Bilindiği gibi, 
31.3.2005 tarihli ve 25772 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5326 
sayılı Kabahatler Kanunu 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanunun 
bazı maddelerinin uygulamasına ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaların 
yapılmasına gerek görülmüştür. 
I- KANUN KAPSAMINA GİREN İDARİ 
PARA CEZALARI 
5326 sayılı Kabahatler Kanununun 
2 nci maddesi ile Kabahat; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını 
öngördüğü haksızlık olarak tanımlanmış, 16 ncı maddesi ile de kabahatler 
karşılığında uygulanacak idari yaptırımlar; idari para cezası ve idari tedbirler 
olarak tasnif edilmiştir. Anılan madde idari tedbirleri mülkiyetin kamuya 
geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olarak tanımlamıştır. 
Kanunun 3 üncü maddesi ile bu Kanunun genel kanun niteliğinde olduğu 
belirtilerek, Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında 
da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 
Buna göre, 1.6.2005 tarihinden 
önce yürürlüğe girmiş olan tüm Kanunlarda yer alan idari para cezaları hakkında 
Kabahatler Kanununun genel hükümleri uygulanacaktır. 
Örneğin, idari yaptırım 
kararlarında bulunması gereken hususlar, kararların ilgililere tebliğ usulü, 
yasal başvuru süreleri ve başvuru yolları, ödeme usulü, zamanaşımı, idari para 
cezalarının Devlet geliri sayılması yönündeki düzenlemeler genel hükümler olup, 
ilgili Kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Kabahatler Kanunu hükümleri 
uygulanacaktır. 
1.6.2005 tarihinden önce işlenen 
kabahatler ile ilgili olarak bu tarihten sonra alınan idari yaptırım kararları 
sonucunda verilen idari para cezaları bu Kanun hükümlerine tabi 
olacaktır. 
1.6.2005 tarihinden önce idari 
yaptırım kararı alınmış kabahatler hakkında 5326 sayılı Kanun hükümleri 
uygulanmayacak, ilgili mevzuatı çerçevesinde işlemler sürdürülecektir. 
5326 sayılı Kanunun yürürlüğe 
girdiği 1.6.2005 tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanunlarda, anılan Kanunun 
genel hükümlerinden farklı düzenleme içeren hükümlerin bulunması halinde, bu 
hükümler Kabahatler Kanunundan sonra düzenleme getirmiş olduğundan, özel hüküm 
olarak dikkate alınarak uygulanacaktır. 
II- İDARİ PARA CEZASI VERMEYE 
YETKİLİ OLAN KAMU TÜZEL KİŞİLERİ 
5326 sayılı Kanuna göre 
cezalandırılması öngörülen fiillerin tespitini ve ceza verilmesini 
gerçekleştiren kamu tüzel kişileri ile bunların organlarının, haksızlığı tespit 
etme ve ceza verme yetkileri kanunlardan kaynaklanmaktadır. 
Kamu tüzel kişilerinin tamamı, 
görevleri gereği verecekleri idari para cezalarının uygulamasını, 5326 sayılı 
Kanunda yer alan genel esaslara bağlı kalarak yapacaklardır. 
Kamu tüzel kişilerinin, görev 
alanları ve bütçe yapıları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde tasnif edilmesi 
mümkündür. 
a) Merkezi Yönetim (Devlet Tüzel 
Kişiliği): Devlet Tüzel Kişiliğini oluşturan daireler genel bütçeye dahil 
dairelerdir. 
b) İdari Kamu Kurumları: Devlet 
Tüzel Kişiliğinin öteden beri yürüttüğü kimi hizmet ve faaliyetleri yerine 
getirmek üzere kanunla kurulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Bu tüzel kişiler 
temelde katma bütçeli idareler olarak kurulmuş olan genel müdürlüklerdir. 
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel 
Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü gibi kurumlar 
katma bütçeli idarelerdir. 
c) Mahalli İdareler (Yerel 
Yönetim Birimleri): Mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş olan 
mahalli idareler; il özel idareleri, belediyeler ve köylerden 
oluşmaktadır. 
d) İktisadi Kamu Kurumları: 
İktisadi alanda faaliyette bulunmak için oluşturulan kamu tüzel kişileri, 
iktisadi kamu kurumları olup bu kurumlara T.C. Devlet Demir Yolları İşletmesi 
Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti 
ve Gemi Kurtarma İşletmesi, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü, Boru Hatları 
ile Petrol Taşıma A.Ş. örnek olarak verilebilir. 
e) Sosyal Kamu Kurumları: Bu 
kurumlar, insanların sosyal haklarını ve güvenliklerini karşılamak ve sağlamak 
üzere oluşturulmuş olan kamu tüzel kişileridir. Bu kurumlara, T.C. Emekli 
Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız 
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur), Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ve 
Basın-İlan Kurumu örnek olarak gösterilebilir. 
f) Bilimsel, Teknik ve Kültürel 
Kamu Kurumları: Bu kurumlar, bilimsel, teknik ve kültürel alanlarda faaliyette 
bulunmak üzere oluşturulmuş olan tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara 
üniversiteler, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü örnek 
olarak verilebilir. 
g) Kamu Kurumu Niteliğindeki 
Meslek Kuruluşları: Bu kurumlar, belli mesleklere mensup insanların zorunlu 
olarak katıldıkları ve bağlı oldukları tüzel kişiliklerdir. Bu kurumlara, 
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Barolar Birliği, Eczacılar Birliği, Türkiye 
Tabipler Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği örnek olarak 
gösterilebilir. 
h) Düzenleyici ve Denetleyici 
Kurumlar: Serbest piyasa ekonomisinde faaliyette bulunan işletmelerin, 
tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunması, piyasanın düzenlenmesi, 
denetlenmesi, piyasanın rekabet esasları çerçevesinde işler duruma getirilmesi, 
ve bu çerçevede denetleyici ve gerekiyorsa yaptırımlar uygulayıcı bağımsız idari 
nitelikli kuruluşlardır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji 
Piyasası Düzenleme Kurulu, Kamu İhale Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, 
Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu gibi kurumlardır. 
Yukarıda yer verilen kamu tüzel 
kişiliği tasnifine dahil kamu tüzel kişileri ile bu tasnifte yer almayan diğer 
kamu tüzel kişilerine idari para cezası verme yetkisi kanunla verilmiş olması 
halinde, bu tüzel kişilerce verilecek idari para cezalarında 5326 sayılı Kanunla 
getiren genel esaslara uyulması gerekmektedir. 
5326 sayılı Kanun idari para 
cezası verme yetkisini Cumhuriyet Savcılarına ve Mahkemelere de vermiş olup bu 
merciiler tarafından verilen idari para cezaları hakkında da bu Tebliğde yapılan 
açıklamalara göre işlem yapılacaktır. 
III- İDARİ PARA CEZASI VERMEYE 
YETKİLİ OLAN KAMU TÜZEL KİŞİLERİNCE YAPILACAK İŞLEMLER 
Kabahatler Kanunu uyarınca idari 
yaptırım olarak idari para cezası uygulayan idarelerce aşağıdaki açıklamalara 
göre işlem yapılacaktır. 
A- İdari Yaptırım Kararlarında 
Yer Alacak Bilgiler 
5326 sayılı Kanunun 25 inci 
maddesine göre idari yaptırım kararlarında; 
a) Hakkında idari yaptırım kararı 
verilen kişinin kimlik ve adresinin, 
b) İdari yaptırım kararı 
verilmesini gerektiren kabahat fiilinin, 
c) Bu fiilin işlendiğini ispata 
yarayacak bütün delillerin, 
d) Karar tarihi ve kararı veren 
kamu görevlilerinin kimliğinin, 
e) Fiilin işlendiği yer ve 
zamanın, 
bulunması zorunludur. 
İdari yaptırım kararında, söz 
konusu bilgilerin yanı sıra idari para cezasının ödeme süresi, ödeme yeri, idari 
yaptırım kararına karşı kanun yolu, mercii ve süresi, indirimli ödeme hakkı, 
taksitlendirme talep etme hakkı, ödeme yapılmaması halinde uygulanacak 
müeyyideler ile tebliğ tarihi bilgilerine yer verilmesi gerekmektedir. 
İdari yaptırım kararlarına; 
kararın ilgilisine huzurda tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması halinde 
kararın verildiği esnada, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ 
edilmesi halinde de idarede kalan nüshalara tebligatı müteakip tebliğ tarihi 
yazılacaktır. 
İdari yaptırım kararının idarede 
kalan nüshalarında, 5326 sayılı Kanun hükümlerine göre kararın kesinleşme 
tarihine yer verilecektir. 
İdari yaptırım kararı uygulayan 
idarelerce hakkında idari para cezası verilen kişinin biliniyorsa T.C. kimlik 
numarası ve vergi kimlik numarası da kararda gösterilecektir. 
İdari yaptırım kararlarını 
tutanak tanzimi suretiyle uygulayan idarelerce düzenlenecek tutanaklarda, idari 
yaptırım kararlarında bulunması gereken ve yukarıda açıklanan tüm bilgilere yer 
verilmesi, tutanakların seri ve sıra numaralarının birbirini takip eder şekilde 
bastırılması, görevli personele zimmetle teslim edilmesi, tutanakların iptal 
edilmesi gerektiğinde, iptal işlemlerinin tutanağın üzeri çizilmek ve iptal 
şerhi konulmak suretiyle gerçekleştirilmesi, tutanakların güvenliği konusunda 
gerekli özenin gösterilmesi icap etmektedir. 
B- İdari Yaptırım Kararlarının 
Tebliğ Usulü 
5326 sayılı Kanunun 26 ncı 
maddesinde, 
“(1) İdari yaptırım kararı, 
11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye 
tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, 
mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir. 
(2) İdari yaptırım kararının 
ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi halinde tutanakta bu husus açıkça 
belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği kanun yolu, mercii ve süresine 
ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin karar tutanağını imzalaması 
istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu durum tutanakta açıkça belirtilir. Karar 
tutanağının bir örneği kişiye verilir. 
(3) Tüzel kişi hakkında verilen 
idari yaptırım kararları her halde ilgili tüzel kişiye tebliğ edilir.” hükmü yer 
almaktadır. 
Bu hükme göre, idari yaptırım 
kararlarının ilgililere yukarıda belirtilen tebliğ usulüne göre tebliğ edilmesi 
zorunlu olup ilgili mevzuatında tebliğ usulüne ilişkin özel hüküm yer alsa dahi 
uygulanmayacaktır. 
C- İdari Para Cezalarının 
Kesinleşmesi 
5326 sayılı Kanunun 27 ila 31 
inci maddelerinde idari yaptırım kararlarına karşı başvuru yolu, başvurunun 
incelenmesi, itiraz yolu, vazgeçme ve kabul ile masrafların ve vekalet ücretinin 
ödenmesi hususları düzenlenmiştir. 
Söz konusu hükümlere göre, idari 
yaptırım kararları; 
i) Kararın ilgilisine tebliğ 
edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmadığı 
takdirde bu sürenin bitiminde, 
ii) Kanuni süresinde sulh ceza 
mahkemesine başvurulması halinde, 
- Sulh ceza mahkemesinin kararına 
itiraz edilmemiş ise kararın taraflara tebliğini takip eden 7 nci günün 
bitiminde, 
- 2.000 YTL’ye kadar (bu tutar 
dahil) idari para cezalarına ilişkin sulh ceza mahkemesinin karar 
tarihinde, 
iii) Sulh ceza mahkemesi kararına 
karşı ağır ceza mahkemesine itiraz edilmesi halinde itiraz üzerine verilen karar 
tarihinde, 
kesinleşmektedir. 
5326 sayılı Kanunla idari para 
cezalarına karşı başvurulacak yargı mercileri ve süreleri gibi yargılamaya 
ilişkin düzenleme yapıldığından, idari para cezalarının düzenlendiği özel 
kanunlarda bu konuda hüküm bulunsa dahi bu hükümler uygulanmayacaktır. 
D- İdari Para Cezalarının 
Tahsili 
1- Ödeme Zamanı ve 
Yeri 
Ödeme Zamanı 
5326 sayılı Kanunda idari para 
cezalarının ödeme süresine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu 
husus dikkate alındığında, idari para cezalarının ödeme süresi, ilgili 
kanunlarında düzenlenen hallerde bu sürelerdir. 
İdari para cezalarının ilgili 
kanunlarında ödeme zamanı gösterilmemiş ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının 
Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 nci maddesine göre ödeme süresinin tayini 
gerekmektedir. 
Buna göre, özel kanunlarında 
ödeme süresi belirtilmemiş idari para cezalarının, Kabahatler Kanununun 26 ncı 
maddesine göre ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde 
ödenmesi gerekmekte olup, 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesinin Bakanlığımıza 
verdiği yetkiye istinaden bu tebligatın, idari yaptırım kararını veren kamu 
tüzel kişilerince idari yaptırım kararlarında “ödemenin 1 ay içinde yapılması 
gerektiği” hususu belirtilmek suretiyle yapılması uygun görülmüştür. 
Ödeme Yeri 
5326 sayılı Kanunun 17 nci 
maddesinde idari para cezalarının Devlet Hazinesine ödeneceği hükme 
bağlanmıştır. 
İdari yaptırım kararlarının 
kesinleşmesinden önce ve sonra olmak üzere ödeme yeri aşağıda 
belirtilmiştir. 
a) İdari Yaptırım Kararlarının 
Kesinleşmesinden Önce Ödeme Yeri 
İdari yaptırım kararı veren 
idareler; idari para cezalarını, kanuni ödeme süresi içinde ya da idari yaptırım 
kararlarının kesinleşmesinden önce ödemek isteyen kişilerden tahsil edecek ve 
tahsil ettiği tutarları Hazine hesaplarına aktaracaktır. 
İdari yaptırım kararları genel 
bütçeye dahil daireler tarafından verilmiş ise söz konusu cezalar, sayman 
mutemetleri ve saymanlıklar (merkez saymanlıkları, mal müdürlükleri ve 
Defterdarlık muhasebe müdürlükleri) vasıtasıyla tahsil edilecektir. Genel 
bütçeye dahil dairelerin bankalar aracılığı ile tahsilat yetkisi bulunması 
halinde bu dairelerin banka hesaplarına da ödeme yapılacaktır. 
Mahkemeler ve Cumhuriyet 
Savcılıklarınca verilen idari para cezaları ile 2918 sayılı Karayolları Trafik 
Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve 5539 sayılı Karayolları Genel 
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununa göre verilen idari para 
cezaları kesinleşmeden önce sayman mutemetlerine ve vergi dairelerine veya vergi 
daireleri adına tahsilat yetkisi bulunan bankalara ödenecektir. 
İdari yaptırım kararları katma 
bütçeli kuruluşlar tarafından verilmiş ise söz konusu idari para cezaları, 
ilgili saymanlıklara veya görevlendirilen personeline ya da banka hesaplarına 
ödenebilecektir. 
Mahalli idareler, sosyal kamu 
kurumları, iktisadi kamu kurumları, bilimsel, teknik ve kültürel kamu kurumları, 
düzenleyici ve denetleyici kurumlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek 
kuruluşları veya diğer kamu tüzel kişileri tarafından verilen idari yaptırım 
kararları da 5326 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, bu kurumlar idari para 
cezalarını, yasal ödeme süresi içerisinde, mevcut tahsilat sistemlerine göre 
tahsil etmeye devam edeceklerdir. 
5326 sayılı Kanundan önce yapılan 
düzenlemeler nedeniyle kanuni ödeme süresi içinde vergi dairelerine ödenen para 
cezaları, bu bölümde belirtilenler hariç olmak üzere bundan böyle kanuni ödeme 
süresi ve kararın kesinleşmesi süresi içerisinde idari yaptırım kararı veren 
idarelere ödenecektir. 
b) İdari Yaptırım Kararlarının Kesinleşmesinden Sonra Ödeme 
Yeri 
İdari yaptırım kararlarının 
kesinleşmesi üzerine ödemeler, ilgili vergi dairesinin hesabının bulunduğu 
bankalara veya vergi dairelerine yapılacaktır. 
Ödeme veya kesinleşme süresi 
içerisinde ödenmeyen idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararları, 
kesinleşmesini müteakip tahsil için borçlunun ikametgahının, tüzel kişilerin 
kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine, birden fazla 
vergi dairesi bulunması halinde süreksiz vergileri tahsil ile görevli vergi 
dairelerine gönderilecektir. 
6183 sayılı Kanun hükümlerine 
göre tahsil edilmek üzere vergi dairesine gönderilen idari para cezalarına 
karşılık idarelerce tahsilat yapılmayacak, tahsilat yapılmış ise önceden 
gönderilen idari yaptırım kararı ile ilgisi sağlanmak suretiyle tahsil edilen 
tutarlar vergi dairesine bildirilecektir. 
İdari yaptırım kararı veren 
idareler, kanuni ödeme süresi içerisinde ya da kararların kesinleşmesinden önce 
yaptıkları tahsilatların dayanağı olan idari para cezası 
kararlarını/tutanaklarını vergi dairelerine göndermeyeceklerdir. 
2- İndirim 
Uygulaması 
5326 sayılı Kanunun 17 nci 
maddesinin (6) numaralı fıkrasında “Kabahat dolayısıyla idari para cezası veren 
kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal 
kendisi gerçekleştirir. İdari para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen 
kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı 
kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.” hükmü yer almaktadır. 
Anılan hüküm ile yapılan 
düzenleme; 
1- İdari para cezasını veren kamu 
görevlisine, para cezasının verildiği anda ödeyen kişilerin yaptığı ödemelerde 
indirim uygulanacağı, 
2- İdari para cezasını kanun 
yoluna başvurmadan önce ödeyen kişilerin indirim hakkından yararlanacağı, 
yönündedir. 
İdari para cezasını kanun yoluna 
başvurmadan önce ödeme ifadesi; 5326 sayılı Kanun uyarınca idari yaptırım 
kararının tebliğ tarihinden itibaren geçecek 15 günlük başvuru süresini, 
mahkemeler tarafından verilen idari yaptırım kararlarında ise kararın tebliğ 
tarihinden itibaren geçecek 7 günlük itiraz süresini ifade etmektedir. 
Bununla birlikte, idari para 
cezalarının düzenlendiği kanunlarda 7 gün, 15 gün, 30 gün gibi ödeme süreleri 
bulunmakta, ödeme süresi ilgili kanununda yer almayan idari para cezaları da 
6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre yapılan tebligatı müteakip bir ay 
içinde ödenmektedir. 
Peşin ödeme indirimi, amme 
alacağının kanuni ödeme süresi geçtikten sonra uygulanamayacağından, 15 günlük 
başvuru yolu (dava açma) süresinden daha az ödeme süresi olan para cezaları için 
indirim, ödeme süreleri içerisinde yapılan ödemelerle sınırlı olacaktır. Buna 
karşın, kanuni ödeme süresi 15 günü aşan para cezalarında ise peşin ödeme 
indirimi 15 günlük başvuru yolu süresi içerisinde yapılan ödemelere uygulanacak, 
bu süreden sonra yapılan ödemelerde ise peşin ödeme indirimi 
uygulanmayacaktır. 
İdarelerce kanuni ödeme süresi 
içerisinde yapılan tahsilatlarda peşin ödeme indirimi uygulanıp uygulanmayacağı 
yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde tespit edilecek, tahsilat esnasında 
düzenlenecek makbuzlarda idari para cezası tutarı, indirim tutarı ve tahsilat 
tutarı ayrı ayrı gösterilecektir. 
Peşin ödeme indirimi, idari para 
cezasının tamamı üzerinden nakden veya ilgili mevzuatı gereği kabul edilmiş 
olması şartıyla çekle yapılacak ödemelere uygulanacak, kısmi ödemelere 
uygulanmayacaktır. 
3- Taksitlendirme 
Uygulaması 
5326 sayılı Kanunun 17 nci 
maddesinin (3) numaralı fıkrasında “İdari para cezası, Devlet Hazinesine ödenir. 
Kişinin ekonomik durumunun müsait olmaması halinde idari para cezasının, ilk 
taksidinin peşin ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde 
ödenmesine karar verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi 
halinde idari para cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.” hükmüne yer 
verilmiştir. 
Bu madde hükmüne göre, 
taksitlendirme başvurusu idari yaptırım kararının tebliğini müteakip kanuni 
ödeme süresi içinde bu kararı veren idareye yapılacak ve talepler bu idareler 
tarafından değerlendirilerek karara bağlanacaktır. Kanuni ödeme süresinden sonra 
yapılan taksitlendirme başvurularının değerlendirilmeyeceği tabiidir. 
Taksitlendirme talebi kabul 
edilen borçlular; 4 eşit taksit halinde ve birinci taksit idari para cezasının 
kanuni ödeme süresi içinde, kalan 3 taksit ise idari para cezasının tebliğ 
tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde idarece belirlenecek sürelerde ödeyecektir. 
Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idari para cezasının 
kalan kısmı muaccel hale gelecek ve tahsil için durum ilgili vergi dairesine 
bildirilecektir. 
Diğer taraftan, 5326 sayılı 
Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında, “Kesinleşen karar, derhal 
tahsil için mahallin en büyük mal memuruna verilir…” hükmü yer almakta olup 
idari yaptırım kararlarının kesinleşmesi bu Tebliğin I-C bölümünde 
açıklanmıştır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, idari yaptırım 
kararları üzerine Kanunda düzenlenen başvuru yolu kullanıldığı takdirde, 6183 
sayılı Kanun uyarınca takibat yapılmayacaktır. Ancak, borçlu tarafından rızaen 
ödeme yapılabileceği tabiidir. 
Buna göre, 5326 sayılı Kanunda 
düzenlenen taksitlendirme uygulaması, Kanunda yer alan başvuru yoluna 
gidilmemesi halinde yapılabilecektir. 
Bununla birlikte, idari para 
cezasının kanuni ödeme süresi içerisinde yapılan başvuru üzerine 
taksitlendirilmesinden sonra borçlu tarafından süresi içerisinde başvuru yoluna 
gidilmesi durumunda, idari para cezasının takibi duracağından, taksit 
tutarlarının süresinde ödenmemesi alacağın tamamını muaccel kılmayacak, dava 
sürecinin bir yıllık taksitlendirme süresinden fazla olması halinde idarece 
verilecek bir yıllık süre geçersiz sayılacaktır. Dava sürecinin idarece verilen 
taksitlendirme süresinden az olması halinde ise geçmiş taksitlerin kalan taksit 
süreleri içerisinde, ödeme süresi gelmemiş taksit veya taksitler ile birlikte 
ödenmesine müsaade edilecektir. Bu durumda da taksitlerin süresinde ödenmesi 
şartı aranılacak, taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idari 
para cezasının kalan kısmı takip ve tahsil için ilgili vergi dairesine 
gönderilecektir. 
5326 sayılı Kanunun 17 nci 
maddesine göre yapılacak taksitlendirmelerde teminat ve tecil faizi 
aranılmayacaktır. 
Ancak, bu maddeye göre yapılan 
taksitlendirmeler, cebren takip ve tahsil muamelesini durduran nitelik taşımakla 
birlikte, idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda yer alan ek mali 
yükümlülükleri kaldırmadığından, kanuni ödeme süresinde ödenmeyen idari para 
cezalarının taksitlendirilip taksitlendirilmemesine, başvuru veya itiraz yoluna 
gidilip gidilmemesine bakılmaksızın ilgili kanununda öngörülen ek mali 
yükümlülüğün uygulanması ve tahsili gerekmektedir. 
E- İdari Para Cezasını Tahsil Eden Kamu Tüzel Kişileri 
Tarafından Tahsil Edilen Tutarların Hazine Hesaplarına Aktarılması 
İdari yaptırım kararı uygulayarak 
kanuni ödeme süresi ya da kararların kesinleşme süresi içerisinde tahsilat yapan 
genel bütçeye dahil daireler, tahsil ettikleri idari para cezalarını bu amaçla 
açılmış hesaplara bütçe geliri kaydedeceklerdir. 
Genel bütçeye dahil daireler 
dışında kalan idareler; tahsil ettikleri idari para cezalarını, tahsil ettikleri 
ayı takip eden ayın 7 nci günü, bu tarihin resmi tatile rastlaması halinde 
tatili izleyen ilk iş günü, Aralık ayı içerisinde tahsil edilen tutarı ise bütçe 
yılının son iş günü, mesai saati bitimine kadar; borçlunun vergi kimlik 
numarası, T.C. kimlik numarası, adı soyadı/unvanı, tahsilat tarihi, idari para 
cezası tutarı, tahsilat tutarı, tahsilatın indirimli veya taksitle yapılması 
halinde bu durumu belirtir şerh ve tutar, tahsilata konu makbuzların seri sıra 
numaraları, tahsilat sırasında ek mali yükümlülük tahsil edilmiş ise bu tutar, 
ayrı ayrı belirtilmek suretiyle düzenlenecek listeler ile idarenin bulunduğu 
yerde; tek vergi dairesi varsa bu vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi 
varsa süreksiz vergileri tahsil etmekle görevli vergi dairelerine yatıracaktır. 
Bu idareler söz konusu tutarları nakden ödeyebilecekleri gibi vergi dairelerinin 
T.C. Ziraat Bankası nezdindeki saymanlık hesabına da vergi tahsil alındısı 
karşılığında ödeyebileceklerdir. 
Anılan idareler bu Tebliğde 
belirtilen sürelerde tahsil ettikleri tutarı, Hazine hesaplarına aktarmadıkları 
takdirde, haklarında yapılacak cezai kovuşturma dışında süresinde aktarılmayan 
tutar, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile 
birlikte anılan Kanun hükümlerine göre aktarmada geciken idareden cebren takip 
ve tahsil edilecektir. 
5326 sayılı Kanun 1.6.2005 
tarihinde yürürlüğe girdiğinden, bu Kanun kapsamına giren idari para 
cezalarından, bu Tebliğin yayımı tarihine kadar ilgili idarelerce, tahsil 
edilmiş olan idari para cezaları, Tebliğin yayımlandığı ayı takip eden ayın 
sonuna kadar Hazine hesaplarına yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde 
aktarılacaktır. 
IV- MAHKEMELER VE CUMHURİYET 
SAVCILARI TARAFINDAN VERİLEN İDARİ PARA CEZALARI 
5326 sayılı Kanunun 24 üncü 
maddesinde, kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde 
mahkemeler tarafından idari yaptırım kararı verileceği hükme 
bağlanmıştır. 
Anılan Kanunun diğer hükümleri 
ile birlikte konu değerlendirildiğinde, mahkemeler tarafından verilen idari para 
cezalarına karşı itiraz mercii, ağır ceza mahkemeleri olup mahkemeler tarafından 
verilen idari para cezalarına karşı ağır ceza mahkemelerine itiraz edilmemesi 
veya itiraz sonrası verilen karar üzerine kesinleşen idari yaptırım kararı, 
tahsil edilmek için borçlunun ikametgahının, tüzel kişilerin kanuni veya iş 
merkezlerinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi 
bulunması halinde süreksiz vergileri tahsil ile görevli vergi dairelerine 
gönderilecektir. 
Mahkemeler tarafından verilen 
idari para cezaları yine mahkemelerce ilgilisine tebliğ edileceğinden, 
mahkemelerce kovuşturmalar sırasında tespit edilen kabahatlere yönelik olarak 
verilecek idari para cezalarının hükmedildiği kararlarda, idari para cezalarının 
düzenlendikleri özel kanunlarda yer alan ödeme sürelerine de yer verilmesi 
gerekmekte, bu yönde özel kanunlarda bir düzenlemenin yer almaması halinde ise 
idari para cezalarının 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre bir ay içinde 
ödenmesine yönelik bir hükmün kararda bulunması icap etmektedir. Bu itibarla, 
mahkemeler tarafından verilen kararlarda ödeme süresine yönelik bir hükmün yer 
almaması halinde, vergi daireleri tarafından ilgili mahkemelerden ödeme 
sürelerine yönelik bir açıklama talep edilmesi gerekeceği tabiidir. 
5326 sayılı Kanunun 17 nci 
maddesinde düzenlenen peşin ödeme indirimi mahkeme kararına karşı itiraz süresi 
olan 7 gün içinde yapılacak ödemelere uygulanacak, taksitlendirme uygulaması ise 
mahkeme kararında yer aldığı takdirde, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde 
tayin edilen ödeme süresi içerisinde yapılan başvuru üzerine tahsilatla görevli 
vergi dairelerince yapılacaktır. 
Ancak bu taksitlendirmenin 6183 
sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile ilgisi bulunmadığından vergi dairelerince 
5326 sayılı Kanuna göre yapılan taksitlendirmelerde teminat ve tecil faizi 
alınmayacağı tabiidir. 
5326 sayılı Kanunun 23 üncü 
maddesinde ise Cumhuriyet Savcısının; Kanunda açıkça hüküm bulunması halinde bir 
kabahat dolayısıyla idari yaptırıma karar verme yetkisi bulunduğu 
düzenlenmiştir. 
Cumhuriyet Savcıları tarafından 
verilen idari para cezaları ile ilgili olarak bu Tebliğin III’ üncü bölümünde 
açıklanan esaslar çerçevesinde işleme tabi tutulacak ve idari para cezalarının 
ödeme süresi, ödeme yeri ve taksitlendirilmesi işlemleri ise bu bölümde yer alan 
açıklamalara göre belirlenecektir. 
V- İDARİ PARA CEZALARININ 
TAHSİL ZAMANAŞIMI 
6183 sayılı Kanunun 102 nci 
maddesinde 
“Amme alacağı, vadesinin 
rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde 
tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlardaki 
zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. 
Zamanaşımından sonra mükellefin 
rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmü yer almaktadır. 
5326 sayılı 
Kanunun(1) “Yerine getirme zamanaşımı” 
başlıklı 21 inci maddesinde; 
“(1) Yerine getirme zamanaşımının 
dolması halinde idarî para cezasına veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin 
karar artık yerine getirilemez. 
(2) Yerine getirme zamanaşımı 
süresi; 
a) Ellibin Türk Lirası veya daha 
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde yedi, 
b) Yirmibin Türk Lirası veya daha 
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde beş, 
c) Onbin Türk Lirası veya daha 
fazla idarî para cezasına karar verilmesi halinde dört, 
d) Onbin Türk Lirasından az idarî 
para cezasına karar verilmesi halinde üç, 
Yıldır. 
(3) Mülkiyetin kamuya 
geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır. 
(4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi 
tarihinden itibaren işlemeye başlar. 
(5) Kanun hükmü gereği olarak 
idarî yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi 
halinde zamanaşımı işlemez.” hükmü bulunmaktadır. 
Bu hükümler birlikte 
değerlendirildiğinde, Kabahatler Kanunu kapsamındaki idari para cezalarının 
tahsil zamanaşımı süresi, Kanunun 21 inci maddesine göre tespit 
edilecektir. 
Ancak, 6183 sayılı Kanunun 103 ve 
104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil 
zamanaşımının işlememesi halleri ayrıca dikkate alınacaktır. 
5326 sayılı Kanunun 21 inci 
maddesinin (5) numaralı fıkrasında yer alan “Kanun hükmü gereği olarak idarî 
yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde 
zamanaşımı işlemez.” hükmü, idari para cezalarının kesinleşme sürecinde geçen 
sürede zamanaşımının işlemeyeceğini ifade etmekte olup, bu hüküm de tahsil 
zamanaşımının işlemeyeceği haller olarak dikkate alınacaktır. 
VI- VERGİ DAİRELERİNCE 
YAPILACAK İŞLEMLER 
1) İdari para cezası uygulayan idarelerce, 
kanuni ödeme sürelerinde ya da kesinleşme süresi içerisinde tahsil edilemeyen ve 
kesinleşen idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarının, 6183 
sayılı Kanuna göre takip ve tahsil edilmek üzere görevli vergi dairelerine 
gönderilmesi üzerine vergi dairelerince; 
- İdari yaptırım kararının 
kesinleşip kesinleşmediği kontrol edilecek, kesinleşmeden önce tahsil için 
intikal ettirilmiş kararlar bulunması halinde işleme alınmayarak ilgili idareye 
geri gönderilecektir. 
- İdari para cezalarının 
takibine, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin 
tebliğiyle başlanacaktır. 
2) İdari yaptırım kararının kesinleşme 
tarihi, idari para cezasının zamanaşımının başlangıç tarihi olduğundan, 
kesinleşme tarihi vergi dairesi kayıtlarında ayrıca izlenecektir. 
3) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa 
göre kesilen trafik para cezaları, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununa göre 
kesilen idari para cezaları, 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve 
Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş ücreti ve idari para 
cezalarının tebliği, 5326 sayılı Kanun hükümlerine göre ilgili idarelerce 
yapılacaktır. 
Söz konusu cezaların, peşin ödeme 
indiriminden yararlanılarak ödenmek istenmesi halinde, cezanın verildiği anda 
kamu görevlisine yapılacak ödemelerdeki indirim uygulamasının yanı sıra, vergi 
dairelerine ve bankalara yapılan ödemelerde de bu Tebliğin I/D-2 bölümünde 
yapılan açıklamalar çerçevesinde peşin ödeme indirimi uygulanacaktır. 
5539 sayılı Karayolları Genel 
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca tahsili gereken geçiş 
ücreti ve idari para cezalarının peşin ödeme indiriminden yararlanılarak ödenmek 
istenmesi halinde, indirimin geçiş ücreti hariç idari para cezası tutarına 
uygulanmasına özellikle dikkat edilecektir. 
5326 sayılı Kanuna göre 
taksitlendirme talebi, belirtilen idari para cezaları için ilgili vergi 
dairesine yapılacak ve talep vergi dairesince sonuçlandırılacaktır. 
Taksitlendirme uygulamasında bu Tebliğin I/D-3 bölümünde yapılan açıklamalara 
uyulacaktır. 
4) Vergi daireleri idari para cezalarının 
tamamını tahsil ettikleri tarihten itibaren bir ay içinde durumu ilgili 
idarelere bildireceklerdir. 
VII- RED VE İADE İŞLEMLERİ 
Tahsil edilmiş idari para 
cezalarının herhangi bir sebeple iadesi gerektiği takdirde, red ve iade 
işlemleri; genel bütçeye dahil dairelerin yaptığı tahsilatlarda, tahsilatı yapan 
saymanlık tarafından, diğer idarelerin tahsil ettiği idari para cezalarında ise 
idarenin, para cezasını yatırdığı vergi dairesi tarafından yerine 
getirilecektir. 
Diğer taraftan, idari para 
cezalarının Hazine hesaplarına aktarılmadan önce iade edilmesinin gerektiği 
durumlarda, red ve iade işlemlerinin tahsilatı yapan idareler tarafından yerine 
getirileceği tabiidir. 
VIII- DİĞER 
HUSUSLAR 
Bilindiği gibi, 6183 sayılı 
Kanunda adli ve idari para cezalarının amme borçlusunun ölümü halinde terkin 
edilip edilmeyeceği hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. 
Ancak, 2709 sayılı Türkiye 
Cumhuriyeti Anayasası’nın 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında “Ceza 
sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır. 
Anayasanın bu hükmü ile 
şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse 
idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak 
infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır. 
Diğer taraftan, 12.10.2004 
tarihli ve 25611 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe 
giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun; 
“Ceza sorumluluğunun şahsîliği” 
başlıklı 20 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında “(1) Ceza sorumluluğu 
şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” hükmü, 
“Sanığın veya hükümlünün ölümü” 
başlıklı 64 üncü maddesinde de “(1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının 
düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve 
maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine 
hükmolunabilir. 
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve 
henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye 
ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, 
infaz olunur.” hükmü, 
yer almaktadır. 
Öte yandan, mülga 765 sayılı Türk 
Ceza Kanununun 96 ncı maddesinde de 5237 sayılı Kanunun 64 üncü maddesine 
paralel hüküm yer almakta idi. 
Bu itibarla, Anayasanın 38 inci 
maddesi hükmü ile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza 
Kanununda yer verilen hükümler nedeniyle, cezaya muhatap kişinin ölümü halinde 
mahkemeler tarafından verilen adli para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi 
gerekmektedir. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden 
önce kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının infazı gerektiğinden, bu tutarlar ve 
eşyalar gerek terekeden gerekse mirasçılardan aranılacaktır. 
Öte yandan, 5326 sayılı Kanunun 
17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince, çeşitli kanunlardaki hükümlere 
dayanılarak tatbik edilmesi öngörülen ve idarelerin düzenleme yapma ve ceza 
verme yetkileri gereğince verilen idari para cezalarının, özel kanunlarda 
belirlenen sürelerde ödenmemesi ve bu cezaların kesinleşmesi halinde, takip ve 
tahsil işlemlerinin 6183 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirileceği hüküm 
altına alınmıştır. 
İdari para cezalarının 
düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari 
para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği 
yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla, Anayasanın 38 inci maddesinde 
yer verilen “Cezaların Şahsiliği” ilkesi gereğince, bu idari para cezalarının 
tahsilinden vazgeçilmesi icap etmektedir. 
Örneğin, trafik para cezalarının 
düzenlendiği 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda, trafik para cezası 
verilen amme borçlusunun ölümü halinde bu amme alacağının mirası reddetmemiş 
mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde bir düzenleme bulunmadığından, 
kendisine trafik para cezası verilen amme borçlusunun ölümü halinde bu alacak, 
borçlunun mirasçılarından takip edilmeksizin tahsilinden vazgeçilecektir. 
Tüzel kişilere yönelik olarak 
verilen adli veya idari para cezalarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsil 
edilememiş olması nedeniyle, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre sorumlu tutulan 
ortaklar ve/veya kanuni temsilcilerin ölümü halinde, cezaya tüzel kişilik 
muhatap olması nedeniyle, mirası reddetmemiş mirasçılarından bu alacakların 
takibine devam edilecektir. 
Tebliğ olunur. 
(1) Kanunun Geçici 1 inci maddesi 
uyarınca Kanunda yer alan “Türk Lirası” ibareleri “Yeni Türk Lirası”nı ifade 
etmektedir.