5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan "örtülü kazanç" müessesesi
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesi ile "Transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı" adı altında yeniden düzenlenmiş
olup, 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren söz konusu madde ile 5615 sayılı
Kanunla Gelir Vergisi Kanunu'nun 41 inci maddesinde yapılan düzenlemelere
ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.
1- Yasal Düzenlemeler
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinde yer alan düzenleme
aşağıdaki gibidir:
"Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı
Madde 13 - (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine
aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım
ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat
işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi,
ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal
veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.
(2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya
ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya
sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu
altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri,
ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy
hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği
ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi
ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi
hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen
ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili
kişilerle yapılmış sayılır.
(3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet
alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir
ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade
eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere
ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar
olarak saklanması zorunludur.
(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat
veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını
kullanarak tespit eder:
a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı
emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da
satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek
veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa
fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.
b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet
maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle
hesaplanmasını ifade eder.
c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu
mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek
veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir
brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.
ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile
ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi
belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.
(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında
uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi
üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen
yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde
kesinlik taşır.
(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak
dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu
maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış
kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha
önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre
düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan
kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.
(7) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca
belirlenir."
Aynı Kanunun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11 inci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (c) bendinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak
dağıtılan kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indiriminin kabul
edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 5615 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu'nun "Gider kabul
edilmeyen ödemeler" başlıklı 41 inci maddesine eklenen (5) numaralı bentte
yapılan düzenleme aşağıdaki gibidir:
"5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler hariç
olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine
aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım
ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile
teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine
oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.
Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve
kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu
şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.
Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç
para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren
işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak
değerlendirilir.
İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan
edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise
ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler
ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar
bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü
uygulanır."
2- Kapsam
Türkiye'deki tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumların tamamı bu
düzenlemenin kapsamı içinde olup, ilişkili kişilerle gerek yurt içi gerekse yurt
dışı faaliyetleri ile ilgili olarak yapılan mal veya hizmet alım ya da satım
işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı çerçevesinde
değerlendirilecektir.
2.1- Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden
Kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak
tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında
bulunmaları durumunda, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek
için;
- Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının
(alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama, kiraya verme işlemleri,
ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri
gerektiren işlemler de bu kapsamdadır.) yapılmış olması,
- Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili
kişilerle yapmış olması,
- Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk
ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması gerekmektedir.
Dolayısıyla kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine göre
tespit ettikleri fiyat veya bedel üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımı
yapmış olmaları durumunda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtımından söz edilmeyecektir.
2.2- Gelir Vergisi Kanunu Yönünden
Gelir Vergisi Kanunu'nun 41 inci maddesinin (5) numaralı bendi gereğince,
teşebbüs sahibinin ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak
tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında
bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince
uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar
işletmeden çekilmiş sayılacaktır.
Bu çerçevede,
- Teşebbüs sahibi tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının
yapılmış olması,
- Teşebbüs sahibinin bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili
kişilerle yapmış olması,
- Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk
ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması halinde
emsallere uygun bedel veya fiyat ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya
fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş
sayılacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında "teşebbüs sahibi" ifadesi, ticari ve
zirai kazanç yönünden gelir vergisine tabi gerçek kişiler ile adi ortaklıkların
ortakları, kollektif şirketlerin ortakları, adi ve eshamlı komandit şirketlerin
komandite ortaklarını kapsamaktadır.
3- İlişkili Kişi
Bir kurum açısından ilişkili kişi;
- Kurumların kendi ortaklarını,
- Kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya
kurumları,
- Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu gerçek kişi veya
kurumları,
- Kurumların veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları,
- Ortakların eşlerini,
- Ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil
yansoy hısımları ve kayın hısımlarını
ifade etmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinde geçen "gerçek kişi" ifadesi,
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında gerçek kişi olarak kabul edilip vergiye
tabi tutulan şahıslar ile şahıs şirketleri ya da adi ortaklıkları; "kurum"
ifadesi de sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek
veya vakıflar ile bunlara ait iktisadi işletmeleri ve iş ortaklıklarını
kapsamaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında ise teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve
altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı
ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi,
denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler
ilişkili kişi sayılmaktadır.
Örneğin, (ABC) Adi Ortaklığı'nın ortaklarından (A)'nın ortağı olduğu (D) Ltd.
Şti. ile emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat
üzerinden yaptığı mal satışı işlemi ilişkili kişilerle yapılmış sayılarak
emsallere uygun bedel ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel arasındaki işletme
aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılacaktır.
Gerek gelir vergisi gerekse kurumlar vergisi mükellefleri yönünden, kazancın
elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı
vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp
sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle
Bakanlar Kurulu'nca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle
yapılmış tüm işlemler ilişkili kişilerle yapılmış sayılacaktır.
İlişkili kişi ifadesi aşağıdaki şemada gösterilmekle birlikte, her işlemin
kendi koşulları içinde değerlendirileceği tabiidir.
Yukarıdaki şemada görüldüğü üzere;
(A) Kurumunun;
- Ortak (B) Kurumu,
- Ortak (B) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (G) Kurumu,
- Ortak (B) Kurumunun dolaylı olarak ortağı olduğu (H) Kurumu,
- Ortak (B) Kurumunun kurucusu olduğu (F) Derneği ve bu derneğin
iktisadi işletmesi,
- (F) Derneğine ait iktisadi işletmede çalışan (Z) Gerçek Kişisi,
- Ortakla ilişkili (F) Derneğinin kurucularından (I) Kurumu,
- Ortakla ilişkili (F) Derneğinin dolaylı olarak bağlı bulunduğu (AD)
Gerçek Kişisi veya Kurumu,
- Ortak (B) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (D) Kurumu,
- Ortak (D) Kurumunda çalışan Finans Müdürü (R),
- Ortak (B) Kurumunda çalışan (M) Gerçek Kişisi,
- Ortak (J) Gerçek Kişisi,
- Ortak (J) Gerçek Kişisinin altsoyu, üstsoyu ve yansoyu,
- Ortak (J) Gerçek Kişisinin Eşi (K),
- Ortak (J) Gerçek Kişisinin Eşi (K)'nın üstsoyu ve yansoyu,
- Ortak (J) Gerçek Kişisinin doğrudan ortağı olduğu (L) Kurumu,
- Ortak (J) ile ilişkili (L) Kurumunun doğrudan ortağı olduğu (AB)
Kurumu,
- (AB) Kurumunun Yönetim Kurulu Başkanı (Ş),
- Yönetim Kurulu Başkanı olan (Ş)'nin üye olduğu (AC) Derneği,
- (S) İş Ortaklığı,
- (S) İş Ortaklığının diğer ortağı (T) Kurumu
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
Öte yandan, aynı derneğe üye olan gerçek kişi veya kurumların, sadece aynı
derneğin üyeleri olmaları nedeniyle ilişkili kişi kapsamında değerlendirilmeleri
mümkün bulunmamaktadır.
(A) Kurumunun;
- İştirak (C),
- İştirak (C)'nin doğrudan ortağı olduğu (P) Kurumu,
- İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun doğrudan bağlı bulunduğu (R)
Kurumu,
- İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun dolaylı olarak bağlı
bulunduğu (AE) Gerçek Kişisi veya Kurumu,
- İştirak (C) ile ilişkili (P) Kurumunun kurucusu olduğu (AF)
Vakfı,
- İştirak (C)'nin doğrudan ortağı olduğu (N) Kurumu,
- İştirak (C)'nin dolaylı olarak ortağı olduğu (O) Kurumu,
- İştirak (C)'nin doğrudan bağlı bulunduğu (Y) Gerçek Kişisi,
- İştirak (C)'nin doğrudan bağlı bulunduğu (U) Kurumu,
- İştirak (C)'nin dolaylı olarak bağlı bulunduğu (V) Gerçek Kişisi
veya Kurumu
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
3.1- Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Uygulamasında İlişkili
Kişi
3.1.1- Kurumların Kendi Ortakları
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2 nci maddesinde tüzel kişiliklerinin bulunup
bulunmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerin gerçek ve
tüzel kişi ortakları Kanunun 13 üncü maddesi gereğince ilişkili kişi sayılacak
ve bu kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak yapılan mal veya
hizmet alım ya da satım işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtımı çerçevesinde değerlendirilecektir. Dolayısıyla, kurumların doğrudan
veya dolaylı olarak sermaye payına sahip gerçek kişi veya kurum ortakları
ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir.
Diğer taraftan, gerek ortakların doğrudan veya dolaylı ortak oldukları
kurumlarla, gerekse bu kurumların kendi aralarındaki ilişki Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun uygulamasında ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir.
Bu ilişkilerde sermaye veya kâr payı oranının herhangi bir önemi
bulunmamaktadır.
3.1.2- Kurumların veya Ortaklarının İlgili Bulunduğu Gerçek Kişi veya
Kurum
Kurumun ilgili bulunduğu gerçek kişi ifadesinden, kendi ortağı olan gerçek
kişiler dışında kalan, kurumların ortağı olduğu şahıs şirketlerinin diğer gerçek
kişi ortakları ile kurum çalışanları gibi şahıslar anlaşılmaktadır.
Öte yandan, kurum çalışanlarının söz konusu kurum ile ilişkilerinin sadece
işveren-hizmet erbabı ilişkisi içinde bulunması durumunda ilgili kurum ile kurum
çalışanı, yapılan ücret ödemeleri bakımından ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilmeyecektir. Ancak, kurum ile çalışanları arasında yukarıda
belirtilen istihdam ilişkisi dışındaki işlemler, ilişkili kişilerle yapılan
işlem kapsamında değerlendirilecektir.
Kurumun ilgili bulunduğu kurum ise kendi ortağı dışında, kurumun kendisinin
ortaklığının bulunduğu bir başka kurumu yani iştiraklerini ifade etmektedir. Bir
kurum diğer bir kuruma ortak ise iki kurum ilişkili sayılacak, ortak olduğu
kurum üzerinden başka bir kuruma ortak ise dolaylı olarak ilişkili olduğu kabul
edilecektir. Diğer bir ifadeyle, kurumların doğrudan veya dolaylı olarak iştirak
ettiği diğer kurumlar ve şahıs şirketleri ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilecektir. Öte yandan kurumun ortağı olduğu şahıs şirketlerinin diğer
kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Kurum ortağının ilgili bulunduğu gerçek kişiler, Kanunun 13 üncü maddesinin
(2) numaralı fıkrasında da belirtildiği üzere, ortakların eşleri, ortakların
veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları, kayın
hısımlarını ya da kurum ortakları ile ekonomik ve sosyal olarak ilişkisi
bulunan gerçek kişileri ifade etmektedir. Örneğin; (A) Kurumunun ortağı olan (B)
gerçek kişisinin ekonomik ve sosyal olarak yakın ilişkide bulunduğu (C) gerçek
kişisinin şahsi işletmesi ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri
ilişkili kişilerle yapılmış sayılacaktır. Ayrıca kurum ortağının ortak olduğu
şahıs şirketlerinin diğer gerçek kişi ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Kurum ortağının ilgili bulunduğu kurum ise, kurum ortağının başka bir kurum
ile olan ortaklık ilişkisini ifade etmektedir. Ayrıca kurum ortağının ortak
olduğu şahıs şirketlerinin diğer kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Diğer bir ifadeyle, kurum ortaklarının doğrudan veya dolaylı olarak ortak olduğu
kurumlar ve şahıs şirketleri ile söz konusu kurum ve şahıs şirketlerinin diğer
kurum ortakları ilişkili kişi sayılacaktır.
Örneğin; bir kurumun kendi ortağı tüzel kişinin iştiraki olan başka bir tüzel
kişi ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ilişkili kişilerle
yapılmış sayılacaktır.
Öte yandan, bir kurumun ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurumların kendi
aralarındaki ilişki ve bir kurumun ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi
veya kurumların kendi aralarındaki ilişki Kurumlar Vergisi Kanunu'nun
uygulamasında ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir.
(A) Kurumunun;
- Ortak (F) Kurumu,
- Ortak (F) Kurumunda çalışan Bölge Müdürü (U),
- Ortak (F)'nin ortağı (G) Kurumu,
- (G) Kurumunda çalışan Uzman (V),
- Ortak (F)'nin ortağı (H) Gerçek Kişisi,
- Ortak (I) Gerçek Kişisi,
- Ortak (I) Gerçek Kişisinin Eşi (J),
- Ortak (I) Gerçek Kişisinin Eşi (J)'nin alt ve üstsoyu ile yansoyu
,
- Ortak (I)'nın alt ve üstsoyu ile yansoyu,
- Finans Müdürü (T),
- Muhasebe Yetkilisi (Z)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
(B) Kurumunun;
- İştiraki (K) Kurumu,
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (O) Kurumu,
- (O) Kurumunda çalışan Mühendis (İ),
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (P) Kurumu,
- İştiraki (L) İş Ortaklığı,
- (L) İş Ortaklığının diğer ortağı (C) Kurumu,
- İştiraki (M) Kurumu,
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (S) Kurumu,
- (S) Kurumunda çalışan Hukuk Müşaviri (Ü),
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (T) Gerçek Kişisi,
- (M) Kurumunun Genel Müdürü (Ç),
- Genel Müdür (Ç)'nin üye olduğu (R) Derneği,
- (R) Derneğinde çalışan Muhasebe Yetkilisi (O)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
3.1.3- Kurumun veya Ortaklarının İdaresi, Denetimi veya Sermayesi Bakımından
Doğrudan veya Dolaylı Olarak Bağlı Bulunduğu ya da Nüfuzu Altında Bulundurduğu
Gerçek Kişi veya Kurumlar
Kurumun veya ortaklarının idaresi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak
bağlı bulunduğu gerçek kişiler; ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun
kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi bulunabilecek kurumun yönetim
kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürü, üst düzey müdürleri, aynı düzeydeki
yüksek memurları gibi şahısları ifade etmektedir. Ayrıca,
ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak
etkide bulunabilecek herhangi bir gerçek kişi veya kurum ilişkili kişi
sayılacaktır.
Kurumun veya ortaklarının denetimi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak
bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesinden, ortaklık ilişkisi
olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi
bulunabilecek kurumun denetçileri gibi gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır.
Örneğin, bir limited şirket denetçisinin eşinin ortak olduğu diğer şirketin
limited şirket ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, kurumun
denetim bakımından bağlı bulunduğu ilişkili kişilerle yapılan işlemleri ifade
etmektedir.
Yukarıdaki bölümde ilişkili kişiler arasında sayılan kurum ortakları, kurumun
sermayesi bakımından bağlı olduğu bir gerçek kişi veya kurumu ifade
etmektedir.
Diğer taraftan, bir şirket ile söz konusu şirketin kurucu hisse senetleri
ve/veya intifa senetlerine sahip olan gerçek kişi ve kurumlar ilişkili kişi
kapsamında değerlendirilecektir.
Nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesi, kurumun
ekonomik ve ticari kararlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek şekilde
sürekli bir iktisadi ilişki veya devamlı borç para verme ya da alma ilişkisi
içinde bulunduğu gerçek kişi veya kurumları ifade etmektedir.
Örneğin, bir şirketin kararlarına doğrudan ya da dolaylı olarak etkide
bulunabilecek ölçüde ve süreklilikte borç verdiği kişileri nüfuzu altında
bulundurduğu kabul edilebilir. Benzer şekilde, imalat faaliyeti ile uğraşan (A)
Ltd. Şti.'nin sürekli olarak aynı gerçek kişiden sağladığı girdileri kullanması
ya da alışlarının ve/veya satışlarının büyük bir kısmını aynı kurumdan yapması
durumunda da söz konusu şirketin ilgili gerçek kişi/kurumun nüfuzu altında
olduğu kabul edilebilir.
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari
faaliyet çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu
gerçek kişi veya kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili
kişi kapsamında değerlendirilmeyecek, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet
alım satımları dışındaki işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilebilecektir. Ayrıca bayilik ilişkisi dışındaki başka bir nedenle
ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin mal ve hizmet alım
satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir.
Bir kurumun diğer bir kurumla ilişkili sayılabilmesi için kurumun diğer bir
kurum tarafından kontrol edilmesi, kurumun başka bir kurumu kontrol etmesi ya da
aynı kurum ile ortak kontrol altında bulunması gerekmektedir.
(B) Kurumunun;
- İştiraki (K) Kurumu,
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (O) Kurumu,
- (O) Kurumunda çalışan Mühendis (İ),
- (K) Kurumunun iştirak olarak katıldığı (P) Kurumu,
- İştiraki (L) İş Ortaklığı,
- (L) İş Ortaklığının diğer ortağı (C) Kurumu,
- İştiraki (M) Kurumu,
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (S) Kurumu,
- (S) Kurumunda çalışan Hukuk Müşaviri (Ü),
- İştirak olarak katıldığı (M) Kurumuna ortak olan (T) Gerçek Kişisi,
- (M) Kurumunun Genel Müdürü (Ç),
- Genel Müdür (Ç)'nin üye olduğu (R) Derneği,
- (R) Derneğinde çalışan Muhasebe Yetkilisi (O)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
3.1.3- Kurumun veya Ortaklarının İdaresi, Denetimi
veya Sermayesi Bakımından Doğrudan veya Dolaylı Olarak Bağlı Bulunduğu ya da
Nüfuzu Altında Bulundurduğu Gerçek Kişi veya Kurumlar
Kurumun veya ortaklarının idaresi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak
bağlı bulunduğu gerçek kişiler; ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun
kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi bulunabilecek kurumun yönetim
kurulu başkan ve üyeleri, genel müdürü, üst düzey müdürleri, aynı düzeydeki
yüksek memurları gibi şahısları ifade etmektedir. Ayrıca,
ortaklık ilişkisi olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak
etkide bulunabilecek herhangi bir gerçek kişi veya kurum ilişkili kişi
sayılacaktır.
Kurumun veya ortaklarının denetimi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak
bağlı bulunduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesinden, ortaklık ilişkisi
olmaksızın kurumun kararlarında doğrudan veya dolaylı olarak etkisi
bulunabilecek kurumun denetçileri gibi gerçek ve tüzel kişiler anlaşılmaktadır.
Örneğin, bir limited şirket denetçisinin eşinin ortak olduğu diğer şirketin
limited şirket ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, kurumun
denetim bakımından bağlı bulunduğu ilişkili kişilerle yapılan işlemleri ifade
etmektedir.
Yukarıdaki bölümde ilişkili kişiler arasında sayılan kurum ortakları, kurumun
sermayesi bakımından bağlı olduğu bir gerçek kişi veya kurumu ifade
etmektedir.
Diğer taraftan, bir şirket ile söz konusu şirketin kurucu hisse senetleri
ve/veya intifa senetlerine sahip olan gerçek kişi ve kurumlar ilişkili kişi
kapsamında değerlendirilecektir.
Nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumlar ifadesi, kurumun
ekonomik ve ticari kararlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyecek şekilde
sürekli bir iktisadi ilişki veya devamlı borç para verme ya da alma ilişkisi
içinde bulunduğu gerçek kişi veya kurumları ifade etmektedir.
Örneğin, bir şirketin kararlarına doğrudan ya da dolaylı olarak etkide
bulunabilecek ölçüde ve süreklilikte borç verdiği kişileri nüfuzu altında
bulundurduğu kabul edilebilir. Benzer şekilde, imalat faaliyeti ile uğraşan (A)
Ltd. Şti.'nin sürekli olarak aynı gerçek kişiden sağladığı girdileri kullanması
ya da alışlarının ve/veya satışlarının büyük bir kısmını aynı kurumdan yapması
durumunda da söz konusu şirketin ilgili gerçek kişi/kurumun nüfuzu altında
olduğu kabul edilebilir.
Bir gerçek kişi/kurum ile bir başka gerçek kişi/kurum arasında olağan ticari
faaliyet çerçevesinde sadece bayilik ilişkisinin bulunması durumunda söz konusu
gerçek kişi veya kurumlar bayiliğe ilişkin mal ve hizmetler bakımından ilişkili
kişi kapsamında değerlendirilmeyecek, bayiliğin konusunu oluşturan mal ve hizmet
alım satımları dışındaki işlemler bakımından ise ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilebilecektir. Ayrıca bayilik ilişkisi dışındaki başka bir nedenle
ilişkili sayılan kurum veya kişiler arasında bayiliğe ilişkin mal ve hizmet alım
satımı bakımından da ilişkinin varlığı kabul edilebilecektir.
Öte yandan, bir kurumun diğer bir kurumla ilişkili sayılabilmesi, kurumun
diğer bir kurum tarafından kontrol edilmesi, kurumun başka bir kurumu kontrol
etmesi ya da aynı kurum ile ortak kontrol altında bulunması durumunda da mümkün
bulunmaktadır.
(C) Kurumunun;
- İştiraki (B) Kurumu,
- (B) Kurumunda çalışan Avukat (N),
- İştiraki (B) Kurumunun diğer ortağı (D) Kurumu,
- (D) Kurumunda çalışan Mali Müşavir (Ç),
- İştiraki (A) Kurumu,
- İştiraki (A) Kurumunun ortağı (E) Gerçek Kişisi,
- Kurucusu olduğu (F) Vakfı,
- (F) Vakfına Ait İktisadi İşletme,
- (F) Vakfına Ait İktisadi İşletmede çalışan Genel Müdür (R)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
3.1.4- Ortakların Eşleri
Kurum ortaklarının eşleri, söz konusu ortak ile aralarında yasal evlilik bağı
bulunan kişiyi ifade etmektedir.
3.1.5- Ortakların veya Eşlerinin Üstsoy ve Altsoyu,
Üçüncü Derece Dahil Yansoy Hısımları ve Kayın Hısımları
Ortakların veya eşlerinin anne, baba, büyükanne ve büyükbabaları, çocukları
ve torunları ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları (ortak bir kökten gelen
kişiler) ve kayın hısımları (eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları)
ilişkili kişi sayılacaktır. Ancak evliliğin sona ermesi ile kayın hısımlığı
ortadan kalkmamaktadır.
3.2- Gelir Vergisi Kanunu'nun Uygulamasında İlişkili
Kişi
Gelir Vergisi Kanunu'nun uygulamasında teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve
altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı
ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi,
denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler
ilişkili kişi sayılmaktadır.
Teşebbüs sahibi bir şirkete doğrudan veya dolaylı ortak ise teşebbüs sahibi
ile söz konusu şirketler ilişkili kişi kapsamındadır. Bu ilişkide sermaye veya
kâr payı oranının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Örneğin, şahsi işletmesi olan (A) gerçek kişisinin aynı zamanda (ABC)
Ltd.Şti.'nde de ortaklığı bulunması durumunda, (A) gerçek kişisi ile (ABC)
Ltd.Şti. ilişkili kişi kapsamında değerlendirilecektir.
Aynı şekilde teşebbüs sahibi bir şirkete doğrudan veya dolaylı ortak ise
teşebbüs sahibi ile söz konusu şirketlerin ortakları ilişkili kişi
kapsamındadır. Örneğin; (A) gerçek kişisi ile (ABC) Ltd. Şti.'nin diğer ortağı
olan (B) gerçek kişisi ilişkili kişi kapsamındadır.
Teşebbüs sahibinin doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketlerin
idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer
şirketler ifadesinden, teşebbüs sahibinin doğrudan veya dolaylı olarak bağlı
bulunduğu şirket/şirketlerin ekonomik ve ticari kararlarını etkileyebilecek
ölçüde sermayesine, kâr payına veya oy kullanma hakkına sahip olduğu diğer
şirketler anlaşılmaktadır.
Öte yandan, teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil
yansoy ve kayın hısımları, doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler ile
bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketlerin aralarındaki ilişki Gelir
Vergisi Kanunu'nun uygulamasında ilişkili kişi kapsamında
değerlendirilecektir.
(A) Gerçek Kişisinin;
- Eşi (B),
- Eş (B)'nin amcası (F),
- Doğrudan ortağı olduğu (C) Ltd. Şti.,
- (C) Ltd. Şti.'nin sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan
(E) A.Ş.,
- (C) Ltd. Şti.'nin Denetçisi (D)
ile yaptığı mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri, ilişkili kişilerle
yapılan işlemler olarak değerlendirilecektir.
Ayrıca yukarıda sayılanların kendi aralarında yaptıkları mal veya hizmet alım
ya da satım işlemleri ilişkili kişilerle yapılan işlem olarak
değerlendirilecektir.
4- Emsallere Uygunluk İlkesi
Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya
da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin
bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade
etmektedir.
Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun
herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki
koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan
tutardır. Bu fiyat veya bedel, işlem anında hiçbir etki olmaksızın objektif
olarak belirlenen en uygun tutar olup, ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde
uygulanan fiyat veya bedelin bu tutar olması gerekmektedir.
Aralarında ilişki bulunmayan gerçek kişi veya kurumlar arasındaki işlemlerde
fiyat, piyasa koşullarına göre belirlendiğinden, ilişkili kişiler arasındaki
işlemlerde de aynı koşullar geçerli olmalıdır. Dolayısıyla, taraflar arasındaki
ilişkinin mal veya hizmet fiyatlandırmasına herhangi bir etkisi bulunmamalıdır.
İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde
uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili
kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk
ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir.
Emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için öncelikle iç emsal
kullanılacak, bu şekilde kullanılacak fiyat veya bedelin bulunmaması ya da
güvenilir olmaması halinde dış emsal karşılaştırmada esas alınacaktır.
Bu ilkenin uygulanabilmesi, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerle ilişkisiz
kişiler arasındaki işlemlerin karşılaştırılabilir olmasına dayanmaktadır.
4.1- Karşılaştırılabilirlik Analizi
Karşılaştırılabilirlik analizi, genel olarak ilişkili kişiler arasındaki mal
veya hizmet alım ya da satım işlemlerindeki koşullarla, aralarında ilişki
bulunmayan kişiler arasındaki benzer nitelikteki işlemlerin koşullarının
karşılaştırılmasına dayanmaktadır.
Bu karşılaştırmaların güvenilir sonuçlar vermesi; karşılaştırılan durumlar
arasında farklılıklar varsa, bu farklılıkların işlemi somut bir biçimde
etkilememesi veya söz konusu farklılıkların etkisini ortadan kaldırmak için
uygun düzeltimlerin yapılmasına bağlıdır. Bu çerçevede yapılacak
karşılaştırılabilirlik analizinde; karşılaştırılmakta olan mal veya hizmetlerin
nitelikleri, ilişkili ve ilişkisiz kişilerin yerine getirdikleri işlevler ve
üstlendikleri riskler, işlemlerin gerçekleştiği pazarın yapısı (pazar hacmi,
pazarın yeri gibi) ve pazardaki ekonomik koşullar ile kurumların iş stratejileri
dikkate alınacaktır.
Aşağıda (a) ve (b) bölümlerinde yer alan unsurların ilişkili ve ilişkisiz
kişiler arasında karşılaştırılmasında, söz konusu işlemlere ilişkin sözleşme
koşullarının da (sağlanan garantinin kapsamı ve süresi, taşıma süreleri, kredi
süreleri gibi) dikkate alınması gerekmektedir.
Bu çerçevede, kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler
karşılaştırılırken aşağıda açıklanan unsurların göz önüne alınması
gerekmektedir.
a) Mal veya hizmetlerin nitelikleri: Mal veya hizmetlerin
niteliğindeki farklılıklar, genellikle söz konusu mal ya da hizmetlerin
değerinde belli bir farklılığa da neden olmaktadır. Bu nedenle, kontrol
altındaki işlem ile kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin
tespitinde, bu tür farklılıkların da göz önünde bulundurulması
gerekmektedir.
Mal ve hizmetlerin alım ya da satımında malların fiziksel özellikleri, kalite
ve güvenilirliği, arz miktarı ve bulunabilirliği gibi özellikler; hizmetlerde
hizmetin yapısı ve büyüklüğü gibi özellikler; gayri maddi varlıklarda ise
işlemin biçimi (satış, lisans gibi), malın tipi (patent, marka, know-how gibi),
garanti süresi ve kapsamı, malın kullanımından sağlanan faydalar gibi özellikler
önem taşımaktadır.
Örneğin; bilinen bir marka ile üretim yapan bir kuruluşun fiyatı ile aynı
pazarda benzer özelliklere sahip bir ürünü üreten kuruluşun fiyatı "marka"
özelliği dikkate alınmadan karşılaştırıldığında, emsallere uygun fiyata ulaşmak
mümkün olmayacaktır.
b) İşlev analizi: İlişkisiz kişiler arasındaki işlemlerde,
her bir tarafın kullandığı varlıklar ve üstlendiği riskler, emsallere uygun
fiyat veya bedel üzerinde doğrudan etkide bulunmaktadır. Dolayısıyla, yapılan
işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin tespitinde, tarafların gerçekleştirdikleri
işlevlerin göz önünde bulundurulması zorunludur.
Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılabilirliğinin
tespitinde tasarım, üretim, montaj, araştırma ve geliştirme, hizmet, satın alma,
dağıtım, pazarlama, reklam, nakliye, finansman ve yönetim gibi işlevler
kullanılabilecektir.
İşlev analizi ayrıca kullanılan ya da kullanılacak olan varlıkların, bu
varlıkların türünün (kullanılan fabrika ve tesis, gayri maddi varlıklar vb.) ve
niteliğinin (kullanılan varlığın yaşı, piyasa değeri, yeri, mülkiyet hakkının
sağladığı koruma vb.) de göz önüne alınmasını gerektirmektedir.
Bu çerçevede, ilgili tarafların gerçekleştirdiği temel işlevlerin
tanımlanması gerekmektedir. Kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemleri
gerçekleştiren kişilerin karşılaştırılmasında, ilişkisiz kişilerin üstlendiği
işlevlerde belli maddi farklılıklar varsa, düzeltim yapılması zorunlu olacaktır.
Ayrıca işlev analizi yapılırken, ilgili tarafların üstlendikleri risklerin de
dikkate alınması gerekmektedir. İlişkili kişiler arasındaki işlemlerde,
tarafların üstlendikleri riskler koşulları etkiliyorsa, işlev analizinde bu
risklerin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu nedenle, kontrol
altındaki ve kontrol dışı işlemlerin karşılaştırılmasında, üstlenilen riskler
arasında önemli farklılıklar varsa ve bunların düzeltimi mümkün değilse,
karşılaştırılabilirlik söz konusu değildir.
Karşılaştırmaları etkileyen risklere, pazar riski (girdi maliyetleri ve çıktı
fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi), finansal riskler (faiz oranlarındaki ve
döviz kurlarındaki dalgalanmalar, kredi riskleri gibi), araştırma ve geliştirme
yatırımlarındaki başarısızlık riski, yatırımlarla, kullanılan malzeme, tesis ve
fabrikalarla bağlantılı zarar riski ile kredi riski örnek olarak verilebilir.
c) Ekonomik koşullar: İşlem konusu mal veya hizmet aynı
olmasına karşın, pazardaki ekonomik koşullar farklıysa, emsallere uygun fiyat
farklı olabilecektir. Bu nedenle, karşılaştırma yapılırken pazar koşullarının
aynı olması ya da fiyat üzerinde etkisi bulunan farklılıkların düzeltimlerle
giderilebilir olması gerekmektedir. Karşılaştırma konusu olabilecek ekonomik
koşullar arasında coğrafi konum, pazar hacmi, pazardaki rekabetin boyutu, alıcı
ve satıcının pozisyonları, mal ve hizmetlerin benzerlerinin bulunabilirliği,
bölgeler itibarıyla mal veya hizmet arz ya da talep düzeyi, pazarda devlet
tarafından yapılan düzenlemeler, arazi, işçilik ve sermaye unsurlarını da içeren
ürün maliyetleri, ulaşım masrafları, perakendeci ya da toptancı olma koşulları,
işlem tarihi, zamanı ve benzerleri sayılabilir.
Örneğin; Türkiye'de tam mükellef olan (A) Kurumu tarafından, (B) ülkesindeki
ilişkili kuruma rekabet nedeniyle 100 YTL'ye satılan bir ürün, Türkiye'deki
ilişkisiz kuruma 150 YTL'ye satılıyor ise, pazarın içinde bulunduğu şartların
fiyat üzerindeki önemli etkisinin düzeltimi gerekmektedir. Aksi halde, yapılan
işlemler karşılaştırılabilir nitelikte olmayacaktır.
d) İş stratejileri: İş stratejileri, karşılaştırma
yapılırken dikkate alınması gereken önemli hususlardan biri olup, bu stratejiler
arasında pazar payının arttırılması ve/veya korunması, yenileme ve yeni ürün
geliştirilmesi, riskten kaçınma, portföy çeşitlendirmesi ve işin gündelik
akışına ilişkin diğer faktörler sayılabilir.
Söz konusu iş stratejilerinin kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerin
karşılaştırılabilirliğini belirlerken göz önüne alınması gerekmektedir. Örneğin;
pazara girmeye veya pazar payını artırmaya çalışan şirket ile pazar payını
korumaya çalışan şirketin izleyeceği stratejiler farklı olabilir. Dolayısıyla
karşılaştırmada bu hususun da dikkate alınması gerekecektir.
Örnek 1:
Tam mükellef (B) Kurumu, Türkiye'deki ilişkili şirketi (C)'ye ve ilişkili
olmayan (D) ve (E) şirketlerine pamuk satmaktadır. İlişkili şirkete yapılan
satışlarda ürünün taşıma masrafları (B) Kurumunca karşılanmakta iken, ilişkili
olmayan şirketler söz konusu ürünü doğrudan (B) Kurumundan almaktadır. Kontrol
altındaki ve kontrol dışı işlemler arasında başka bir farklılık tespit
edilememiştir. (B) Kurumunun ilişkili şirketi (C)'ye uygulayacağı emsallere
uygun fiyat, kontrol altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler arasındaki
maddi farklılığın düzeltimi yapıldıktan sonra tespit edilecektir.
Örnek 2 :
İki dağıtıcı şirket, aynı marka altında aynı piyasada aynı ürünü satmaktadır.
Dağıtıcı (A) firması sattığı mal için bir yıl garanti verirken, (B) firması
herhangi bir garanti vermemektedir. Bununla birlikte dağıtıcı (A) firması,
fiyatlandırma stratejisinin bir parçası olarak garanti hizmetinin maliyetini
satış fiyatına dahil etmemekte ancak söz konusu malı daha yüksek bir fiyattan
satmaktadır. Dolayısıyla, dağıtıcı (A) firması kayıtlarına göre satılan mal
maliyetini daha düşük tespit etmiş olduğundan ve söz konusu malı daha yüksek bir
fiyattan sattığından (B) firmasına göre brüt kâr marjı daha yüksek olmaktadır.
(A) ve (B) firmalarının brüt kâr marjları, söz konusu farklılığı dikkate alan
bir düzeltme yapılmadığı sürece karşılaştırılabilir nitelikte bulunmamaktadır.
Örnek 3:
Tam mükellef (B) Kurumu tarafından aynı niteliklere sahip bir malın ilişkili
kişilere vadeli, ilişkisiz kişilere peşin olarak satıldığı durumda, ödeme
koşullarındaki bu farklılık dikkate alınarak yapılacak düzeltim sonucu iki
işlemin karşılaştırılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde,
emsallere uygun fiyata ulaşmak mümkün olmayacaktır.
Örnek 4:
Türkiye'de inşaat sektöründe faaliyette bulunan tam mükellef (A) Kurumunun,
dolaylı olarak ortağı olduğu (B) Kurumuna ait çimento fabrikasından yaptığı
alımlarda bir torba çimentonun fiyatı 200 YTL'dir. Yapılan incelemeler sonucu,
bir torba çimentonun (B) Kurumu tarafından ilişkisiz kişilere 240
YTL'ye satıldığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi
sonucu gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki
işlemde emsallere uygun fiyatın tespit edilmesi gerekmektedir.
Örnek 5:
Türkiye'de faaliyette bulunan dar mükellef (B) Kurumu, Finlandiya'da bulunan
ilişkili (C) Kurumundan cep telefonu ithal etmekte ve söz konusu ürünleri
Türkiye'de bulunan bayilere satmaktadır. Her bir cep telefonunun Finlandiya'daki
ilişkili kişiden alış fiyatı 550 YTL'dir. Ancak yapılan tespitler sonucu aynı
marka ve model cep telefonunun ilişkisiz kişiler tarafından 300 YTL'ye ithal
edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi sonucu
gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki işlemde
emsallere uygun fiyatın tespit edilmesi gerekmektedir.
4.2- Emsal Fiyat Aralığı
Emsallere uygunluk ilkesi açısından en güvenilir sonuç, karşılaştırmalar
sonucunda ulaşılan tek bir fiyat veya bedeldir. Bununla birlikte, yapılan
karşılaştırmalar ve uygulanan yöntemler sonucu tek bir fiyat veya bedelden
ziyade birbirine yakın birden çok sonucu içeren belli bir fiyat veya bedel
aralığına ulaşmak da mümkün olabilmektedir.
Emsal fiyat aralığı, aynı yöntemin farklı karşılaştırılabilir kontrol dışı
işlem verilerine uygulanmasından veya aynı verilere farklı transfer
fiyatlandırması yöntemlerinin uygulanmasından elde edilen değişik emsal
fiyatların oluşturduğu bir fiyat dizisidir. Mükellef bu sonuç aralığı içerisinde
aritmetik ortalama, mod, medyan veya başka bir ölçüden en makul olanını
kullanmak suretiyle bir tutar belirleyebilecektir. Dolayısıyla, mükellefin emsal
fiyat aralığının içinde bulunması şartıyla belirleyeceği bu fiyat ya da bedel
kabul edilecektir. Ancak, belirlenen emsal fiyat aralığının içindeki fiyatların
birbirinden büyük ölçüde farklı olması durumunda, karşılaştırılabilirlik
analizindeki unsurların veya yapılan düzeltim işlemlerinin yeniden
değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin, (A) Kurumunun ilişkili kişilere
sattığı (X) malının emsallere uygun fiyatının tespiti ile ilgili olarak farklı
transfer fiyatlandırması yöntemlerini kullanması sonucu 10, 40, 75 ve 100 olmak
üzere dört fiyat bulduğunu varsayalım. Bu durumda, söz konusu fiyatların
birbirinden büyük ölçüde farklı olması nedeniyle, kurumun karşılaştırılabilirlik
analizini veya kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki maddi
farklılıkların düzeltimini yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, mükellef tarafından tespit edilen fiyatın emsal fiyat
aralığının dışında olması durumunda, fiyat ya da bedel söz konusu aralık dikkate
alınarak aritmetik ortalama, mod, medyan ya da başka bir ölçüden en makul olanı
kullanılarak belirlenecektir.
5- Emsallere Uygun Fiyat ya da Bedelin Tespitinde Kullanılan
Yöntemler
Mükellefler, ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı fiyat veya
bedelleri, işlemin mahiyetine en uygun olan yöntemi kullanarak tespit
ederler.
Emsallere uygun fiyata geleneksel işlem yöntemleri olarak adlandırılan
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi ve yeniden satış fiyatı
yönteminden herhangi birisiyle ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin
mahiyetine uygun olarak diğer yöntemleri kullanabilir. Bu durumda uygulama
olanağı bulunan yöntemler işleme dayalı kâr yöntemleri olan kâr bölüşüm yöntemi
ve işleme dayalı net kâr marjı yöntemidir. Söz konusu yöntemler ilişkili kişiler
arasındaki işlemlerden doğan kârı esas almaktadır.
Ancak, diğer yöntemler olarak adlandırılan işleme dayalı kâr yöntemlerinin
emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak
vermemesi durumunda, mükellef kendi belirleyebileceği ve daha doğru sonuç
verdiğine inandığı bir yöntemi de kullanabilecektir. İşleyiş sistemi mükellefler
tarafından belirlenecek bu yöntemin de emsallere uygunluk ilkesine göre tespit
edilmesi zorunludur.
5.1- Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, bir mükellefin uygulayacağı emsallere
uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında
bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel
kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile
karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir.
Bu yöntemin uygulanabilmesi için ilişkili kişilerle yapılan işlemin,
birbirleriyle ilişkili olmayan kişilerin yaptıkları işlemler ile
karşılaştırılabilir nitelikte olması gerekmektedir. Örneğin; kontrol altındaki
işlemlerde satış fiyatının nakliye ve sigorta dahil teslim fiyatı olduğu,
kontrol dışı işlemlerde ise satışların nakliye ve sigorta hariç teslim
fiyatından benzer koşullar altında gerçekleştiği durumlarda düzeltme
yapılmalıdır. Nakliye ve sigortadaki farklılıklar fiyat üzerinde kesin ve tespit
edilebilir etkiler oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kontrol dışı işlemdeki satış
fiyatını belirlemek amacıyla teslimdeki bu farklılığın fiyat üzerindeki etkisi
düzeltilmelidir.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerde oluşan fiyatın, ilişkisiz kişilerle
yapılan işlemlerdeki fiyatlardan farklı olması durumunda; ilişkili kişiler
arasında yapılan işlemlerin emsallere uygun olarak gerçekleşmediği kabul
edilerek, ilişkisiz kişilerle yapılan işlemlerdeki fiyat, ilişkili kişilerle
yapılan işlemlerdeki fiyatın yerine ikame edilecektir. Karşılaştırılabilir fiyat
yöntemi, işleme konu mal veya hizmet ile işlemin koşullarının gerek ilişkili
kişiler arasındaki işlemlerde, gerekse aralarında ilişki bulunmayan kişilerin
arasındaki işlemlerde benzer nitelikte olduğu durumlarda uygulanacaktır. Söz
konusu işlemler arasında, ölçülebilir nitelikte küçük farklılıklar varsa, bu
farklılıklar düzeltilerek yöntemin uygulanması mümkündür. Ancak, farklılıkların
büyük olması ya da farklılıkların ölçülebilmesinin mümkün olmaması halinde bu
yöntemin uygulanabilmesi mümkün olamayacaktır.
Sonuç olarak, karşılaştırılabilir nitelikte kontrol dışı işlemlerin bulunması
durumunda emsallere uygun fiyat ya da bedelin tespiti bakımından emsallere
uygunluk ilkesinin en dolaysız ve güvenilir biçimde uygulandığı bir yöntem
olması nedeniyle karşılaştırılabilir fiyat yöntemi diğer yöntemlere tercih
edilir.
Örnek 1:
- Türkiye'de yerleşik (A) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu (B)'ye
ve ilişkili olmayan (C)'ye bilgisayar satmaktadır.
Aynı ürünün hem ilişkili hem de ilişkisiz şirketlere satılması nedeniyle
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi uygulanarak emsallere uygun bedel tespit
edilebilecektir. Emsallere uygun bedel tespitinde iç emsal kullanılacak olup, iç
emsalin kullanılması emsallere uygun bedelin bulunmasında yeterli olduğundan
ayrıca dış emsal aranmamalıdır.
- Türkiye'de yerleşik (D) Kurumunun Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu
(E)'ye satışı dışında aynı ürüne ilişkin ilişkisiz firmalara satışı bulunmamakta
olup, Türkiye'de aynı sektörde faaliyet gösteren (X) ve (Y) Kurumlarının benzer
nitelikteki ürünü ilişkisiz kişilere sattığı tespit edilmiştir.
Ürüne ilişkin iç emsalin mevcut olmaması nedeniyle, karşılaştırılabilirlik
analizi yapılarak gerekli düzeltmeler sonucu, emsallere uygun fiyatın tespitinde
Türkiye'de bulunan (X) ve (Y) Kurumlarının benzer nitelikteki ürüne ilişkin
işlemlerindeki fiyat yani dış emsaller kullanılabilecektir.
- Türkiye'de yerleşik (F) Kurumu, Türkiye'de ilişkisiz kuruma satışı dışında
ayrıca, Almanya'da bulunan ilişkili kurumu (G)'ye de bilgisayar satmaktadır.
Dolayısıyla, aynı ürün hem Türkiye'deki ilişkisiz kuruma, hem de Almanya'da
bulunan ilişkili kurumu (G)'ye satılmaktadır.
Aşağıda belirtilen her bir seçenek için karşılaştırılabilirlik analizi
yapılarak gerekli düzeltmeler sonucu belirlenen fiyat, emsallere uygun fiyat
olacaktır.
I. (F) Kurumunun Almanya'daki ilişkisiz şirketlere de satışı varsa bu
satışta uyguladığı fiyatı emsallere uygun fiyat olarak kullanabilecektir.
II. (F) Kurumunun Almanya dışında ancak benzer yapıdaki başka bir
ülkedeki ilişkisiz şirketlere satışında uyguladığı fiyatı emsallere uygun fiyat
olarak kullanabilecektir.
III. (F) Kurumunun ürettiği aynı niteliğe sahip ürünü üreten ve
Almanya'daki ilişkisiz şirketlere satan Türkiye'deki başka bir kurumun fiyatı
emsallere uygun fiyat olarak kullanabilecektir.
Yukarıda belirtilen üç seçeneğin de uygulanamaması durumunda,
karşılaştırılabilirlik analiziyle ortaya çıkan farklılıkların düzeltilebilmesi
şartıyla iç emsal yani Türkiye'de yerleşik (F) Kurumunun yine Türkiye'de bulunan
ilişkisiz kuruma satış fiyatı emsale uygun fiyat olarak kullanabilecektir.
- Türkiye'de yerleşik (K) Kurumu Almanya'da bulunan ilişkili kurumu (L)'ye
bilgisayar satmakta olup, aynı ürüne ilişkin Türkiye'de ve Almanya'daki
ilişkisiz firmalara satışı bulunmadığı gibi, Türkiye'de bulunan başka bir
kurumun da benzer bir ürünü yurt dışına satmadığı tespit edilmiştir. Ancak,
Almanya'daki ilişkili (L) Kurumunun benzer niteliklere sahip bilgisayarı
İtalya'daki ilişkisiz firmalardan da aldığı bilinmektedir.
Bu durumda, karşılaştırılabilirlik analizi sonucunda farklılıkların büyük
olmaması ve düzeltimlerle giderilmesinin mümkün olması şartıyla İtalya'daki
şirketin uyguladığı fiyat emsallere uygun fiyat tespitinde kullanılabileceği
gibi, Almanya'daki ilişkisiz şirketlerin aynı nitelikteki ürüne uyguladıkları
fiyat da gerekli düzeltmelerin yapılması şartıyla kullanılabilecektir.
- Çin'de yerleşik (M) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumu (S)'ye
bilgisayar satmaktadır. (M) Kurumunun ilişkisiz şirketlere ülke içinde ve ülke
dışında herhangi bir satışı olmadığı, ancak yine Çin'de yerleşik (P) ve (R)
Kurumlarının Türkiye'deki ilişkisiz kişilere aynı özelliklere sahip bilgisayar
sattığı tespit edilmiştir.
(M) Kurumunun, Türkiye'de bulunan ilişkili kurumuna satışları ile ilgili
olarak uygulayacağı iç emsal bulunmadığı için (P) ve (R) Kurumlarının
Türkiye'deki ilişkisiz kişilere yapmış olduğu satışların dış emsal olarak kabul
edilmesi gerekmektedir. Bu durumda gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla
emsallere uygun fiyatın tespitinde karşılaştırılabilir fiyat yöntemi
kullanılabilecektir.
Örnek 2:
Türkiye'de yerleşik tam mükellef (A) Kurumu, çelik sanayiinde kullanılmak
üzere ürettiği makineleri sadece Almanya'da ilişkili olduğu (B) Kurumuna; diğer
taraftan, benzer nitelikteki makinelerin üreticisi olan Türkiye'de tam mükellef
(C) Kurumu da söz konusu makineleri yine Almanya'da yerleşik ilişkisiz (D)
Kurumuna satmaktadır.
Söz konusu ürünün, hem (A) hem de (C) Kurumu tarafından aynı ülkede bulunan
ilişkili (B) ve ilişkisiz (D) Kurumlarına ihraç edilmesi nedeniyle
karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemlerin tespiti mümkün bulunmaktadır. Bu
örnekte (A) ve (B) Kurumları arasında yapılan işleme iç emsal olabilecek
nitelikte bir işlem bulunamadığından dolayı, (C) ve (D) arasında uygulanan fiyat
olan dış emsal kullanılabilecektir.
Örnek 3:
Türkiye'de yerleşik tam mükellef (A) Kurumunun yaptığı işlemler aşağıda
verilmiştir:
Yıllık olarak ürettiği 10.000 tonluk işlenmiş pamuğun % 25'ini İngiltere'de
yerleşik ilişkili (B) Kurumuna, % 30'unu da Fransa'da yerleşik ilişkili (C)
Kurumuna ton başına 1.000 YTL'den peşin olarak ödenmek üzere satmaktadır.
Kalan ürünü (% 45) ise yurt içindeki ilişkisiz şirketlere 1.500 YTL'den üç
aylık vade ile satmaktadır.
(A) Kurumu tarafından yurt içindeki ilişkisiz şirketlere yapılan satışlar,
karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemler olarak esas alınabilecektir. Ancak,
(A) Kurumunun gerek yurt dışındaki ilişkili şirketler (B) ve (C), gerekse yurt
içindeki ilişkisiz şirketlerle arasındaki işlemlerde karşılaştırılabilirlik
analizi yapılacak olup, pazardan kaynaklanan farklılıklar da dikkate
alınacaktır. Zira İngiltere, Fransa ve Türkiye'nin sahip olduğu pazarların
farklılığı pazar şartlarında ve dolayısıyla fiyatlandırmalarda da farklı
sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, söz konusu olayda satış
miktarı ve satış şartları da emsallere uygun fiyat ya da bedeli etkilediğinden
işlem düzeltimi gerekmektedir. Yapılan işlem düzeltimi sonucu
karşılaştırılabilir fiyat yönteminin uygulanabilmesi mümkündür.
Örnek 4:
Merkezi İstanbul'da bulunan ve otomotiv, gıda, tekstil ve inşaat alanlarında
faaliyetleri bulunan (A) Holding Şirketinin Almanya'da 1, Türkiye'de 3 bağlı
şirketi bulunmaktadır. Grup şirketlerinden Bursa'da bulunan (B) şirketinde
üretilen iplik, İzmir'de bulunan (İ) şirketine ve Almanya'da bulunan (C)
şirketine satılmaktadır.
(A) Holding Şirketi bünyesinde bu ürüne ilişkin olarak ilişkisiz şirketlere
satış işlemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla holding bünyesinde bulunan şirketler
arasındaki iplik satışına ilişkin olarak kullanılacak emsallere uygun fiyatın
tespitinde, iç emsal olmadığından dış emsal araştırılmalıdır. Yapılan
araştırmalar sonucu Türkiye'de (A) Kurumu ile ilişkisi bulunmayan bir şirketin
ilişkili firmalarına aynı ürünü sattığı tespit edilmiştir. Bu durumda söz konusu
işlem de ilişkili kişiler arasında gerçekleştiğinden dış emsal olarak kabul
edilemeyecektir. Örneğimizde ancak dış emsalin bulunması şartıyla
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi kullanılabilecektir.
Örnek 5:
Türkiye'de yerleşik (S) Kurumu ABD'den ithal ettiği markasız Kolombiya
kahvesini yurt içindeki ilişkili (T) şirketine satmaktadır. (S) Kurumunun bu
ürün ile ilgili olarak ilişkisiz şirketlere satış işlemi bulunmamaktadır. Öte
yandan, kontrol altındaki işlemlerle aynı dönemde, üretim ve dağıtım zincirinin
aynı aşamasında ve benzer koşullar altında gerçekleşen kontrol dışı işlem
olarak bulunabilen tek kontrol dışı işlemde ise, Türkiye'de yerleşik ilişkisiz
(X) Kurumu ABD'den ithal ettiği markasız Brezilya kahvesini yurt içindeki
ilişkisiz (Y) şirketine satmaktadır. Dolayısıyla, kahveler arasındaki
farklılığın fiyat üzerinde önemli bir etkisinin olup olmadığının incelenmesi
uygun olacaktır. Örneğin, kahve çekirdeğinin menşeinin açık piyasa koşullarında
ek prim yaratıp yaratmadığı ya da iskontoya yol açıp açmadığı araştırılmalıdır.
Bu tür bilgiler mal piyasasından elde edilebilir ya da satıcı fiyatlarından
çıkarılabilir. Bu farklılık fiyat üzerinde önemli bir etkide bulunuyorsa, bazı
düzeltmeler yapmak uygun olacaktır. Makul ve doğru bir düzeltme yapılamaz ise,
karşılaştırılabilir fiyat yönteminin güvenilirliği azalacaktır.
Örnek 6 :
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, dolaylı ortağı olan (B) Kurumuna faizsiz
olarak 5 milyon YTL borç para vermiş olup, dönem boyunca (X) Bankasına olan
borçlarına ise yıllık % 20 faiz ödemiştir. Örneğimizde örtülü sermaye yönünden
yapılacak değerlendirme ihmal edilmektedir.
Söz konusu şirket dolaylı ortağına faizsiz olarak para kullandırmak suretiyle
emsallere uygunluk ilkesine aykırı bir işlem yaptığından, ilişkili kişiler
arasındaki bu işlemde emsallere uygun bedelin tespiti yapılmalıdır.
Örnek 7 :
Türkiye'de tam mükellef olan (X) Bankası ile söz konusu banka personeli Bay
(A)'nın 19/07/2007 tarihinde yaptığı 6 ay vadeli forward USD alım sözleşmesine
ilişkin veriler aşağıdaki gibidir:
Sözleşme tutarı : 1.000.000 USD
Vade : 6 Ay
İşlem anındaki spot kur : 1,2500
Forward kur : 1,2600
Vadede spot kur : 1,3500
Bay (A) altı ayın sonunda 1,2600 kur üzerinden 1.000.000 USD karşılığında
1.260.000 YTL ödeyecektir. Ancak, yapılan incelemeler sonucu ilgili bankanın
25/07/2007 tarihinde ilişkili kişi kapsamında olmayan Bayan (B) ile yaptığı aynı
vadeli forward USD alım sözleşmesindeki forward kurunun 1,3400 olarak
belirlendiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla karşılaştırılabilirlik analizi
sonucu gerekli düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki
işlemde emsallere uygun bedelin tespit edilmesi gerekmektedir.
Örnek 8 :
(A) Tekstil A.Ş. bir örme makinesini borçlanarak satın alma ya da kiralama
seçenekleriyle karşı karşıyadır. Makinenin fiyatı 300.000 YTL olup, (A) Tekstil
A.Ş. söz konusu makineyi grup şirketi olan (B) Leasing Şirketinden kiralama
yoluna gitmiş ve her yılın sonunda eşit kira ödemesi ile 5 yıllığına sözleşme
imzalamıştır. Sözleşme faiz oranı % 10'dur.
Ancak, yapılan incelemelerde benzeri makineleri kiralayan leasing
şirketlerinin bu türden kiralamalarda % 15 faiz oranı uyguladığı tespit
edilmiştir. Dolayısıyla, karşılaştırılabilirlik analizi sonucu gerekli
düzeltimlerin yapılması şartıyla, ilişkili kişiler arasındaki işlemde emsallere
uygun bedelin tespit edilmesi gerekmektedir.
5.2- Maliyet Artı Yöntemi
Maliyet artı yöntemi, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet
maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle
hesaplanmasını ifade eder. Buradaki makul brüt kâr oranı, işlemi yapan
mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı
işlemlerde uyguladığı brüt kâr oranı olacaktır.
Piyasa şartları ve gerçekleştirilen işlevler dikkate alınarak ilgili mal ve
hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle
bulunan tutar ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde emsallere uygun fiyat veya
bedel olacaktır. Maliyete ilave edilecek kâr marjı olarak yukarıda da
belirtildiği gibi, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak
ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr marjı
kullanılacaktır. Ancak, böyle bir kâr marjı mevcut değilse ya da karşılaştırma
için gerekli işlem sayısı yetersizse, aynı koşullarda karşılaştırılabilir olmak
şartıyla dış emsal de kullanılabilecektir.
Kurumların maliyetleri belirlenirken; mal veya hizmetin üretilmesi için
yapılan doğrudan ve dolaylı harcamalar dikkate alınacaktır. Diğer taraftan,
maliyetler belirlenirken faaliyet giderlerine de yer verilmesinin zorunlu olduğu
durumlarda, brüt kâr marjının hesabında bu giderlerin de dikkate alınması
gerekmektedir. Bu çerçevede, maliyet unsurları içinde yer alan faaliyet
giderlerinin, söz konusu işlemle ilgili olmak kaydıyla, en uygun kıstasa göre
maliyetlerle ilişkilendirileceği tabiidir.
Dolayısıyla, brüt kâr marjının hesaplanması sırasında maliyet bazının kontrol
altındaki ve kontrol dışı işlemlerde aynı olması gerekmektedir. Diğer bir
ifadeyle, maliyet bazının az ya da çok olması brüt kâr marjını etkileyeceğinden
maliyetler kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerde aynı olmalıdır.
Maliyet artı yönteminin uygulanabilmesi için kontrol dışı bir işlemin kontrol
altındaki bir işlemle karşılaştırılmasında; karşılaştırılan işlemler arasında
taraflarca üstlenilen risk ve gerçekleştirilen işlevlerle birlikte maliyetler
arasındaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, bir farklılık var ise bu
farklılıkların maddi etkilerini ortadan kaldıracak düzeltimlerin yapılabilir
olması gerekmektedir. Ayrıca, kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemlerde
uygulanan muhasebe yöntemleri arasında farklılıklar varsa tutarlılığı sağlamak
için kullanılan bilgilerde uygun düzeltimler yapılmalı ve aynı usul ve esasların
kullanımında süreklilik bulunmalıdır.
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemine göre bu yöntemin uygulanmasında ürün
farklılıklarından ziyade karşılaştırılabilirlik analizinin diğer faktörlerine
daha çok ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Bu yöntem özellikle hammadde ve yarı mamuller ile imal edilen mallara ilişkin
işlemlerde, fason imalatlarda ve hizmet tedarikinde uygulama alanı
bulmaktadır.
Örnek 1:
Türkiye'de yerleşik (A) Kurumu, Hollanda'da bulunan ilişkili (B) Kurumuna
otomobil lastiği satmaktadır. (A) Kurumunun Hollanda'da bulunan ilişkisiz
şirketlere otomobil lastiği satmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla iç emsal
bulunmamaktadır.
Türkiye'de bulunan ve ilişkili olmayan (C), (D) ve (E) Kurumları ise benzer
özelliklere sahip otomobil lastiklerini hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki
bağımsız şirketlere ortalama % 10 kâr marjıyla satmaktadır. Örneğimizde otomobil
lastiği piyasası Türkiye ve Hollanda'da aynı olup, dış emsal olarak kabul
edilecek bu işlemlere ilişkin kâr marjı kullanılacaktır.
(A) Kurumunun lastik başına maliyet bedeli 100 YTL olarak hesaplanmıştır. Bu
durumda, maliyet bedeline % 10 kâr marjı eklenmesi suretiyle hesaplanan (100 x
1.10=) 110 YTL (A) Kurumunun ilişkili (B) Kurumuna uygulayacağı transfer fiyatı
olacaktır.
Örnek 2:
Türkiye'de tam mükellef olan (A) Kurumu, çanta üretimi yapmaktadır.
(A) Kurumu çantaları Romanya'da bulunan iştiraki (B)'ye satmaktadır. Her bir
çantanın maliyeti 50 YTL olup, çanta üretimine ilişkin olarak yapılan genel
yönetim giderleri üretim maliyetleri içinde izlenmektedir. (A) Kurumu söz konusu
üretimine ilişkin satışlardan % 5 brüt kâr elde etmiştir. (A) Kurumunun aynı
ürünü ilişkisiz kişilere satışı bulunmamaktadır.
Türkiye'deki tam mükellef (C) ve (D)'nin aralarında ilişki bulunmadığı ve
çanta üretimi yaparak Fransa'daki ilişkisiz alıcılara sattıkları tespit
edilmiştir. Ancak, (C) ve (D) Kurumları genel yönetim giderlerini faaliyet
giderleri arasında izlemekte ve söz konusu üretime ilişkin satışlardan % 10 brüt
kâr elde etmektedir.
(A) Kurumunda maliyet bazının içerisinde genel yönetim giderleri de yer
almakta iken, (C) ve (D) Kurumlarının maliyet bazında genel yönetim giderleri
bulunmamaktadır. Bu durumda, ilişkili kişilerle ve ilişkisiz kişilerle yapılan
işlemlerin karşılaştırılmasında, maliyetlerin bileşenlerinin farklı olması
nedeniyle muhasebeden kaynaklanan farklılıklar düzeltilmelidir. Böylece, (A)
Kurumu % 5 brüt kâr oranı yerine dış emsali kullanmak suretiyle % 10 brüt kâr
oranını esas alacaktır. Bu durumda, (A) Kurumunun genel yönetim giderlerinin 5
YTL olduğu varsayımı altında, 45 YTL (50 YTL - 5 YTL =) üzerine % 10 brüt kâr
oranı ilave edilmek suretiyle iştirak (B)'ye satılan her bir çanta için transfer
fiyatı 49,5 YTL olarak belirlenecektir.
Örnek 3:
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, Türkiye'de bulunan ilişkisiz (B) Kurumuna
ekmek kızartma makinasını % 11 kâr marjı ile satmakta, yine her ikisi de
Türkiye'de yerleşik (C) Kurumu ilişkili (D) Kurumuna üretttiği blenderları % 8
kâr marjı ile satmaktadır. Küçük ev aletleri sektöründe ekmek kızartma makinası
ve blender için geçerli olan kâr marjı % 10'dur. Ancak, (A) Kurumunun üretim
maliyeti 60 YTL/birim iken, (C) Kurumunun üretim maliyeti 50 YTL/birimdir.
Kâr marjları karşılaştırılan, üretici (A) ve (C) Kurumlarının üretim
maliyetleri ve buna bağlı olarak satış fiyatlarının farklı olmasından dolayı her
iki ürün için karşılaştırma yapmak mümkün olmayacaktır. Bunun sebebi, (A)
Kurumunun üretim sürecinde kullandığı makinaların maliyetleri için 10 yıl
üzerinden amortisman ayırırken, (C) Kurumunun ise üretim sürecinde kullandığı
makinaların maliyetleri için 5 yıl üzerinden amortisman ayırmakta olmasıdır.
Dolayısıyla, (C) Kurumunun ilişkili kurumu (D)'ye uygulayacağı fiyatın
tespitinde, maliyetlerin bileşenlerinin incelenmesi ve
muhasebeden kaynaklanan farklılığın gerekli düzeltimi sonucu maliyet
artı yöntemi uygulanabilecektir. Diğer bir ifadeyle, ilişkili kişiler arasındaki
transfer fiyatının tespitinde, amortisman ayırma sürelerinden kaynaklanan
maliyet farklılıklarının düzeltilmesi sonucu küçük ev aletleri sektöründe
geçerli olan kâr marjı kullanılarak transfer fiyatı tespit edilecektir.
Örnek 4:
(A) firması, toptan satışı yapılan saatler için zamanlama mekanizması
üretmekte olup, bu ürününü yurt dışındaki ilişkili kuruluşu (B)'ye satmaktadır.
(A) firması, bu faaliyetinden % 5 oranında brüt kâr elde etmektedir. (X), (Y) ve
(Z) firmaları, (A) firması ile aynı pazarda, aynı nitelikte zamanlama
mekanizması üreten ve birbirleri ile ilişkisi bulunmayan diğer firmalardır. (X),
(Y) ve (Z) firmaları, ürettikleri ürünlerini yurt dışındaki, kendileri ile
herhangi bir ilişkisi bulunmayan diğer yabancı firmalara satmaktadır. (X), (Y)
ve (Z), bu faaliyetlerinden % 3 - 5 oranlarında brüt kâr elde etmektedir. (A)
firması, yönetim, denetim ve genel giderlerini faaliyet giderleri olarak
izlemekte, dolayısıyla üretilen malın maliyeti ile ilişkilendirmemektedir. (X),
(Y) ve (Z) firmalarında ise üretilen malın maliyetleri içinde yönetim, denetim
ve genel giderler de yer almaktadır. Bu durumda, maliyet artı yönteminin
uygulanmasında, muhasebeleştirme tutarlılığı açısından brüt kâr oranları
düzeltime tabi tutulmak zorundadır.
Örnek 5:
(Y) çok uluslu şirketinin ortaklarından (A) ile aynı çok uluslu şirketin
ortağı (B), (X) ürününün geliştirilmesi amacıyla gerekli olan
araştırma faaliyetleri için 500.000 YTL karşılığında anlaşmıştır. Araştırmanın
başarısızlığı ile ilgili tüm riskler (B) Kurumu tarafından üstlenilmiştir. (B)
Kurumu, aynı zamanda araştırma dolayısıyla geliştirilen bütün gayri maddi
varlıkların yanı sıra araştırma sonucunda elde edilecek kâra da sahip olacaktır.
Ancak, yapılan inceleme sonucunda aynı piyasada faaliyet gösteren (C) firmasının
ilişkili olmayan (D) firmasına aynı hizmeti 550.000 YTL'den sağladığı ve (C)
firmasının hizmet maliyetinin 500.000 YTL olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre, (C) ile (D) arasında gerçekleşen ve dış emsal olarak alınan
işlemde brüt kârın % 10 olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, aynı çok uluslu
şirket ortaklarından (A) ve (B) arasında gerçekleşen işleme ait emsal fiyatın
550.000 YTL olması gerekir. İlişkili tarafların üzerinde mutabık kaldıkları
bütün araştırma maliyetleri dikkate alınacak olup, bu tür bir işlemde maliyet
artı yöntemi uygulanabilir.
Örnek 6 :
(S) Sigortacılık A.Ş. ilişkili kuruluşu olan (U) bankasının yurt çapındaki
her bir şubesini 10.000 YTL karşılığında yangın, deprem ve hırsızlık için
sigortalamaktadır. Ancak, yapılan incelemeler sonucunda aynı piyasada faaliyet
gösteren (O) sigorta şirketinin ilişkili olmayan (R) bankasının şubelerinden her
birini 12.000 YTL'ye sigorta yaptığı ve (O) firmasının hizmet maliyetinin 10.000
YTL olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre, ilişkisiz şirketler arasında gerçekleşen ve dış emsal olarak
alınabilecek işlemde brüt kârın % 20 olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, (S)
Sigortacılık A.Ş. ile ilişkili (U) bankası arasında gerçekleşen işleme ait
emsallere uygun fiyatın 12.000 YTL olması gerekmektedir.
5.3- Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi
Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında
herhangi bir ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması
halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını
ifade etmektedir.
Bu yöntem, ilişkili kişiden satın alınan bir ürünün, ilişkisiz bir gerçek
veya tüzel kişiye yeniden satılması durumunda uygulanan fiyatı esas almaktadır.
Bu fiyattan (yeniden satış fiyatı) makul bir brüt satış kârı düşülecektir. Makul
brüt satış kârı hesaplanırken yeniden satışı gerçekleştiren satıcının satış ve
diğer faaliyet giderleri ile üstlenilen riskler ve kullanılan varlıklar göz
önüne alınacaktır. Diğer bir ifadeyle, makul brüt satış kârı söz konusu mal veya
hizmet için işlem anında uygulanabilecek, piyasa koşullarına göre belirlenen
veya üstlenilen işlev ve riskleri dikkate alarak belirlenebilecek objektif
nitelikte bir oran ile saptanan kârı ifade etmektedir. Bu kâr düşüldükten sonra
mal veya hizmetin ilişkili kişilere satılmasında uygulanabilecek emsallere uygun
fiyata ulaşılacaktır.
Farklı ürünlerin söz konusu olduğu işlemler için de kullanılabilecek olan bu
yöntem, özellikle pazarlama ve dağıtım faaliyetleri gibi ilişkili şirketin satın
aldığı mal veya hizmeti ilişkisiz kişilere sattığı işlemlerde güvenilir sonuçlar
vermektedir.
Bu yöntemin uygulanmasında da kontrol altındaki işlem ile kontrol dışı
işlemin karşılaştırılabilir olması gerekmektedir. Örneğin, araştırma ve
geliştirme harcamaları faaliyet giderleri ya da satışların maliyeti içinde
gösterilebilir. Ancak, söz konusu harcamaların işlemlerin birinde faaliyet
giderleri, diğerinde satışların maliyeti içinde yer alması durumunda düzeltme
yapılması şartıyla, bu iki işlemin karşılaştırılması mümkün olacaktır.
Diğer taraftan, bu yöntemin uygulandığı olaylarda genellikle yeniden satışı
yapan kişi ya da kuruluş, satmak üzere aldığı mallara herhangi bir şekilde değer
artırıcı bir katkıda bulunmamakta, fiziksel olarak ürünün yapısını
değiştirmemekte ve söz konusu ürünü aldığı biçimde satmaktadır. Bu çerçevede
paketleme, etiketleme ve küçük çaplı montajlar değer artırıcı katkı ya da
fiziksel değişim olarak değerlendirilmeyecektir. Ancak, yeniden satıştan önce
ürüne çok fazla değer katılması veya bir başka ürünle birleştirilmesi nedeniyle
ürünün ilk özelliğini yitirmesi hallerinde emsallere uygun bedel bulmak
zorlaşacağından, bu yöntemin kullanılması mümkün olmayacaktır.
Örnek 1:
Türkiye'de tam mükellef (A) Kurumu, Azerbaycan'da bulunan ana şirketi adına
Türkiye'de küçük ev aletleri pazarlamaktadır. (B) Kurumu ise Türkiye'de
ilişkisiz bir şirket olarak söz konusu ana şirket ile ticaret yapmakta ve benzer
ürünleri aynı şekilde pazarlamaktadır. Üründeki küçük farklılıklar dışında
kontrol altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki farklılık aşağıda
belirtilmiştir:
Ana şirket, ilişkisiz (B) Kurumu ile olan işlemlerinde garanti risklerini
üstlenirken, ilişkili (A) Kurumu ile olan işlemlerinde garanti riskini
üstlenmemektedir.
Ana şirket, ilişkisiz (B) Kurumuna reklam ve pazarlama malzemelerini ücretsiz
sağlarken, ilişkili (A) Kurumu reklam ve pazarlama harcamalarına katlanmaktadır.
Örneğimizde, küçük ev aletleri piyasası Türkiye ve Azerbaycan'da aynıdır. (B)
Kurumu sattığı küçük ev aletlerinin net satışlar tutarının % 10'u kadar komisyon
almaktadır. Buna göre, Azerbaycan'da bulunan ana şirket ile (A) Kurumu
arasındaki emsallere uygun fiyat aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.
(YTL)
(A) Kurumunca ilişkisiz kişilere satış fiyatı |
|
3.000 |
Emsal satış komisyonu |
|
% 10 |
Emsallere Uygun Fiyat [3000/(1+0,10] |
|
2.727 |
İşlev ve risk farklılıklarının düzeltimi (-) |
|
30 |
Reklam ve pazarlama maliyetleri |
10 |
|
Garanti maliyetleri |
20 |
|
Emsallere Uygun Fiyat |
|
2.697 |
Örnek 2:
İtalya'da bulunan (A) şirketi, Türkiye'deki ilişkili şirketi (B)'ye otomobil
satmakta olup, işleme ilişkin açıklamalar aşağıda verilmiştir:
- (B) şirketi, (A) şirketinin Türkiye'deki tek dağıtıcısı
konumundadır.
- Söz konusu otomobillerin Türkiye'deki satış fiyatı 50.000 YTL'dir.
- Türkiye'de benzer nitelikteki otomobilleri ithal eden dağıtım
şirketlerinin ortalama kâr marjı satış fiyatı üzerinden % 10'dur. Bu kâr marjına
dağıtıcı tarafından üstlenilen reklam ve garanti hizmeti maliyetleri dahil
değildir.
- Türkiye'deki dağıtıcı (B)'nin reklam ve garanti hizmetleri
karşılığında üstlenilen maliyetin 2.000 YTL olduğu belirlenmiştir.
(A) şirketinin (B) şirketine uygulayacağı transfer fiyatı, (B) şirketinin
yeniden satış fiyatından kâr marjı ile reklam ve garanti hizmetlerine ilişkin
maliyetlerinin düşülmesi sonucu aşağıdaki gibi hesaplanacaktır:
[50.000/(1+ 0.10)] - 2.000 = 43.455 YTL
Kurumların ilişkili şirketten aldığı mallara ilave bir değer katmadan
ilişkisiz kişilere sattığı durumlarda, ilişkili şirketler arasındaki transfer
fiyatı, ilişkisiz kişilere uygulanan satış fiyatından uygun bir kâr marjı ve
gerekli ayarlamalar düşüldükten sonra tespit edilecektir.
Örnek 3:
(B) firması, uluslararası faaliyette bulunan (A) firmasının Türkiye'deki
ilişkili kuruluşu olup, yapılan işlemlere ilişkin açıklamalar aşağıda
verilmiştir.
- (B) firması, (A) firması tarafından üretilen plazma televizyonların
dağıtımını yapmaktadır.
- (B) firması, söz konusu ürünleri kendisi ve (A) şirketi ile
ilişkisi bulunmayan (D) firmasına 3.150 YTL/adet'ten satmaktadır.
- (A) firması, ayrıca daha düşük kalitede ürettiği plazma
televizyonları, Türkiye'de kendisi ve (B) firması ile hiç bir şekilde ilişkisi
bulunmayan dağıtıcı (C) firmasına da satmaktadır.
- (B) firması ile (C) firmasının gerçekleştirdikleri işlevler aynı
olup, (C) firmasının sattığı televizyonlardan elde ettiği brüt satış kârı %
10'dur.
Yukarıda yer alan bilgilerden anlaşılacağı üzere, kontrol altındaki işlemle
kontrol dışı işlem arasında bir ürün kalitesi farklılığı söz konusudur. Ancak,
iki ürün arasındaki fiyat farklılığına karşın, kâr oranlarında belirli bir
farklılık olmadığı tespit edilmiştir. (B) ve (C) firmalarının gerçekleştirdiği
işlevler aynıdır. Bu durumda, (B) firmasının (A) firmasından yaptığı alımlarda
emsallere uygun satış fiyatına ulaşmak için yeniden satış fiyatı yöntemi
uygulanacak ve brüt satış kârı olarak da % 10 oranı esas alınacaktır.
(B) firmasının (A) firmasından yaptığı alışlarda emsallere uygun birim fiyat
şu şekilde hesaplanacaktır:
[3.150/(1+ 0,10)] = 2.864 YTL
5.4- Kâr Bölüşüm Yöntemi
Kâr bölüşüm yöntemi, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki kontrol
altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri
işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında emsallere
uygun olarak bölüştürülmesini esas almaktadır. Bu çerçevede, kâr bölüşüm
yöntemine başvurulması durumunda aşağıdaki faktörler dikkate alınır:
a) Bir ürünün edinimi, üretimi veya satımı ya da hizmet sunumu için
yapılan harcamalar,
b) Bir ürünün geliştirilmesi veya hizmet sunumu esnasında ihtiyaç
duyulan sermaye veya kullanılan varlıklar ya da üstlenilen risk derecesi,
c) İşlemin her aşamasında gerçekleştirilen işlevlerin göreceli
önemi,
d) Ölçülebilir nitelikteki diğer faktörler.
Bu yöntem, geleneksel işlem yöntemlerinin (karşılaştırılabilir fiyat yöntemi,
maliyet artı yöntemi, yeniden satış fiyatı yöntemi) kullanılamadığı özellikle
karşılaştırılabilir işlemlerin olmadığı ve ilişkili kişiler arasındaki
işlemlerin birbirinin ayrılmaz bir parçası olduğu durumlarda kullanılmalıdır.
Bu yöntem, ilişkisiz şirketlerin yaptıkları işlemleri veya bu işlemden elde
edecekleri kârı gözönünde bulundurmak suretiyle, kontrol altındaki bir işlemde
oluşan şartların kâr üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.
Kâr bölüşüm yönteminde, önce ilişkili şirketlerin yaptığı işlemden ortaya
çıkan paylaşılacak kâr tespit edilir. Daha sonra bu kâr, ilişkili şirketler
arasında paylaştırılır. Kârın bölüşümü, emsallere uygunluk ilkesine göre
yapılmış anlaşmalardaki tahmin edilen ve yansıtılan şekilde, güçlü ekonomik
gerekçelere dayanarak yapılmalıdır.
Bu çerçevede, kontrol altındaki işlemlerden elde edilen toplam kâr iki
aşamada paylaştırılır. İlk aşamada, ilişkisiz şirketlerin benzer türdeki kontrol
dışı işlemlerden elde ettikleri kâr marjı dikkate alınarak, her ilişkili
şirketin toplam kâr içerisinden alacağı kâr miktarı belirlenir. İkinci aşamada,
ilk aşamada ilişkili şirketlere yapılan kâr dağıtımından sonra toplam kârdan
geriye kalan bakiye kâr var ise, bu kâr üstlendikleri işlevler ve yüklendikleri
riskler nispetinde ilişkili şirketler arasında tekrar dağıtılmak suretiyle,
ilişkili şirketlerin kontrol altındaki işlemlerden elde ettikleri kârlar yeniden
hesaplanır. Dolayısıyla, gerekli düzeltimlerin yapılması sonucu, ilişkili
kişilerin kontrol altındaki işlemlerde uygulayacağı emsallare uygun fiyat tespit
edilir.
İlişkili tarafların kârın oluşumuna yaptığı katkının değeri işlev
analizlerine göre yapılır ve bu katkılar dış piyasadan elde edilen güvenilir
bilgileri kapsayacak şekilde değerlendirilir. İşlev analizi ilişkili taraflar
arasında gerçekleştirilen işlevlerin analizi olup, tarafların üstlendiği riskler
ve kullandıkları varlıklar hesaba katılmalıdır.
Bu yöntemde, emsallere uygunluk ilkesinin uygulanması sırasında, her durumun
kendi koşullarının göz önünde bulundurulması büyük bir önem taşımaktadır.
Özellikle, kârın bölüşüm sürecinde bakiye kârın taraflar arasında bölüşümünün
mümkün olduğu ölçüde kesin rakamları içermesi gerekmektedir. Örneğin, araştırma
ve geliştirme harcamalarına yer verildiği durumlarda, Ar-Ge harcamaları
arasındaki farklılıkların dikkate alınması gerekebilir.
Bu yöntemin, işlemlerin birbirleriyle iç içe geçtiği ve bağlantılı olduğu
veya her bir işlemin ayrı ayrı ele alınmasının zor olduğu durumlarda
kullanılması uygun olacaktır.
Örnek 1:
İsviçre'de faaliyette bulunan (A) Kurumu kanser tedavisinde kullanılmak
amacıyla "Kodezyak" adı verilen bir ilacın ana maddesini üretmektedir. Bunun
yanında, Türkiye'de tam mükellef olan ilişkili (B) Kurumu ise söz konusu ilacın
İsviçre'de (A) Kurumunca üretilmesinden sonra kendisinin yapmış olduğu Ar-Ge
faaliyeti sonuçları ile ana maddeyi birleştirerek nihai ürün haline
getirmektedir. Ayrıca, (B) Kurumu nihai ürünün Türkiye'de dağıtımına yetkili tek
şirkettir.
Konuya ilişkin diğer bilgiler aşağıdaki gibidir:
- (B) Kurumu söz konusu ilacın geliştirilmesi için (A) Kurumu ile
Ar-Ge ve pazarlama faaliyetleri yürütmektedir.
- Söz konusu ilaca ilişkin, (A) Kurumu 3 YTL, (B) Kurumu ise 12 YTL
olmak üzere toplam 15 YTL Ar-Ge ve pazarlama gideri gerçekleştirmiştir.
Üretilen ürünün son derece özgün ve ileri düzeyde bir yapıya sahip olması
nedeniyle, piyasada karşılaştırılabilir benzer nitelikte bir ürün
bulunmamaktadır. Bu nedenle, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin uygulanması
mümkün değildir.
Maliyet artı yönteminin uygulanabilmesi için de yeterli veri ve bilgi
bulunmamaktadır. Ürünün ilişkili kişiler arasında nitelik değiştirerek alım ya
da satıma konu edilmesi nedeniyle yeniden satış fiyatı yönteminin de uygulanması
mümkün değildir. Bu durumda uygulanabilecek en iyi yöntem kâr bölüşüm yöntemi
olacaktır.
Aynı piyasada benzer bir ürünü gayri maddi varlık kullanmadan üreten ve satan
firmalara ilişkin veriler temin edilebilmiştir. Bu piyasada üreticilerin % 10
kâr marjı, toptan satıcıların ise satış fiyatı üzerinden % 25 kâr marjı ile
çalıştığı tespit edilmiş olup, (A) ve (B) Kurumlarının birim başına kârdan
alacakları paylar iki aşamada tespit edilecektir.
1. Aşama: Getiri tutarının tespit edilmesi
(A) ve (B) Kurumlarının basitleştirilmiş hesapları aşağıdaki gibidir:
(YTL)
|
|
(A) Kurumu |
|
(B) Kurumu |
Satışlar |
|
100 |
|
125 |
Satılan Malın Maliyeti(-) |
|
60 |
|
100 |
Brüt Kâr |
|
40 |
|
25 |
Ar-Ge ve Pazarlama Giderleri |
3 |
|
12 |
|
Genel Yönetim Giderleri |
2 |
|
3 |
|
Faaliyet Giderleri(-) |
|
5 |
|
15 |
Kâr |
|
35 |
|
10 |
Grubun toplam kârı 45 YTL'dir.
(A) Kurumu:
(YTL)
Satılan Malın Maliyeti |
60 |
Karşılaştırılabilir Firma Esas Alınarak Hesaplanan Kâr (60 x %10 ) |
6 |
Karşılaştırılabilir Firma Esas Alınarak Hesaplanan Transfer Fiyatı (Gayri
Maddi Varlıklar Hariç) |
66 |
(B) Kurumu:
(YTL)
Üçüncü Kişilere Satışlar |
125 |
Karşılaştırılabilir Firmaların Yeniden Satışta Kâr Marjı |
% 25 |
Brüt Kâr (Yeniden Satışta Kâr Marjı) 125 x % 25 |
31,25 |
Karşılaştırılabilir firmalar (gayri maddi varlıklar hariç) esas alınarak
getiriler aşağıdaki gibi hesaplanacaktır:
(YTL)
|
(A) Kurumu |
(B) Kurumu |
Satışlar |
66,00 |
|
Satılan Malın Maliyeti (-) |
60,00 |
|
Brüt Kâr |
6,00 |
31,25 |
Faaliyet Giderleri (-) |
5,00 |
15,00 |
Kâr |
1,00 |
16,25 |
Bu durumda grubun toplam kârı 17,25 YTL olacaktır.
2. Aşama: Bakiye kârın bölüştürülmesi
Grubun bakiye kârı (45 - 17,25 = ) 27,75 YTL'dir.
Her iki firma açısından araştırma ve geliştirme giderleri ile pazarlama
giderlerinin, ürünün üretim ve satışında önemli bir role sahip oldukları
görülmüştür. Araştırma ve geliştirme giderleri ile pazarlama giderlerinin
firmalar itibarıyla durumu aşağıdaki şekildedir:
(A) Kurumu 3 YTL (% 20)
(B) Kurumu 12 YTL (% 80)
Toplam 15 YTL (% 100)
Bakiye kârın bölüşümü, bu harcama oranlarından yararlanılarak aşağıdaki gibi
yapılacaktır.
(A) Kurumunun bakiye kârdan alacağı pay ( % 20 x 27,75 ) 5,55
YTL
(B) Kurumunun bakiye kârdan alacağı pay ( % 80 x 27,75 ) 22,20
YTL
Bu durumda, düzeltilmiş faaliyet kârları aşağıdaki gibi olacaktır:
A Kurumu = 5,55 + 1,0 = 6,55 YTL
B Kurumu = 22,20 + 16,25 = 38,45 YTL
Sonuç olarak, düzeltilmiş hesaplar her iki Kurum için aşağıdaki gibi
olacaktır:
(YTL)
|
(A) Kurumu |
(B) Kurumu |
Satışlar |
71,55 |
125,00 |
Satılan Malın Maliyeti (-) |
60,00 |
71,55 |
Brüt Kâr |
11,55 |
53,45 |
Faaliyet Giderleri (-) |
5,00 |
15,00 |
Kâr |
6,55 |
38,45 |
Kâr bölüşüm yöntemine göre, (A) Kurumunun satışları için uygulayacağı
emsallere uygun fiyat yukarıda da görüldüğü üzere birim başına 71,55 YTL olarak
gerçekleşecektir.
Örnek 2:
Güney Kore'de yerleşik ilişkili (A) Kurumu tarafından dizayn edilmekte ve
üretilmekte olan bilgisayar parçası, ürünün kalan kısmını dizayn ederek üreten
ve Türkiye'de tam mükellef olan (B) Kurumuna transfer edilmekte ve yine
Türkiye'deki ilişkili (C) Kurumu tarafından dağıtılmaktadır. Dağıtım şirketinin
üstlendiği işlevlere ilişkin bilgiler yeniden satış fiyatı yöntemi ile tespit
edilecektir.
Karşılaştırmaya uygun yeterli veriye ulaşılabilirse (A) Kurumundan (B)
Kurumuna transfer edilen parçaların fiyatını bulmak için en güvenilir yöntem
karşılaştırılabilir fiyat yöntemi olacaktır. Ancak örneğimizde, söz konusu ürün
için emsal olabilecek bir fiyat bulunamadığından karşılaştırılabilir fiyat
yöntemi ve diğer geleneksel işlem yöntemlerini kullanmak mümkün değildir.
Buna karşın, (A) Kurumundan (B) Kurumuna transfer edilen parçaların sadece
(A) Kurumu tarafından sahip olunan yenilikçi teknoloji ile üretilmesinden dolayı
(A) Kurumu ile (B) Kurumu arasında gerçekleştirilen işlemlerde kullanılması
gereken yöntem işlemsel kâr yöntemlerinden biri olan kâr bölüşüm yöntemidir.
1. Aşama: (A) ve (B) Kurumlarının kâr veya zararı
( YTL)
|
(A) Kurumu |
|
(B) Kurumu |
Satışlar |
|
50 |
|
100 |
Alışlar (-) |
|
10 |
|
50 |
Üretim Maliyetleri (-) |
|
15 |
|
20 |
Brüt Kâr |
|
25 |
|
30 |
Ar-Ge Harcamaları |
15 |
|
10 |
|
Genel Yönetim Giderleri |
10 |
|
10 |
|
Faaliyet Giderleri(-) |
|
25 |
|
20 |
Kâr |
|
0 |
|
10 |
2. Aşama: (A) ve (B) Kurumlarının üretimden gelen olağan kârının tespiti
ve bakiye kârın bölüştürülmesi
Her iki vergilendirme alanında da yenilikçi gayri maddi varlığa sahip olmayan
karşılaştırmaya uygun üreticilerin üretim maliyetleri üzerinden % 10'luk bir kâr
elde ettikleri tespit edilmiştir. (A) Kurumunun üretim maliyeti 15 YTL ve
böylece maliyete dayalı kârı da 1,5 YTL olacaktır. (B)'nin üretim maliyeti 20
YTL ve maliyete dayalı üretim kârı 2 YTL olacaktır. Bakiye kâr ise 6,5 YTL
olarak bulunacaktır. Bu da birleşik kâr olan 10 YTL'den birleşik imalat kârı
olan 3,5 YTL'nin çıkarılması ile hesaplanacaktır.
İlk dağıtılan kâr, (A)'ya 1,5 YTL ve (B)'ye 2 YTL (A) ve (B) Kurumlarının
üretime dayalı işlevlerinin karşılığıdır. Ancak bu kâr, teknolojik açıdan
gelişmiş bir ürün için şirketlerin gerçekleştirdiği kendi Ar-Ge harcamalarının
değerini göstermemektedir. Ar-Ge harcamalarının yarattığı katma değerin yüksek
olması nedeniyle, bakiye kârın (A) ve (B) Kurumlarının toplam Ar-Ge maliyeti
içindeki paylarına göre aralarında dağıtılması gerekmektedir. Çünkü örneğimizde,
şirketlerin Ar-Ge faaliyeti için yapmış oldukları kendi harcamalarının, ürünün
teknolojik yenilikçiliğine ilişkin değerine katkısı bulunmaktadır.
(A) Kurumunun Ar-Ge harcaması 15 YTL ve (B) Kurumunun Ar-Ge harcaması ise 10
YTL olduğuna göre, toplam Ar-Ge harcamaları 25 YTL olacaktır. Bakiye kâr olan
6,5 YTL aşağıda hesaplandığı şekilde dağıtılacaktır.
(A) Kurumu 6,5 x 15/25= 3,9 YTL
(B) Kurumu 6,5 x 10/25= 2,6 YTL
d) Kârların yeniden hesaplanması
(A) Kurumu 1,5+ 3,9 = 5,4 YTL
(B) Kurumu 2,0 + 2,6 = 4,6 YTL
Transfer fiyatlandırması açısından kurum kâr veya zararları aşağıdaki gibi
olacaktır:
(YTL)
|
(A) Kurumu |
|
(B) Kurumu |
Satışlar |
|
55,40 |
|
100,00 |
Alışlar (-) |
|
10,00 |
|
55,40 |
Üretim Maliyetleri (-) |
|
15,00 |
|
20,00 |
Brüt Kâr |
|
30,40 |
|
24,60 |
Ar-Ge Harcamaları |
15,00 |
|
10,00 |
|
Genel Yönetim Giderleri |
10,00 |
|
10,00 |
|
Faaliyet Giderleri (-) |
|
25,00 |
|
20,00 |
Kâr |
|
5,40 |
|
4,60 |
Kâr bölüşüm yöntemine göre, (A) Kurumunun satışları için uygulayacağı
emsallere uygun fiyat yukarıda da görüldüğü üzere birim başına 55,40 YTL olarak
gerçekleşecektir.
5.5- İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi
İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellefin kontrol altındaki bir
işlemden; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve uygun bir temele
dayanarak tespit ettiği net kâr marjının incelenmesi esasına dayanan bir
yöntemdir.
İşleme dayalı net kâr marjı yönteminin uygulanması maliyet artı ve yeniden
satış fiyatı yönteminin uygulanmasına benzerlik göstermektedir. İşleme dayalı
net kâr marjı yöntemi ile bu yöntemler arasındaki fark, diğer iki yöntemde brüt
kâr marjı hesaplanırken, bu yöntemde net faaliyet kâr marjının hesaplanmasıdır.
Bu yöntemde de karşılaştırılabilirlik analizi yapılacaktır. Ancak işlevlerde
farklılık olsa dahi, net faaliyet kâr marjı, bu farklılıktan maliyet artı ve
yeniden satış fiyatı yönteminde dikkate alınan brüt kâr marjına göre daha az
etkilenmektedir.
Net faaliyet kâr marjının tespitinde, öncelikle mükellefin
karşılaştırılabilir kontrol dışı bir işlemde uyguladığı net faaliyet kâr marjı
dikkate alınacaktır. Bunun mümkün olmaması durumunda, ilişkisiz bir kurumun
karşılaştırılabilir kontrol dışı bir işlemde uyguladığı net faaliyet kâr marjı
dikkate alınır. Yöntemin uygulanmasında ilişkili kurumların işlev analizinin
yapılması gereklidir. Aralarında ilişki bulunmayan işletmelerin net faaliyet kâr
marjlarının kullanılacağı durumlarda, güvenilir sonuçların elde edilebilmesi
için işlemlerin karşılaştırılabilir olup olmadığı ve ne kadar düzeltme yapılması
gerektiği belirlenmelidir. Bu yöntem kullanılarak yapılan analizlerde, ilişkili
kurumun tek bir kontrol altındaki işlemine ait kâr dikkate alınmalıdır.
Örnek 1:
Türkiye'de faaliyette bulunan tam mükellef (A) Kurumu, Hollanda'da bulunan
ilişkili (B) şirketine televizyon satmakta olup, bu işleme ilişkin açıklamalara
aşağıda yer verilmiştir:
(A) Kurumu ile ilişkili (B) şirketi arasındaki emsallere uygun fiyatın
belirlenebilmesinde geleneksel işlem yöntemlerinin uygulanması için gerekli
veriler bulunmadığından, işleme dayalı net kâr marjı yöntemi kullanılmıştır.
- Televizyonun satış fiyatı 600 YTL'dir ve ilgili yılda (B) şirketine
1000 adet televizyon satılmıştır.
(YTL)
Satışlar |
600.000 |
Satılan Malın Maliyeti (-) |
550.000 |
Faaliyet Giderleri (-) |
20.000 |
Faaliyet Kârı |
30.000 |
Söz konusu faaliyet için şirketin kullandığı varlıklar (dönen ve duran
varlıklar) toplamı 1.000.000 YTL'dir. Bu durumda varlıkların getiri oranı
30.000/1.000.000 = % 3 olmaktadır.
- Hollanda'da bulunan ilişkili (B) şirketi aldığı televizyonları %
25 brüt kâr marjı ile 750 YTL'ye satmaktadır.
(YTL)
Satışlar |
750.000 |
Satılan Malın Maliyeti (-) |
600.000 |
Satış Giderleri (-) |
50.000 |
Faaliyet Kârı |
100.000 |
(B) şirketinin bu faaliyeti ile ilgili olarak kullandığı varlık toplamı
800.000 YTL'dir. Varlıkların getirisi 100.000/800.000 = % 12,5 olmaktadır.
- Yapılan işlev analizi sonucu, karşılaştırılabilir şirket olarak
belirlenen Türkiye'deki tam mükellef (C), (D) ve (E) Kurumlarının beyaz eşya
ticareti yaptığı ve varlıkların getiri oranının ortalama % 7,5 olduğu tespit
edilmiştir.
- Ortalama getiri oranına ulaşabilmek amacıyla, ana firma olan
Türkiye'deki (A) Kurumunun ilişkili (B) şirketine televizyon satış fiyatının
yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Bu suretle varlıkların getiri oranı
emsallere uygun olacaktır.
Örnek 2:
Türkiye'de faaliyette bulunan dağıtım firmalarından (A), ilişkili firması
(C)'ye ve aynı sektörde faaliyet gösteren (B) firması da ilişkisiz (D) firmasına
aynı marka altında kompakt disk satmaktadırlar. (A) firması, sattığı mal için
bir yıl garanti verirken, (B) firması herhangi bir garanti vermemektedir. (A)
firması, fiyat oluştururken garanti hizmetinin maliyetlerini dikkate
almamaktadır. Bu durumda, (A) ve (B) firmalarının brüt satış kârları
karşılaştırılabilir nitelikte bulunmamaktadır. Güvenilir bir karşılaştırma
yapılabilmesi için garanti hizmetine ilişkin olarak düzeltim yapılması
gerekmektedir. Ancak örneğimizde (A) firmasının üstlendiği garanti maliyetleri
tam olarak saptanamadığından, bu durum garanti hizmetine ilişkin düzeltim
yapılmasını olanaksız kılmaktadır.
Bununla birlikte, (A) ve (B) arasında başkaca maddi bir işlevsel farklılık
yoksa ve (A) firmasının satışlarına göre net kârı biliniyorsa, (A) firmasının
net kâr marjı ile (B) firmasının net kâr marjı, aynı temelde karşılaştırılarak,
(A) firması ve ilişkili (C) firması arasında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin
transfer fiyatlandırmasının tespitinde işleme dayalı net kâr marjı yönteminin
uygulanması mümkün olacaktır.
6- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Anlaşma
Usulü
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasında,
mükellefin ilişkili kişilerle yaptığı işlemlere ilişkin olarak belirleyeceği
yöntem konusunda Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurarak anlaşma
yapma olanağı getirilmiş ve yöntem üzerinde anlaşma sağlanması halinde, bu
yöntemin üç yılı aşmamak üzere belirlenen süre ve koşullar altında kesinlik
taşıyacağı ve bu şekilde tespit edilen yöntemin, belirlenen koşullar altında
eleştiri konusu yapılamayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, uygulayacağı yöntem
konusunda tereddütü bulunan mükellefin gerekli bilgi ve belgelerle birlikte
İdare'ye başvurarak belli bir dönem için yöntem tespiti talebinde bulunabilmesi
mümkündür.
Peşin fiyatlandırma anlaşmasının kapsamına kurumlar vergisi mükellefleri
girmektedir. Bu çerçevede, 01/01/2008 tarihinden itibaren Büyük Mükellefler
Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin, 01/01/2009 tarihinden
itibaren ise tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları
yurt dışı işlemlerine ilişkin olarak belirlenecek yöntem konusunda İdare'ye
başvurmaları mümkün bulunmaktadır.
Peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin süreç, mükellefin yazılı başvurusu
ile başlamakta olup, mükellef söz konusu başvuru ile birlikte, Tebliğin (7.2)
bölümünde yer alan asgari bilgi ve belgeleri İdare'ye sunmak zorundadır.
Ayrıca peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin başvuruda bulunan mükellef iki
taraflı veya çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşması talep edebilir.
İdarenin, iki taraflı ya da çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin
talebi değerlendirmesi sonucu birden fazla ülkeyi ilgilendirdiğini tespit etmesi
durumunda, ilgili ülke veya ülkelerle anlaşma/anlaşmalar bulunması şartıyla bu
anlaşmalar çerçevesinde değerlendirme yapması mümkün bulunmaktadır.
Mükelleflerin ilişkili kişilerle yaptığı işlemlere ilişkin olarak
belirleyeceği yöntem konusundaki başvurusu ile ilgili olarak İdare tarafından
yapılacak değerlendirme aşağıdaki şekilde gerçekleşecektir:
Ön Değerlendirme: Yapılan başvuru, sunulan bilgi ve
belgelerle birlikte İdare tarafından bir ön değerlendirmeye tabi tutulur.
İdare, mükellefin yaptığı başvuruda yer alan bilgi ve belgeler üzerinden
peşin fiyatlandırma anlaşmasının uygun olup olmadığını, ne tür bilgilere ihtiyaç
olduğunu tespit etmek amacıyla bir ön değerlendirme yapar.
Söz konusu başvuruda yer alan bilgi ve belgelerin yeterli bir değerlendirme
yapma olanağı sunmaması halinde, İdare mükelleften ilave bilgi ve belge
talebinde bulunabilir veya mükellef ile görüşme yapabilir.
Bu tür bir ön değerlendirme yapılması, mükellef ile İdare arasında kesin
olarak bir peşin fiyatlandırma anlaşması yapılacağı anlamına gelmemektedir.
Analiz: Gerekli veriler tamamlandıktan sonra,
karşılaştırılabilir işlemlerin, kullanılan varlıkların, diğer düzeltimlerin,
uygulanabilir yöntemlerin, anlaşma şartlarının ve diğer temel hususların
değerlendirmesi yapılır.
Anlaşmanın kabulü veya reddi: İdare yapılan analiz
sonucunda, mükellefin başvurusunu aynen kabul edebilir veya gerekli
değişikliklerin yapılması koşuluyla kabul edebilir ya da reddedebilir. İdare'nin
başvuruyu kabul etmesi halinde mükellef ile İdare arasında peşin fiyatlandırma
anlaşması imzalanır.
Peşin fiyatlandırma anlaşmalarının süresi en fazla 3 yıl olup, söz konusu
anlaşma imzalandığı tarihten itibaren hüküm ifade edecektir. Örneğin, mükellef
tarafından 17/03/2008 tarihinde yapılan başvuru sonucunda devam eden süreç
22/06/2009 tarihinde İdare ile mükellef arasında imzalanan anlaşma ile
sonuçlanmıştır. Bu durumda, peşin fiyatlandırma anlaşmasının hükümleri
anlaşmanın imzalandığı 22/06/2009 tarihinden itibaren geçerli olacaktır.
Peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin sürecin her aşamasında, mükellef ile
karşılıklı bilgi ve görüş alışverişinde bulunulur. Ayrıca, yapılan her anlaşma
yalnızca ilgili mükellefe özgüdür ve bu mükellefi ilgilendirmektedir.
Dolayısıyla, yapılan anlaşmaların başka mükellefler tarafından emsal olarak
kullanılması veya yapılan işlemlere ilişkin bir kanıt olarak sunulması mümkün
değildir.
İdare ile mükellef arasında peşin fiyatlandırma anlaşmasının yapılmış olması,
anlaşma konusuyla ilgili olarak mükellef ya da mükelleflerin incelenmeyeceği
anlamına gelmemektedir. Anlaşma kapsamındaki işlemlere ilişkin belirlenen
yöntemin uygulanması inceleme konusu yapılabilecektir. Örneğin mükellef ile
İdare arasında imzalanan peşin fiyatlandırma anlaşması ile mükellefin ilişkili
kişiler ile gerçekleştireceği işlemlerde "Maliyet Artı Yöntemi"ni kullanması
uygun bulunmuştur. Anlaşmada belirlenen yöntem eleştiri konusu yapılamayacak
olup bu yöntemin uygulanmasının doğru olup olmadığı, yöntem uygulanırken anlaşma
koşullarına uyulup uyulmadığı inceleme konusu yapılabilecektir.
İdare, mükellefin söz konusu koşullara uyum gösterip göstermediğini ve/veya
bu koşulların geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğini, anlaşmada belirlenen süre
boyunca mükellefin sunacağı yıllık rapor üzerinden takip edecektir.
Söz konusu raporun, anlaşma süresi boyunca her yıl kurumlar vergisi
beyannamesinin verilme süresi içinde (Ek 1)'de yer alan formata uygun olarak
hazırlanarak bir yazı ekinde İdare'ye gönderilmesi gerekmektedir.
Anlaşmanın yenilenmesi: Mükellef mevcut bir peşin
fiyatlandırma anlaşmasının yenilenmesi talebinde bulunabilir. Bu durumda
mükellef anlaşma süresinin bitiminden en az 9 ay önce İdare'ye başvurmalıdır.
Mükellef başvurusunda, mevcut anlaşmada belirtilen koşullar ile varsayımlarda
herhangi bir değişiklik meydana gelip gelmediğini, anlaşmanın yenilenmesi
sonucunda anlaşmada herhangi bir değişiklik yapılması gerekip gerekmediğini ve
tespit edilen yöntemin anlaşmada kavranan işlemlerin mahiyetine en uygun olarak
emsallere uygunluk ilkesini karşıladığını gösterecek gerekli bilgi ve belgeleri
sunmalıdır.
İdare söz konusu başvurunun incelenmesi sonucunda, mevcut anlaşmada
belirtilen koşullar ile varsayımların devam ettiğine ve tespit edilen yöntemin
emsallere uygunluk ilkesini karşıladığına karar verirse, mevcut anlaşmanın aynı
koşulları, varsayımları ve yöntemi kapsayacak şekilde bir dönem daha devam
ettirilmesini kabul edebilir. Bununla birlikte, İdare, anlaşmada kavranan
işlemlerin mahiyetinin, belirtilen koşulların ve varsayımların değiştiğine ya da
farklı bir yöntem tespit edilmesi gerektiğine karar verirse, mükellefin yeni bir
peşin fiyatlandırma anlaşması başvurusunda bulunması gerekir.
Anlaşmanın revize edilmesi: İdare ile mükellef arasında
imzalanmış ve yürürlükte olan bir peşin fiyatlandırma anlaşması aşağıdaki
durumların gerçekleşmesi halinde revize edilebilir:
- Anlaşmada yer alan kritik bir varsayımın gerçekleşmemesi,
- Anlaşma koşullarında esasa ilişkin bir değişikliğin gerçekleşmesi
veya anlaşmada belirlenen koşulların geçerliliğini sürdürmemesi,
- Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları da dahil, yasal
düzenlemelerde anlaşmayı etkileyecek değişikliklerin gerçekleşmesi,
- İki veya çok taraflı peşin fiyatlandırma anlaşmalarında, diğer
ülke idaresinin/idarelerinin anlaşmayı revize etmesi, yürürlükten kaldırması
veya iptal etmiş olması.
Mükellef, İdare ile imzaladığı peşin fiyatlandırma anlaşmasının revize
edilmesi amacıyla İdare'ye başvurabilir. Söz konusu başvuruda mükellef,
anlaşmanın revize edilmesi talebinin nedenlerini de içerecek şekilde gerekli
bilgi ve belgeleri İdare'ye ibraz etmek zorundadır. Anlaşmanın revize edilmesi
hususunun İdare tarafından kabul edildiği durumda, anlaşmanın revize edildiği
tarihten mevcut anlaşmanın süresinin bitimine kadar yeniden belirlenen anlaşma
koşulları geçerli olacaktır. İdarenin anlaşmanın revize edilmesini kabul
etmediği durumda anlaşma aynen devam edecektir. Ancak mükellef yukarıda yer alan
nedenleri ileri sürerek anlaşmanın iptalini isteyebilir. Bu durumda, İdare
anlaşmayı iptal edebilir.
Mevcut bir peşin fiyatlandırma anlaşmasının revize edilmesine ilişkin
nedenler İdare tarafından da tespit edilebilir. Anlaşmanın revize edilmesi
konusunda taraflar anlaşmaya varırsa, anlaşmanın revize edildiği tarihten mevcut
anlaşmanın süresinin bitimine kadar yeniden belirlenen anlaşma koşulları geçerli
olacaktır. Mükellefin anlaşmanın revize edilmesini kabul etmediği durumda İdare
anlaşmayı tek taraflı olarak iptal edebilir.
Anlaşmanın iptal edildiği durumlarda iptal kararının verildiği tarihten
itibaren anlaşma hükümleri geçerliliğini kaybeder.
Anlaşmanın iptali: Aşağıda belirtilen durumlarda, İdare
mevcut bir peşin fiyatlandırma anlaşmasını tek taraflı olarak anlaşmanın
imzalandığı tarihten itibaren iptal edebilir ve anlaşmayı hiç yapılmamış kabul
ederek mükellefi vergi incelemesine sevk edebilir:
- Mükellefin peşin fiyatlandırma anlaşmasında belirtilen koşullara
uymaması,
- Mükellef tarafından gerek başvuru esnasında gerekse sonraki
aşamalarda (yıllık rapor da dahil) ibraz edilen bilgi ve belgelerin eksik,
yanlış veya yanıltıcı olduğunun tespit edilmesi.
Diğer taraftan, anlaşma süresince her yıl kurumlar vergisi beyannamesinin
verilme süresi içinde İdare'ye gönderilmesi gereken Peşin Fiyatlandırma
Anlaşmasına İlişkin Yıllık Raporun zamanında ibraz edilmemesi durumunda, mevcut
anlaşma, söz konusu raporun ilgili bulunduğu hesap döneminin başından itibaren
iptal edilebilir.
7- Mükelleflerden İstenecek Belgeler
Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere
ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kağıtlar
olarak saklanması zorunludur. Dolayısıyla, yöntemin seçilme gerekçelerini
açıklayan en önemli unsurlar bu hesaplama ve belgeler olduğundan, seçilen yöntem
ve bu yöntemin uygulanmasına ilişkin bütün hesaplama ve işlemlere ait belgeler
ayrıntılı olarak tutulmalı ve saklanmalıdır.
7.1- Yıllık Belgelendirme
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, ilişkili kişilerle bir hesap dönemi içinde
yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri ile ilgili olarak (Ek
2)'de yer alan "TRANSFER FİYATLANDIRMASI, KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM ve ÖRTÜLÜ
SERMAYEYE İLİŞKİN FORM"u doldurmaları ve kurumlar vergisi beyannamesi ekinde,
bağlı bulunulan vergi dairesine göndermeleri gerekmektedir.
Ayrıca, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi ve yurt dışı
işlemleri ile diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde
ilişkili kişilerle yaptığı yurt dışı işlemlere ilişkin olarak (Ek 3)'de
yer alan formata uygun şekilde, aşağıda yer alan bilgi ve belgeleri içeren
"YILLIK TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU"nu kurumlar vergisi beyannamesinin
verilme süresine kadar hazırlamaları ve bu süre sona erdikten sonra istenmesi
durumunda İdare'ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz etmeleri
zorunludur.
Ancak, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükellefler
dışındaki diğer kurumlar vergisi mükellefleri bir hesap dönemi içinde ilişkili
kişilerle yaptıkları yurt içi; gelir vergisi mükellefleri de bir takvim
yılı içinde ilişkili kişilerle yaptıkları yurt içi ve yurt dışı işlemlere
ilişkin olarak aşağıda yer alan bilgi ve belgeleri istenmesi durumunda İdare'ye
veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz ederler.
Söz konusu bilgi ve belgeler aşağıdaki gibidir:
- Mükellefin faaliyetlerinin tanımı, organizasyon yapısı (merkez,
şube) ve ortakları, sermaye yapısı, içinde bulunduğu sektör, ekonomik ve hukuki
geçmişi hakkında özet bilgiler, ilişkili kişilerin tanımı (vergi kimlik
numaraları, adresleri, telefon numaraları vb.) ve bu kişiler arasındaki mülkiyet
ilişkilerine ilişkin bilgiler
- Üstlenilen işlevleri, sahip olunan riskleri ve kullanılan
varlıkları içeren tüm bilgiler,
- İşlem konusu yıla ilişkin ürün fiyat listeleri,
- İşlem konusu yıla ilişkin üretim maliyetleri,
- İşlem konusu yıl içinde ilişkili ve ilişkisiz kişilerle yapılan
işlemlerin miktarı ile fatura, dekont ve benzeri belgeler,
- İşlem konusu yıl içinde ilişkili kişilerle yapılan tüm sözleşme
örnekleri,
- İlişkili kişilere ait özet mali tablolar,
- İlişkili kişiler arasındaki işlemlere uygulanan şirket içi
fiyatlandırma politikası,
- İlişkili kişiler tarafından farklı muhasebe standartları ve
yöntemleri kullanılıyor ise bunlara ilişkin bilgi,
- Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi,
- Kullanılan transfer fiyatlandırması yönteminin seçilme nedeni ve
uygulanmasına ilişkin bilgi ve belgeler (iç ve/veya dış emsaller,
karşılaştırılabilirlik analizi),
- Emsallere uygun fiyat ya da kâr marjının saptanmasında kullanılan
hesaplamalar ve yapılan varsayımlara ilişkin ayrıntılı bilgiler,
- Belli bir emsal fiyat aralığı tespit edilmişse, bu aralığın
tespitinde kullanılan yöntem,
- Emsal fiyatın tespit edilmesi için gerekli diğer belgeler.
İdare gerekli gördüğü takdirde mükelleften ilave bilgi ve belge talebinde
bulunabilir. İlgili bilgi ve belgelerin yabancı dilde yazılmış olmaları halinde,
bunların Türkçe çevirilerinin de ibraz edilmesi zorunludur.
Öte yandan, yukarıda belirtilen Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporunu
hazırlamak zorunda olan kurumlar vergisi mükelleflerinin istihdam ilişkisi
içinde bulunmaları nedeniyle ilişkili kişi sayılanlarla yaptığı işlemlere
ilişkin bilgi ve belgelere düzenlenecek raporda yer vermelerine gerek
bulunmamaktadır. Ancak söz konusu bilgi ve belgelerin istenmesi durumunda
İdare'ye veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edileceği
tabiidir.
7.2- Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin
Belgelendirme
Peşin fiyatlandırma anlaşması için İdare'ye başvuruda bulunan mükelleflerin
sunmaları gereken temel bilgi ve belgeler aşağıdaki gibidir:
- Yazılı Başvuru, [Yazılı Başvuru'da anlaşmanın süresine ilişkin
talep, anlaşma sürecine katılacak mükelleflerin ya da temsilcilerin adları, T.C.
kimlik numaraları, adresleri, telefon numaraları, mükellefin faaliyet konusu,
kurumun yapısı (merkez, şube) ve ortakları, sermaye yapısı, içinde bulunduğu
sektör, ekonomik ve hukuki geçmişi hakkında özet bilgiler, ilişkili kişilerin
tanımı ve bu kişiler arasındaki mülkiyet ilişkilerine ilişkin bilgiler yer
alır.]
- Üstlenilen işlevleri, sahip olunan riskleri ve kullanılan
varlıkları içeren tüm bilgiler,
- Kritik varsayımlara ilişkin bilgiler ve gerekçeleri (önerilen
transfer fiyatlandırması yöntemi ile bu yöntemin seçimine ve uygulanmasına esas
teşkil eden koşullara ve varsayımlara ilişkin açıklamalar, analizler ve yapılan
diğer çalışmalar),
- Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi,
- İlişkili kişiler tarafından farklı muhasebe standartları ve
yöntemleri kullanılıyor ise bunlara ilişkin bilgi,
- Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap dönemine ilişkin ürün
fiyat listeleri,
- Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap dönemine ilişkin üretim
maliyetleri,
- İlişkili kişiler arasındaki işlemlere uygulanan şirket içi
fiyatlandırma politikası,
- Başvuru tarihinin içinde bulunduğu hesap döneminde ilişkili ve
ilişkisiz kişilerle yapılan işlemlerin miktarı ile fatura, dekont ve benzeri
belgeler,
- İlişkili kişilerin son üç yıla ilişkin mali tabloları, gelir veya
kurumlar vergisi beyanname örnekleri, yurt dışı işlemlerine ait sözleşmelerin
örnekleri,
- Önerilen transfer fiyatlandırması yöntemini destekleyen son üç
yıla ait finansal veriler ve bunlarla ilgili belgeler,
- İki veya daha fazla karşılaştırılabilir işlemin olması durumunda
belirlenen emsal fiyat aralığı ve bu aralığın tespitinde kullanılan yöntem,
- Emsal fiyatın tespit edilmesi için gerekli diğer belgeler.
İdare gerekli gördüğü takdirde mükelleften ilave bilgi ve belge talebinde
bulunabilir. İlgili bilgi ve belgelerin yabancı dilde yazılmış olmaları halinde,
bunların Türkçe çevirilerinin de ibraz edilmesi zorunludur.
Öte yandan, İdare ile peşin fiyatlandırma anlaşması imzalayan mükelleflerin,
anlaşma kapsamındaki işlemlerine ilişkin olarak Yıllık Transfer Fiyatlandırması
Raporu (Ek 3) hazırlamalarına gerek bulunmamaktadır. Ancak anlaşma müddeti
boyunca her yıl hazırlanacak olan "Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin
Yıllık Rapor" içerisinde (Ek 3)'de yer alan unsurlara da yer verilmesi
gerekmektedir.
İlişkili kişilerle gerçekleştirilen ve anlaşma kapsamında olmayan işlemlere
ait bilgi ve belgeler ile Yıllık Transfer Fiyatlandırması Raporu'nun bu Tebliğde
belirtildiği şekilde hazırlanacağı tabiidir.
8- Cezalar
Teşebbüs sahibi ve kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine
aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım
ya da satımında bulunarak tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla
örtülü kazanç dağıtımı yapmaları durumunda Vergi Usul Kanunu'nun cezalara
ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Bu Tebliğ ile İdare'ye ibraz etme zorunluluğu getirilen bilgi ve belgeleri
Tebliğde belirlenen sürelerde vermeyenler hakkında da Vergi
Usul Kanunu'nun cezalara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı tabiidir.
9- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımında
Düzeltme İşlemleri
Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan
kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulamasında, 13 üncü maddede
belirtilen şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla
dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar
sayılacaktır.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazancın kâr payı
sayılması ile mükellefler bu kâr payına ilişkin olarak istisna hükümlerinden
yararlanacağından, "karşı taraf düzeltmesi" bu şekilde, işleme taraf olanlar
arasında gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla, dağıtılmış kâr payının net kâr
payı tutarı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanması sonucu bulunan tutar
üzerinden ortakların hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi
yapılacaktır.
Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde
buna göre düzeltilecektir. Ancak, bu düzeltmenin yapılabilmesi için örtülü
kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması
gerekmektedir. Örtülü kazanç dağıtılan kurum nezdinde yapılacak düzeltmede
dikkate alınacak tutar, kesinleşen ve ödenen tutar olacaktır.
9.1- Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtan kurum tarafından
yapılacak düzeltme işlemleri
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı şartlarının
gerçekleşmesi halinde, örtülü kazanç dağıtan kurum tarafından işlemin yapıldığı
geçici vergi döneminde hesaben gerekli düzeltme işlemleri yapılabilecektir.
Örtülü kazanç dağıtılan tarafından da aynı dönem içinde düzeltme yapılabilmesi
mümkündür.
Düzeltmenin geçici vergi döneminden sonra yapılması halinde, örtülü kazanç
dağıtan kurum tarafından verilen düzeltme beyannamesi ile tahakkuk eden
vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartıyla, örtülü kazanç dağıtılan
tarafından da (bir sonraki geçici vergi döneminde) düzeltme yapılabilecektir.
Hesap dönemi kapandıktan sonra transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtımı yapan kurumun düzeltme talebi, vergi dairesince Vergi Usul Kanunu
hükümleri uyarınca değerlendirilip sonuçlandırılacaktır. Bu düzeltme sonucu tarh
edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması halinde, karşı tarafta da
gerekli düzeltme işleminin kendiliğinden yapılması mümkün olacaktır.
Verginin kesinleşmesi; dava açma süresi içinde dava açılmaması, yargı
mercilerince nihai kararın verilmiş olması veya uzlaşmanın vaki olması gibi
haller nedeniyle verginin kesinleşmesi ve itiraz edilmeyecek duruma
gelmesidir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtan kurumun, zamanaşımı
süresi içinde düzeltme talebinde bulunmuş olması halinde, düzeltme sonucu tarh
edilen verginin kesinleşip ödenmesi şartıyla karşı tarafta da süreye
bakılmaksızın gerekli düzeltme işlemi yapılacaktır.
9.2- Örtülü Kazanç Dağıtılan Kişinin Tam Mükellef Kurum
Olması
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarı kâr
payı geliri olarak dikkate alınacak olup, şartların varlığı halinde iştirak
kazançları istisnasından yararlanılacak ve düzeltme işlemi gerçekleşecektir.
Yukarıda yer alan bölümde de açıklandığı üzere, düzeltme yapılabilmesi için
ilgili tutarın örtülü kazanç dağıtan mükellef tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Bu tutar ödendikten sonra, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç
dağıtılan mükellefin bu düzeltmeleri ilgili dönem beyannameleri üzerinde yapması
gerekmektedir.
9.3- Örtülü Kazanç Dağıtılan Kişinin Dar Mükellef Kurum, Gerçek
Kişi, Vergiye Tabi Olmayan veya Vergiden Muaf Olan Herhangi Bir Kişi
Olması
Örtülü kazanç dağıtılan kişinin dar mükellef kurum, gerçek kişi, vergiye tabi
olmayan veya vergiden muaf herhangi bir kişi olması durumunda, transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarı, örtülü kazanç
dağıtılan nezdinde, 13 üncü maddede belirtilen şartların gerçekleştiği hesap
döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı olarak kabul edilecektir. Bu
şekilde dağıtılmış kâr payı net kâr payı tutarı olarak kabul edilecek ve brüte
tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
Örnek :
(A) Kurumunun ortağı (B)'ye emsallere uygun fiyatı 120.000 YTL olan bir malı
70.000 YTL'ye satması halinde yapılacak işlemler aşağıdaki gibidir:
(A) Kurumu tam mükellef ise:
50.000 YTL transfer fiyatlandırması yoluyla (B) Kurumuna aktarıldığından, söz
konusu tutar kanunen kabul edilmeyen gider kabul edilmek suretiyle, (A)
Kurumunun dönem kazancına eklenerek kurumlar vergisi yönünden tarhiyat
yapılacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) nezdinde düzeltmenin yapılabilmesi için
örtülü kazanç dağıtan kurum (A) adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve
ödenmiş olması gerekmektedir.
(B) Kurumu ise 120.000 YTL tutarındaki malı 70.000 YTL'ye satın almıştır.
50.000 YTL tutarındaki fark bu kurum için kâr payı niteliğindedir.
Bu çerçevede;
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) tam mükellef kurum ise dağıtılan örtülü
kazanç Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendine göre, iştirak kazancı istisnası kapsamında değerlendirilecek olup,
düzeltme beyanname üzerinde yapılacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B), Türkiye'de işyeri veya daimi temsilci
aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurum veya
kurumlar vergisinden muaf olan dar mükellef ise dağıtılan örtülü kazanç tutarı,
örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net kâr payı olarak kabul edilecek
ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasına göre vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
Brüt Tutar[1]: 50.000 ´ 100 = 58.824
100 - 15
Kâr Payı Tevkifatı: 58.824 ´ % 15= 8.824 YTL
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) kurumlar vergisinden muaf bir kurum ise
dağıtılan örtülü kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net
kâr payı olarak kabul edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi
Kanunu'nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre vergi kesintisine tabi
tutulacaktır.
Örtülü kazanç dağıtımı yapılan (B) tam veya dar mükellef gerçek kişi ise
dağıtılan örtülü kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde dağıtılmış net
kâr payı olarak kabul edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Gelir Vergisi
Kanunu'nun 94 üncü maddesinin 6/b bendine göre vergi kesintisine tabi
tutulacaktır.
(A) Kurumu dar mükellef ise:
(A) Kurumu tarafından, yurt dışında bulunan ana merkeze aktarılan örtülü
kazanç tutarı, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde net kâr payı olarak kabul
edilecek ve bu miktar brüte tamamlanarak Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30 uncu
maddesinin altıncı fıkrasına göre vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
Öte yandan, yurt dışı işlemlerle ilgili olarak yapılacak ikincil düzeltme
işlemlerinin, vergi anlaşmaları çerçevesinde ve söz konusu anlaşmanın imkan
verdiği ölçüde yapılabileceği tabiidir.
10- Gayri Maddi Haklar
10.1- Gayri Maddi Hakların Tanımı
Gayri maddi haklar, sinema filmleri, radyo-televizyon yayınlarında kullanılan
filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi, artistik, bilimsel her nevi telif
hakkının veya her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın,
gizli formül veya üretim yönteminin veya sınai, ticari, bilimsel tecrübeye
dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı ile
sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı veya kullanma hakkını ifade
etmektedir. Başka bir ifadeyle, gayri maddi haklar patent, ticari marka, ticari
unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile edebi,
sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how) ve
ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır.
Gayri maddi haklar özellikleri nedeniyle ticari gayri maddi haklar ve
pazarlama amaçlı gayri maddi haklar olmak üzere iki grup altında
değerlendirilmektedir. Ticari gayri maddi haklar bir malın üretiminde ya da bir
hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile
müşterilere transfer edilen ya da ticari faaliyetin işletiminde kullanılan
(bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayri maddi
hakları ifade etmektedir.
Pazarlama amaçlı gayri maddi haklar ise, bir ürün ya da hizmetin ticari
amaçlı olarak kullanımına yardımcı olan ticari markalar ve ticari unvanlar,
müşteri listeleri, dağıtım kanalları ile ilgili ürün açısından önemli bir
promosyon değerine sahip nevi şahsına münhasır isimler, semboller ya da resimler
gibi gayri maddi hakları ifade etmektedir.
10.2- Gayri Maddi Haklarda Emsallere Uygunluk İlkesi
İlişkili kişilerin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ve gayri maddi
hakların da dahil olduğu mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde bedel,
emsallere uygunluk ilkesine göre tespit edilecektir.
Gayri maddi haklara ilişkin emsallere uygun bedelin belirlenmesinde öncelikle
gayri maddi hakkı devreden ile devralan taraf ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Gayri maddi hakka ilişkin emsallere uygun bedel devreden yönünden;
karşılaştırılabilir nitelikteki kontrol dışı bir işlemde, gayri maddi hakkın
sahibinin söz konusu hakkı başkasına devretmeyi kabul edebileceği bedel
olmalıdır. Devralan yönünden emsallere uygun bedel, karşılaştırılabilir
ilişkisiz bir kurumun faaliyetlerinde kullanmayı düşündüğü gayri maddi hak için
ödemeyi kabul ettiği tutarı ifade etmelidir.
Gayri maddi hakların devri, bir gayri maddi varlığın doğrudan satışına
ilişkin olabileceği gibi, imzalanan bir lisans anlaşması sonucunda gayri maddi
varlığa ilişkin hakkın karşılığında bir royalti (gayri maddi hak bedeli) ödemesi
biçiminde de gerçekleşebilir.
10.3- Gayri Maddi Haklarda
Emsallere Uygun Bedelin Tespitinde
Kullanılabilecek Yöntemler
İlişkili kişiler arasında gerçekleştirilen işlemlerde gayri maddi hakların
yer alması halinde, emsallere uygunluk ilkesinin uygulanabilmesi için kontrol
altındaki işlemler ile kontrol dışı işlemler arasında karşılaştırılabilirlik
analizinin yapılması gerekmektedir. Daha sonra gayri maddi hakkın alım ya da
satım işleminde kullanılacak en uygun transfer fiyatlandırması yöntemi
belirlenecektir.
Bir gayri maddi hakkın satışı ya da lisanslanması işlemlerine yönelik olarak
emsallere uygun bedel tespit edilirken karşılaştırılabilir fiyat yöntemi
kullanılabilir. Bu yönteme göre, aynı gayri maddi hakkın sahibi, benzer bir
gayri maddi hakkın karşılaştırılabilir şartlarda ilişkisiz kuruluşlara hangi
fiyattan transfer edildiğini veya lisans hakkının verildiğini
belirleyebiliyorsa, bu fiyat ya da bedel emsallere uygun fiyat/bedel olarak
kullanılabilecektir.
Gayri maddi haklar içeren ürünlerin satışında da karşılaştırılabilir fiyat
yöntemi uygulanabilecektir. Gayri maddi hakların (örneğin bir ticari markanın)
pazarlanması söz konusu olduğunda, uygulanacak olan karşılaştırılabilirlik
analizinde, müşteri tarafından kabul edilebilirlik, coğrafi önem, pazar payı,
satış hacmi ve ilgili diğer unsurların dikkate alınması gerekir. Ticari gayri
maddi haklar söz konusu olduğunda ise karşılaştırılabilirlik analizinde ayrıca
ilgili gayri maddi haklar (koruma altındaki patent ya da diğer tür münhasırlık
içeren gayri maddi haklar) ve Ar-Ge işlevlerinin taşıdıkları önemin de dikkate
alınması gerekmektedir.
Ancak karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemlerin bulunamadığı yüksek düzeyde
değerli gayri maddi hakların yer aldığı işlemlerde, emsallere uygun bedelin
tespitinde karşılaştırılabilir fiyat yönteminin dışındaki diğer yöntemlerin
kullanılabilmesi mümkündür.
Örnek :
Türkiye'de yerleşik (B) iştiraki ile yurtdışında mukim ve markanın lisans
hakkına sahip otomotiv firması olan (A) firması arasında bir lisans sözleşmesi
imzalanmıştır. (A) firmasına lisans (telif hakkı) bedeli olarak Türkiye'deki net
satışların % 6'sı kadar yıllık ödeme yapılmaktadır. Otomotiv piyasasında
faaliyet gösteren (C), (D) ve (E) şirketlerinin incelenmesinden, bu firmaların
da yurtdışında yerleşik lisans sahibi ana firmalarına % 3 - % 5
arasında net satışlara oranlı lisans hakkı bedeli ödediği tespit edilmiştir. Bu
durumda (B) firmasının yapmakta olduğu ödemeler ile piyasada mevcut lisans hakkı
ödemeleri karşılaştırılmalı ve karşılaştırma sonucunda ortaya çıkan farklılıklar
var ise bunlar düzeltilmelidir. Dolayısıyla, lisansın kullanım dönemi, coğrafi
olarak kullanım alanı ve ödeme vadeleri ile kullanım koşulları benzer ya da
mevcut farklılıklar düzeltilebiliyor ise (A) firmasına yapılan ödemeler ile
ilgili olarak (C), (D) ve (E) şirketlerinin işlemleri (dış emsal)
kullanılabilecektir.
Öte yandan, gayri maddi hakların patent, ticari markalar, ticari sırlar ve
know-how da dahil olmak üzere bir bütün halinde değerlendirilmelerinin gerektiği
durumlarda, gerçekleştirilen işlemin emsallere uygunluğunu doğrulayabilmek için
bütünü oluşturan parçaların ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir.
11- Grup İçi Hizmetler
11.1- Grup İçi Hizmetlerin Tanımı ve Kapsamı
Grup içi hizmet, ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle ana
şirketin bağlı şirketlerine veya aynı gruba bağlı şirketlerden birinin
diğerlerine verdiği hizmetleri ifade etmektedir. Bu hizmetler tüm grup için
yönetim, koordinasyon ve kontrol işlevlerinin sağlanmasını da içermekte olup, bu
tür hizmetleri sağlamanın maliyeti, ana şirket, bu amaç için görevlendirilen bir
grup üyesi veya diğer bir grup üyesi (grup hizmet merkezi) tarafından
üstlenilebilmektedir.
Grup içi hizmetlerle ilgili olarak;
- Hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığı,
- Hizmeti alan şirket/şirketlerin söz konusu hizmete ihtiyacı olup
olmadığı,
- Hizmetin alınmış olması halinde hizmet bedelinin emsallere
uygunluk ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
11.2- Grup İçi Hizmetlerin Fiilen Sağlanıp Sağlanmadığının
Tespiti
Emsallere uygunluk ilkesi gereği grup içi hizmetin verilip verilmediğinin
belirlenmesinde, hizmeti alan grup üyesinin ticari pozisyonunu güçlendirecek
ticari veya ekonomik bir değer sağlayıp sağlamadığı dikkate alınmalıdır.
İlişkili bir şirketin ana şirketten veya aynı grubun üyesi olan diğer bir
şirketten ihtiyacı olmayan bir hizmeti alması ya da bir hizmetin grup üyesine,
sadece grup üyesi olması nedeniyle verilmesi durumunda, söz konusu şirketin grup
içi hizmet elde ettiğinin kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Grup içi hizmetlerin, grubun bir veya daha fazla sayıdaki üyesi tarafından
tanımlanan bir ihtiyacı karşılamak üzere grubun bir üyesi tarafından sağlandığı
durumda, hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığının belirlenebilmesi kolaylıkla
mümkün bulunmaktadır. Örneğin, ilişkili bir kurumun aynı grubun üyesi olan diğer
bir kurumun gerçekleştirdiği imalat faaliyetlerinde kullanılan makine ve
teçhizatın onarımını üstlenmesi durumu grup içi hizmet olarak kabul edilebilecek
olup, söz konusu hizmetin fiilen sağlanıp sağlanmadığının tespiti mümkün
bulunmaktadır.
Öte yandan, grup içi şirket tarafından sağlandığı belirtilen hizmetler
karşılığı ilişkili kişilere ödeme yapılmış olması ve/veya yapılan ödemenin
"yönetim gideri" olarak tanımlanmış olması söz konusu hizmetlerin fiilen
sağlandığını göstermeyecektir.
11.3- Grup İçi Hizmetlerde Emsallere Uygun Bedelin
Belirlenmesi
Grup içi hizmetlerin fiilen sağlanıp sağlanmadığının yanısıra hizmet
bedelinin hem hizmeti alan hem de hizmeti sağlayan bakımından ayrı ayrı ele
alınarak emsallere uygunluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Grup içi şirketlerden birine ya da bir kaçına verilen hizmetlerde emsallere
uygun bedelin tespiti bu Tebliğde belirtilen yöntemler çerçevesinde
gerçekleştirilecektir. Dolayısıyla, grup içi hizmetlerde hizmet bedelinin
emsallere uygun bedel olması gerekmektedir.
11.4- Grup İçi Hizmetlerde Emsallere Uygun Bedelin
Tespitinde Kullanılabilecek Yöntemler
Grup içi hizmetlerde emsallere uygun bedelin belirlenmesinde kullanılacak
yöntemlerin, bu Tebliğin ilgili bölümlerine göre tespit edileceği tabiidir.
Ancak, grup içi hizmetlerin fiyatlandırılmasında "Karşılaştırılabilir Fiyat
Yöntemi veya Maliyet Artı Yöntemi"nin uygulanması diğer yöntemlere tercih
edilebilir.
Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, hizmeti alan tarafın faaliyet gösterdiği
piyasadaki ilişkisiz kuruluşlar arasında karşılaştırılabilir nitelikteki bir
hizmetin bulunduğu durumlarda uygulanabilecektir. Örneğin, muhasebe, hukuk, ya
da bilgisayar alanında sağlanan hizmetlerde bu yöntem kullanılabilecektir.
Ancak, karşılaştırılabilir bir fiyatın bulunamadığı durumlarda "Maliyet Artı
Yöntemi"nin kullanılması uygun olacaktır. Bu yöntemin uygulanmasında, kontrol
altındaki ve kontrol dışı işlemler arasındaki maliyet bazının aynı olması
gerekmektedir. Örneğin, kontrol altındaki işlemde genel giderlerin doğrudan
giderlere olan oranının, karşılaştırılabilir işlemlere kıyasla daha yüksek
olması durumunda; o işlemde elde edilen kâr marjını, ilişkili kuruluşun maliyet
bazı üzerinde düzeltme yapmadan uygulamak bu tür işlemlerde uygun olmayacaktır.
Öte yandan, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin veya maliyet artı yönteminin
uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda, emsallere uygun bedelin doğru bir
biçimde belirlenebilmesini sağlamak üzere, bu Tebliğde belirtilen diğer
yöntemlerin kullanılması da mümkün bulunmaktadır.
Yöntemlerin kullanılması aşamasında grubun üyeleri arasında bir işlev analizi
yapılması gerektiği tabiidir.
Örnek 1 :
(ABCD) şirketler grubudur. (A) şirketi Almanya'da bulunan ve (ABCD) grubuna
insan kaynaklarının yönetimine ilişkin hizmetler sunan bir şirkettir. (A)
şirketinin sunduğu hizmetin maliyeti 33.000 YTL'dir. (B) ve (C) şirketleri
Almanya'da, (D) şirketi ise Türkiye'de faaliyet göstermektedir.
(A) şirketinin söz konusu hizmete ilişkin faydaları kesin olarak ölçemediği
varsayımı altında, ortaklaşa kullanılan bu hizmet maliyeti uygun bir dağıtım
anahtarı kullanmak suretiyle paylaştırılacaktır. Örneğimizde uygun dağıtım
anahtarının şirketlerde çalışan kişi sayısı olduğu varsayılmıştır. Söz konusu
şirketlerde çalışan kişi sayıları toplamı aşağıdaki gibidir:
(B) şirketi |
600 kişi |
(C) şirketi |
250 kişi |
(D) şirketi |
250 kişi |
(A) şirketinin yukarıdaki dağıtım anahtarını esas alarak 33.000 YTL'lik
toplam gideri dağıtması halinde aşağıdaki sonuçlar elde edilir:
|
Kişi Sayısı |
Gider Payı (YTL) |
(B) şirketi |
600 |
18.000 |
(C) şirketi |
250 |
7.500 |
(D) şirketi |
250 |
7.500 |
TOPLAM |
1.100 |
33.000 |
Tablodan da görüleceği üzere, Türkiye'de faaliyette bulunan (D) şirketi için
gider payı 7.500 YTL'dir. Ancak, karşılaştırılabilir fiyat yönteminin
kullanılması sonucu söz konusu hizmetin emsallere uygun bedelinin 6.000 YTL
olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, (D) şirketinin gider payı 6.000 YTL olarak
dikkate alınacaktır.
Örnek 2 :
Merkezi İstanbul'da bulunan (A) Holding Şirketinin Türkiye'de 3 bağlı şirketi
bulunmaktadır. Grup şirketlerinden Ankara'da bulunan (AA) şirketi ve Afyon'da
bulunan (AB) şirketi çimento üretimi ve pazarlaması alanında faaliyette
bulunmaktadır. İstanbul'da bulunan (AC) şirketi ise bankacılık alanında faaliyet
göstermektedir.
(A) şirketi aynı grubun üyesi olan (AA) ve (AB) şirketlerinin imalat
faaliyetlerinde kullandığı makine ve teçhizatın onarımına ilişkin hizmetler
sunmaktadır. Söz konusu hizmetin maliyeti 15.000 YTL olarak belirlenmiştir. (A)
şirketi söz konusu hizmete ilişkin faydaları kesin olarak ölçemediği varsayımı
altında, bu hizmet maliyetini uygun bir dağıtım anahtarı kullanmak suretiyle
paylaştırmıştır. Dolayısıyla, uygun bir dağıtım anahtarı kullanmak suretiyle
yapılan gider dağılımının aşağıdaki gibi olduğu varsayılmaktadır.
|
Gider Payı (YTL) |
(AA) şirketi |
7.250 |
(AB) şirketi |
7.750 |
TOPLAM |
15.000 |
Söz konusu şirketin aynı grubun üyesi olan (AA) ve (AB) şirketlerinin imalat
faaliyetlerinde kullandığı makine ve teçhizatın onarımına ilişkin hizmet
maliyeti üzerinden % 4 brüt kâr elde etmek suretiyle hizmetin maliyeti aşağıdaki
gibi yeniden belirlenmiştir.
(AA) Şirketi = 7.250 x 1,04 = 7.540 YTL
(AB) Şirketi = 7.750 x 1,04 = 8.060 YTL
TOPLAM 15.600 YTL
Ancak yapılan karşılaştırılabilirlik analizi sonucu, ilişkisiz (B) ve (C)
şirketlerinin aynı hizmeti ilişkili olmayan şirketlere % 2 brüt kâr marjıyla
verdiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla, yeniden tespit edilen emsallere uygun
bedeller aşağıdaki gibi olacaktır:
(AA) Şirketi = 7.250 x 1,02 = 7.395 YTL
(AB) Şirketi = 7.750 x 1,02 = 7.905 YTL
TOPLAM 15.300 YTL
Örnek 3 :
Türkiye'de faaliyette bulunan (B) şirketi limanlara gelen gemilere yükleme
yapan bir şirket olup, (X) ülkesinde faaliyette bulunan ilişkisiz (C) şirketine
konteyner başına 100 €'ya hizmet vermektedir. (B) şirketi yine aynı ülkede
bulunan grup şirketlerinden (D)'ye de aynı hizmeti vermektedir.
Yapılan karşılaştırılabilirlik analizi sonucu, ilişkisiz (C) şirketine ve
ilişkili (D) şirketine verilen hizmetler arasında bir fark bulunmaması ya da var
olan farklılıkların düzeltilebilmesi şartıyla, (B) şirketinin ilişkili (D)
şirketine verdiği hizmetin bedelinin 100 € olarak tespit edilmesi
gerekmektedir.
Örnek 4 :
X) Grubu, ekonomik nedenlerden dolayı faaliyetlerini merkezileştirme
konusunda aldığı karar çerçevesinde borçlarını faktoring yoluyla devretmektedir.
Kur risklerini ve borçlanma risklerini sınırlandırmak ve idari masrafları
minimuma indirebilmek amacıyla faaliyetlerini bir merkezde toplamıştır. Ayrıca,
bu sorumluluğu üstlenen ve borçlanma işlemlerini yerine getiren bir "faktoring
merkezi" kurmuştur. Bu şekilde, faktoring merkezinden bir grup içi hizmet
sağlamaktadır ve söz konusu hizmet karşılığında bu merkeze emsallere uygun bedel
üzerinden ödeme yapılması gerekmektedir.
Örnek 5 :
(A) şirketi, kendisinin de bağlı olduğu grubun üyelerinden (C), (D) ve (E)
şirketleri adına sözleşme bazında grup içi hizmet kapsamında bir imalat
faaliyeti sürdürmektedir. Üretici (A) şirketi, ne tür ürünleri imal edeceği ve
bu ürünlerin kalitesinin ve miktarının ne olacağı konularında (C), (D) ve (E)
şirketlerinden ayrıntılı birtakım talimatlar almaktadır. Üretici şirket (A),
böyle bir durumda düşük bir risk oranına maruz kalmakta ve ürün kalitesine
ilişkin koşulları yerine getirmesi şartıyla, ürettiği tüm ürünlerin satın
alınacağı konusunda (C), (D) ve (E) şirketlerince kendisine bir güvence
sağlanmaktadır. Böyle bir durumda, üretici (A) şirketi hizmet sağlayıcısı olarak
kabul edilecek olup, yapmış olduğu imalat faaliyetine ilişkin fiyatı,
karşılaştırılabilirlik analizi sonucu bu Tebliğde belirtilen ve işlemin
mahiyetine en uygun yöntemi kullanarak belirleyebilecektir
Tebliğ olunur.
Ek : 1
PEŞİN FİYATLANDIRMA ANLAŞMASINA İLİŞKİN YILLIK RAPOR
I- GENEL BİLGİLER
- Mükellefin Adı, Ünvanı
- Bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası
- Adresi
- Faaliyet konusu
- Organizasyon yapısı
- İlişkili kişiler hakkındaki bilgiler (vergi kimlik numaraları,
adresleri, telefon numaraları vb.)
II- TRANSFER FİYATLANDIRMASI ANALİZİNE İLİŞKİN BİLGİLER
- Peşin fiyatlandırma anlaşmasının geçerli olduğu hesap dönemi içinde
ilişkili kişiler arasında gerçekleşen mülkiyet ilişkilerindeki değişikler,
kurumun organizasyon yapısındaki değişiklikler
- Emsallere uygun fiyat/bedelin tespitinde esas alınan koşulların
veya varsayımların geçerliliğini sürdürüp sürdürmediğine ilişkin bilgi
- İlgili hesap dönemi içinde anlaşmada öngörülen koşullar/kritik
varsayımlardan karşılanamayanların neler olduğu ve ilgili koşullar/kritik
varsayımların sağlanamamasının nedenleri
- Üstlenilen işlevler ve riskler, kullanılan varlıklar, ekonomik
şartlar, sözleşme şartları ve yerine getirilen hizmetlerde yıl içinde
gerçekleşen önemli maddi değişiklikler
- Gayri maddi varlıkların mülkiyetine ve alınan veya ödenen gayri
maddi hak bedellerine ilişkin bilgi,
- Anlaşmaya taraf olan kurumların mali yapılarının özeti ve
mükellefin mali yapısını etkileyebilecek düzeydeki değişiklikler
- İlişkili kişiler tarafından anlaşmada yer almayan farklı muhasebe
standartları ve yöntemleri kullanılmaya başlanmış ise bunlara ilişkin bilgi
- Anlaşmada öngörülen işlemlerin gerçekleşme tarihleri, miktarları ve
ilgili işlemde ödemeyi yapan veya ödemeyi alan taraf
- Anlaşmada belirtilen yöntem ile hesaplanan fiyat ve hesaplama
süreci, anlaşmada belirtilen yöntemin ilgili hesap döneminde uygulamasına
ilişkin bilgi
- Anlaşmada, yıllık raporda yer alması tespit edilen diğer
hususlar.
III- SONUÇ
Ek : 2
TRANSFER FİYATLANDIRMASI, KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM
VE ÖRTÜLÜ SERMAYEYE İLİŞKİN FORM*
KURUMA İLİŞKİN GENEL
BİLGİLER |
Vergi Kimlik No |
|
Kurum Sicil No |
|
Kurum Unvanı |
|
Faaliyet Kodu |
|
İrtibat Telefonu ve Faks No |
|
Vergilendirme Dönemi |
|
TRANSFER FİYATLANDIRMASI KAPSAMINDAKİ İLİŞKİLİ KİŞİLERE
İLİŞKİN BİLGİLER |
|
Yurt İçinde Bulunan İlişkili Kişi Adı-Ünvanı
|
Vergi Kimlik No |
Yurt Dışında Bulunan İlişkili Kişi
Adı-Ünvanı |
İlişkili Kişinin Bulunduğu Ülke |
1 |
|
|
|
|
2 |
|
|
|
|
3 |
|
|
|
|
4 |
|
|
|
|
5 |
|
|
|
|
İLİŞKİLİ KİŞİLERLE GERÇEKLEŞTİRİLEN TRANSFER
FİYATLANDIRMASINA İLİŞKİN İŞLEMLER** |
|
|
Alım
(YTL) |
Satım
(YTL) |
|
Varlıklar |
|
|
1 |
Hammadde-Yarı Mamul |
|
|
2 |
Mamul-Ticari Mallar |
|
|
3 |
Gayri maddi Haklar/Varlıklar (Edinilen veya
kullanılan) |
|
|
4 |
Kiralamalar |
|
|
5 |
Diğer (Belirtiniz) |
|
|
|
Hizmetler |
|
|
6 |
İnşaat-Onarım-Teknik |
|
|
7 |
Araştırma ve Geliştirme |
|
|
8 |
Komisyon |
|
|
9 |
Diğer (Belirtiniz) |
|
|
|
Mali İşlemler |
|
|
10 |
Ödünç Para/Kredi- Faiz |
|
|
11 |
Vadeli İşlemler (Türev ürünler) |
|
|
12 |
Sigorta |
|
|
13 |
Menkul Kıymetler |
|
|
14 |
Diğer (Belirtiniz) |
|
|
|
Diğer İşlemler |
|
|
15 |
İkramiye ve Benzeri Ödemeler |
|
|
16 |
Grup İçi Hizmetler |
|
|
17 |
Diğer (Belirtiniz) |
|
|
|
Yapılan İşlemlerin Toplamı |
|
|
TRANSFER FİYATLANDIRMASINA KONU OLAN İŞLEMLERDE KULLANILAN
YÖNTEMLER |
|
Alım
(YTL) |
Satım
(YTL) |
Karşılaştırılabilir Fiyat Yöntemi |
|
|
Maliyet Artı Yöntemi |
|
|
Yeniden Satış Fiyatı Yöntemi |
|
|
Kâr Bölüşüm Yöntemi |
|
|
İşleme Dayalı Net Kâr Marjı Yöntemi
|
|
|
Mükellefçe Belirlenen Yöntem |
|
|
Toplam İşlem Tutarı |
|
|
KURUMUN YURTDIŞI İŞTİRAKLERİNE İLİŞKİN
BİLGİLER |
|
|
Yurtdışı İştirakin Unvanı |
Kanuni veya İş Merkezinin Bulunduğu Ülke |
Kurumun Sermaye, Oy veya Kâr Payı Oranı |
Yurtdışı İştirakin Gayrisafi Hasılatı |
1 |
|
|
|
|
2 |
|
|
|
|
3 |
|
|
|
|
4 |
|
|
|
|
5 |
|
|
|
|
ÖRTÜLÜ SERMAYE UYGULAMASINA İLİŞKİN
BİLGİLER*** |
|
Aktif Toplamı |
|
Toplam Borçlar |
|
Öz Sermaye Tutarı |
|
Toplam Faiz Giderleri |
|
Toplam Kur Farkı Giderleri |
|
İLİŞKİLİ KİŞİLERDEN (İŞTİRAKLER DAHİL) TEMİN EDİLEN BORÇLARA İLİŞKİN
BİLGİLER**** |
|
|
Borç Verenin Unvanı veya Adı-Soyadı |
Vergi Kimlik Numarası |
Borcun Alındığı Tarih |
Borcun Tutarı |
Borcun Ödendiği Tarih |
1 |
|
|
|
|
|
2 |
|
|
|
|
|
3 |
|
|
|
|
|
4 |
|
|
|
|
|
5 |
|
|
|
|
|
Toplam |
|
|
|
|
|
AÇIKLAMALAR:
* Bu form, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından doldurulacaktır.
Formda yer alan transfer fiyatlandırması, kontrol edilen kurum kazancı ve örtülü
sermayeye ilişkin işlemlerin bir veya birkaçının bulunması durumunda sadece bu
işleme ilişkin kısım doldurulacak olup, formda belirtilen söz konusu işlemlerin
bulunmaması durumunda bu form doldurulmayacak ve beyanname ekinde de
gönderilmeyecektir.
** Formda yer alan işlemlerin alım ve satımından kastedilen; alım
satımın yapılması ya da hizmetin alınıp verilmesi olarak anlaşılmalıdır.
Örneğin, kiralama veya kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi,
ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler mal veya hizmet alım ya
da satımıdır.
Formda yer alan "Alım" sütununa, ilişkili kişi tarafından sağlanan
işlem tutarı, "Satım" sütununa ise ilişkili kişiye sağlanan işlem tutarı
yazılacaktır.
Formda yer alan gayri maddi haklar/varlıklar, patent, ticari marka,
ticari unvan, tasarım ya da model gibi sınaî varlıkların kullanım hakkı ile
edebi, sanatsal eserlerin mülkiyet hakları ile ticari bilgi birikimi (know how)
ve ticari sırlar gibi fikri hakları kapsamaktadır.
"Diğer İşlemler" bölümünün 16 numaralı satırında yer alan Grup İçi
Hizmetler, ilişkili şirketler arasında gerçekleşen, genellikle aynı gruba bağlı
şirketlerden birinin diğerlerine verdiği hizmetleri ifade etmektedir.
*** Bu bölüm, aşağıda yer alan açıklamalar çerçevesinde
doldurulacaktır.
- Aktif Toplamı ve Toplam Borçlar; kurumun hesap dönemi başında
çıkartılmış olan bilânçosunda yer alan bilgilere göre
doldurulacaktır.
- Öz Sermaye Tutarı; kurumun öz sermayesi bu tabloda yer alan Aktif
Toplamı ve Toplam Borçlar dikkate alınarak, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğinin "12.1.5" bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde
hesaplanacaktır.
- Toplam Faiz Giderleri; hesap dönemi içinde gerçekleşen ve
maliyetlere veya faaliyet giderlerine intikal etmiş olan faiz ve kur farkı
giderlerinin toplamı yazılacaktır.
- Toplam Kur Farkı Giderleri; bu bölüme, 1 Seri No.lu Kurumlar
Vergisi Genel Tebliğinin "12" nci bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde
örtülü sermaye uygulamasına konu olan borçlar yazılacaktır.
**** Örtülü sermaye düzenlemesinde yer alan ilişkili kişiler dikkate
alınacaktır.
Ek : 3
YILLIK TRANSFER FİYATLANDIRMASI RAPORU
I- GENEL BİLGİLER
Mükellefin faaliyet alanı, gerçekleştirilen işlevler, üstlendikleri riskler,
sahip oldukları varlıklar, ekonomik koşullar, pazar koşulları ve iş stratejileri
hakkındaki bilgiler
II- İLİŞKİLİ KİŞİLER HAKKINDAKİ BİLGİLER
İlişkili kişilerin vergi kimlik numaraları, adresleri, telefon numaraları vb.
ile ilişkili kişilerin faaliyet alanı, bu alandaki ekonomik koşullar, pazar
koşulları, yasal düzenlemeler, iş stratejileri, ilişkili kişilerin
gerçekleştirdiği işlevler, üstlendikleri riskler, sahip oldukları varlıklar
hakkında ayrıntılı bilgiler
III- İLİŞKİLİ KİŞİLER ARASINDAKİ İŞLEMİN AYRINTILARINA İLİŞKİN
BİLGİLER
İlişkili kişiler arasındaki bütün işlemlere ve sözleşmelere ait ayrıntılı
bilgiler
IV- TRANSFER FİYATLANDIRMASI ANALİZLERİNE İLİŞKİN BİLGİLER
Karşılaştırılabilirlik analizine ilişkin ayrıntılar ve karşılaştırılabilir
işlemlerin seçiminde kullanılan kıstaslar, karşılaştırılabilirliğin tespitinde
düzeltim yapılmış ise buna ilişkin ayrıntılı bilgiler, kullanılan transfer
fiyatlandırması yönteminin diğer yöntemlerle karşılaştırılarak bu yöntemin
kullanılma gerekçeleri ile bu yöntemin en uygun yöntem olduğuna ilişkin bilgi,
belge ve hesaplamalar, emsallere uygun fiyat/bedel veya kâr marjının
saptanmasında kullanılan hesaplamalara ilişkin ayrıntılı bilgiler, emsal fiyat
aralığı tespit edilmiş ise bu aralığa ilişkin hesaplamaları içeren ayrıntılı
bilgiler
V- SONUÇ