöntemlerinin (karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, 
maliyet artı yöntemi, yeniden satış fiyatı yöntemi) kullanılamadığı özellikle 
karşılaştırılabilir işlemlerin olmadığı ve ilişkili kişiler arasındaki 
işlemlerin birbirinin ayrılmaz bir parçası olduğu durumlarda kullanılmalıdır. 
Bu yöntem, ilişkisiz şirketlerin yaptıkları işlemleri veya bu işlemden elde 
edecekleri kârı gözönünde bulundurmak suretiyle, kontrol altındaki bir işlemde 
oluşan şartların kâr üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. 
Kâr bölüşüm yönteminde, önce ilişkili şirketlerin yaptığı işlemden ortaya 
çıkan paylaşılacak kâr tespit edilir. Daha sonra bu kâr, ilişkili şirketler 
arasında paylaştırılır. Kârın bölüşümü, emsallere uygunluk ilkesine göre 
yapılmış anlaşmalardaki tahmin edilen ve yansıtılan şekilde, güçlü ekonomik 
gerekçelere dayanarak yapılmalıdır. 
Bu çerçevede, kontrol altındaki işlemlerden elde edilen toplam kâr iki 
aşamada paylaştırılır. İlk aşamada, ilişkisiz şirketlerin benzer türdeki kontrol 
dışı işlemlerden elde ettikleri kâr marjı dikkate alınarak, her ilişkili 
şirketin toplam kâr içerisinden alacağı kâr miktarı belirlenir. İkinci aşamada, 
ilk aşamada ilişkili şirketlere yapılan kâr dağıtımından sonra toplam kârdan 
geriye kalan bakiye kâr var ise, bu kâr üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri 
riskler nispetinde ilişkili şirketler arasında tekrar dağıtılmak suretiyle, 
ilişkili şirketlerin kontrol altındaki işlemlerden elde ettikleri kârlar yeniden 
hesaplanır. Dolayısıyla, gerekli düzeltimlerin yapılması sonucu, ilişkili 
kişilerin kontrol altındaki işlemlerde uygulayacağı emsallare uygun fiyat tespit 
edilir. 
İlişkili tarafların kârın oluşumuna yaptığı katkının değeri işlev 
analizlerine göre yapılır ve bu katkılar dış piyasadan elde edilen güvenilir 
bilgileri kapsayacak şekilde değerlendirilir. İşlev analizi ilişkili taraflar 
arasında gerçekleştirilen işlevlerin analizi olup, tarafların üstlendiği riskler 
ve kullandıkları varlıklar hesaba katılmalıdır.
Bu yöntemde, emsallere uygunluk ilkesinin uygulanması sırasında, her durumun 
kendi koşullarının göz önünde bulundurulması büyük bir önem taşımaktadır. 
Özellikle, kârın bölüşüm sürecinde bakiye kârın taraflar arasında bölüşümünün 
mümkün olduğu ölçüde kesin rakamları içermesi gerekmektedir. Örneğin, araştırma 
ve geliştirme harcamalarına yer verildiği durumlarda, Ar-Ge harcamaları 
arasındaki farklılıkların dikkate alınması gerekebilir. 
Bu yöntemin, işlemlerin birbirleriyle iç içe geçtiği ve bağlantılı olduğu 
veya her bir işlemin ayrı ayrı ele alınmasının zor olduğu durumlarda 
kullanılması uygun olacaktır. 
Örnek 1:
İsviçre'de faaliyette bulunan (A) Kurumu kanser tedavisinde kullanılmak 
amacıyla "Kodezyak" adı verilen bir ilacın ana maddesini üretmektedir. Bunun 
yanında, Türkiye'de tam mükellef olan ilişkili (B) Kurumu ise söz konusu ilacın 
İsviçre'de (A) Kurumunca üretilmesinden sonra kendisinin yapmış olduğu Ar-Ge 
faaliyeti sonuçları ile ana maddeyi birleştirerek nihai ürün haline 
getirmektedir. Ayrıca, (B) Kurumu nihai ürünün Türkiye'de dağıtımına yetkili tek 
şirkettir.
Konuya ilişkin diğer bilgiler aşağıdaki gibidir: 
-         (B) Kurumu söz konusu ilacın geliştirilmesi için (A) Kurumu ile 
Ar-Ge ve pazarlama faaliyetleri yürütmektedir. 
-         Söz konusu ilaca ilişkin, (A) Kurumu 3 YTL, (B) Kurumu ise 12 YTL 
olmak üzere toplam 15 YTL Ar-Ge ve pazarlama gideri gerçekleştirmiştir. 
Üretilen ürünün son derece özgün ve ileri düzeyde bir yapıya sahip olması 
nedeniyle, piyasada karşılaştırılabilir benzer nitelikte bir ürün 
bulunmamaktadır. Bu nedenle, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin uygulanması 
mümkün değildir.
Maliyet artı yönteminin uygulanabilmesi için de yeterli veri ve bilgi 
bulunmamaktadır. Ürünün ilişkili kişiler arasında nitelik değiştirerek alım ya 
da satıma konu edilmesi nedeniyle yeniden satış fiyatı yönteminin de uygulanması 
mümkün değildir. Bu durumda uygulanabilecek en iyi yöntem kâr bölüşüm yöntemi 
olacaktır.
Aynı piyasada benzer bir ürünü gayri maddi varlık kullanmadan üreten ve satan 
firmalara ilişkin veriler temin edilebilmiştir. Bu piyasada üreticilerin % 10 
kâr marjı, toptan satıcıların ise satış fiyatı üzerinden % 25 kâr marjı ile 
çalıştığı tespit edilmiş olup, (A) ve (B) Kurumlarının birim başına kârdan 
alacakları paylar iki aşamada tespit edilecektir. 
1. Aşama: Getiri tutarının tespit edilmesi
 
(A)   ve (B) Kurumlarının basitleştirilmiş hesapları aşağıdaki gibidir:
(YTL)
| 
    | 
    | 
 (A) Kurumu  | 
    | 
 (B) Kurumu  | 
| 
 Satışlar  | 
    | 
 100  | 
    | 
 125  | 
| 
 Satılan Malın Maliyeti(-)  | 
    | 
 60  | 
    | 
 100  | 
| 
 Brüt Kâr  | 
    | 
 40  | 
    | 
 25  | 
| 
 Ar-Ge ve Pazarlama Giderleri  | 
 3  | 
    | 
 12  | 
    | 
| 
 Genel Yönetim Giderleri  | 
 2  | 
    | 
 3  | 
    | 
| 
 Faaliyet Giderleri(-)  | 
    | 
 5  | 
    | 
 15  | 
| 
 Kâr  | 
    | 
 35  | 
    | 
 10  | 
Grubun toplam kârı 45 YTL'dir.
(A) Kurumu:
           (YTL)
| 
 Satılan Malın Maliyeti  | 
 60  | 
| 
 Karşılaştırılabilir Firma Esas Alınarak Hesaplanan Kâr (60 x %10  )  | 
 6  | 
| 
 Karşılaştırılabilir Firma Esas Alınarak Hesaplanan Transfer Fiyatı (Gayri 
Maddi Varlıklar Hariç)  | 
   
66  | 
(B) Kurumu:
           (YTL)
| 
 Üçüncü Kişilere Satışlar  | 
 125  | 
| 
 Karşılaştırılabilir Firmaların Yeniden Satışta Kâr Marjı  | 
 % 25  | 
| 
 Brüt Kâr (Yeniden Satışta Kâr Marjı) 125 x % 25  | 
 31,25  | 
Karşılaştırılabilir firmalar (gayri maddi varlıklar hariç) esas alınarak 
getiriler aşağıdaki gibi hesaplanacaktır:
(YTL)
| 
    | 
 (A) Kurumu  | 
 (B) Kurumu  | 
| 
 Satışlar  | 
 66,00  | 
    | 
| 
 Satılan Malın Maliyeti (-)  | 
 60,00  | 
    | 
| 
 Brüt Kâr  | 
 6,00  | 
 31,25  | 
| 
 Faaliyet Giderleri (-)  | 
 5,00  | 
 15,00  | 
| 
 Kâr  | 
 1,00  | 
 16,25  | 
 Bu durumda grubun toplam kârı 17,25 YTL olacaktır.
2. Aşama: Bakiye kârın bölüştürülmesi
Grubun bakiye kârı (45 - 17,25 = ) 27,75 YTL'dir.
Her iki firma açısından araştırma ve geliştirme giderleri ile pazarlama 
giderlerinin, ürünün üretim ve satışında önemli bir role sahip oldukları 
görülmüştür. Araştırma ve geliştirme giderleri ile pazarlama giderlerinin 
firmalar itibarıyla durumu aşağıdaki şekildedir:
(A) Kurumu                     3 YTL (% 20)
(B) Kurumu                   12 YTL (% 80) 
Toplam                            15 YTL (% 100)
Bakiye kârın bölüşümü, bu harcama oranlarından yararlanılarak aşağıdaki gibi 
yapılacaktır.
(A) Kurumunun bakiye kârdan alacağı pay ( % 20 x 27,75 )               5,55 
YTL
(B) Kurumunun bakiye kârdan alacağı pay ( % 80 x 27,75 )             22,20 
YTL
Bu durumda, düzeltilmiş faaliyet kârları aşağıdaki gibi olacaktır:
 
A Kurumu  =     5,55 + 1,0     =   6,55 YTL
B Kurumu  =   22,20 + 16,25 = 38,45 YTL
Sonuç olarak, düzeltilmiş hesaplar her iki Kurum için aşağıdaki gibi 
olacaktır:
 
            (YTL)
| 
    | 
 (A) Kurumu   | 
 (B) Kurumu  | 
| 
 Satışlar  | 
 71,55  | 
 125,00  | 
| 
 Satılan Malın Maliyeti (-)  | 
 60,00  | 
 71,55  | 
| 
 Brüt Kâr  | 
 11,55  | 
 53,45  | 
| 
 Faaliyet Giderleri (-)  | 
 5,00  | 
 15,00  | 
| 
 Kâr  | 
 6,55  | 
 38,45  | 
Kâr bölüşüm yöntemine göre, (A) Kurumunun satışları için uygulayacağı 
emsallere uygun fiyat yukarıda da görüldüğü üzere birim başına 71,55 YTL olarak 
gerçekleşecektir.
Örnek 2:
Güney Kore'de yerleşik ilişkili (A) Kurumu tarafından dizayn edilmekte ve 
üretilmekte olan bilgisayar parçası, ürünün kalan kısmını dizayn ederek üreten 
ve Türkiye'de tam mükellef olan (B) Kurumuna transfer edilmekte ve yine 
Türkiye'deki ilişkili (C) Kurumu tarafından dağıtılmaktadır. Dağıtım şirketinin 
üstlendiği işlevlere ilişkin bilgiler yeniden satış fiyatı yöntemi ile tespit 
edilecektir.
Karşılaştırmaya uygun yeterli veriye ulaşılabilirse (A) Kurumundan (B) 
Kurumuna transfer edilen parçaların fiyatını bulmak için en güvenilir yöntem 
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi olacaktır. Ancak örneğimizde, söz konusu ürün 
için emsal olabilecek bir fiyat bulunamadığından karşılaştırılabilir fiyat 
yöntemi ve diğer geleneksel işlem yöntemlerini kullanmak mümkün değildir. 
Buna karşın, (A) Kurumundan (B) Kurumuna transfer edilen parçaların sadece 
(A) Kurumu tarafından sahip olunan yenilikçi teknoloji ile üretilmesinden dolayı 
(A) Kurumu ile (B) Kurumu arasında gerçekleştirilen işlemlerde kullanılması 
gereken yöntem işlemsel kâr yöntemlerinden biri olan kâr bölüşüm yöntemidir. 
1. Aşama: (A) ve (B) Kurumlarının kâr veya zararı
 ( YTL)
| 
    | 
 (A) Kurumu  | 
    | 
 (B) Kurumu  | 
| 
 Satışlar  | 
    | 
 50  | 
    | 
 100  | 
| 
 Alışlar (-)  | 
    | 
 10  | 
    | 
 50  | 
| 
 Üretim Maliyetleri (-)  | 
    | 
 15  | 
    | 
 20  | 
| 
 Brüt Kâr  | 
    | 
 25  | 
    | 
 30  | 
| 
 Ar-Ge Harcamaları  | 
 15  | 
    | 
 10  | 
    | 
| 
 Genel Yönetim Giderleri   | 
 10  | 
    | 
 10  | 
    | 
| 
 Faaliyet Giderleri(-)  | 
    | 
 25  | 
    | 
 20  | 
| 
 Kâr  | 
    | 
 0  | 
    | 
 10  | 
2. Aşama: (A) ve (B) Kurumlarının üretimden gelen olağan kârının tespiti 
ve bakiye kârın bölüştürülmesi
Her iki vergilendirme alanında da yenilikçi gayri maddi varlığa sahip olmayan 
karşılaştırmaya uygun üreticilerin üretim maliyetleri üzerinden % 10'luk bir kâr 
elde ettikleri tespit edilmiştir. (A) Kurumunun üretim maliyeti 15 YTL ve 
böylece maliyete dayalı kârı da 1,5 YTL olacaktır. (B)'nin üretim maliyeti 20 
YTL ve maliyete dayalı üretim kârı 2 YTL olacaktır. Bakiye kâr ise 6,5 YTL 
olarak bulunacaktır. Bu da birleşik kâr olan 10 YTL'den birleşik imalat kârı 
olan 3,5 YTL'nin çıkarılması ile hesaplanacaktır. 
İlk dağıtılan kâr, (A)'ya 1,5 YTL ve (B)'ye 2 YTL (A) ve (B) Kurumlarının 
üretime dayalı işlevlerinin karşılığıdır. Ancak bu kâr, teknolojik açıdan 
gelişmiş bir ürün için şirketlerin gerçekleştirdiği kendi Ar-Ge harcamalarının 
değerini göstermemektedir. Ar-Ge harcamalarının yarattığı katma değerin yüksek 
olması nedeniyle, bakiye kârın (A) ve (B) Kurumlarının toplam Ar-Ge maliyeti 
içindeki paylarına göre aralarında dağıtılması gerekmektedir. Çünkü örneğimizde, 
şirketlerin Ar-Ge faaliyeti için yapmış oldukları kendi harcamalarının, ürünün 
teknolojik yenilikçiliğine ilişkin değerine katkısı bulunmaktadır. 
(A) Kurumunun Ar-Ge harcaması 15 YTL ve (B) Kurumunun Ar-Ge harcaması ise 10 
YTL olduğuna göre, toplam Ar-Ge harcamaları 25 YTL olacaktır. Bakiye kâr olan 
6,5 YTL aşağıda hesaplandığı şekilde dağıtılacaktır. 
(A) Kurumu                 6,5 x 15/25= 3,9 YTL
(B) Kurumu                6,5 x 10/25= 2,6 YTL
d) Kârların yeniden hesaplanması
(A) Kurumu           1,5+  3,9 =  5,4 YTL
(B) Kurumu           2,0 + 2,6 =  4,6 YTL
 
Transfer fiyatlandırması açısından kurum kâr veya zararları aşağıdaki gibi 
olacaktır:
         (YTL)
| 
    | 
 (A) Kurumu  | 
    | 
 (B) Kurumu  | 
| 
 Satışlar  | 
    | 
 55,40  | 
    | 
 100,00  | 
| 
 Alışlar (-)  | 
    | 
 10,00  | 
    | 
 55,40  | 
| 
 Üretim Maliyetleri (-)  | 
    | 
 15,00  | 
    | 
 20,00  | 
| 
 Brüt Kâr  | 
    | 
 30,40  | 
    | 
 24,60  | 
| 
 Ar-Ge Harcamaları  | 
 15,00  | 
    | 
 10,00  | 
    | 
| 
 Genel Yönetim Giderleri   | 
 10,00  | 
    | 
 10,00  | 
    | 
| 
 Faaliyet Giderleri (-)  | 
    | 
 25,00  | 
    | 
 20,00  | 
| 
 Kâr  | 
    | 
 5,40  | 
    | 
 4,60  | 
Kâr bölüşüm yöntemine göre, (A) Kurumunun satışları için uygulayacağı 
emsallere uygun fiyat yukarıda da görüldüğü üzere birim başına 55,40 YTL olarak 
gerçekleşecektir.
5.5- İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi
İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellefin kontrol altındaki bir 
işlemden; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele 
dayanarak tespit ettiği net kâr marjının incelenmesi esasına dayanan bir 
yöntemdir.
 İşleme dayalı net kâr marjı yönteminin uygulanması maliyet artı ve yeniden 
satış fiyatı yönteminin uygulanmasına benzerlik göstermektedir. İşleme dayalı 
net kâr marjı yöntemi ile bu yöntemler arasındaki fark, diğer iki yöntemde brüt 
kâr marjı hesaplanırken, bu yöntemde net faaliyet kâr marjının hesaplanmasıdır. 
Bu yöntemde de karşılaştırılabilirlik analizi yapılacaktır. Ancak işlevlerde 
farklılık olsa dahi, net faaliyet kâr marjı, bu farklılıktan maliyet artı ve 
yeniden satış fiyatı yönteminde dikkate alınan brüt kâr marjına göre daha az 
etkilenmektedir.
Net faaliyet kâr marjının tespitinde, öncelikle mükellefin 
karşılaştırılabilir kontrol dışı bir işlemde uyguladığı net faaliyet kâr marjı 
dikkate alınacaktır. Bunun mümkün olmaması durumunda, ilişkisiz bir kurumun 
karşılaştırılabilir kontrol dışı bir işlemde uyguladığı net faaliyet kâr marjı 
dikkate alınır. Yöntemin uygulanmasında ilişkili kurumların işlev analizinin 
yapılması gereklidir. Aralarında ilişki bulunmayan işletmelerin net faaliyet kâr 
marjlarının kullanılacağı durumlarda, güvenilir sonuçların elde edilebilmesi 
için işlemlerin karşılaştırılabilir olup olmadığı ve ne kadar düzeltme yapılması 
gerektiği belirlenmelidir. Bu yöntem kullanılarak yapılan analizlerde, ilişkili 
kurumun tek bir kontrol altındaki işlemine ait kâr dikkate alınmalıdır.
Örnek 1:
Türkiye'de faaliyette bulunan tam mükellef (A) Kurumu, Hollanda'da bulunan 
ilişkili (B) şirketine televizyon satmakta olup, bu işleme ilişkin açıklamalara 
aşağıda yer verilmiştir:
(A) Kurumu ile ilişkili (B) şirketi arasındaki emsallere uygun fiyatın 
belirlenebilmesinde geleneksel işlem yöntemlerinin uygulanması için gerekli 
veriler bulunmadığından, işleme dayalı net kâr marjı yöntemi kullanılmıştır.
-         Televizyonun satış fiyatı 600 YTL'dir ve ilgili yılda (B) şirketine 
1000 adet televizyon satılmıştır. 
                                (YTL)
| 
 Satışlar  | 
 600.000  | 
| 
 Satılan Malın Maliyeti (-)  | 
 550.000  | 
| 
 Faaliyet Giderleri (-)  | 
   20.000  | 
| 
 Faaliyet Kârı  | 
    30.000  | 
 
Söz konusu faaliyet için şirketin kullandığı varlıklar (dönen ve duran 
varlıklar) toplamı 1.000.000 YTL'dir. Bu durumda varlıkların getiri oranı 
30.000/1.000.000 = % 3 olmaktadır. 
 
-          Hollanda'da bulunan ilişkili (B) şirketi aldığı televizyonları % 
25 brüt kâr marjı ile 750 YTL'ye satmaktadır. 
  (YTL)
| 
 Satışlar  | 
 750.000  | 
| 
 Satılan Malın Maliyeti (-)  | 
 600.000  | 
| 
 Satış Giderleri (-)  | 
   50.000  | 
| 
 Faaliyet Kârı  | 
  100.000  | 
(B) şirketinin bu faaliyeti ile ilgili olarak kullandığı varlık toplamı 
800.000 YTL'dir. Varlıkların getirisi 100.000/800.000 = % 12,5 olmaktadır. 
-         Yapılan işlev analizi sonucu, karşılaştırılabilir şirket olarak 
belirlenen Türkiye'deki tam mükellef (C), (D) ve (E) Kurumlarının beyaz eşya 
ticareti yaptığı ve varlıkların getiri oranının ortalama % 7,5 olduğu tespit 
edilmiştir.  
-         Ortalama getiri oranına ulaşabilmek amacıyla, ana firma olan 
Türkiye'deki (A) Kurumunun ilişkili (B) şirketine televizyon satış fiyatının 
yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Bu suretle varlıkların getiri oranı 
emsallere uygun olacaktır. 
  Örnek 2:
Türkiye'de faaliyette bulunan dağıtım firmalarından (A), ilişkili firması 
(C)'ye ve aynı sektörde faaliyet gösteren (B) firması da ilişkisiz (D) firmasına 
aynı marka altında kompakt disk satmaktadırlar. (A) firması, sattığı mal için 
bir yıl garanti verirken, (B) firması herhangi bir garanti vermemektedir. (A) 
firması, fiyat oluştururken garanti hizmetinin maliyetlerini dikkate 
almamaktadır. Bu durumda, (A) ve (B) firmalarının brüt satış kârları 
karşılaştırılabilir nitelikte bulunmamaktadır. Güvenilir bir karşılaştırma 
yapılabilmesi için garanti hizmetine ilişkin olarak düzeltim yapılması 
gerekmektedir. Ancak örneğimizde (A) firmasının üstlendiği garanti maliyetleri 
tam olarak saptanamadığından, bu durum garanti hizmetine ilişkin düzeltim 
yapılmasını olanaksız kılmaktadır. 
Bununla birlikte, (A) ve (B) arasında başkaca maddi bir işlevsel farklılık 
yoksa ve (A) firmasının satışlarına göre net kârı biliniyorsa, (A) firmasının 
net kâr marjı ile (B) firmasının net kâr marjı, aynı temelde karşılaştırılarak, 
(A) firması ve ilişkili (C) firması arasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin 
transfer fiyatlandırmasının tespitinde işleme dayalı net kâr marjı yönteminin 
uygulanması mümkün olacaktır.
6- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Anlaşma 
Usulü
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasında, 
mükellefin ilişkili kişilerle yaptığı işlemlere ilişkin olarak belirleyeceği 
yöntem konusunda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurarak anlaşma 
yapma olanağı getirilmiş ve yöntem üzerinde anlaşma sağlanması halinde, bu 
yöntemin üç yılı aşmamak üzere belirlenen süre ve koşullar altında kesinlik 
taşıyacağı ve bu şekilde tespit edilen yöntemin, belirlenen koşullar altında 
eleştiri konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, uygulayacağı yöntem 
konusunda tereddütü bulunan mükellefin gerekli bilgi ve belgelerle birlikte 
İdare'ye başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti talebinde bulunabilmesi 
mümkündür. 
Peşin fiyatlandırma anlaşmasının kapsamına kurumlar vergisi mükellefleri 
girmektedir. Bu çerçevede, 01/01/2008 tarihinden itibaren Büyük Mükellefler 
Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin, 01/01/2009 tarihinden 
itibaren ise tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları 
yurt dışı işlemlerine ilişkin olarak belirlenecek yöntem konusunda İdare'ye 
başvurmaları mümkün bulunmaktadır.
Peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin süreç, mükellefin yazılı başvurusu 
ile başlamakta olup, mükellef söz konusu başvuru ile birlikte, Tebliğin (7.2) 
bölümünde yer alan asgari bilgi ve belgeleri İdare'ye sunmak zorundadır. 
Ayrıca peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin başvuruda bulunan mükellef iki 
taraflı veya çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşması talep edebilir. 
İdarenin,  iki taraflı ya da çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin 
talebi değerlendirmesi sonucu birden fazla ülkeyi ilgilendirdiğini tespit etmesi 
durumunda, ilgili ülke veya ülkelerle anlaşma/anlaşmalar bulunması şartıyla bu 
anlaşmalar çerçevesinde değerlendirme yapması mümkün bulunmaktadır.
Mükelleflerin ilişkili kişilerle yaptığı işlemlere ilişkin olarak 
belirleyeceği yöntem konusundaki başvurusu ile ilgili olarak İdare tarafından 
yapılacak değerlendirme aşağıdaki şekilde gerçekleşecektir:
Ön Değerlendirme: Yapılan başvuru, sunulan bilgi ve 
belgelerle birlikte İdare tarafından bir ön değerlendirmeye tabi tutulur. 
İdare, mükellefin yaptığı başvuruda yer alan bilgi ve belgeler üzerinden 
peşin fiyatlandırma anlaşmasının uygun olup olmadığını, ne tür bilgilere ihtiyaç 
olduğunu tespit etmek amacıyla bir ön değerlendirme yapar.
Söz konusu başvuruda yer alan bilgi ve belgelerin yeterli bir değerlendirme 
yapma olanağı sunmaması halinde, İdare mükelleften ilave bilgi ve belge 
talebinde bulunabilir veya mükellef ile görüşme yapabilir. 
Bu tür bir ön değerlendirme yapılması, mükellef ile İdare arasında kesin 
olarak bir peşin fiyatlandırma anlaşması yapılacağı anlamına gelmemektedir. 
Analiz: Gerekli veriler tamamlandıktan sonra, 
karşılaştırılabilir işlemlerin, kullanılan varlıkların, diğer düzeltimlerin, 
uygulanabilir yöntemlerin, anlaşma şartlarının ve diğer temel hususların 
değerlendirmesi yapılır. 
Anlaşmanın kabulü veya reddi: İdare yapılan analiz 
sonucunda, mükellefin başvurusunu aynen kabul edebilir veya gerekli 
değişikliklerin yapılması koşuluyla kabul edebilir ya da reddedebilir. İdare'nin 
başvuruyu kabul etmesi halinde mükellef ile İdare arasında peşin fiyatlandırma 
anlaşması imzalanır. 
Peşin fiyatlandırma anlaşmalarının süresi en fazla 3 yıl olup, söz konusu 
anlaşma imzalandığı tarihten itibaren hüküm ifade edecektir. Örneğin, mükellef 
tarafından 17/03/2008 tarihinde yapılan başvuru sonucunda devam eden süreç 
22/06/2009 tarihinde İdare ile mükellef arasında imzalanan anlaşma ile 
sonuçlanmıştır. Bu durumda, peşin fiyatlandırma anlaşmasının hükümleri 
anlaşmanın imzalandığı 22/06/2009 tarihinden itibaren geçerli olacaktır. 
Peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin sürecin her aşamasında, mükellef ile 
karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinde bulunulur. Ayrıca, yapılan her anlaşma 
yalnızca ilgili mükellefe özgüdür ve bu mükellefi ilgilendirmektedir. 
Dolayısıyla, yapılan anlaşmaların başka mükellefler tarafından emsal olarak 
kullanılması veya yapılan işlemlere ilişkin bir kanıt olarak sunulması mümkün 
değildir.
İdare ile mükellef arasında peşin fiyatlandırma anlaşmasının yapılmış olması, 
anlaşma konusuyla ilgili olarak mükellef ya da mükelleflerin incelenmeyeceği 
anlamına gelmemektedir. Anlaşma kapsamındaki işlemlere ilişkin belirlenen 
yöntemin uygulanması inceleme konusu yapılabilecektir. Örneğin mükellef ile 
İdare arasında imzalanan peşin fiyatlandırma anlaşması ile mükellefin ilişkili 
kişiler ile gerçekleştireceği işlemlerde "Maliyet Artı Yöntemi"ni kullanması 
uygun bulunmuştur. Anlaşmada belirlenen yöntem eleştiri konusu yapılamayacak 
olup bu yöntemin uygulanmasının doğru olup olmadığı, yöntem uygulanırken anlaşma 
koşullarına uyulup uyulmadığı inceleme konusu yapılabilecektir. 
İdare, mükellefin söz konusu koşullara uyum gösterip göstermediğini ve/veya 
bu koşulların geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğini, anlaşmada belirlenen süre 
boyunca mükellefin sunacağı yıllık rapor üzerinden takip edecektir. 
Söz konusu raporun, anlaşma süresi boyunca her yıl kurumlar vergisi  
beyannamesinin verilme süresi içinde (Ek 1)'de yer alan formata uygun olarak 
hazırlanarak bir yazı ekinde İdare'ye gönderilmesi gerekmektedir. 
Anlaşmanın yenilenmesi: Mükellef mevcut bir peşin 
fiyatlandırma anlaşmasının yenilenmesi talebinde bulunabilir. Bu durumda 
mükellef anlaşma süresinin bitiminden en az 9 ay önce İdare'ye başvurmalıdır. 
Mükellef başvurusunda, mevcut anlaşmada belirtilen koşullar ile varsayımlarda 
herhangi bir değişiklik meydana gelip gelmediğini, anlaşmanın yenilenmesi 
sonucunda anlaşmada herhangi bir değişiklik yapılması gerekip gerekmediğini ve 
tespit edilen yöntemin anlaşmada kavranan işlemlerin mahiyetine en uygun olarak 
emsallere uygunluk ilkesini karşıladığını gösterecek gerekli bilgi ve belgeleri 
sunmalıdır. 
İdare söz konusu başvurunun incelenmesi sonucunda, mevcut anlaşmada 
belirtilen koşullar ile varsayımların devam ettiğine ve tespit edilen yöntemin 
emsallere uygunluk ilkesini karşıladığına karar verirse, mevcut anlaşmanın aynı 
koşulları, varsayımları ve yöntemi kapsayacak şekilde bir dönem daha devam 
ettirilmesini kabul edebilir. Bununla birlikte, İdare, anlaşmada kavranan 
işlemlerin mahiyetinin, belirtilen koşulların ve varsayımların değiştiğine ya da 
farklı bir yöntem tespit edilmesi gerektiğine karar verirse, mükellefin yeni bir 
peşin fiyatlandırma anlaşması başvurusunda bulunması gerekir.
Anlaşmanın revize edilmesi: İdare ile mükellef arasında 
imzalanmış ve yürürlükte olan bir peşin fiyatlandırma anlaşması aşağıdaki 
durumların gerçekleşmesi halinde revize edilebilir:
-          Anlaşmada yer alan kritik bir varsayımın gerçekleşmemesi,
-          Anlaşma koşullarında esasa ilişkin bir değişikliğin gerçekleşmesi 
veya anlaşmada belirlenen koşulların geçerliliğini sürdürmemesi,
-          Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları da dahil, yasal 
düzenlemelerde anlaşmayı etkileyecek değişikliklerin gerçekleşmesi,
-          İki veya çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmalarında, diğer 
ülke idaresinin/idarelerinin anlaşmayı revize etmesi, yürürlükten kaldırması 
veya iptal etmiş olması.
Mükellef, İdare ile imzaladığı peşin fiyatlandırma anlaşmasının revize 
edilmesi amacıyla İdare'ye başvurabilir. Söz konusu başvuruda mükellef, 
anlaşmanın revize edilmesi talebinin nedenlerini de içerecek şekilde gerekli 
bilgi ve belgeleri İdare'ye ibraz etmek zorundadır. Anlaşmanın revize edilmesi 
hususunun İdare tarafından kabul edildiği durumda, anlaşmanın revize edildiği 
tarihten mevcut anlaşmanın süresinin bitimine kadar yeniden belirlenen anlaşma 
koşulları geçerli olacaktır. İdarenin anlaşmanın revize edilmesini kabul 
etmediği durumda anlaşma aynen devam edecektir. Ancak mükellef yukarıda yer alan 
nedenleri ileri sürerek anlaşmanın iptalini isteyebilir. Bu durumda, İdare 
anlaşmayı iptal edebilir.
Mevcut bir peşin fiyatlandırma anlaşmasının revize edilmesine ilişkin 
nedenler İdare tarafından da tespit edilebilir. Anlaşmanın revize edilmesi 
konusunda taraflar anlaşmaya varırsa, anlaşmanın revize edildiği tarihten mevcut 
anlaşmanın süresinin bitimine kadar yeniden belirlenen anlaşma koşulları geçerli 
olacaktır. Mükellefin anlaşmanın revize edilmesini kabul etmediği durumda İdare 
anlaşmayı tek taraflı olarak iptal edebilir.
Anlaşmanın iptal edildiği durumlarda  iptal kararının verildiği tarihten 
itibaren anlaşma hükümleri geçerliliğini kaybeder.
Anlaşmanın iptali: Aşağıda belirtilen durumlarda, İdare 
mevcut bir peşin fiyatlandırma anlaşmasını tek taraflı olarak anlaşmanın 
imzalandığı tarihten itibaren iptal edebilir ve anlaşmayı hiç yapılmamış kabul 
ederek mükellefi vergi incelemesine sevk edebilir:
-          Mükellefin peşin fiyatlandırma anlaşmasında belirtilen koşullara 
uymaması, 
-          Mükellef tarafından gerek başvuru esnasında gerekse sonraki 
aşamalarda (yıllık rapor da dahil) ibraz edilen bilgi ve belgelerin eksik, 
yanlış veya yanıltıcı olduğunun tespit edilmesi. 
Diğer taraftan, anlaşma süresince her yıl kurumlar vergisi beyannamesinin 
verilme süresi içinde İdare'ye gönderilmesi gereken Peşin Fiyatlandırma 
Anlaşmasına İlişkin Yıllık Raporun zamanında ibraz edilmemesi durumunda, mevcut 
anlaşma, söz konusu raporun ilgili bulunduğu hesap döneminin başından itibaren 
iptal edilebilir. 
7- Mükelleflerden İstenecek Belgeler
Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere 
ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kağıtlar 
olarak saklanması zorunludur. Dolayısıyla, yöntemin seçilme gerekçelerini 
açıklayan en önemli unsurlar bu hesaplama ve belgeler olduğundan, seçilen yöntem 
ve bu yöntemin uygulanmasına ilişkin bütün hesaplama ve işlemlere ait belgeler 
ayrıntılı olarak tutulmalı ve saklanmalıdır. 
7.1- Yıllık Belgelendirme 
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, ilişkili kişilerle bir hesap dönemi içinde 
yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ile ilgili olarak (Ek 
2)'de yer alan "TRANSFER FİYATLANDIRMASI, KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM ve ÖRTÜLÜ 
SERMAYEYE İLİŞKİN FORM"u doldurmaları ve kurumlar vergisi beyannamesi ekinde, 
bağlı bulunulan vergi dairesine göndermeleri gerekmektedir. 
Ayrıca, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin 
bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi ve yurt dışı 
işlemleri ile diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde 
ilişkili kişilerle yaptığı yurt dışı işlemlere ilişkin olarak (Ek 3)'de 
yer alan formata uygun şekilde, aşağıda yer alan bilgi ve belgeleri içeren 
"YILLIK TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU"nu kurumlar vergisi beyannamesinin 
verilme süresine kadar hazırlamaları ve bu süre sona erdikten sonra istenmesi 
durumunda İdare'ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz etmeleri 
zorunludur.
Ancak, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükellefler 
dışındaki diğer kurumlar vergisi mükellefleri bir hesap dönemi içinde ilişkili 
kişilerle yaptıkları yurt içi; gelir vergisi mükellefleri de bir takvim 
yılı içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemlere 
ilişkin olarak aşağıda yer alan bilgi ve belgeleri istenmesi durumunda İdare'ye 
veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz ederler.
Söz konusu bilgi ve belgeler aşağıdaki gibidir:
-          Mükellefin faaliyetlerinin tanımı, organizasyon yapısı (merkez, 
şube) ve ortakları, sermaye yapısı, içinde bulunduğu sektör, ekonomik ve hukuki 
geçmişi hakkında özet bilgiler, ilişkili kişilerin tanımı (vergi kimlik 
numaraları, adresleri, telefon numaraları vb.) ve bu kişiler arasındaki mülkiyet 
ilişkilerine ilişkin bilgiler
-          Üstlenilen işlevleri, sahip olunan riskleri ve kullanılan 
varlıkları içeren tüm bilgiler,
-          İşlem konusu yıla ilişkin ürün fiyat listeleri,
-          İşlem konusu yıla ilişkin üretim maliyetleri,
-          İşlem konusu yıl içinde ilişkili ve ilişkisiz kişilerle yapılan 
işlemlerin miktarı ile fatura, dekont ve benzeri belgeler,
-          İşlem konusu yıl içinde ilişkili kişilerle yapılan tüm sözleşme 
örnekleri,
-          İlişkili kişilere ait özet mali tablolar,
-          İlişkili kişiler arasındaki işlemlere uygulanan şirket içi 
fiyatlandırma politikası,
-          İlişkili kişiler tarafından farklı muhasebe standartları ve 
yöntemleri kullanılıyor ise bunlara ilişkin bilgi,
-          Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri 
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi,
-          Kullanılan transfer fiyatlandırması yönteminin seçilme nedeni ve 
uygulanmasına ilişkin bilgi ve belgeler (iç ve/veya dış emsaller, 
karşılaştırılabilirlik analizi),
-          Emsallere uygun fiyat ya da kâr marjının saptanmasında kullanılan 
hesaplamalar ve yapılan varsayımlara ilişkin ayrıntılı bilgiler,
-          Belli bir emsal fiyat aralığı tespit edilmişse, bu aralığın 
tespitinde kullanılan yöntem,
-          Emsal fiyatın tespit edilmesi için gerekli diğer belgeler.
İdare gerekli gördüğü takdirde mükelleften ilave bilgi ve belge talebinde 
bulunabilir. İlgili bilgi ve belgelerin yabancı dilde yazılmış olmaları halinde, 
bunların Türkçe çevirilerinin de ibraz edilmesi zorunludur. 
Öte yandan, yukarıda belirtilen Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporunu 
hazırlamak zorunda olan kurumlar vergisi mükelleflerinin istihdam ilişkisi 
içinde bulunmaları nedeniyle ilişkili kişi sayılanlarla yaptığı işlemlere 
ilişkin bilgi ve belgelere düzenlenecek raporda yer vermelerine gerek 
bulunmamaktadır. Ancak söz konusu bilgi ve belgelerin istenmesi durumunda 
İdare'ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edileceği 
tabiidir.
7.2- Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin 
Belgelendirme
Peşin fiyatlandırma anlaşması için İdare'ye başvuruda bulunan mükelleflerin 
sunmaları gereken temel bilgi ve belgeler aşağıdaki gibidir:
-          Yazılı Başvuru, [Yazılı Başvuru'da anlaşmanın süresine ilişkin 
talep, anlaşma sürecine katılacak mükelleflerin ya da temsilcilerin adları, T.C. 
kimlik numaraları, adresleri, telefon numaraları, mükellefin faaliyet konusu, 
kurumun yapısı (merkez, şube) ve ortakları, sermaye yapısı, içinde bulunduğu 
sektör, ekonomik ve hukuki geçmişi hakkında özet bilgiler, ilişkili kişilerin 
tanımı ve bu kişiler arasındaki mülkiyet ilişkilerine ilişkin bilgiler yer 
alır.]
-          Üstlenilen işlevleri, sahip olunan riskleri ve kullanılan 
varlıkları içeren tüm bilgiler,
-          Kritik varsayımlara ilişkin bilgiler ve gerekçeleri (önerilen 
transfer fiyatlandırması yöntemi ile bu yöntemin seçimine ve uygulanmasına esas 
teşkil eden koşullara ve varsayımlara ilişkin açıklamalar, analizler ve yapılan 
diğer çalışmalar),
-          Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri 
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi, 
-          İlişkili kişiler tarafından farklı muhasebe standartları ve 
yöntemleri kullanılıyor ise bunlara ilişkin bilgi,
-          Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap dönemine ilişkin ürün 
fiyat listeleri,
-          Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap dönemine ilişkin üretim 
maliyetleri,
-          İlişkili kişiler arasındaki işlemlere uygulanan şirket içi 
fiyatlandırma politikası, 
-          Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminde ilişkili ve 
ilişkisiz kişilerle yapılan işlemlerin miktarı ile fatura, dekont ve benzeri 
belgeler,
-          İlişkili kişilerin son üç yıla ilişkin mali tabloları, gelir veya 
kurumlar vergisi beyanname örnekleri, yurt dışı işlemlerine ait sözleşmelerin 
örnekleri,
-          Önerilen transfer fiyatlandırması yöntemini destekleyen son üç 
yıla ait finansal veriler ve bunlarla ilgili belgeler,
-          İki veya daha fazla karşılaştırılabilir işlemin olması durumunda 
belirlenen emsal fiyat aralığı ve bu aralığın tespitinde kullanılan yöntem, 
-          Emsal fiyatın tespit edilmesi için gerekli diğer belgeler.
İdare gerekli gördüğü takdirde mükelleften ilave bilgi ve belge talebinde 
bulunabilir. İlgili bilgi ve belgelerin yabancı dilde yazılmış olmaları halinde, 
bunların Türkçe çevirilerinin de ibraz edilmesi zorunludur. 
Öte yandan, İdare ile peşin fiyatlandırma anlaşması imzalayan mükelleflerin, 
anlaşma kapsamındaki işlemlerine ilişkin olarak Yıllık Transfer Fiyatlandırması 
Raporu (Ek 3) hazırlamalarına gerek bulunmamaktadır. Ancak anlaşma müddeti 
boyunca her yıl hazırlanacak olan "Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin 
Yıllık Rapor" içerisinde         (Ek 3)'de yer alan unsurlara da yer verilmesi 
gerekmektedir. 
İlişkili kişilerle gerçekleştirilen ve anlaşma kapsamında olmayan işlemlere 
ait bilgi ve belgeler ile Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu'nun bu Tebliğde 
belirtildiği şekilde hazırlanacağı tabiidir.
8- Cezalar 
Teşebbüs sahibi ve kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine 
aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım 
ya da satımında bulunarak tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla 
örtülü kazanç dağıtımı yapmaları durumunda Vergi Usul Kanunu'nun cezalara 
ilişkin hükümleri uygulanacaktır. 
Bu Tebliğ ile İdare'ye ibraz etme zorunluluğu getirilen bilgi ve belgeleri 
Tebliğde belirlenen sürelerde vermeyenler hakkında da Vergi 
Usul Kanunu'nun cezalara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı tabiidir. 
9- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımında 
Düzeltme İşlemleri 
Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan 
kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulamasında, 13 üncü maddede 
belirtilen şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla 
dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar 
sayılacaktır. 
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazancın kâr payı 
sayılması ile mükellefler bu kâr payına ilişkin olarak istisna hükümlerinden 
yararlanacağından, "karşı taraf düzeltmesi" bu şekilde, işleme taraf olanlar 
arasında gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla, dağıtılmış kâr payının net kâr 
payı tutarı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanması sonucu bulunan tutar 
üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi 
yapılacaktır.
Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde 
buna göre düzeltilecektir. Ancak, bu düzeltmenin yapılabilmesi için örtülü 
kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması 
gerekmektedir. Örtülü kazanç dağıtılan kurum nezdinde yapılacak düzeltmede 
dikkate alınacak tutar, kesinleşen ve ödenen tutar olacaktır.
9.1- Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtan kurum tarafından 
yapılacak düzeltme işlemleri
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı şartlarının 
gerçekleşmesi halinde, örtülü kazanç dağıtan kurum tarafından işlemin yapıldığı 
geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltme işlemleri yapılabilecektir. 
Örtülü kazanç dağıtılan tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesi 
mümkündür. 
Düzeltmenin geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, örtülü kazanç 
dağıtan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden 
vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, örtülü kazanç dağıtılan 
tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabilecektir. 
Hesap dönemi kapandıktan sonra transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç 
dağıtımı yapan kurumun düzeltme talebi, vergi dairesince Vergi Usul Kanunu 
hükümleri uyarınca değerlendirilip sonuçlandırılacaktır. Bu düzeltme sonucu tarh 
edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması halinde, karşı tarafta da 
gerekli düzeltme işleminin kendiliğinden yapılması mümkün olacaktır. 
Verginin kesinleşmesi; dava açma süresi içinde dava açılmaması, yargı 
mercilerince nihai kararın verilmiş olması veya uzlaşmanın vaki olması gibi 
haller nedeniyle verginin kesinleşmesi ve itiraz edilmeyecek duruma 
gelmesidir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtan kurumun, zamanaşımı 
süresi içinde düzeltme talebinde bulunmuş olması halinde, düzeltme sonucu tarh 
edilen verginin kesinleşip ödenmesi şartıyla karşı tarafta da süreye 
bakılmaksızın gerekli düzeltme işlemi yapılacaktır. 
9.2- Örtülü Kazanç Dağıtılan Kişinin Tam Mükellef Kurum 
Olması
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarı kâr 
payı geliri olarak dikkate alınacak olup, şartların varlığı halinde iştirak 
kazançları istisnasından yararlanılacak ve düzeltme işlemi gerçekleşecektir. 
Yukarıda yer alan bölümde de açıklandığı üzere, düzeltme yapılabilmesi için 
ilgili tutarın örtülü kazanç dağıtan mükellef tarafından ödenmesi gerekmektedir. 
Bu tutar ödendikten sonra, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç 
dağıtılan mükellefin bu düzeltmeleri ilgili dönem beyannameleri üzerinde yapması 
gerekmektedir. 
9.3- Örtülü Kazanç Dağıtılan Kişinin Dar Mükellef  Kurum, Gerçek 
Kişi, Vergiye Tabi Olmayan veya Vergiden Muaf Olan Herhangi Bir Kişi 
Olması
Örtülü kazanç dağıtılan kişinin dar mükellef kurum, gerçek kişi, vergiye tabi 
olmayan veya vergiden muaf herhangi bir kişi olması durumunda, transfer 
fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarı, örtülü kazanç 
dağıtılan nezdinde, 13 üncü maddede belirtilen şartların gerçekleştiği hesap 
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı olarak kabul edilecektir. Bu 
şekilde dağıtılmış kâr payı net kâr payı tutarı olarak kabul edilecek ve brüte 
tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden vergi kesintisine tabi tutulacaktır. 
Örnek :
(A) Kurumunun ortağı (B)'ye emsallere uygun fiyatı 120.000 YTL olan bir malı 
70.000 YTL'ye satması halinde yapılacak işlemler aşağıdaki gibidir:
(A) Kurumu tam  mükellef ise:
50.000 YTL transfer fiyatlandırması yoluyla (B) Kurumuna aktarıldığından, söz 
konusu tutar kanunen kabul edilmeyen gider kabul edilmek suretiyle, (A) 
Kurumunun dönem kazancına eklenerek kurumlar vergisi yönünden tarhiyat 
yapılacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) nezdinde düzeltmenin yapılabilmesi için 
örtülü kazanç dağıtan kurum (A) adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve 
ödenmiş olması gerekmektedir. 
(B) Kurumu ise 120.000 YTL tutarındaki malı 70.000 YTL'ye satın almıştır. 
50.000 YTL tutarındaki fark bu kurum için kâr payı niteliğindedir. 
Bu çerçevede; 
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) tam mükellef kurum ise dağıtılan örtülü 
kazanç Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) 
bendine göre, iştirak kazancı istisnası kapsamında değerlendirilecek olup, 
düzeltme beyanname üzerinde yapılacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B), Türkiye'de işyeri veya daimi temsilci 
aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurum veya 
kurumlar vergisinden muaf olan dar mükellef ise dağıtılan örtülü kazanç tutarı, 
örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net kâr payı olarak kabul edilecek 
ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 uncu maddesinin 
üçüncü fıkrasına göre vergi kesintisine tabi tutulacaktır. 
 
Brüt Tutar[1]:         50.000 ´ 100   =  58.824 
                                100 - 15 
 
Kâr Payı Tevkifatı:  58.824 ´ % 15=  8.824 YTL
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) kurumlar vergisinden muaf bir kurum ise 
dağıtılan örtülü kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net 
kâr payı olarak kabul edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi 
Kanunu'nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre vergi kesintisine tabi 
tutulacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) tam veya dar mükellef gerçek kişi ise 
dağıtılan örtülü kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net 
kâr payı olarak kabul edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Gelir Vergisi 
Kanunu'nun 94 üncü maddesinin 6/b bendine göre vergi kesintisine tabi 
tutulacaktır. 
(A) Kurumu dar mükellef ise: 
(A) Kurumu tarafından, yurt dışında bulunan ana merkeze aktarılan örtülü 
kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde net kâr payı olarak kabul 
edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 uncu 
maddesinin altıncı fıkrasına göre vergi kesintisine tabi tutulacaktır. 
Öte yandan, yurt dışı işlemlerle ilgili olarak yapılacak ikincil düzeltme 
işlemlerinin, vergi anlaşmaları çerçevesinde ve söz konusu anlaşmanın imkan 
verdiği ölçüde yapılabileceği tabiidir. 
10- Gayri Maddi Haklar
10.1- Gayri Maddi Hakların Tanımı
Gayri maddi haklar, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan 
filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif 
hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, 
gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye 
dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile 
sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkını ifade 
etmektedir. Başka bir ifadeyle, gayri maddi haklar patent, ticari marka, ticari 
unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebi, 
sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how) ve 
ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır. 
Gayri maddi haklar özellikleri nedeniyle ticari gayri maddi haklar ve 
pazarlama amaçlı gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altında 
değerlendirilmektedir. Ticari gayri maddi haklar bir malın üretiminde ya da bir 
hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile 
müşterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin işletiminde kullanılan 
(bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayri maddi 
hakları ifade etmektedir. 
Pazarlama amaçlı gayri maddi haklar ise, bir ürün ya da hizmetin ticari 
amaçlı olarak kullanımına yardımcı olan ticari markalar ve ticari unvanlar, 
müşteri listeleri, dağıtım kanalları ile ilgili ürün açısından önemli bir 
promosyon değerine sahip nevi şahsına münhasır isimler, semboller ya da resimler 
gibi gayri maddi hakları ifade etmektedir.
10.2- Gayri Maddi Haklarda Emsallere Uygunluk İlkesi
İlişkili kişilerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ve gayri maddi 
hakların da dahil olduğu mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde bedel, 
emsallere uygunluk ilkesine göre tespit edilecektir.
Gayri maddi haklara ilişkin emsallere uygun bedelin belirlenmesinde öncelikle 
gayri maddi hakkı devreden ile devralan taraf ayrı ayrı değerlendirilmelidir. 
Gayri maddi hakka ilişkin emsallere uygun bedel devreden yönünden; 
karşılaştırılabilir nitelikteki kontrol dışı bir işlemde, gayri maddi hakkın 
sahibinin söz konusu hakkı başkasına devretmeyi kabul edebileceği bedel 
olmalıdır. Devralan yönünden emsallere uygun bedel, karşılaştırılabilir 
ilişkisiz bir kurumun faaliyetlerinde kullanmayı düşündüğü gayri maddi hak için 
ödemeyi kabul ettiği tutarı ifade etmelidir. 
Gayri maddi hakların devri, bir gayri maddi varlığın doğrudan satışına 
ilişkin olabileceği gibi, imzalanan bir lisans anlaşması sonucunda gayri maddi 
varlığa ilişkin hakkın karşılığında bir royalti (gayri maddi hak bedeli) ödemesi 
biçiminde de gerçekleşebilir.
10.3- Gayri Maddi Haklarda 
Emsallere Uygun Bedelin Tespitinde 
Kullanılabilecek Yöntemler
İlişkili kişiler arasında gerçekleştirilen işlemlerde gayri maddi hakların 
yer alması halinde, emsallere uygunluk ilkesinin uygulanabilmesi için kontrol 
altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler arasında karşılaştırılabilirlik 
analizinin yapılması gerekmektedir. Daha sonra gayri maddi hakkın alım ya da 
satım işleminde kullanılacak en uygun transfer fiyatlandırması yöntemi 
belirlenecektir. 
Bir gayri maddi hakkın satışı ya da lisanslanması işlemlerine yönelik olarak 
emsallere uygun bedel tespit edilirken karşılaştırılabilir fiyat yöntemi 
kullanılabilir. Bu yönteme göre, aynı gayri maddi hakkın sahibi, benzer bir 
gayri maddi hakkın karşılaştırılabilir şartlarda ilişkisiz kuruluşlara hangi 
fiyattan transfer edildiğini veya lisans hakkının verildiğini 
belirleyebiliyorsa, bu fiyat ya da bedel emsallere uygun fiyat/bedel olarak 
kullanılabilecektir. 
Gayri maddi haklar içeren ürünlerin satışında da karşılaştırılabilir fiyat 
yöntemi uygulanabilecektir. Gayri maddi hakların (örneğin bir ticari markanın) 
pazarlanması söz konusu olduğunda, uygulanacak olan karşılaştırılabilirlik 
analizinde, müşteri tarafından kabul edilebilirlik, coğrafi önem, pazar payı, 
satış hacmi ve ilgili diğer unsurların dikkate alınması gerekir. Ticari gayri 
maddi haklar söz konusu olduğunda ise karşılaştırılabilirlik analizinde ayrıca 
ilgili gayri maddi haklar (koruma altındaki patent ya da diğer tür münhasırlık 
içeren gayri maddi haklar) ve Ar-Ge işlevlerinin taşıdıkları önemin de dikkate 
alınması gerekmektedir.
Ancak karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemlerin bulunamadığı yüksek düzeyde 
değerli gayri maddi hakların yer aldığı işlemlerde, emsallere uygun bedelin 
tespitinde karşılaştırılabilir fiyat yönteminin dışındaki diğer yöntemlerin 
kullanılabilmesi mümkündür. 
Örnek :
Türkiye'de yerleşik (B) iştiraki ile yurtdışında mukim ve markanın lisans 
hakkına sahip otomotiv firması olan (A) firması arasında bir lisans sözleşmesi 
imzalanmıştır. (A) firmasına lisans (telif hakkı) bedeli olarak Türkiye'deki net 
satışların % 6'sı kadar yıllık ödeme yapılmaktadır. Otomotiv piyasasında 
faaliyet gösteren (C), (D) ve (E) şirketlerinin incelenmesinden, bu firmaların 
da yurtdışında yerleşik lisans sahibi ana firmalarına             % 3 - % 5 
arasında net satışlara oranlı lisans hakkı bedeli ödediği tespit edilmiştir. Bu 
durumda (B) firmasının yapmakta olduğu ödemeler ile piyasada mevcut lisans hakkı 
ödemeleri karşılaştırılmalı ve karşılaştırma sonucunda ortaya çıkan farklılıklar 
var ise bunlar düzeltilmelidir. Dolayısıyla, lisansın kullanım dönemi, coğrafi 
olarak kullanım alanı ve ödeme vadeleri ile kullanım koşulları benzer ya da 
mevcut farklılıklar düzeltilebiliyor ise (A) firmasına yapılan ödemeler ile 
ilgili olarak (C), (D) ve (E) şirketlerinin işlemleri (dış emsal) 
kullanılabilecektir. 
Öte yandan, gayri maddi hakların patent, ticari markalar, ticari sırlar ve 
know-how da dahil olmak üzere bir bütün halinde değerlendirilmelerinin gerektiği 
durumlarda, gerçekleştirilen işlemin emsallere uygunluğunu doğrulayabilmek için 
bütünü oluşturan parçaların ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. 
11- Grup İçi Hizmetler 
11.1- Grup İçi Hizmetlerin Tanımı ve Kapsamı
Grup içi hizmet, ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle ana 
şirketin bağlı şirketlerine veya aynı gruba bağlı şirketlerden birinin 
diğerlerine verdiği hizmetleri ifade etmektedir. Bu hizmetler tüm grup için 
yönetim, koordinasyon ve kontrol işlevlerinin sağlanmasını da içermekte olup, bu 
tür hizmetleri sağlamanın maliyeti, ana şirket, bu amaç için görevlendirilen bir 
grup üyesi veya diğer bir grup üyesi (grup hizmet merkezi) tarafından 
üstlenilebilmektedir. 
Grup içi hizmetlerle ilgili olarak;
-          Hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı, 
-          Hizmeti alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacı olup 
olmadığı, 
-          Hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere 
uygunluk ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
11.2- Grup İçi Hizmetlerin Fiilen Sağlanıp Sağlanmadığının 
Tespiti
Emsallere uygunluk ilkesi gereği grup içi hizmetin verilip verilmediğinin 
belirlenmesinde, hizmeti alan grup üyesinin ticari pozisyonunu güçlendirecek 
ticari veya ekonomik bir değer sağlayıp sağlamadığı dikkate alınmalıdır. 
İlişkili bir şirketin ana şirketten veya aynı grubun üyesi olan diğer bir 
şirketten ihtiyacı olmayan bir hizmeti alması ya da bir hizmetin grup üyesine, 
sadece grup üyesi olması nedeniyle verilmesi durumunda, söz konusu şirketin grup 
içi hizmet elde ettiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Grup içi hizmetlerin, grubun bir veya daha fazla sayıdaki üyesi tarafından 
tanımlanan bir ihtiyacı karşılamak üzere grubun bir üyesi tarafından sağlandığı 
durumda, hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığının belirlenebilmesi kolaylıkla 
mümkün bulunmaktadır. Örneğin, ilişkili bir kurumun aynı grubun üyesi olan diğer 
bir kurumun gerçekleştirdiği imalat faaliyetlerinde kullanılan makine ve 
teçhizatın onarımını üstlenmesi durumu grup içi hizmet olarak kabul edilebilecek 
olup, söz konusu hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığının tespiti mümkün 
bulunmaktadır.
Öte yandan, grup içi şirket tarafından sağlandığı belirtilen hizmetler 
karşılığı ilişkili kişilere ödeme yapılmış olması ve/veya yapılan ödemenin 
"yönetim gideri" olarak tanımlanmış olması söz konusu hizmetlerin fiilen 
sağlandığını göstermeyecektir.
11.3- Grup İçi Hizmetlerde Emsallere Uygun Bedelin 
Belirlenmesi
Grup içi hizmetlerin fiilen sağlanıp sağlanmadığının yanısıra hizmet 
bedelinin hem hizmeti alan hem de hizmeti sağlayan bakımından ayrı ayrı ele 
alınarak emsallere uygunluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 
Grup içi şirketlerden birine ya da bir kaçına verilen hizmetlerde emsallere 
uygun bedelin tespiti bu Tebliğde belirtilen yöntemler çerçevesinde 
gerçekleştirilecektir. Dolayısıyla, grup içi hizmetlerde hizmet bedelinin 
emsallere uygun bedel olması gerekmektedir. 
11.4- Grup İçi Hizmetlerde Emsallere Uygun Bedelin 
Tespitinde Kullanılabilecek Yöntemler
Grup içi hizmetlerde emsallere uygun bedelin belirlenmesinde kullanılacak 
yöntemlerin, bu Tebliğin ilgili bölümlerine göre tespit edileceği tabiidir. 
Ancak, grup içi hizmetlerin fiyatlandırılmasında "Karşılaştırılabilir Fiyat 
Yöntemi veya Maliyet Artı Yöntemi"nin uygulanması diğer yöntemlere tercih 
edilebilir. 
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, hizmeti alan tarafın faaliyet gösterdiği 
piyasadaki ilişkisiz kuruluşlar arasında karşılaştırılabilir nitelikteki bir 
hizmetin bulunduğu durumlarda uygulanabilecektir. Örneğin, muhasebe, hukuk, ya 
da bilgisayar alanında sağlanan hizmetlerde bu yöntem kullanılabilecektir. 
Ancak,  karşılaştırılabilir bir fiyatın bulunamadığı durumlarda "Maliyet Artı 
Yöntemi"nin kullanılması uygun olacaktır. Bu yöntemin uygulanmasında, kontrol 
altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki maliyet bazının aynı olması 
gerekmektedir. Örneğin, kontrol altındaki işlemde genel giderlerin doğrudan 
giderlere olan oranının, karşılaştırılabilir işlemlere kıyasla daha yüksek 
olması durumunda; o işlemde elde edilen kâr marjını, ilişkili kuruluşun maliyet 
bazı üzerinde düzeltme yapmadan uygulamak bu tür işlemlerde uygun olmayacaktır. 
Öte yandan, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin veya maliyet artı yönteminin 
uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda, emsallere uygun bedelin doğru bir 
biçimde belirlenebilmesini sağlamak üzere, bu Tebliğde belirtilen diğer 
yöntemlerin kullanılması da mümkün bulunmaktadır.  
Yöntemlerin kullanılması aşamasında grubun üyeleri arasında bir işlev analizi 
yapılması gerektiği tabiidir. 
Örnek 1 :
(ABCD) şirketler grubudur. (A) şirketi Almanya'da bulunan ve (ABCD) grubuna 
insan kaynaklarının yönetimine ilişkin hizmetler sunan bir şirkettir. (A) 
şirketinin sunduğu hizmetin maliyeti 33.000 YTL'dir. (B) ve (C) şirketleri 
Almanya'da, (D) şirketi ise Türkiye'de faaliyet göstermektedir. 
(A) şirketinin söz konusu hizmete ilişkin faydaları kesin olarak ölçemediği 
varsayımı altında, ortaklaşa kullanılan bu hizmet maliyeti uygun bir dağıtım 
anahtarı kullanmak suretiyle paylaştırılacaktır. Örneğimizde uygun dağıtım 
anahtarının şirketlerde çalışan kişi sayısı olduğu varsayılmıştır. Söz konusu 
şirketlerde çalışan kişi sayıları toplamı aşağıdaki gibidir:
 
| 
 (B) şirketi  | 
 600 kişi   | 
| 
 (C) şirketi  | 
 250 kişi  | 
| 
 (D) şirketi  | 
 250 kişi   | 
(A) şirketinin yukarıdaki dağıtım anahtarını esas alarak 33.000 YTL'lik 
toplam gideri dağıtması halinde aşağıdaki sonuçlar elde edilir:
 
| 
    | 
 Kişi Sayısı  | 
 Gider Payı (YTL)  | 
| 
 (B) şirketi  | 
 600  | 
 18.000  | 
| 
 (C) şirketi  | 
 250  | 
  7.500  | 
| 
 (D) şirketi  | 
 250  | 
  7.500  | 
| 
 TOPLAM  | 
 1.100  | 
 33.000  | 
 
Tablodan da görüleceği üzere, Türkiye'de faaliyette bulunan (D) şirketi için 
gider payı 7.500 YTL'dir. Ancak, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin 
kullanılması sonucu söz konusu hizmetin emsallere uygun bedelinin 6.000 YTL 
olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, (D) şirketinin gider payı 6.000 YTL olarak 
dikkate alınacaktır.  
Örnek 2 :
Merkezi İstanbul'da bulunan (A) Holding Şirketinin Türkiye'de 3 bağlı şirketi 
bulunmaktadır. Grup şirketlerinden Ankara'da bulunan (AA) şirketi ve Afyon'da 
bulunan (AB) şirketi çimento üretimi ve pazarlaması alanında faaliyette 
bulunmaktadır. İstanbul'da bulunan (AC) şirketi ise bankacılık alanında faaliyet 
göstermektedir. 
(A) şirketi aynı grubun üyesi olan (AA) ve (AB) şirketlerinin imalat 
faaliyetlerinde kullandığı makine ve teçhizatın onarımına ilişkin hizmetler 
sunmaktadır. Söz konusu hizmetin maliyeti 15.000 YTL olarak belirlenmiştir. (A) 
şirketi söz konusu hizmete ilişkin faydaları kesin olarak ölçemediği varsayımı 
altında, bu hizmet maliyetini uygun bir dağıtım anahtarı kullanmak suretiyle 
paylaştırmıştır. Dolayısıyla, uygun bir dağıtım anahtarı kullanmak suretiyle 
yapılan gider dağılımının aşağıdaki gibi olduğu varsayılmaktadır. 
 
| 
    | 
 Gider Payı (YTL)  | 
| 
 (AA) şirketi  | 
 7.250  | 
| 
 (AB) şirketi  | 
 7.750  | 
| 
 TOPLAM  | 
                   15.000  | 
Söz konusu şirketin aynı grubun üyesi olan (AA) ve (AB) şirketlerinin imalat 
faaliyetlerinde kullandığı makine ve teçhizatın onarımına ilişkin hizmet 
maliyeti üzerinden % 4 brüt kâr elde etmek suretiyle hizmetin maliyeti aşağıdaki 
gibi yeniden belirlenmiştir.
       (AA) Şirketi = 7.250 x 1,04 = 7.540 YTL
        (AB) Şirketi = 7.750 x 1,04 = 8.060 YTL
        TOPLAM                               15.600 YTL
Ancak yapılan karşılaştırılabilirlik analizi sonucu, ilişkisiz (B) ve (C) 
şirketlerinin aynı hizmeti ilişkili olmayan şirketlere % 2 brüt kâr marjıyla 
verdiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla, yeniden tespit edilen emsallere uygun 
bedeller aşağıdaki gibi olacaktır:
       (AA) Şirketi = 7.250 x 1,02 = 7.395 YTL
        (AB) Şirketi = 7.750 x 1,02 = 7.905 YTL
 
        TOPLAM                               15.300 YTL
 
Örnek 3 :
Türkiye'de faaliyette bulunan (B) şirketi limanlara gelen gemilere yükleme 
yapan bir şirket olup, (X) ülkesinde faaliyette bulunan ilişkisiz (C) şirketine 
konteyner başına 100 €'ya hizmet vermektedir. (B) şirketi yine aynı ülkede 
bulunan grup şirketlerinden (D)'ye de aynı hizmeti vermektedir. 
Yapılan karşılaştırılabilirlik analizi sonucu, ilişkisiz (C) şirketine ve 
ilişkili (D) şirketine verilen hizmetler arasında bir fark bulunmaması ya da var 
olan farklılıkların düzeltilebilmesi şartıyla, (B) şirketinin ilişkili (D) 
şirketine verdiği hizmetin bedelinin 100 € olarak tespit edilmesi 
gerekmektedir.   
Örnek 4 :
X) Grubu, ekonomik nedenlerden dolayı faaliyetlerini merkezileştirme 
konusunda aldığı karar çerçevesinde borçlarını faktoring yoluyla devretmektedir. 
Kur risklerini ve borçlanma risklerini sınırlandırmak ve idari masrafları 
minimuma indirebilmek amacıyla faaliyetlerini bir merkezde toplamıştır. Ayrıca, 
bu sorumluluğu üstlenen ve borçlanma işlemlerini yerine getiren bir "faktoring 
merkezi" kurmuştur. Bu şekilde, faktoring merkezinden bir grup içi hizmet 
sağlamaktadır ve söz konusu hizmet karşılığında bu merkeze emsallere uygun bedel 
üzerinden ödeme yapılması gerekmektedir.
Örnek 5 :
(A) şirketi, kendisinin de bağlı olduğu grubun üyelerinden (C), (D) ve (E) 
şirketleri adına sözleşme bazında grup içi hizmet kapsamında bir imalat 
faaliyeti sürdürmektedir. Üretici (A) şirketi, ne tür ürünleri imal edeceği ve 
bu ürünlerin kalitesinin ve miktarının ne olacağı konularında (C), (D) ve (E) 
şirketlerinden ayrıntılı birtakım talimatlar almaktadır. Üretici şirket (A), 
böyle bir durumda düşük bir risk oranına maruz kalmakta ve ürün kalitesine 
ilişkin koşulları yerine getirmesi şartıyla, ürettiği tüm ürünlerin satın 
alınacağı konusunda (C), (D) ve (E) şirketlerince kendisine bir güvence 
sağlanmaktadır. Böyle bir durumda, üretici (A) şirketi hizmet sağlayıcısı olarak 
kabul edilecek olup, yapmış olduğu imalat faaliyetine ilişkin fiyatı, 
karşılaştırılabilirlik analizi sonucu bu Tebliğde belirtilen ve işlemin 
mahiyetine en uygun yöntemi kullanarak belirleyebilecektir 
Tebliğ olunur.
Ek : 1
 
PEŞİN FİYATLANDIRMA ANLAŞMASINA İLİŞKİN YILLIK RAPOR
I- GENEL BİLGİLER
 
-         Mükellefin Adı, Ünvanı
-         Bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası
-         Adresi
-         Faaliyet konusu
-         Organizasyon yapısı
-         İlişkili kişiler hakkındaki bilgiler (vergi kimlik numaraları, 
adresleri, telefon numaraları vb.)
 
II- TRANSFER FİYATLANDIRMASI ANALİZİNE İLİŞKİN BİLGİLER 
-         Peşin fiyatlandırma anlaşmasının geçerli olduğu hesap dönemi içinde 
ilişkili kişiler arasında gerçekleşen mülkiyet ilişkilerindeki değişikler, 
kurumun organizasyon yapısındaki değişiklikler
-         Emsallere uygun fiyat/bedelin tespitinde esas alınan koşulların 
veya varsayımların geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğine ilişkin bilgi 
-         İlgili hesap dönemi içinde anlaşmada öngörülen koşullar/kritik 
varsayımlardan karşılanamayanların neler olduğu ve ilgili koşullar/kritik 
varsayımların sağlanamamasının nedenleri
-         Üstlenilen işlevler ve riskler, kullanılan varlıklar, ekonomik 
şartlar, sözleşme şartları ve yerine getirilen hizmetlerde yıl içinde 
gerçekleşen önemli maddi değişiklikler
-         Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri 
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi,
-         Anlaşmaya taraf olan kurumların mali yapılarının özeti ve 
mükellefin mali yapısını etkileyebilecek düzeydeki değişiklikler 
-         İlişkili kişiler tarafından anlaşmada yer almayan farklı muhasebe 
standartları ve yöntemleri kullanılmaya başlanmış ise bunlara ilişkin bilgi
-         Anlaşmada öngörülen işlemlerin gerçekleşme tarihleri, miktarları ve 
ilgili işlemde ödemeyi yapan veya ödemeyi alan taraf
-         Anlaşmada belirtilen yöntem ile hesaplanan fiyat ve hesaplama 
süreci, anlaşmada belirtilen yöntemin ilgili hesap döneminde uygulamasına 
ilişkin bilgi
-         Anlaşmada, yıllık raporda yer alması tespit edilen diğer 
hususlar.
III- SONUÇ
Ek : 2 
TRANSFER FİYATLANDIRMASI, KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM 
VE ÖRTÜLÜ SERMAYEYE İLİŞKİN FORM*
 
| 
 KURUMA İLİŞKİN GENEL 
BİLGİLER  | 
 
| 
 Vergi Kimlik No  | 
    | 
| 
 Kurum Sicil No  | 
    | 
| 
 Kurum Unvanı  | 
    | 
| 
 Faaliyet Kodu  | 
    | 
| 
 İrtibat Telefonu ve Faks No  | 
    | 
| 
 Vergilendirme Dönemi  | 
    | 
 
| 
 TRANSFER FİYATLANDIRMASI KAPSAMINDAKİ İLİŞKİLİ KİŞİLERE 
İLİŞKİN BİLGİLER  | 
 
| 
    | 
 Yurt İçinde Bulunan İlişkili Kişi Adı-Ünvanı 
                                          | 
 Vergi Kimlik No   | 
 Yurt Dışında Bulunan İlişkili Kişi 
Adı-Ünvanı  | 
 İlişkili Kişinin Bulunduğu Ülke  | 
| 
 1  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 2  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 3  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 4  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 5  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
 
| 
 İLİŞKİLİ KİŞİLERLE GERÇEKLEŞTİRİLEN TRANSFER 
FİYATLANDIRMASINA İLİŞKİN İŞLEMLER**  | 
 
| 
    | 
    | 
 Alım 
(YTL)  | 
 Satım 
(YTL)  | 
| 
    | 
 Varlıklar  | 
    | 
    | 
| 
 1  | 
  Hammadde-Yarı Mamul   | 
    | 
    | 
| 
 2  | 
  Mamul-Ticari Mallar  | 
    | 
    | 
| 
 3  | 
  Gayri maddi Haklar/Varlıklar (Edinilen veya 
kullanılan)  | 
    | 
    | 
| 
 4  | 
  Kiralamalar  | 
    | 
    | 
| 
 5  | 
 Diğer (Belirtiniz)  | 
    | 
    | 
| 
    | 
 Hizmetler  | 
    | 
    | 
| 
 6  | 
  İnşaat-Onarım-Teknik   | 
    | 
    | 
| 
 7  | 
  Araştırma ve Geliştirme  | 
    | 
    | 
| 
 8  | 
  Komisyon  | 
    | 
    | 
| 
 9  | 
  Diğer (Belirtiniz)   | 
    | 
    | 
| 
    | 
 Mali İşlemler  | 
    | 
    | 
| 
 10  | 
  Ödünç Para/Kredi- Faiz  | 
    | 
    | 
| 
 11  | 
  Vadeli İşlemler (Türev ürünler)  | 
    | 
    | 
| 
 12  | 
  Sigorta  | 
    | 
    | 
| 
 13  | 
  Menkul Kıymetler  | 
    | 
    | 
| 
 14  | 
  Diğer (Belirtiniz)  | 
    | 
    | 
| 
    | 
 Diğer İşlemler  | 
    | 
    | 
| 
 15  | 
  İkramiye ve Benzeri Ödemeler   | 
    | 
    | 
| 
 16  | 
  Grup İçi Hizmetler  | 
    | 
    | 
| 
 17  | 
  Diğer (Belirtiniz)  | 
    | 
    | 
| 
    | 
 Yapılan İşlemlerin Toplamı  | 
    | 
    | 
 
 
| 
 TRANSFER FİYATLANDIRMASINA KONU OLAN İŞLEMLERDE KULLANILAN 
YÖNTEMLER  | 
 
| 
    | 
 Alım 
(YTL)  | 
 Satım 
(YTL)  | 
| 
 Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi  | 
    | 
    | 
| 
 Maliyet Artı Yöntemi  | 
    | 
    | 
| 
 Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi  | 
    | 
    | 
| 
 Kâr Bölüşüm Yöntemi  | 
    | 
    | 
| 
 İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi 
                                          | 
    | 
    | 
| 
 Mükellefçe Belirlenen Yöntem  | 
    | 
    | 
| 
 Toplam İşlem Tutarı  | 
    | 
    | 
 
 
| 
 KURUMUN YURTDIŞI İŞTİRAKLERİNE İLİŞKİN 
BİLGİLER  | 
| 
    | 
| 
    | 
 Yurtdışı İştirakin Unvanı  | 
 Kanuni veya İş Merkezinin Bulunduğu Ülke  | 
 Kurumun Sermaye, Oy veya Kâr Payı Oranı  | 
 Yurtdışı İştirakin Gayrisafi Hasılatı  | 
| 
 1  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 2  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 3  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 4  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 5  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
 
| 
 ÖRTÜLÜ SERMAYE UYGULAMASINA İLİŞKİN 
BİLGİLER***  | 
| 
    | 
| 
 Aktif Toplamı   | 
    | 
| 
 Toplam Borçlar  | 
    | 
| 
 Öz Sermaye Tutarı  | 
    | 
| 
 Toplam Faiz Giderleri   | 
    | 
| 
 Toplam Kur Farkı Giderleri  | 
    | 
 
| 
 İLİŞKİLİ KİŞİLERDEN (İŞTİRAKLER DAHİL) TEMİN EDİLEN BORÇLARA İLİŞKİN 
BİLGİLER****   | 
| 
    | 
| 
    | 
 Borç Verenin Unvanı veya Adı-Soyadı  | 
 Vergi Kimlik Numarası  | 
 Borcun Alındığı Tarih  | 
 Borcun Tutarı  | 
 Borcun Ödendiği Tarih  | 
| 
 1  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 2  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 3  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 4  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 5  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
| 
 Toplam  | 
    | 
    | 
    | 
    | 
    | 
 
AÇIKLAMALAR: 
*  Bu form, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından doldurulacaktır. 
Formda yer alan transfer fiyatlandırması, kontrol edilen kurum kazancı ve örtülü 
sermayeye ilişkin işlemlerin bir veya birkaçının bulunması durumunda sadece bu 
işleme ilişkin kısım doldurulacak olup, formda belirtilen söz konusu işlemlerin 
bulunmaması durumunda bu form doldurulmayacak ve beyanname ekinde de 
gönderilmeyecektir. 
**  Formda yer alan işlemlerin alım ve satımından kastedilen; alım 
satımın yapılması ya da hizmetin alınıp verilmesi olarak anlaşılmalıdır. 
Örneğin, kiralama veya kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, 
ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler mal veya hizmet alım ya 
da satımıdır.
Formda yer alan "Alım" sütununa, ilişkili kişi tarafından sağlanan 
işlem tutarı, "Satım" sütununa ise ilişkili kişiye sağlanan işlem tutarı 
yazılacaktır.                        
Formda yer alan gayri maddi haklar/varlıklar, patent, ticari marka, 
ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile 
edebi, sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how) 
ve ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır. 
"Diğer İşlemler" bölümünün 16 numaralı satırında yer alan Grup İçi 
Hizmetler, ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle aynı gruba bağlı 
şirketlerden birinin diğerlerine verdiği hizmetleri ifade etmektedir. 
                            
***  Bu bölüm, aşağıda yer alan açıklamalar çerçevesinde 
doldurulacaktır.
-  Aktif Toplamı ve Toplam Borçlar; kurumun hesap dönemi başında 
çıkartılmış olan bilânçosunda yer alan bilgilere göre 
doldurulacaktır.
-  Öz  Sermaye Tutarı; kurumun öz sermayesi bu tabloda yer alan Aktif 
Toplamı ve Toplam Borçlar dikkate alınarak, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel 
Tebliğinin "12.1.5" bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde 
hesaplanacaktır.
-  Toplam Faiz Giderleri; hesap dönemi içinde gerçekleşen ve 
maliyetlere veya faaliyet giderlerine intikal etmiş olan faiz ve kur farkı 
giderlerinin toplamı yazılacaktır.
- Toplam Kur Farkı Giderleri; bu bölüme, 1 Seri No.lu Kurumlar 
Vergisi Genel Tebliğinin "12" nci bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde 
örtülü sermaye uygulamasına konu olan borçlar yazılacaktır.
****  Örtülü sermaye düzenlemesinde yer alan ilişkili kişiler dikkate 
alınacaktır.
 Ek : 3
YILLIK TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU
I- GENEL BİLGİLER
Mükellefin faaliyet alanı, gerçekleştirilen işlevler, üstlendikleri riskler, 
sahip oldukları varlıklar, ekonomik koşullar, pazar koşulları ve iş stratejileri 
hakkındaki bilgiler
II- İLİŞKİLİ KİŞİLER HAKKINDAKİ BİLGİLER
İlişkili kişilerin vergi kimlik numaraları, adresleri, telefon numaraları vb. 
ile ilişkili kişilerin faaliyet alanı, bu alandaki ekonomik koşullar, pazar 
koşulları, yasal düzenlemeler, iş stratejileri, ilişkili kişilerin 
gerçekleştirdiği  işlevler, üstlendikleri riskler, sahip oldukları varlıklar 
hakkında ayrıntılı bilgiler
III- İLİŞKİLİ KİŞİLER ARASINDAKİ İŞLEMİN AYRINTILARINA İLİŞKİN 
BİLGİLER 
İlişkili kişiler arasındaki bütün işlemlere ve sözleşmelere ait ayrıntılı 
bilgiler
IV- TRANSFER FİYATLANDIRMASI ANALİZLERİNE İLİŞKİN BİLGİLER 
                            
Karşılaştırılabilirlik analizine ilişkin ayrıntılar ve karşılaştırılabilir 
işlemlerin seçiminde kullanılan kıstaslar, karşılaştırılabilirliğin tespitinde 
düzeltim yapılmış ise buna ilişkin ayrıntılı bilgiler, kullanılan transfer 
fiyatlandırması yönteminin diğer yöntemlerle karşılaştırılarak bu yöntemin 
kullanılma gerekçeleri ile bu yöntemin en uygun yöntem olduğuna ilişkin bilgi, 
belge ve hesaplamalar, emsallere uygun fiyat/bedel veya kâr marjının 
saptanmasında kullanılan hesaplamalara ilişkin ayrıntılı bilgiler, emsal fiyat 
aralığı tespit edilmiş ise bu aralığa ilişkin hesaplamaları içeren ayrıntılı 
bilgiler
V- SONUÇ