Bakanlığımıza intikal eden
olaylardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 25 ve mükerrer 298 inci
maddelerine göre yapılacak enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak aşağıdaki
açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
2. 31/12/2003 Tarihli
Bilançonun Düzeltilmesi
2.1. Yabancı Para Cinsinden
Hisse Senetleri, İştirakler ve Avansların Durumu
213 sayılı Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (2/a) ve (2/b) bentlerinde parasal
olmayan kıymetler ile parasal kıymetler tanımlanmış bulunmaktadır. Mezkur
fıkranın (2/a) bendinde parasal olmayan kıymetlerin parasal kıymetler dışındaki
kıymetleri ifade ettiği; (2/b) bendinde de parasal kıymetlerin, Türk Lirasının
değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın
alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetler olduğu ve
yabancı paraların da parasal kıymet olarak dikkate alınacağı hükme
bağlanmıştır.
28/02/2004 tarih ve 25387 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 328 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin
“I-Düzeltme Sırasında Göz Önünde Bulundurulacak Temel İlkeler” başlıklı
bölümünde, mükelleflerin yabancı para üzerinden yapmış oldukları işlemlerini
Vergi Usul Kanununun mevcut hükümleri doğrultusunda değerlemeye devam
edecekleri, bunlar için ayrıca düzeltme yapmayacakları ve bu tebliğ
uygulamasında yabancı paralar ile yabancı para cinsinden ifade edilen (alacak ve
borç senetleri gibi) kıymetlerin parasal kıymet olarak addedilecekleri ifade
edilmiştir.
31/7/2004 tarih ve 25539 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 5228 sayılı Kanunun 60/1/a maddesiyle 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının 4 numaralı bendinin
son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Yapılan bu düzenlemeye göre hisse
senetleri, borsada işlem görsün görmesin düzeltme katsayısı ile çarpılmak
suretiyle düzeltilecektir. Ancak, işletmelerin aktifinde bulunan yabancı para
cinsinden hisse senetleri, iştirakler ve avansların, Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 nci maddesinin (A) fıkrasının (8) numaralı bendinin Bakanlığımıza
verdiği yetkiye istinaden düzeltme tarihindeki döviz kuru ile düzeltilmeleri
uygun görülmüştür.
2.2. Kayıtlarda İz Bedeliyle
Takip Edilen Amortismana Tabi İktisadi Kıymetlerin Enflasyon
Düzeltmesine Tabi Olup
Olmadığı
Faydalı ömürlerini (amortisman
süresini) tamamlamış, ancak işletme kayıtlarında iz bedeliyle takip edilmeye
devam edilen amortismana tabi iktisadi kıymetleri (vergi matrahı üzerinde
herhangi bir etkisi olmaması nedeniyle) 5024 sayılı Kanun ile getirilen
enflasyon düzeltmesi hükümlerine tabi tutup tutmamakta mükelleflerin serbest
bırakılması Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.
2.3. Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ile İmtiyazlı İşletmelerin Enflasyon Düzeltmesi YapıpYapmayacağı
Bilindiği üzere, enflasyon
düzeltmesi yapabilmenin şartlarından biri gelir veya kurumlar vergisi mükellefi
olmak, diğeri de bilanço esasına göre defter tutmaktır. Bu iki şartın birlikte
gerçekleşmesi durumunda mükellefler açısından enflasyon düzeltmesi yapmak bir
zorunluluk olup, uygulama açısından mükelleflerin herhangi bir seçimlik hakları
bulunmamaktadır. Bu nedenle İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi
Kuruluşları ile bunların bünyesindeki işletmeler ve imtiyazlı işletmelerin,
bilanço esasına göre defter tutuyor olmaları ve kurumlar vergisi yönünden
mükellefiyetlerinin bulunuyor olması durumunda enflasyon düzeltmesi yapmaları
zorunludur.
2.4. Stokların Düzeltilmesinde
Esas Alınması Gereken Ölçüt
Vergi Usul Kanununun değerleme
ölçütlerine göre stoklar, maliyet bedeli ile değerlenmekte olup 31/12/2003
tarihi itibariyle maliyet bedelleri üzerinden defterlere kayıt tarihlerine göre
bulunan düzeltmeye esas tutar ile düzeltme katsayısının çarpılması suretiyle
enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaklardır.
İşletmeler, çeşit ve miktar
itibariyle önemli tutarlara ulaşan stoklarına ilişkin olarak, düzeltme işleminde
gerçek yöntemi uygulayabilecekleri gibi 328 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğinde gösterilen toplulaştırılmış yöntemlerden herhangi birini de
tercih edebileceklerdir.
Stokların düzeltilmesinde gerçek
yöntemi kullanan mükellefler mümkün olduğunca inebildikleri kadar alt ayrıma
giderek düzeltme işlemini gerçekleştireceklerdir. Toplulaştırılmış yöntemleri
seçenler ise mümkün olduğunca inebildikleri her bir alt ayrım itibariyle
diledikleri toplulaştırılmış yöntemi kullanmakta serbesttirler.
2.5. Stokların Düzeltilmesinde
Farklı Yöntemler Kullanılması
Enflasyon düzeltmesinde
mükellefler toplulaştırılmış yöntemleri tercih ediyorlarsa Maliye Bakanlığınca
belirlenen düzeltme katsayıları yerine, toplulaştırılmış yöntemler kullanarak
stokların düzeltmesini gerçekleştireceklerdir.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298
inci maddesiyle Maliye Bakanlığına mükellef ya da meslek grupları ya da aktif
toplamları veya ciroları itibariyle bazı mükellefler için toplulaştırılmış
yöntemleri uygulatma yetkisi verilmiştir. 328 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği ile de mezkur maddenin (A) fıkrasının (5) ve (8) numaralı
bentlerinin verdiği yetkiye istinaden Bakanlığımızca iki tür toplulaştırılmış
yöntem belirlenmiştir:
1. Basit ortalama yöntemi
2. Stok devir hızı yöntemi
Mükellefler belirtilen bu
yöntemlerden herhangi birini seçebileceklerdir.
Toplulaştırılmış yöntemler
kullanılarak düzeltilebilecek parasal olmayan kıymetler, stoklarla sınırlıdır.
Mükellefler stokların düzeltmeye esas tutarlarını, düzeltmede esas alınacak
tarihlere bağlı kalmaksızın, dönem ortalama düzeltme katsayısı ile veya stok
devir hızına göre bulunan düzeltme katsayısı ile çarpmak suretiyle düzeltme
işlemini gerçekleştireceklerdir.
Yukarıda sayılan toplulaştırılmış
yöntemleri uygulamak istemeyenler, uyguladıkları stok değerleme yöntemlerine
göre tespit ettikleri düzeltmeye esas tutara, düzeltme katsayılarını uygulamak
suretiyle enflasyon düzeltmesi yapacaklardır.
Toplulaştırılmış yöntemlerden
“Stok Devir Hızı Yöntemi”ni seçen mükelleflerin bu yöntemi sağlıklı olarak
uygulayabilmeleri için stok devir hızlarının yüksek olması ve stok devir
hızlarını doğru olarak tespit etmeleri gerekmektedir. Buna rağmen düzeltme
sonrasında bulunan rakamın iktisadi ve teknik icaplara uygun olmayacak şekilde
orantısız çıkması durumunda, (toplulaştırılmış yöntem kullanılmak isteniyor ise)
basit ortalama yönteminin tercih edilmesi uygun olacaktır.
2.6. Devir, Bölünme ve
Birleşme Yoluyla İktisap Edilen Kıymetlerin Düzeltmeye Esas Tarihleri
31/12/2003 tarihinden öncesine
rastlayan (Kurumlar Vergisi Kanununun 37 ve 38 inci maddeleri ile Gelir Vergisi
Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen ve mukayyet değerleriyle yapılan) devir
işlemleri nedeniyle işletme aktifinde yer alan iktisadi kıymetlerin düzeltmeye
esas tarihi olarak devir tarihi değil söz konusu kıymetlerin devir yoluyla
ortadan kalkan işletmenin envanterine alındığı; birleşmede ise birleşilen
kurumun kayıtlarına intikal ettiği tarih düzeltmeye esas tarih olarak dikkate
alınacaktır.
2.7. Giriş Tarihi Belli
Olmayan İktisadi Kıymetlerde Düzeltmeye Esas Alınacak Tarih
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298
inci maddesi ile 328 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde düzeltme
işleminde esas alınacak tarihler belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298
inci maddesinin (A) fıkrasının (8) numaralı bendinin (c) alt bendinin
Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, kayıtlara giriş tarihi ay olarak belli
edilemeyen parasal olmayan iktisadi kıymetler için ilgili kıymetin işletme
bünyesine girdiği yılın ilk ayının, kayıtlara giriş tarihi yıl olarak belli
edilemeyen iktisadi kıymetler için ise işletmenin hayata geçtiği yılın ilk
ayının (işletmenin 1970 yılından önceki bir tarihte kurulmuş olması halinde 1970
yılının Ocak ayı) düzeltmeye esas tarih olarak dikkate alınması uygun
bulunmuştur.
Kayıtlara giriş tarihi ay olarak
belli edilemeyen iktisadi kıymetler, 31/12/2003 tarihinden önce meydana gelen
(Kurumlar Vergisi Kanununun 37 ve 38 inci maddeleri ile Gelir Vergisi Kanununun
81 inci maddesinde belirtilen ve mukayyet değerleriyle yapılan) devir
işlemlerinden geliyor ise enflasyon düzeltmesine tabi bu nev’i kıymetler için
düzeltmeye esas tarih olarak devir tarihi dikkate alınabilecektir.
2.8. Düzeltme Katsayısının
Birden Küçük Çıkması
Bilindiği üzere Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesinde fiyat endeksi (TEFE), Devlet İstatistik
Enstitüsünce Türkiye geneli için hesaplanan ve ilan edilen Toptan Eşya Fiyatları
Genel Endeksi olarak tanımlanmış, 1970-2003 döneminde ilan edilen Toptan Eşya
Fiyat Endeksleri aylar itibariyle 328 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği ekinde yer alan (6) sayılı listede yayımlanmıştır.
Aynı tebliğde düzeltme
katsayılarının da aşağıdaki formüle göre bulunacağı
belirtilmiştir.
Düzeltme Katsayısı
=
Mali Tablonun Ait
Olduğu Aya İlişkin Fiyat Endeksi
Düzeltmeye Esas Alınan
Tarihi İçeren Aya İlişkin Fiyat Endeksi
Buna göre aylar itibariyle
TEFE’de oluşan farklılıklar nedeniyle düzeltme katsayısının birden küçük çıkması
hali, ilgili kıymetlerin düzeltme sonrası değerinde düşüklüğe sebep olmakla
birlikte bu durum, yukarıdaki formüle göre bulunan değerin düzeltme katsayısı
olarak dikkate alınmasına engel teşkil etmemektedir.
2.9. Finansal Kiralamaya Konu
İktisadi Kıymetlerin Düzeltilmesi
Vergi Usul Kanununa 4842 sayılı
Kanunun 25 inci maddesiyle eklenen mükerrer 290 ıncı maddenin yürürlüğe
girmesine kadar, yeniden değerleme ve amortisman ayrılması, finansal kiralama
şirketi bünyesinde yapılmaktaydı. Ancak, bu değişikle birlikte amortismanın
kiracı tarafından ayrılacağı hükmü getirildiğinden, mükerrer 290 ıncı maddenin
yürürlüğe girdiği 1/7/2003 tarihinden sonra düzenlenen sözleşmelere istinaden
kiralanan iktisadi kıymetler, kiracı tarafından amortismana tabi
tutulacaktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde
finansal kiralama şirketlerinin kiraya verdikleri iktisadi kıymetlerden;
1/7/2003 tarihinden önce düzenlenen sözleşmelere istinaden kiralananların
finansal kiralama şirketi; bu tarihten sonra düzenlenen sözleşmelere istinaden
kiralanan iktisadi kıymetlerin de kiracılar tarafından enflasyon düzeltmesine
tabi tutulması gerekmektedir.
2.10. Reel Olmayan Finansman
Maliyetleri
2.10.1. Reel Olmayan Finansman
Maliyetlerinin Tevsiki
Firmaların yapmış oldukları
borçlanmalarda katlanmış oldukları finansman giderlerinin tümü enflasyon
düzeltmesi uygulamasında gider olarak kabul edilmemektedir. Bunun nedeni ise
katlanılan finansman giderlerinin içerisinde ilgili dönemdeki enflasyon kadar,
borç tutarına ait değer kaybının da bulunmasıdır. Yani alınan borcun geri
ödenmesinde enflasyon nedeniyle uğranılacak kayıp tutarı da faiz içerisinde yer
aldığından, ödenen faiz içerisindeki anaparaya ait enflasyon kaybının
ayrıştırılmasından sonra kalan kısmın gerçek finansman gideri olarak kabul
edilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun geçici 25
inci maddesinin (c) bendinde; maddi duran varlıklar, mali duran varlıklar ve
özel tükenmeye tabi varlıklar ile stokların maliyet veya alış bedelleri içinde
yer alan reel olmayan finansman maliyetlerinin nasıl ayrıştırılacağı gösterilmiş
bulunmaktadır. Bentte geçen “reel olmayan finansman maliyetlerinin tevsik
edilememesi”nden kastedilen husus ise bir kredinin birden fazla iktisadi kıymet
için kullanılması durumunda, ilgili kıymetin maliyetine veya alış bedeline
intikal eden kısmının tespit edilememesi, kredinin ne kadarının hangi dönemde
kullanıldığının bulunamaması ve benzer durumların vukuu bulması halidir.
Belli bir borca ilişkin finansman
giderinin bire bir ve doğrudan ilgili iktisadi kıymetin maliyetine dahil
edilerek aktifleştirildiği durumlarda reel olmayan finansman giderlerinin tevsik
edilebildiğinin kabulü gerekir. Aksine, çok farklı kaynaklardan doğan finansman
giderlerinin bir havuzda toplanarak ilgili kıymetlere dağıtılması şeklinde
yapılan aktifleştirmelerde ise reel olmayan finansman maliyetinin tevsik
edilemediği kabul edilecektir.
Diğer taraftan, reel olmayan
finansman maliyetinin tevsikine ilişkin kayıt ve belgelerin açık ve kesin
bilgiler içermesi gerektiği de tabiidir.
2.10.2. Kredilerle İlgili Bazı
Giderlerde Reel Olmayan Finansman Maliyeti Hesaplanması
Kredilerle ilgili (vergi ve
harçlar gibi) bazı finansman giderleri, kullanılan yabancı kaynağın kullanım
süresine bağlı olarak oluşmadığından enflasyon unsuru içermemektedir. Finansman
gider kısıtlaması uygulamasında da bu tür giderler kısıtlama dışı bırakılmıştır.
Enflasyon düzeltmesi uygulamasında da bu giderler reel olarak kabul edilecek,
bunlar için ayrıca reel olmayan finansman maliyeti ayrıştırması
yapılmayacaktır.
2.10.3. Bir Hesap Dönemini
Aşan Yabancı Para Cinsinden Borçlanmalarda Reel Olmayan Finansman Maliyetinin
Hesaplanması
Birden fazla hesap dönemine
yayılan ve finansman gideri her hesap döneminde maliyete atılan yabancı para
üzerinden borçlanmalarda, reel olmayan finansman maliyetinin hesaplanması, her
hesap dönemi itibariyle ayrı ayrı borç tutarının borcun alındığı tarihteki Türk
Lirası karşılıklarına borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış oranının
uygulanması suretiyle hesaplanacaktır.
2.11. Serbest Bölgelerde
Enflasyon Düzeltmesi
3218 sayılı Kanunla düzenlenen
serbest bölgelerde (5084 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde) yer alan
işletmeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuşlardı. 5084 sayılı
Kanun ile serbest bölgede bulunan tam ve dar mükelleflerin, serbest bölgelerdeki
gelir veya kurumlar vergisi muafiyetleri sona erdirildiğinden, 6/2/2004 tarihi
itibariyle mükellefiyet tesis ettirmeleri gerekmektedir.
Diğer taraftan, geçiş dönemi ile
ilgili olarak 5084 sayılı Kanun ile 3218 sayılı Kanuna geçici 3 üncü madde
eklenmiş olup, geçici 3 üncü madde kapsamından yararlanan işletmeler söz konusu
maddede yazılı süreler itibariyle gelir veya kurumlar vergisinden muaf
olacaklardır.
Buna göre, 3218 sayılı Kanunun
geçici 3 üncü maddesi kapsamında olan işletmeler, maddede yazılı sürelerin
sonuna kadar enflasyon düzeltmesi yapmayacaklardır. 6/2/2004 tarihinden itibaren
serbest bölgelerde faaliyete başlayacak mükellefler ise faaliyete başlayacakları
dönemden itibaren enflasyon düzeltmesi hükümlerine göre düzeltme yapmak
zorundadırlar.
2.12. Yıllara Sari İnşaat ve
Onarma İşlerinde Enflasyon Düzeltmesi
193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 42 nci maddesinde birden fazla takvim yılına sirayet eden yıllara sari
inşaat ve onarma işleri hususunda “Birden fazla takvim yılına sirayet eden
inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar
işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak,
mezkur yıl beyannamesinde gösterilir. Mükellefler bu madde kapsamına giren
hallerde her inşaat ve onarım işinin hasılat ve giderlerinin ayrı bir defterde
veya tutmakta oldukları defterlerin ayrı sayfalarında göstermeye ve
düzenleyecekleri beyannameleri işlerin ikmal edildiği takvim yılını takip eden
yılın Mart ayı sonuna kadar vermeye mecburdurlar.” denilmektedir.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298
inci maddesinde de yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve
hakedişlere ilişkin düzeltmelerin Enflasyon Düzeltme Hesabı yerine Yıllara Sari
İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabına kaydedileceği ve bu hesabın işin bitiminde
kar/zarar hesabına intikal ettirileceği belirtilmiştir. Mezkur kanunun geçici 25
inci maddesi uyarınca mükellefler, yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ait
maliyet ve istihkak tutarları ile ilgili olarak 31/12/2003 tarihli bilançolarını
enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklardır. Bu düzeltme, 31/12/2003 tarihi
itibari ile hakediş raporlarından istihkak bedellerinin alındığı tarihlerin
tespit edilmesi ve bunlara ilişkin düzeltmenin bu tarihler esas alınarak
yapılmasını gerektirmektedir.
Düzeltme sonucu oluşan düzeltme
farkları, işin bitiminde (31/12/2003 tarihinden önce başlayan işlerde) kar/zarar
tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Bir başka ifade ile 31/12/2003
tarihine kadar geçen süreye isabet eden kazanç düzeltme öncesi hükümlere,
sonraki dönemlere isabet eden kazanç ise düzeltilmiş değerlere göre tespit
edilecek ve bunların toplanması suretiyle oluşan kazanç tutarı beyan
edilecektir.
2.13. Yapılmakta Olan
Yatırımlarda Enflasyon Düzeltmesi
31/12/2003 tarihli bilançoda yer
alan (yapımı süren ve tamamlandığında ilgili maddi duran varlık hesabına
aktarılacak olan, her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerle
ilgili harcamaların yapıldığı) yatırımlara ilişkin tutarların düzeltilmesi; söz
konusu yatırımlara ait geçmiş her ay sonu itibariyle kesinleşmiş harcama
tutarlarının (reel olmayan finansman maliyeti var ise düşülmesi şartıyla) o ayın
düzeltmeye esas tarih olarak dikkate alınması yoluyla bulunacak düzeltme
katsayısı ile çarpılması ve bulunan bu tutarların toplanması suretiyle
yapılacaktır.
Kamu kurum ve kuruluşlarınca bazı
malların piyasa fiyatlarının belirlendiği durumlarda, stokta bulunan ürünlerin
fiyatında ilgili firmalar tarafından bir değişiklik yapılmaması (yani ilgili
kamu kurum ve kuruluşu tarafından belirlenen yeni fiyatın, stokta yer alan
emtiaya yansıtılmaması) veya paralel biçimde bir değişiklik yapılması söz konusu
olabilmektedir. Bu gibi durumlarda da 5024 sayılı Kanunla vergi sistemimize
getirilen enflasyon düzeltmesi uygulamasının bir gereği olarak Vergi Usul
Kanununun geçici 25 inci maddesine göre enflasyon düzeltmesi yapılması
gerekmektedir.
2.15. Enflasyon Düzeltmesi
Yapmak Durumunda Olmayanlarca Verilen veya Alınan Avanslar
Bilindiği üzere avanslar esas
itibariyle parasal bir mahiyet taşımakla birlikte, ilgili olduğu kıymete bağlı
olarak parasal olmayan kıymet de olabilmekte, parasal olmayan bir mahiyet
taşıması durumunda da düzeltmeye tabi tutulmaları gerekmektedir.
Benzer şekilde enflasyon
düzeltmesi yapmak durumunda olmayanlarca (Genel ve katma bütçeli kuruluşlar
gibi) verilen veya alınan avanslar da parasal olmayan kıymet mahiyeti taşımaları
durumunda, Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesine göre enflasyon
düzeltmesine tabi tutulacaklardır.
2.16. Amortismanların Fiilen
Ayrılmış Kabul Edilmesi
Amortismana tabi iktisadi
kıymetler için ayrılmış olan birikmiş amortismanlar, parasal olmayan kıymet
mahiyetindedir ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaklardır.
Vergi Usul Kanununun geçici 25
inci maddesinin (d) bendinde birikmiş amortismanların, ait oldukları kıymetin
bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı
dikkate alınarak düzeltileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, birikmiş amortismanların
düzeltmeye esas tutarının tespitinde, Vergi Usul Kanununun 320 inci maddesinin
son fıkrasında amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan
nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresinin
uzatılamayacağı hükmü, herhangi bir sebeple kanuni süresinde amortisman
ayrılmayan iktisadi kıymetlere ilişkin amortisman tutarlarının daha sonradan
amortisman ayırma süresinin uzatılarak gider olarak kaydedilemeyeceğini, başka
bir deyişle bir iktisadi kıymete ilişkin amortisman ayırma işleminin ancak
kanuni süresi içinde yapılması gerektiğini ifade etmektedir.
Ancak, enflasyon düzeltmesi
esnasında iktisadi kıymetlere ilişkin birikmiş amortismanların kanuni süresinde
ayrılması gereken tutardan daha düşük olduğunun tespit edilmesi durumunda,
iktisadi kıymetle ilgili kanuni süresinde ayrılmayan amortisman tutarı, fiilen
ayrılmış kabul edilecektir.
2.17. 1/1/2004 Tarihinden
sonra İşi Bırakma, Tasfiye, Devir, Birleşme, Nev’i DeğiştirmeHallerinde 31/12/2003
Bilançosunun Düzeltilmesi
Vergi Usul Kanununun geçici 25
inci maddesinde 31/12/2003 tarihli bilançoda yer alan parasal olmayan
kıymetlerin düzeltilmesine ilişkin esaslar gösterilmiş bulunmaktadır. Süreklilik
arz eden ve düzeltme işlemine ilişkin ana esaslar ise mükerrer 298 inci maddede
yer almakta olup, 1/1/2004 tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir. Buna
göre, mükellefler 1/1/2004 tarihinden sonraki dönemlere ait düzeltme işlemlerini
enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş 31/12/2003 tarihli bilançoda yer alan
düzeltilmiş değerler üzerinden yapacaklardır.
31/12/2003 tarihinden önce
tasfiye kararı alınarak bu tarihten önce tasfiyenin sonuçlandırıldığı
durumlarda, 31/12/2003 tarihli bilançonun düzeltilmesi söz konusu olmayacaktır.
Ancak, tasfiyenin 31/12/2003 tarihinden sonra sonuçlanması halinde, 31/12/2003
tarihli bilanço da düzeltilecek ve hesapların kesinleşmesinden itibaren on beş
gün içinde şirketin bağlı olduğu vergi dairesine tasfiye beyannamesinin
verilmesi gerekecektir.
1/1/2004 tarihinden sonra işin
bırakılması halinde, yeni hesap dönemine ilişkin olarak ortaya çıkan ve kıst
dönem için beyanname verilmesini gerektiren bir durumun oluşması nedeniyle
31/12/2003 tarihli bilançonun enflasyon düzeltmesine tabi tutulması
gerekmektedir.
1/1/2004 tarihinden sonra
Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri çerçevesinde gerçekleşen devir ve birleşme
hallerinde, devir veya birleşmenin bünyesinde gerçekleştiği kurum, ortadan
kalkan şirketin 31/12/2003 tarihli bilançosunu enflasyon düzeltmesine tabi
tutacaktır.
1/1/2004 tarihinden sonra
gerçekleşen nev’i değişikliği hallerinde, nev’i değişikliği nedeniyle tüzel
kişiliği sona eren kurum, 31/12/2003 tarihli bilançosunu düzeltecek ve
değişikliğin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren 15 gün
içinde (nev’i değişikliği tarihine kadar olan) beyannamesini bağlı olduğu vergi
dairesine verecektir.
2.18. İştiraklerden Bedelsiz
Olarak Alınan Hisse Senetleri
Çeşitli sebeplerle iştiraklerden
bedelsiz olarak alınan ve itibari değerle değerlenen hisse senetleri, bunlar
için daha önceden aktif ve pasifte açılmış hesapların kapatılması ve alış bedeli
ile değerlenen hisse senedi miktarının bedelsiz alınan kadar artırılıp, alış
bedeli yeniden bulunan miktara bölünmek suretiyle düzeltmeye esas tutar
bulunacak ve düzeltmeye esas tarih olarak da orijinal hisse senetlerinin iktisap
tarihi esas alınacaktır.
2.19. Geçmiş Dönemden Gelen
Kar ve Zararların Düzeltilmesi
Vergi Usul Kanununun geçici 25
inci maddesinin (g) bendinde, 31/12/2003 tarihli bilançonun düzeltilmiş aktif
toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve
düzeltilmiş hisse senedi iptal karları ile borç toplamının çıkarılması sonucu
bulunan farkın, geçmiş yıllar kar/zararı hesabında gösterileceği hükmüne yer
verilmiştir.
328 sıra numaralı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde de açıklandığı üzere, kar yedekleri ve yasal yedekler
parasal olmayan kalem olarak ayrıca düzeltilecek, düzeltilmiş geçmiş yıl kar
veya zararı bulunurken de kayıtlarda yer alan geçmiş yıllardan gelen kar veya
zararlar, düzeltme esnasında sıfırlanacaktır. 31/12/2003 tarihli düzeltilmiş
bilançoda dönem net karı/zararı gösterilmeyecek, geçmiş yıl kar veya zararı,
düzeltilmiş bilanço denkliğini sağlayacak şekilde öz kaynaklar içinde yer
alacaktır.
3. 30/6/2004 Tarihli
Bilançonun Düzeltilmesi
3.1. Ortalama Ticari Kredi
Faiz Haddi
Vergi Usul Kanununun mükerrer 298
inci maddesine göre 30/6/2004 tarihli bilançolar üzerinde yapılacak düzeltme
işleminde mükellefler, reel olmayan finansman maliyetlerini “Toplam Finansman
Maliyeti”ni esas alarak hesaplamaları durumunda dönem ortalama ticari kredi faiz
oranı olarak, 2004 yılının Ocak ayı için %34,57 oranını esas
alacaklardır.
4. Ortak Hususlar
4.1. Özel Hesap Dönemine Sahip
Olanlar
Vergi Usul Kanununun 174 üncü
maddesinde, kendisine özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai
kazançlarının, hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı olduğu
belirtilmiştir. Diğer taraftan 5024 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen
geçici 25 inci maddenin (k) bendine göre, kendisine özel hesap dönemi tayin
edilen mükelleflerde;
· 31/12/2003 tarihli bilanço,
2004 yılı içinde biten hesap dönemi sonundaki bilançoyu,
· 2003 yılı hesap dönemi, 2004
yılı içinde biten hesap dönemini,
· 1/1/2004 tarihi 2004 yılı
içinde başlayan hesap döneminin başındaki tarihi
ifade etmektedir. Bu nedenle
kendisine özel hesap dönemi tayin edilmiş mükelleflerin, bu sirkülerle yapılan
açıklamaları, anılan tarihleri göz önünde bulundurarak değerlendirmeleri
gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun enflasyon
düzeltmesine ilişkin hükümleri esas itibariyle değerleme hükümleridir. Bu
nedenle, enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olan mükelleflerin düzeltme
işlemini yapmamaları, değerleme işleminin usulüne göre yapılmaması hükmünde olup
cezai müeyyide de aynı yönde uygulanacaktır.
Ayrıca, 5/5/2004 tarih ve 25453
sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak 5024
sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununda yapılan değişikliklere paralel olarak
Tekdüzen Hesap Planında yapılan düzenlemelerin yer aldığı 12 sıra nolu Muhasebe
Sistemi Uygulama Genel Tebliği ile belirlenen muhasebe usul ve esaslarına
uyulmaması durumunda, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uyarınca
gerekli cezai işlemlerin uygulanacağı da tabiidir.