5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 21/6/2006 tarih ve 26205 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. 1/1/2006 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere yürürlüğe giren 5520 sayılı Kanunun uygulanmasında birliğinin
sağlanması amacıyla repo ve ters repo işlemleri, menkul kıymetler ile alacak ve
borçların değerlemesine ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu
oluşturmaktadır.
1. Repo ve ters repo işlemlerinde
değerleme
Gelir
Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (14) numaralı bendinde,
(5) numaralı bentte yer alan menkul kıymetlerin (Her nevi tahvil ve Hazine
bonoları, Toplu Konut İdaresi ile Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetler) geri alım ve satım taahhüdü ile iktisabı
veya elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaatler menkul sermaye iradı
olarak sayılmıştır.
Geri
alım taahhüdü ile menkul kıymet satışı (repo) ve geri satım taahhüdü ile menkul
kıymet alımı (ters repo) işlemleri esas itibarıyla günün faiz koşullarında bir
borç para alış veriş işlemi olup geri alım ve satım işlemine konu edilen menkul
kıymetler bu işlemlerde bir nevi teminat unsuru olarak kullanılmaktadır. Zira
repo ve ters repo işlemlerinde kullanılan faiz oranı, menkul kıymet üzerindeki
faiz oranından bağımsız olarak günün piyasa koşullarına göre belirlenmekte, repo
ve ters repoya konu menkul kıymetler üzerindeki gelirler repo ve ters repo
yoluyla borç para veren tarafa aktarılmamakta ve dolayısıyla repo ve ters repo
yoluyla borç para alanlar bu işlemlerden elde ettikleri vergiye tabi
kazançlarını bu işlemlere konu olan menkul kıymetlerin piyasa değerlerinden
bağımsız olarak belirlemektedirler.
Bu
durumda, repo ve ters repoya konu edilen menkul kıymetlerin, her zaman menkul
kıymeti geri almakla yükümlü olan tarafından, Vergi Usul Kanununun 279 uncu
maddesi çerçevesinde değerleme işlemine tabi tutulması gerekmektedir.
Vadesi
değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile ilgili olarak,
değerleme gününe kadar tahakkuk eden faiz tutarları, repoya taraf olanlarca
ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili Gelir Vergisi Kanununun 38 ve 39,
Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesi hükümleri
çerçevesinde gelir veya gider olarak dikkate alınacaktır.
2. Menkul kıymetlerin değerlemesinde borsa
rayici
Vergi
Usul Kanununun 279 uncu maddesinde hisse senetleri ile portföyünün en az %51’i
Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu
katılma belgeleri dışında kalan menkul kıymetlerin borsa rayici ile
değerleneceği hükmü yer almaktadır. Söz konusu madde uyarınca;
-Borsa
rayici yoksa veya
-Borsa
rayicinin muvazaalı olarak oluştuğu anlaşılırsa,
borsa
rayici yerine menkul kıymetin alış bedeline, değerleme gününe kadar oluşan
gelirin eklenmesi suretiyle bulunacak tutar esas alınacaktır.
Anılan
Kanunun 263 üncü maddesinde, borsa rayicinin oluşumunda normal temevvüçler
(dalgalanma) dışında bariz kararsızlıklar görülen hallerde değerlemeye takaddüm
eden 30 gün içindeki ortalama rayici, borsa rayici olarak esas aldırmaya Maliye
Bakanlığının yetkili olduğu hükmü bulunmaktadır.
Buna
göre Maliye Bakanlığı'nca aksi yönde bir düzenleme yapılmadığı sürece, borsada
son muamele gününde oluşan rayiç esas alınmak suretiyle değerleme yapılacaktır.
Ancak daha sonra yapılacak vergi incelemeleri ile borsada oluşturulan rayicin
muvazaalı olduğu anlaşılırsa Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde gerekli
tarhiyatların yapılacağı açıktır.
3. Alacak ve borçların değerlemesi
3.1. Alacakların değerlemesi
Vergi
Usul Kanununun 281 inci maddesinde yer alan hükme göre alacaklar mukayyet
değerleriyle değerlenecektir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit
alacaklar ise değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate
alınacaktır.
Vadesi
gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca
olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet,
açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanacaktır.
Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya
kendi muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile değerleme günü kıymetine irca
edeceklerdir.
Örnek:
Hesap dönemi takvim yılı olan (A) Ltd.Şti.’nin (B) Bankasına 13/11/2006 tarihinde 6 ay vadeli mevduat
hesabı açtırması halinde, mevduat sözleşmesinden kaynaklanan alacak, hesap
dönemi sonuna kadar hesaplanacak faiziyle birlikte dikkate alınacaktır.
3.2. Borçların değerlemesi
Vergi
Usul Kanununun 285 inci maddesinde yer alan hükme göre borçlar mukayyet
değerleriyle değerlenecektir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar
değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacaktır.
Vadesi
gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine irca olunabilir. Bu
takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet
Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz
uygulanacaktır.
Banka
ve bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasına resmi iskonto haddi veya kendi
muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü kıymetine irca
edeceklerdir.
Alacak
senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini
de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.
Örnek:
Alacakların değerlemesine ilişkin yukarıda belirtilen örnekteki (B) Bankası da
13/11/2006 tarihinde açılan 6 ay vadeli mevduat hesabı için mevduat
sözleşmesinden kaynaklanan borcunu hesap dönemi sonuna kadar (31/12/2006)
hesapladığı faiziyle birlikte dikkate alacaktır.
Tebliğ
olunur.
|