Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, Vergi Usul
Kanunu[1]
uygulaması ile ilgili bazı konularda oluşan tereddütleri gidermek ve uygulama
birliği sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli
görülmüştür.
A-İLANIN
ŞEKLİ
1.
Giriş
5035 sayılı Kanunun[2]
1 inci maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104 üncü maddesi değiştirilmiş
ve bu değişiklik 31/12/2003 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 02/01/2004
tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yeni düzenlemeye göre, ilan yolu ile tebliğ edilecek
vergi veya ceza miktarlarının ilanında, bu Tebliğin izleyen bölümlerinde
belirtildiği şekilde hareket edilecektir.
2. İlanın
Şekli
2.1. Ortak Esaslar
İlanda asıl olan, ilanın vergi dairesinin ilan koymaya
mahsus yerinde ilan edilmesi olduğundan, ilan yazısı her halukarda tebliğ yapan
vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacak ve bir örneği de
muhatabın bilinen son adresinin bağlı bulunduğu muhtarlığa gönderilecektir.
İlanın asılması keyfiyeti ve tarihi tutanakla tespit
edilecektir.
İlan yazısının vergi dairesinin ilan koymaya mahsus
yerine asılmasını izleyen onbeşinci gün, ilan tarihi olarak kabul edilecektir.
Bu tarihten itibaren bir ay içinde mükellefin ilgili vergi dairesine müracaat
etmemesi veya adresini bildirmemesi halinde, bu bir aylık sürenin sonunda tebliğ
yapılmış olacaktır.
İlan yazısı, askıya çıkarıldığı tarihten itibaren geçen
1,5 aylık sürenin sonunda askıdan kaldırılacaktır.
İlan yazısı aşağıdaki bilgileri
içerecektir.
1-Mükellefin adı-soyadı veya unvanı, vergi kimlik
numarası ile adresi,
2-Tebliğin ilgili bulunduğu vergi veya cezanın dönemi,
nevi ve miktarı,
3-Mükellefin ilan tarihinden başlayarak bir ay içinde
vergi dairesine bizzat veya bilvekale müracaat etmesi veyahut taahhütlü mektup
veya telgrafla açık adresini bildirmesi halinde, kendisine süre ile kayıtlı
resmi tebliğ yapılacağı, aksi takdirde ilan tarihinden itibaren bir ayın sonunda
tebliğin yapılmış sayılacağı hususu.
Birden fazla mükellefe ait ilanla ilgili bilgilere, aynı
ilan yazısında yer verilebileceğinden, ilan yazısı alfabetik sıralama yapılmak
suretiyle hazırlanacak ve yazının her sayfasına müteselsil sıra numarası
verilecektir.
İlan yazısının her sayfası; vergi dairesi
başkanlıklarında vergi dairesi başkanı veya yetki vermesi halinde vergi müdürü
veyahut ilgili müdür yardımcısı, başkanlık şeklinde örgütlenmeyen bağımsız vergi
dairelerinde vergi dairesi müdürü veya yetki vereceği ilgili müdür yardımcısı,
bağlı vergi dairelerinde malmüdürü veya yetki vermesi halinde gelir servisi şefi
tarafından imzalanarak mühürlenecektir.
İlan şeklinin belirlenmesinde, vergi aslı ve ceza
tutarlarının toplamı değil sadece vergi aslı tutarı dikkate alınacaktır. Vergi aslı tutarı kanunda belirlenmiş olan
haddi geçerse, haddi geçen miktar esas alınmak suretiyle hem vergi aslı hem de
buna bağlı olarak kesilen ceza miktarı aynı şekilde ilan edilecektir. Ancak,
vergi aslına bağlı olmayan cezaların ilan yoluyla tebliğ edileceği durumlarda,
ceza tutarına göre ilanın şekli belirlenecektir.
2.2. Tutarı Birmilyar
Liradan Az Olan Vergi veya Cezanın İlan Şekli
İlan yolu ile tebliğ edilmek üzere bir milyar liradan
(342 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 01/01/2005’den itibaren
1.100 Yeni Türk Lirası) az her bir vergi veya ceza için hazırlanan ilan yazısı,
tebliğ yapacak vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacak ve bir
örneği ilan yazısının askıya çıkarılmasını müteakiben gecikilmeksizin mükellefin
bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilecektir. Tebliğin konusu,
her biri için ayrı ayrı olmak üzere, birmilyar liradan (342 Sıra Numaralı Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliği ile 01/01/2005’den itibaren 1.100 Yeni Türk Lirası) az
vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde ayrıca gazete ile ilan
yapılmayacaktır.
2.3. Tutarı Birmilyar Lira ila Yüzmilyar Lira Arasında
Olan Vergi veya Cezanın İlan Şekli
İlan
yolu ile tebliğ edilecek vergi veya ceza miktarının, birmilyar ila yüzmilyar
lira (342 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği[3]
ile 01/01/2005’den itibaren 1.100 ila 110.000 Yeni Türk Lirası) arasında olması
halinde ilan yazısı, ilgili vergi dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline
asılacak, bir örneği mükellefin bilinen son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa
gönderilecek ve vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde çıkan
ve Basın-İlan Kurumunca belirlenen bir veya daha fazla gazetede
yayımlatılacaktır. Vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde
gazete yayımlanmaması halinde, ilanın sadece vergi dairesinin ilan koymaya
mahsus yerine asılarak yapılması yeterli olacaktır.
2.4. Tutarı Yüzmilyar Liradan Fazla Olan Vergi veya
Cezanın İlan Şekli
İlan yolu ile yapılacak
tebliğin konusunun yüzmilyar
lirayı (342 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 01/01/2005’den
itibaren 110.000 Yeni Türk Lirası) aşması halinde ilan yazısı, ilgili vergi
dairesinin ilan koymaya mahsus mahalline asılacak, bir örneği mükellefin bilinen
son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilecek, vergi dairesinin bulunduğu
yerin belediye sınırları içinde çıkan ve Basın-İlan Kurumunca belirlenen bir
veya daha fazla gazetede yayımlatıldıktan başka, Türkiye genelinde yayın yapan
ve Basın-İlan Kurumunca belirlenen günlük gazetelerden birinde de aynı şekilde
yayımlatılacaktır.
3. Ödeme
Emirlerinin İlanı
6183 sayılı A.A.T.U.H.Kanunun[4]
8 inci maddesinde, hilafına bir hüküm bulunmadıkça tebliğlerin yapılmasında
Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan, ödeme
emirlerinin ilan yolu ile tebliğinde de yukarıdaki usul uygulanacaktır.
B- SERBEST
BÖLGELERDE DEFTER TUTMA
Bilindiği üzere,
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[5]
8 inci maddesi ile değişik 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun[6]
6 ncı maddesinde, kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile
düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, Vergi Usul Kanununu hükümlerine
bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hüküm
altına alınmıştır.
85 Seri Numaralı Kurumlar
Vergisi Genel Tebliği[7]
ile söz konusu Kanunla yapılan düzenlemelere ilişkin açıklamalar yapılmış; bu tebliğde serbest bölgelerde faaliyet
gösteren mükelleflerin, 31/12/2004 tarihinden sonra başlayacak hesap
dönemlerinde, Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde defter, belge ve kayıt
düzenine uyacakları hususuna da yer verilmiştir.
Söz konusu Kanunda yer alan
Vergi Usul Kanunu hükümlerine bağımlı
olmaksızın düzenleme yapma yetkisine
dayanılarak 2005 hesap döneminden itibaren serbest bölgelerde ticari
faaliyette bulunan bütün gerçek ve tüzel kişiler herhangi bir hadde bağlı
kalınmaksızın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak bilanço esasına göre
defter tutacaklardır.
Diğer taraftan, serbest bölgede ticari faaliyette
bulunan ve daha önce işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, bu
tebliğin yayımı tarihinden itibaren bilanço esasına göre defter tutacağından,
söz konusu mükellefler defterlerini tebliğin yayımını izleyen on beş gün içinde
noter veya noterlik görevini ifa ile mükellef olanlara tasdik ettireceklerdir.
Buna göre, belirlenen sürede defterlerini tasdik ettiren
mükellefler adına, Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesine göre usulsüzlük cezası
kesilmeyecektir.
C- SEVK İRSALİYESİNDE
CEZA UYGULAMASI
253 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde,[8]
tanzim tarihi ile fiili sevk tarihinin aynı gün olması halinde de bu tarihlerin
sevk irsaliyesine ayrı ayrı kaydedileceği, bu tarihlerden herhangi birisine yer
verilmemesi durumunda düzenlenen sevk irsaliyesinin hiç düzenlenmemiş sayılacağı
ve özel usulsüzlük cezası kesileceği duyurulmuştu.
Sevk irsaliyelerinde, tanzim tarihi ile fiili sevk
tarihinden herhangi birisinin bulunmaması halinde, irsaliyenin hiç düzenlenmemiş
sayılarak “özel usulsüzlük cezası” uygulanacağı yolunda Vergi Usul Kanununda
herhangi bir hüküm yer almadığından bahisle yargı organlarında açılan davalar
idare aleyhine sonuçlanmaktadır. Bu nedenle, müstakar hale gelmiş yargı
kararları dikkate alınarak, bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren sevk
irsaliyelerinde fiili sevk tarihinin bulunmadığının tespiti halinde özel
usulsüzlük cezası yerine Vergi Usul Kanununun 352/II-7 nci maddesine göre
“ikinci derece usulsüzlük” cezası kesilmesi uygun
görülmüştür.
D-
PAZAR TAKİBİ YOLUYLA EMTİA SATANLARIN SEVK
İRSALİYESİ DÜZENLEME
ZORUNLULUĞU
173
Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde,[9]
alıcıların kimler olacağı ve ne miktarda mal alacaklarının belli olmaması
durumunda satıcı tarafından kendi nakil vasıtası ile mal gönderilmesi halinde,
nakil vasıtasına yüklenen tüm mallar için tek bir sevk irsaliyesi düzenlenmesi
ve düzenlenen sevk irsaliyesinin müşterinin adı ve adresi bölümüne "Muhtelif
Müşteriler" ibaresi ile nakil vasıtasının plaka
numarası ve sürücünün veya araçta bulunan satışa yetkili kimsenin adının
yazılmasının mümkün olduğu; bu tür sevk irsaliyesi ile alıcılara gönderilen ve
alıcının talep ettiği miktarda teslim edilen malların faturalarının malın
teslimi anında düzenleneceği ve bu faturalara sevk irsaliyesinin numarasının da
kaydedileceği, bir işyeri ve deposu bulunmadan pazar takibi veya köy-köy
kendi namına taşıtıyla emtia satan kimselerin de sevk irsaliyesi düzenlemeleri
ve taşıtlarında bulundurmaları, malın teslimi anında ise fatura veya perakende
satış fişi düzenlemeleri gerektiği bildirilmişti.
Bakanlığımıza yansıyan olaylardan, bir işyeri ve deposu
bulunmadan pazar takibi veya köy-köy kendi namına taşıtıyla emtia satan
kimselerin sattıkları malların çok çeşitli olması ve emtia satışının da pazar
takibi yoluyla yapılması dolayısıyla uygulamada sıkıntılar yaşandığı
anlaşılmıştır.
Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren bir işyeri ve
deposu bulunmadan pazar takibi veya köy-köy kendi namına taşıtıyla emtia satan
kimselerin, bağlı bulundukları vergi dairesinden alacakları faaliyet durumlarını
gösteren bir yazıyı taşıtlarında bulundurmaları kaydıyla, sevk irsaliyesi
düzenleme zorunlulukları Vergi Usul Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin verdiği
yetkiye istinaden kaldırılmıştır.
E- ORMAN
KOOPERATİFLERİNCE DÜZENLENECEK BELGE
Bilindiği gibi, zirai faaliyet kapsamında ifa edilen
hizmetlere ilişkin vergi tevkifatı ve düzenlenecek belgelerle ilgili 188[10]
ve 242[11]
Sıra Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde orman kooperatiflerince
düzenlenecek belgelere ilişkin açıklamalara yer
verilmiştir.
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, Orman İdaresine
karşı taahhütte bulunan kooperatiflerce ortaklarına istihkak ödemelerinin
yapılması sırasında düzenlenecek belge konusunda tereddüt olduğu anlaşılmış
olup, aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli
görülmüştür.
Orman İdaresine karşı taahhütte bulunan kooperatiflerce
orman köylülerine ormanların ağaçlandırılması, bakımı, kesimi, ürünlerin
toplanması, taşınması ve benzeri hizmetler için yapılacak ödemelerde gider
pusulası düzenlenmesi esas olmakla birlikte, toplu ödemelerin örneği ekte yer
alan “Orman Kooperatifleri Ödeme Cetveli” adı altında bir belge ile yapılması, bu belgenin
düzenlenmesi halinde ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi, Vergi Usul Kanununun
mükerrer 227 ve mükerrer 257 nci maddeleri ile Bakanlığımıza verilen yetkilere
istinaden uygun görülmüştür.
Söz konusu cetvelde asgari olarak bulunması gereken
bilgiler aşağıda gösterilmiştir.
-Düzenleyenin unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi
dairesi, vergi kimlik numarası,
-Düzenleme tarihi, seri ve sıra
numarası,
-Hizmet veren ortakların adı-soyadı, adresi, plakası,
vergi dairesi, vergi kimlik
numarası,
-İşin mahiyeti, cinsi, miktarı, fiyatı, tutarı,
toplamı,
-Tevkif edilen gelir vergisi oranı, tutarı, varsa diğer
vergiler,
-Ödenecek net tutar,
-İmza
“Orman Kooperatifleri Ödeme Cetveli”nin anlaşmalı
matbaalara bastırılarak veya notere tasdik ettirilerek kullanılması zorunludur.
Yukarıda belirtilen asgari bilgileri eksik olan “Orman Kooperatifleri Ödeme
Cetveli” hiç düzenlenmemiş sayılarak her bir belge için Vergi Usul Kanununun 353
üncü maddesinin 2 numaralı bendi uyarınca özel usulsüzlük cezası
kesilecektir.
F-
TAŞIMACILIK FAALİYETİ İLE UĞRAŞANLARIN DÜZENLEYECEKLERİ
TAŞIMA
İRSALİYELERİ
Vergi Usul Kanununun 240 ıncı maddesinin (A) bendinde
belirtildiği üzere, ücret karşılığında eşya nakleden bütün gerçek ve tüzel
kişiler naklettikleri eşya için düzenleyenin adı-soyadı, malın ambara giriş
tarihi, malın cinsi, miktarı, malın kimin tarafından tevdi edildiği, tevdi
edenin vergi dairesi ve vergi kimlik numarası, malın nereye ve kime
gönderildiği, alınan nakliye ücreti tutarı, sürücünün adı-soyadı, vergi dairesi
ve vergi kimlik numarası ile aracın plaka numarasını ihtiva eden ve seri ve sıra
numarası dahilinde teselsül eden irsaliye (Taşıma İrsaliyesi) kullanmak
zorundadırlar.
Ancak, bu Tebliğin yayımlandığı tarihten itibaren, Vergi
Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye
dayanılarak, farklı adreslerde bulunan birden çok alıcıya eşya taşınması
sırasında tek bir “Taşıma İrsaliyesi” düzenlenmesi ve irsaliyenin “alıcı adresi”
bölümüne de “ekli listedeki muhtelif müşteriler” ibaresinin yazılması uygun
görülmüştür.
Taşıma irsaliyesine eklenecek listede, taşıma
irsaliyesinin seri ve sıra numarası, göndericinin adı-soyadı, unvanı, gönderinin
cinsi ve miktarı (adet, ağırlık vb.), alıcının adı-soyadı ve gönderinin varış
merkezi ile ücreti yer alacaktır.
G-
FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDE ENFLASYON DÜZELTMESİ
Bilindiği üzere enflasyon düzeltmesi uygulamasında, nevi
itibarıyla iktisadi işletmelere dahil bulunan kıymetlerden parasal ve parasal
olmayanlar, 328 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine[12]
ekli (1) ve (2) sayılı listelerde gösterilmiştir. Söz konusu Tebliğin (2) sayılı
ekindeki parasal olmayan kıymetlere ilişkin listede yer
alan;
302- Finansal kiralamanın yapıldığı tarihte kiralama
işlemlerinden doğan borçlar ile kiralanan varlığa ilişkin kira ödemelerinin
bugünkü değeri arasındaki fark,
402- Finansal kiralamanın yapıldığı tarihte kiralama
işlemlerinden doğan ve vadesi bir yılı aşan borçlar ile kiralanan varlığa
ilişkin kira ödemelerinin bugünkü değeri arasındaki fark,
numaralı kıymetler bu listeden çıkarılmış ve (1) sayılı
listeye alınmıştır.
H- YTL’YE DÖNÜŞÜM NEDENİYLE YAPILAN YAZILIM
HARCAMALARI
5083 Sayılı Yeni Türk Lirasına İlişkin
Kanun[13]
ile ilgili olarak birçok mükellefin, YTL’ye uyum çalışmaları kapsamında
bilgisayar yazılım programlarını değiştirmek zorunda kaldıkları ve bu kapsamda
yapılan harcamalarını nasıl giderleştirecekleri hususunda tereddüt içinde
bulundukları Bakanlığımıza intikal eden olaylardan anlaşıldığından aşağıdaki
açıklamaların yapılması uygun görülmüştür:
13 Sıra Numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama
Genel Tebliğinin[14]
II-31/12/2004 Tarihi Sonu İtibariyle Yapılacak İşlemler başlıklı bölümünün
1-Muhasebe Kayıt Düzeni ile İlgili Yapılacak İşlemler kısmının 1.1. numaralı
bendinin birinci paragrafında; İşletmelerin 31/12/2004 tarihli bilanço
hesaplarında yer alan TL değerlerini 01/01/2005 tarihinde ilk işlem olarak YTL
para birimine dönüştürecekleri belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanunun 5024 sayılı Kanunla[15]
değişen 315 inci maddesinde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin itfasında
faydalı ömürlerin dikkate alınacağı ve bunlara ilişkin oranların da
Bakanlığımızca tespit ve ilan edeceği hükmü yer
almaktadır.
Söz konusu maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye
istinaden 01/01/2005 tarihinden itibaren kayıtların
YTL olarak tutulabilmesi için bilgisayar yazılımlarıyla ilgili olarak yapılan
harcamalarla yeni yazılım programları alınmasının zorunlu olduğu hallerde
mükelleflerin bu dönüşüm nedeniyle yapmış oldukları (yazılımla ilgili)
harcamalar için amortisman oranının 2004 ve 2005 takvim yıllarına ait kazancın
tespitinde % 100 olarak dikkate alınması uygun
bulunmuştur.
Ayrıca, bu zorunlu değişim nedeniyle
bilgisayar yazılım programlarını değiştirmiş olan mükellefler eski yazılım
programları için henüz itfa edememiş oldukları amortisman tutarlarını fevkalade
ve teknik amortisman yoluyla da itfa edebileceklerdir.
I-TİCARİ AMAÇLA KULLANILAN ARAÇLAR İÇİN
İKTİSAP EDİLEN LASTİKLERİN FAYDALI ÖMÜRLERİ
Vergi Usul Kanunun 5024 sayılı Kanunla[16]
değişen 315 inci maddesinde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin itfasında
faydalı ömürlerin dikkate alınacağı ve bunlara ilişkin oranların da
Bakanlığımızca tespit ve ilan edileceği hükmü yer
almaktadır.
Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden
amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman
Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar 333[17]
ve 339 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde[18]
açıklanmıştır.
339 Sıra Numaralı Tebliğ ile değişik 333 Sıra Numaralı
Tebliğ eki listenin 3.72 numaralı bölümünde otomobil, kamyon, minibüs, midibüs,
yük arabaları, özel amaçlı olarak kullanılan araçlar ve benzeri araçlara ait
lastikler (Yeni satın alınan araçlarda hazır olanlar hariç) yer almakta olup,
bunların faydalı ömürleri 2 yıl ve amortisman oranları da % 50,00 olarak tespit
edilmiştir.
Bakanlığımıza yapılan başvurulardan bazı sektörlerin
çalışma şartları gereği, bu sektörlerde faaliyet gösteren mükelleflerin
faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere iktisap ettikleri lastiklerin faydalı
ömürlerinin söz konusu Tebliğde ilan edilen faydalı ömürden daha az olduğu anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesine göre bir
iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için, işletmede bir yıldan
fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması
ve işletmenin aktifinde kayıtlı bulunması gerekmektedir.
Bu itibarla, ticari amaçla kullanılan araçlar için
iktisap edilen lastiklerin, faaliyet gösterilen sektörün çalışma şartları gereği
tahsis edildiği hizmette kullanılmaya hazır hale geldiği tarih itibarıyla
faydalı ömrünün bir yıldan daha az olması halinde amortismana tabi tutulması
mümkün olmayacağından kayıtlara doğrudan gider olarak intikal ettirilebileceği
tabiidir.
Tebliğ olunur.
Ekini Görmek için Tıklayın |