Bilindiği gibi,
31.3.2005 tarihli ve 25772 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5326
sayılı Kabahatler Kanunu 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanunun
bazı maddelerinin uygulamasına ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaların
yapılmasına gerek görülmüştür.
I- KANUN KAPSAMINA GİREN İDARİ
PARA CEZALARI
5326 sayılı Kabahatler Kanununun
2 nci maddesi ile Kabahat; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını
öngördüğü haksızlık olarak tanımlanmış, 16 ncı maddesi ile de kabahatler
karşılığında uygulanacak idari yaptırımlar; idari para cezası ve idari tedbirler
olarak tasnif edilmiştir. Anılan madde idari tedbirleri mülkiyetin kamuya
geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olarak tanımlamıştır.
Kanunun 3 üncü maddesi ile bu Kanunun genel kanun niteliğinde olduğu
belirtilerek, Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında
da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 1.6.2005 tarihinden
önce yürürlüğe girmiş olan tüm Kanunlarda yer alan idari para cezaları hakkında
Kabahatler Kanununun genel hükümleri uygulanacaktır.
Örneğin, idari yaptırım
kararlarında bulunması gereken hususlar, kararların ilgililere tebliğ usulü,
yasal başvuru süreleri ve başvuru yolları, ödeme usulü, zamanaşımı, idari para
cezalarının Devlet geliri sayılması yönündeki düzenlemeler genel hükümler olup,
ilgili Kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Kabahatler Kanunu hükümleri
uygulanacaktır.
1.6.2005 tarihinden önce işlenen
kabahatler ile ilgili olarak bu tarihten sonra alınan idari yaptırım kararları
sonucunda verilen idari para cezaları bu Kanun hükümlerine tabi
olacaktır.
1.6.2005 tarihinden önce idari
yaptırım kararı alınmış kabahatler hakkında 5326 sayılı Kanun hükümleri
uygulanmayacak, ilgili mevzuatı çerçevesinde işlemler sürdürülecektir.
5326 sayılı Kanunun yürürlüğe
girdiği 1.6.2005 tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanunlarda, anılan Kanunun
genel hükümlerinden farklı düzenleme içeren hükümlerin bulunması halinde, bu
hükümler Kabahatler Kanunundan sonra düzenleme getirmiş olduğundan, özel hüküm
olarak dikkate alınarak uygulanacaktır.
II- İDARİ PARA CEZASI VERMEYE
YETKİLİ OLAN KAMU TÜZEL KİŞİLERİ
5326 sayılı Kanuna göre
cezalandırılması öngörülen fiillerin tespitini ve ceza verilmesini
gerçekleştiren kamu tüzel kişileri ile bunların organlarının, haksızlığı tespit
etme ve ceza verme yetkileri kanunlardan kaynaklanmaktadır.
Kamu tüzel kişilerinin tamamı,
görevleri gereği verecekleri idari para cezalarının uygulamasını, 5326 sayılı
Kanunda yer alan genel esaslara bağlı kalarak yapacaklardır.
Kamu tüzel kişilerinin, görev
alanları ve bütçe yapıları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde tasnif edilmesi
mümkündür.
a) Merkezi Yönetim (Devlet Tüzel
Kişiliği): Devlet Tüzel Kişiliğini oluşturan daireler genel bütçeye dahil
dairelerdir.
b) İdari Kamu Kurumları: Devlet
Tüzel Kişiliğinin öteden beri yürüttüğü kimi hizmet ve faaliyetleri yerine
getirmek üzere kanunla kurulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Bu tüzel kişiler
temelde katma bütçeli idareler olarak kurulmuş olan genel müdürlüklerdir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel
Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü gibi kurumlar
katma bütçeli idarelerdir.
c) Mahalli İdareler (Yerel
Yönetim Birimleri): Mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş olan
mahalli idareler; il özel idareleri, belediyeler ve köylerden
oluşmaktadır.
d) İktisadi Kamu Kurumları:
İktisadi alanda faaliyette bulunmak için oluşturulan kamu tüzel kişileri,
iktisadi kamu kurumları olup bu kurumlara T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi
Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti
ve Gemi Kurtarma İşletmesi, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü, Boru Hatları
ile Petrol Taşıma A.Ş. örnek olarak verilebilir.
e) Sosyal Kamu Kurumları: Bu
kurumlar, insanların sosyal haklarını ve güvenliklerini karşılamak ve sağlamak
üzere oluşturulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Bu kurumlara, T.C. Emekli
Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur), Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve
Basın-İlan Kurumu örnek olarak gösterilebilir.
f) Bilimsel, Teknik ve Kültürel
Kamu Kurumları: Bu kurumlar, bilimsel, teknik ve kültürel alanlarda faaliyette
bulunmak üzere oluşturulmuş olan tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara
üniversiteler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK),
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü örnek
olarak verilebilir.
g) Kamu Kurumu Niteliğindeki
Meslek Kuruluşları: Bu kurumlar, belli mesleklere mensup insanların zorunlu
olarak katıldıkları ve bağlı oldukları tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Barolar Birliği, Eczacılar Birliği, Türkiye
Tabipler Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği örnek olarak
gösterilebilir.
h) Düzenleyici ve Denetleyici
Kurumlar: Serbest piyasa ekonomisinde faaliyette bulunan işletmelerin,
tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması, piyasanın düzenlenmesi,
denetlenmesi, piyasanın rekabet esasları çerçevesinde işler duruma getirilmesi,
ve bu çerçevede denetleyici ve gerekiyorsa yaptırımlar uygulayıcı bağımsız idari
nitelikli kuruluşlardır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu, Kamu İhale Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,
Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu gibi kurumlardır.
Yukarıda yer verilen kamu tüzel
kişiliği tasnifine dahil kamu tüzel kişileri ile bu tasnifte yer almayan diğer
kamu tüzel kişilerine idari para cezası verme yetkisi kanunla verilmiş olması
halinde, bu tüzel kişilerce verilecek idari para cezalarında 5326 sayılı Kanunla
getiren genel esaslara uyulması gerekmektedir.
5326 sayılı Kanun idari para
cezası verme yetkisini Cumhuriyet Savcılarına ve Mahkemelere de vermiş olup bu
merciiler tarafından verilen idari para cezaları hakkında da bu Tebliğde yapılan
açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
III- İDARİ PARA CEZASI VERMEYE
YETKİLİ OLAN KAMU TÜZEL KİŞİLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER
Kabahatler Kanunu uyarınca idari
yaptırım olarak idari para cezası uygulayan idarelerce aşağıdaki açıklamalara
göre işlem yapılacaktır.
A- İdari Yaptırım Kararlarında
Yer Alacak Bilgiler
5326 sayılı Kanunun 25 inci
maddesine göre idari yaptırım kararlarında;
a) Hakkında idari yaptırım kararı
verilen kişinin kimlik ve adresinin,
b) İdari yaptırım kararı
verilmesini gerektiren kabahat fiilinin,
c) Bu fiilin işlendiğini ispata
yarayacak bütün delillerin,
d) Karar tarihi ve kararı veren
kamu görevlilerinin kimliğinin,
e) Fiilin işlendiği yer ve
zamanın,
bulunması zorunludur.
İdari yaptırım kararında, söz
konusu bilgilerin yanı sıra idari para cezasının ödeme süresi, ödeme yeri, idari
yaptırım kararına karşı kanun yolu, mercii ve süresi, indirimli ödeme hakkı,
taksitlendirme talep etme hakkı, ödeme yapılmaması halinde uygulanacak
müeyyideler ile tebliğ tarihi bilgilerine yer verilmesi gerekmektedir.
İdari yaptırım kararlarına;
kararın ilgilisine huzurda tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması halinde
kararın verildiği esnada, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ
edilmesi halinde de idarede kalan nüshalara tebligatı müteakip tebliğ tarihi
yazılacaktır.
İdari yaptırım kararının idarede
kalan nüshalarında, 5326 sayılı Kanun hükümlerine göre kararın kesinleşme
tarihine yer verilecektir.
İdari yaptırım kararı uygulayan
idarelerce hakkında idari para cezası verilen kişinin biliniyorsa T.C. kimlik
numarası ve vergi kimlik numarası da kararda gösterilecektir.
İdari yaptırım kararlarını
tutanak tanzimi suretiyle uygulayan idarelerce düzenlenecek tutanaklarda, idari
yaptırım kararlarında bulunması gereken ve yukarıda açıklanan tüm bilgilere yer
verilmesi, tutanakların seri ve sıra numaralarının birbirini takip eder şekilde
bastırılması, görevli personele zimmetle teslim edilmesi, tutanakların iptal
edilmesi gerektiğinde, iptal işlemlerinin tutanağın üzeri çizilmek ve iptal
şerhi konulmak suretiyle gerçekleştirilmesi, tutanakların güvenliği konusunda
gerekli özenin gösterilmesi icap etmektedir.
B- İdari Yaptırım Kararlarının
Tebliğ Usulü
5326 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesinde,
“(1) İdari yaptırım kararı,
11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye
tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu,
mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir.
(2) İdari yaptırım kararının
ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi halinde tutanakta bu husus açıkça
belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği kanun yolu, mercii ve süresine
ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin karar tutanağını imzalaması
istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu durum tutanakta açıkça belirtilir. Karar
tutanağının bir örneği kişiye verilir.
(3) Tüzel kişi hakkında verilen
idari yaptırım kararları her halde ilgili tüzel kişiye tebliğ edilir.” hükmü yer
almaktadır.
Bu hükme göre, idari yaptırım
kararlarının ilgililere yukarıda belirtilen tebliğ usulüne göre tebliğ edilmesi
zorunlu olup ilgili mevzuatında tebliğ usulüne ilişkin özel hüküm yer alsa dahi
uygulanmayacaktır.
C- İdari Para Cezalarının
Kesinleşmesi
5326 sayılı Kanunun 27 ila 31
inci maddelerinde idari yaptırım kararlarına karşı başvuru yolu, başvurunun
incelenmesi, itiraz yolu, vazgeçme ve kabul ile masrafların ve vekalet ücretinin
ödenmesi hususları düzenlenmiştir.
Söz konusu hükümlere göre, idari
yaptırım kararları;
i) Kararın ilgilisine tebliğ
edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmadığı
takdirde bu sürenin bitiminde,
ii) Kanuni süresinde sulh ceza
mahkemesine başvurulması halinde,
- Sulh ceza mahkemesinin kararına
itiraz edilmemiş ise kararın taraflara tebliğini takip eden 7 nci günün
bitiminde,
- 2.000 YTL’ye kadar (bu tutar
dahil) idari para cezalarına ilişkin sulh ceza mahkemesinin karar
tarihinde,
iii) Sulh ceza mahkemesi kararına
karşı ağır ceza mahkemesine itiraz edilmesi halinde itiraz üzerine verilen karar
tarihinde,
kesinleşmektedir.
5326 sayılı Kanunla idari para
cezalarına karşı başvurulacak yargı mercileri ve süreleri gibi yargılamaya
ilişkin düzenleme yapıldığından, idari para cezalarının düzenlendiği özel
kanunlarda bu konuda hüküm bulunsa dahi bu hükümler uygulanmayacaktır.
D- İdari Para Cezalarının
Tahsili
1- Ödeme Zamanı ve
Yeri
Ödeme Zamanı
5326 sayılı Kanunda idari para
cezalarının ödeme süresine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu
husus dikkate alındığında, idari para cezalarının ödeme süresi, ilgili
kanunlarında düzenlenen hallerde bu sürelerdir.
İdari para cezalarının ilgili
kanunlarında ödeme zamanı gösterilmemiş ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 nci maddesine göre ödeme süresinin tayini
gerekmektedir.
Buna göre, özel kanunlarında
ödeme süresi belirtilmemiş idari para cezalarının, Kabahatler Kanununun 26 ncı
maddesine göre ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde
ödenmesi gerekmekte olup, 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin Bakanlığımıza
verdiği yetkiye istinaden bu tebligatın, idari yaptırım kararını veren kamu
tüzel kişilerince idari yaptırım kararlarında “ödemenin 1 ay içinde yapılması
gerektiği” hususu belirtilmek suretiyle yapılması uygun görülmüştür.
Ödeme Yeri
5326 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinde idari para cezalarının Devlet Hazinesine ödeneceği hükme
bağlanmıştır.
İdari yaptırım kararlarının
kesinleşmesinden önce ve sonra olmak üzere ödeme yeri aşağıda
belirtilmiştir.
a) İdari Yaptırım Kararlarının
Kesinleşmesinden Önce Ödeme Yeri
İdari yaptırım kararı veren
idareler; idari para cezalarını, kanuni ödeme süresi içinde ya da idari yaptırım
kararlarının kesinleşmesinden önce ödemek isteyen kişilerden tahsil edecek ve
tahsil ettiği tutarları Hazine hesaplarına aktaracaktır.
İdari yaptırım kararları genel
bütçeye dahil daireler tarafından verilmiş ise söz konusu cezalar, sayman
mutemetleri ve saymanlıklar (merkez saymanlıkları, mal müdürlükleri ve
Defterdarlık muhasebe müdürlükleri) vasıtasıyla tahsil edilecektir. Genel
bütçeye dahil dairelerin bankalar aracılığı ile tahsilat yetkisi bulunması
halinde bu dairelerin banka hesaplarına da ödeme yapılacaktır.
Mahkemeler ve Cumhuriyet
Savcılıklarınca verilen idari para cezaları ile 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve 5539 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununa göre verilen idari para
cezaları kesinleşmeden önce sayman mutemetlerine ve vergi dairelerine veya vergi
daireleri adına tahsilat yetkisi bulunan bankalara ödenecektir.
İdari yaptırım kararları katma
bütçeli kuruluşlar tarafından verilmiş ise söz konusu idari para cezaları,
ilgili saymanlıklara veya görevlendirilen personeline ya da banka hesaplarına
ödenebilecektir.
Mahalli idareler, sosyal kamu
kurumları, iktisadi kamu kurumları, bilimsel, teknik ve kültürel kamu kurumları,
düzenleyici ve denetleyici kurumlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından verilen idari yaptırım
kararları da 5326 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, bu kurumlar idari para
cezalarını, yasal ödeme süresi içerisinde, mevcut tahsilat sistemlerine göre
tahsil etmeye devam edeceklerdir.
5326 sayılı Kanundan önce yapılan
düzenlemeler nedeniyle kanuni ödeme süresi içinde vergi dairelerine ödenen para
cezaları, bu bölümde belirtilenler hariç olmak üzere bundan böyle kanuni ödeme
süresi ve kararın kesinleşmesi süresi içerisinde idari yaptırım kararı veren
idarelere ödenecektir.
b) İdari Yaptırım Kararlarının Kesinleşmesinden Sonra Ödeme
Yeri
İdari yaptırım kararlarının
kesinleşmesi üzerine ödemeler, ilgili vergi dairesinin hesabının bulunduğu
bankalara veya vergi dairelerine yapılacaktır.
Ödeme veya kesinleşme süresi
içerisinde ödenmeyen idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararları,
kesinleşmesini müteakip tahsil için borçlunun ikametgahının, tüzel kişilerin
kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine, birden fazla
vergi dairesi bulunması halinde süreksiz vergileri tahsil ile görevli vergi
dairelerine gönderilecektir.
6183 sayılı Kanun hükümlerine
göre tahsil edilmek üzere vergi dairesine gönderilen idari para cezalarına
karşılık idarelerce tahsilat yapılmayacak, tahsilat yapılmış ise önceden
gönderilen idari yaptırım kararı ile ilgisi sağlanmak suretiyle tahsil edilen
tutarlar vergi dairesine bildirilecektir.
İdari yaptırım kararı veren
idareler, kanuni ödeme süresi içerisinde ya da kararların kesinleşmesinden önce
yaptıkları tahsilatların dayanağı olan idari para cezası
kararlarını/tutanaklarını vergi dairelerine göndermeyeceklerdir.
2- İndirim
Uygulaması
5326 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinin (6) numaralı fıkrasında “Kabahat dolayısıyla idari para cezası veren
kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal
kendisi gerçekleştirir. İdari para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen
kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı
kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.” hükmü yer almaktadır.
Anılan hüküm ile yapılan
düzenleme;
1- İdari para cezasını veren kamu
görevlisine, para cezasının verildiği anda ödeyen kişilerin yaptığı ödemelerde
indirim uygulanacağı,
2- İdari para cezasını kanun
yoluna başvurmadan önce ödeyen kişilerin indirim hakkından yararlanacağı,
yönündedir.
İdari para cezasını kanun yoluna
başvurmadan önce ödeme ifadesi; 5326 sayılı Kanun uyarınca idari yaptırım
kararının tebliğ tarihinden itibaren geçecek 15 günlük başvuru süresini,
mahkemeler tarafından verilen idari yaptırım kararlarında ise kararın tebliğ
tarihinden itibaren geçecek 7 günlük itiraz süresini ifade etmektedir.
Bununla birlikte, idari para
cezalarının düzenlendiği kanunlarda 7 gün, 15 gün, 30 gün gibi ödeme süreleri
bulunmakta, ödeme süresi ilgili kanununda yer almayan idari para cezaları da
6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre yapılan tebligatı müteakip bir ay
içinde ödenmektedir.
Peşin ödeme indirimi, amme
alacağının kanuni ödeme süresi geçtikten sonra uygulanamayacağından, 15 günlük
başvuru yolu (dava açma) süresinden daha az ödeme süresi olan para cezaları için
indirim, ödeme süreleri içerisinde yapılan ödemelerle sınırlı olacaktır. Buna
karşın, kanuni ödeme süresi 15 günü aşan para cezalarında ise peşin ödeme
indirimi 15 günlük başvuru yolu süresi içerisinde yapılan ödemelere uygulanacak,
bu süreden sonra yapılan ödemelerde ise peşin ödeme indirimi
uygulanmayacaktır.
İdarelerce kanuni ödeme süresi
içerisinde yapılan tahsilatlarda peşin ödeme indirimi uygulanıp uygulanmayacağı
yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde tespit edilecek, tahsilat esnasında
düzenlenecek makbuzlarda idari para cezası tutarı, indirim tutarı ve tahsilat
tutarı ayrı ayrı gösterilecektir.
Peşin ödeme indirimi, idari para
cezasının tamamı üzerinden nakden veya ilgili mevzuatı gereği kabul edilmiş
olması şartıyla çekle yapılacak ödemelere uygulanacak, kısmi ödemelere
uygulanmayacaktır.
3- Taksitlendirme
Uygulaması
5326 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrasında “İdari para cezası, Devlet Hazinesine ödenir.
Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde idari para cezasının, ilk
taksidinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde
ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi
halinde idari para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.” hükmüne yer
verilmiştir.
Bu madde hükmüne göre,
taksitlendirme başvurusu idari yaptırım kararının tebliğini müteakip kanuni
ödeme süresi içinde bu kararı veren idareye yapılacak ve talepler bu idareler
tarafından değerlendirilerek karara bağlanacaktır. Kanuni ödeme süresinden sonra
yapılan taksitlendirme başvurularının değerlendirilmeyeceği tabiidir.
Taksitlendirme talebi kabul
edilen borçlular; 4 eşit taksit halinde ve birinci taksit idari para cezasının
kanuni ödeme süresi içinde, kalan 3 taksit ise idari para cezasının tebliğ
tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde idarece belirlenecek sürelerde ödeyecektir.
Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idari para cezasının
kalan kısmı muaccel hale gelecek ve tahsil için durum ilgili vergi dairesine
bildirilecektir.
Diğer taraftan, 5326 sayılı
Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında, “Kesinleşen karar, derhal
tahsil için mahallin en büyük mal memuruna verilir…” hükmü yer almakta olup
idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi bu Tebliğin I-C bölümünde
açıklanmıştır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, idari yaptırım
kararları üzerine Kanunda düzenlenen başvuru yolu kullanıldığı takdirde, 6183
sayılı Kanun uyarınca takibat yapılmayacaktır. Ancak, borçlu tarafından rızaen
ödeme yapılabileceği tabiidir.
Buna göre, 5326 sayılı Kanunda
düzenlenen taksitlendirme uygulaması, Kanunda yer alan başvuru yoluna
gidilmemesi halinde yapılabilecektir.
Bununla birlikte, idari para
cezasının kanuni ödeme süresi içerisinde yapılan başvuru üzerine
taksitlendirilmesinden sonra borçlu tarafından süresi içerisinde başvuru yoluna
gidilmesi durumunda, idari para cezasının takibi duracağından, taksit
tutarlarının süresinde ödenmemesi alacağın tamamını muaccel kılmayacak, dava
sürecinin bir yıllık taksitlendirme süresinden fazla olması halinde idarece
verilecek bir yıllık süre geçersiz sayılacaktır. Dava sürecinin idarece verilen
taksitlendirme süresinden az olması halinde ise geçmiş taksitlerin kalan taksit
süreleri içerisinde, ödeme süresi gelmemiş taksit veya taksitler ile birlikte
ödenmesine müsaade edilecektir. Bu durumda da taksitlerin süresinde ödenmesi
şartı aranılacak, taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idari
para cezasının kalan kısmı takip ve tahsil için ilgili vergi dairesine
gönderilecektir.
5326 sayılı Kanunun 17 nci
maddesine göre yapılacak taksitlendirmelerde teminat ve tecil faizi
aranılmayacaktır.
Ancak, bu maddeye göre yapılan
taksitlendirmeler, cebren takip ve tahsil muamelesini durduran nitelik taşımakla
birlikte, idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda yer alan ek mali
yükümlülükleri kaldırmadığından, kanuni ödeme süresinde ödenmeyen idari para
cezalarının taksitlendirilip taksitlendirilmemesine, başvuru veya itiraz yoluna
gidilip gidilmemesine bakılmaksızın ilgili kanununda öngörülen ek mali
yükümlülüğün uygulanması ve tahsili gerekmektedir.
E- İdari Para Cezasını Tahsil Eden Kamu Tüzel Kişileri
Tarafından Tahsil Edilen Tutarların Hazine Hesaplarına Aktarılması
İdari yaptırım kararı uygulayarak
kanuni ödeme süresi ya da kararların kesinleşme süresi içerisinde tahsilat yapan
genel bütçeye dahil daireler, tahsil ettikleri idari para cezalarını bu amaçla
açılmış hesaplara bütçe geliri kaydedeceklerdir.
Genel bütçeye dahil daireler
dışında kalan idareler; tahsil ettikleri idari para cezalarını, tahsil ettikleri
ayı takip eden ayın 7 nci günü, bu tarihin resmi tatile rastlaması halinde
tatili izleyen ilk iş günü, Aralık ayı içerisinde tahsil edilen tutarı ise bütçe
yılının son iş günü, mesai saati bitimine kadar; borçlunun vergi kimlik
numarası, T.C. kimlik numarası, adı soyadı/unvanı, tahsilat tarihi, idari para
cezası tutarı, tahsilat tutarı, tahsilatın indirimli veya taksitle yapılması
halinde bu durumu belirtir şerh ve tutar, tahsilata konu makbuzların seri sıra
numaraları, tahsilat sırasında ek mali yükümlülük tahsil edilmiş ise bu tutar,
ayrı ayrı belirtilmek suretiyle düzenlenecek listeler ile idarenin bulunduğu
yerde; tek vergi dairesi varsa bu vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi
varsa süreksiz vergileri tahsil etmekle görevli vergi dairelerine yatıracaktır.
Bu idareler söz konusu tutarları nakden ödeyebilecekleri gibi vergi dairelerinin
T.C. Ziraat Bankası nezdindeki saymanlık hesabına da vergi tahsil alındısı
karşılığında ödeyebileceklerdir.
Anılan idareler bu Tebliğde
belirtilen sürelerde tahsil ettikleri tutarı, Hazine hesaplarına aktarmadıkları
takdirde, haklarında yapılacak cezai kovuşturma dışında süresinde aktarılmayan
tutar, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile
birlikte anılan Kanun hükümlerine göre aktarmada geciken idareden cebren takip
ve tahsil edilecektir.
5326 sayılı Kanun 1.6.2005
tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu Kanun kapsamına giren idari para
cezalarından, bu Tebliğin yayımı tarihine kadar ilgili idarelerce, tahsil
edilmiş olan idari para cezaları, Tebliğin yayımlandığı ayı takip eden ayın
sonuna kadar Hazine hesaplarına yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde
aktarılacaktır.
IV- MAHKEMELER VE CUMHURİYET
SAVCILARI TARAFINDAN VERİLEN İDARİ PARA CEZALARI
5326 sayılı Kanunun 24 üncü
maddesinde, kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde
mahkemeler tarafından idari yaptırım kararı verileceği hükme
bağlanmıştır.
Anılan Kanunun diğer hükümleri
ile birlikte konu değerlendirildiğinde, mahkemeler tarafından verilen idari para
cezalarına karşı itiraz mercii, ağır ceza mahkemeleri olup mahkemeler tarafından
verilen idari para cezalarına karşı ağır ceza mahkemelerine itiraz edilmemesi
veya itiraz sonrası verilen karar üzerine kesinleşen idari yaptırım kararı,
tahsil edilmek için borçlunun ikametgahının, tüzel kişilerin kanuni veya iş
merkezlerinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi
bulunması halinde süreksiz vergileri tahsil ile görevli vergi dairelerine
gönderilecektir.
Mahkemeler tarafından verilen
idari para cezaları yine mahkemelerce ilgilisine tebliğ edileceğinden,
mahkemelerce kovuşturmalar sırasında tespit edilen kabahatlere yönelik olarak
verilecek idari para cezalarının hükmedildiği kararlarda, idari para cezalarının
düzenlendikleri özel kanunlarda yer alan ödeme sürelerine de yer verilmesi
gerekmekte, bu yönde özel kanunlarda bir düzenlemenin yer almaması halinde ise
idari para cezalarının 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre bir ay içinde
ödenmesine yönelik bir hükmün kararda bulunması icap etmektedir. Bu itibarla,
mahkemeler tarafından verilen kararlarda ödeme süresine yönelik bir hükmün yer
almaması halinde, vergi daireleri tarafından ilgili mahkemelerden ödeme
sürelerine yönelik bir açıklama talep edilmesi gerekeceği tabiidir.
5326 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinde düzenlenen peşin ödeme indirimi mahkeme kararına karşı itiraz süresi
olan 7 gün içinde yapılacak ödemelere uygulanacak, taksitlendirme uygulaması ise
mahkeme kararında yer aldığı takdirde, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde
tayin edilen ödeme süresi içerisinde yapılan başvuru üzerine tahsilatla görevli
vergi dairelerince yapılacaktır.
Ancak bu taksitlendirmenin 6183
sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile ilgisi bulunmadığından vergi dairelerince
5326 sayılı Kanuna göre yapılan taksitlendirmelerde teminat ve tecil faizi
alınmayacağı tabiidir.
5326 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesinde ise Cumhuriyet Savcısının; Kanunda açıkça hüküm bulunması halinde bir
kabahat dolayısıyla idari yaptırıma karar verme yetkisi bulunduğu
düzenlenmiştir.
Cumhuriyet Savcıları tarafından
verilen idari para cezaları ile ilgili olarak bu Tebliğin III’ üncü bölümünde
açıklanan esaslar çerçevesinde işleme tabi tutulacak ve idari para cezalarının
ödeme süresi, ödeme yeri ve taksitlendirilmesi işlemleri ise bu bölümde yer alan
açıklamalara göre belirlenecektir.
V- İDARİ PARA CEZALARININ
TAHSİL ZAMANAŞIMI
6183 sayılı Kanunun 102 nci
maddesinde
“Amme alacağı, vadesinin
rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde
tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlardaki
zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.
Zamanaşımından sonra mükellefin
rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmü yer almaktadır.
5326 sayılı
Kanunun(1) “Yerine getirme zamanaşımı”
başlıklı 21 inci maddesinde;
“(1) Yerine getirme zamanaşımının
dolması halinde idarî para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin
karar artık yerine getirilemez.
(2) Yerine getirme zamanaşımı
süresi;
a) Ellibin Türk Lirası veya daha
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde yedi,
b) Yirmibin Türk Lirası veya daha
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş,
c) Onbin Türk Lirası veya daha
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde dört,
d) Onbin Türk Lirasından az idarî
para cezasına karar verilmesi halinde üç,
Yıldır.
(3) Mülkiyetin kamuya
geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır.
(4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi
tarihinden itibaren işlemeye başlar.
(5) Kanun hükmü gereği olarak
idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi
halinde zamanaşımı işlemez.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümler birlikte
değerlendirildiğinde, Kabahatler Kanunu kapsamındaki idari para cezalarının
tahsil zamanaşımı süresi, Kanunun 21 inci maddesine göre tespit
edilecektir.
Ancak, 6183 sayılı Kanunun 103 ve
104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil
zamanaşımının işlememesi halleri ayrıca dikkate alınacaktır.
5326 sayılı Kanunun 21 inci
maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Kanun hükmü gereği olarak idarî
yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde
zamanaşımı işlemez.” hükmü, idari para cezalarının kesinleşme sürecinde geçen
sürede zamanaşımının işlemeyeceğini ifade etmekte olup, bu hüküm de tahsil
zamanaşımının işlemeyeceği haller olarak dikkate alınacaktır.
VI- VERGİ DAİRELERİNCE
YAPILACAK İŞLEMLER
1) İdari para cezası uygulayan idarelerce,
kanuni ödeme sürelerinde ya da kesinleşme süresi içerisinde tahsil edilemeyen ve
kesinleşen idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarının, 6183
sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilmek üzere görevli vergi dairelerine
gönderilmesi üzerine vergi dairelerince;
- İdari yaptırım kararının
kesinleşip kesinleşmediği kontrol edilecek, kesinleşmeden önce tahsil için
intikal ettirilmiş kararlar bulunması halinde işleme alınmayarak ilgili idareye
geri gönderilecektir.
- İdari para cezalarının
takibine, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin
tebliğiyle başlanacaktır.
2) İdari yaptırım kararının kesinleşme
tarihi, idari para cezasının zamanaşımının başlangıç tarihi olduğundan,
kesinleşme tarihi vergi dairesi kayıtlarında ayrıca izlenecektir.
3) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa
göre kesilen trafik para cezaları, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununa göre
kesilen idari para cezaları, 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve idari para
cezalarının tebliği, 5326 sayılı Kanun hükümlerine göre ilgili idarelerce
yapılacaktır.
Söz konusu cezaların, peşin ödeme
indiriminden yararlanılarak ödenmek istenmesi halinde, cezanın verildiği anda
kamu görevlisine yapılacak ödemelerdeki indirim uygulamasının yanı sıra, vergi
dairelerine ve bankalara yapılan ödemelerde de bu Tebliğin I/D-2 bölümünde
yapılan açıklamalar çerçevesinde peşin ödeme indirimi uygulanacaktır.
5539 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş
ücreti ve idari para cezalarının peşin ödeme indiriminden yararlanılarak ödenmek
istenmesi halinde, indirimin geçiş ücreti hariç idari para cezası tutarına
uygulanmasına özellikle dikkat edilecektir.
5326 sayılı Kanuna göre
taksitlendirme talebi, belirtilen idari para cezaları için ilgili vergi
dairesine yapılacak ve talep vergi dairesince sonuçlandırılacaktır.
Taksitlendirme uygulamasında bu Tebliğin I/D-3 bölümünde yapılan açıklamalara
uyulacaktır.
4) Vergi daireleri idari para cezalarının
tamamını tahsil ettikleri tarihten itibaren bir ay içinde durumu ilgili
idarelere bildireceklerdir.
VII- RED VE İADE İŞLEMLERİ
Tahsil edilmiş idari para
cezalarının herhangi bir sebeple iadesi gerektiği takdirde, red ve iade
işlemleri; genel bütçeye dahil dairelerin yaptığı tahsilatlarda, tahsilatı yapan
saymanlık tarafından, diğer idarelerin tahsil ettiği idari para cezalarında ise
idarenin, para cezasını yatırdığı vergi dairesi tarafından yerine
getirilecektir.
Diğer taraftan, idari para
cezalarının Hazine hesaplarına aktarılmadan önce iade edilmesinin gerektiği
durumlarda, red ve iade işlemlerinin tahsilatı yapan idareler tarafından yerine
getirileceği tabiidir.
VIII- DİĞER
HUSUSLAR
Bilindiği gibi, 6183 sayılı
Kanunda adli ve idari para cezalarının amme borçlusunun ölümü halinde terkin
edilip edilmeyeceği hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ancak, 2709 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nın 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında “Ceza
sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır.
Anayasanın bu hükmü ile
şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse
idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak
infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır.
Diğer taraftan, 12.10.2004
tarihli ve 25611 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe
giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;
“Ceza sorumluluğunun şahsîliği”
başlıklı 20 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında “(1) Ceza sorumluluğu
şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” hükmü,
“Sanığın veya hükümlünün ölümü”
başlıklı 64 üncü maddesinde de “(1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının
düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve
maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine
hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve
henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye
ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm,
infaz olunur.” hükmü,
yer almaktadır.
Öte yandan, mülga 765 sayılı Türk
Ceza Kanununun 96 ncı maddesinde de 5237 sayılı Kanunun 64 üncü maddesine
paralel hüküm yer almakta idi.
Bu itibarla, Anayasanın 38 inci
maddesi hükmü ile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununda yer verilen hükümler nedeniyle, cezaya muhatap kişinin ölümü halinde
mahkemeler tarafından verilen adli para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi
gerekmektedir. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden
önce kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının infazı gerektiğinden, bu tutarlar ve
eşyalar gerek terekeden gerekse mirasçılardan aranılacaktır.
Öte yandan, 5326 sayılı Kanunun
17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince, çeşitli kanunlardaki hükümlere
dayanılarak tatbik edilmesi öngörülen ve idarelerin düzenleme yapma ve ceza
verme yetkileri gereğince verilen idari para cezalarının, özel kanunlarda
belirlenen sürelerde ödenmemesi ve bu cezaların kesinleşmesi halinde, takip ve
tahsil işlemlerinin 6183 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirileceği hüküm
altına alınmıştır.
İdari para cezalarının
düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari
para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği
yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla, Anayasanın 38 inci maddesinde
yer verilen “Cezaların Şahsiliği” ilkesi gereğince, bu idari para cezalarının
tahsilinden vazgeçilmesi icap etmektedir.
Örneğin, trafik para cezalarının
düzenlendiği 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda, trafik para cezası
verilen amme borçlusunun ölümü halinde bu amme alacağının mirası reddetmemiş
mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde bir düzenleme bulunmadığından,
kendisine trafik para cezası verilen amme borçlusunun ölümü halinde bu alacak,
borçlunun mirasçılarından takip edilmeksizin tahsilinden vazgeçilecektir.
Tüzel kişilere yönelik olarak
verilen adli veya idari para cezalarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsil
edilememiş olması nedeniyle, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sorumlu tutulan
ortaklar ve/veya kanuni temsilcilerin ölümü halinde, cezaya tüzel kişilik
muhatap olması nedeniyle, mirası reddetmemiş mirasçılarından bu alacakların
takibine devam edilecektir.
Tebliğ olunur.
(1) Kanunun Geçici 1 inci maddesi
uyarınca Kanunda yer alan “Türk Lirası” ibareleri “Yeni Türk Lirası”nı ifade
etmektedir.