5228 sayılı Kanun(1) ile
213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı maddelerinde düzenlemeler, bir kısım
maddelerinde ibare değişiklikleri yapılmış, bazı maddeleri de yürürlükten
kaldırılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların
yapılması gerekli görülmüştür.
1. Özel Finans
Kurumları
5228 sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle 213
sayılı Vergi Usul Kanununun 204 üncü maddesinin birinci fıkrasında ibare
değişikliği yapılmış ve 5228 sayılı Kanunun yayımı tarihi itibariyle özel finans
kurumları, vergi kanunları uygulamasında özel belirleme yapılmadığı sürece,
banka olarak addolunmuştur.
2.
Amortismanlar
2.1. Azalan
Bakiyeler Usulüyle Amortisman
5024 sayılı
Kanunla(2) Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesinde,
normal amortisman usulünde amortismana tabi iktisadi kıymetlerin faydalı
ömürlerinin dikkate alınarak amortisman ayrılacağı, mükerrer 315 inci maddesinde
de azalan bakiyeler usulünde amortisman oranının normal amortisman oranının iki
katı olduğu yönünde değişiklik yapılmıştır.
5228
sayılı Kanunun 59 uncu maddesiyle yapılan bu ibare değişikliği ile azalan
bakiyeler usulüyle amortisman ayırmada üst sınır getirilmiş ve azalan bakiyeler
usulüyle amortisman ayrılırken her halükarda amortisman oranının % 50’yi
geçemeyeceği belirtilmiştir.
2.2. Ödeme
Kaydedici Cihazlarda Amortisman
5228 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesi ile 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin
Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında
Kanunun(3) 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer
alan hüküm, “1. Mükellefler
kullanmak üzere satın aldıkları ödeme kaydedici cihazlar için %100’e kadar
amortisman oranı seçebilirler.” şeklinde değiştirilmiştir.
Söz konusu
değişiklikle, kanuni bir yükümlülük olan ödeme kaydedici cihaz kullanma
mecburiyetinin getireceği maddi külfeti azaltmaya yönelik olarak mükelleflere,
kullanmak üzere aldıkları ödeme kaydedici cihazlar için %100’e kadar amortisman
oranı seçebilme imkanı tanınmıştır.
Kullanmak üzere
ödeme kaydedici cihaz alan mükellefler, cihazlarının Vergi Usul Kanununun
değerleme hükümlerine göre tespit edilen değerinin %100’ünü cihazın aktife
girdiği hesap döneminde amortisman olarak ayırabilecekler ancak, 3100 sayılı
Kanunun anılan fıkrasının 5228 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükmüne göre
işlem yapamayacaklar yani fatura bedelinin % 40’ını vergiye tabi kazançtan
indiremeyeceklerdir.
3. Enflasyon
Düzeltmesi
3.1.
5228 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi ile Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (2)
numaralı bendinin (g) alt bendinde yer alan reel olmayan finansman maliyeti
tanımındaki “düzeltme tarihindeki” ibaresi “borcun alındığı tarihteki” olarak
değiştirilmiştir. Dolayısıyla yabancı para üzerinden yapılan borçlanmalarda reel
olmayan finansman maliyeti hesaplanırken TEFE artış oranının uygulanacağı borç
tutarı, yabancı para üzerinden alınan borcun alındığı tarihteki Türk Lirası
karşılığı olacaktır.
Örnek
Bilanço esasına
göre defter tutan ve hesap dönemi takvim yılı olan (A) işletmesi, 5 Mart 2002
tarihinde 50.000 Amerikan Doları banka kredisi kullanarak işletme
faaliyetlerinde kullanmak üzere yurt dışından bir makine ithal etmiştir. 20
Kasım 2002 tarihinde söz konusu kredi (5.000 Amerikan Doları tutarında faiz ile
birlikte) kapatılmıştır. Ödenen faiz 163 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği(4) uyarınca söz konusu makinenin maliyet bedeline
ilave edilmiştir (5)
.
Yeniden değerlemeye ve %20 oranında normal amortismana tabi tutulan söz
konusu makinenin 31/12/2003 tarihli dönem sonu bilançosunda görünen değeri
aşağıda hesaplandığı üzere 111.749.472.450 TL. olacaktır.
|
Yeniden Değerleme
Oranı (%) |
Yeniden Değerlenmiş
Makine Maliyeti |
Cari Yıl Amortisman
Gideri |
|
2002 |
|
|
|
|
2003 |
|
|
|
|
Söz konusu makinenin düzeltmeye esas tutarı da
86.964.570.000 TL. olacak, ancak makinenin maliyet bedeli içerisinde yer alan
reel olmayan finansman maliyeti düşüldükten sonra kalan kısım düzeltmeye tabi
tutulacaktır.
Borcun kullanıldığı döneme ait TEFE artış
oranı %17,2 olarak hesaplanmıştır.(6) Buna göre maliyet
bedeli içerisinde yer alan reel olmayan finansman maliyeti aşağıdaki şekilde
bulunacaktır.
|
|
|
|
Borcun Kapatıldığı Aya
Ait TEFE – Borcun Alındığı Aya Ait
TEFE |
ROFM |
= |
Borç Tutarı |
X |
|
|
|
|
|
Borcun Alındığı Aya
Ait TEFE |
ROFM = 68.771.950.000 x 0,172
ROFM =
11.828.775.400 TL.
Makinenin
enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarı = 75.135.794.600
TL.dır.
(86.964.570.000 – 11.828.775.400)
3.2. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (4)
numaralı bendinin son fıkrasında, borsada işlem gören hisse senetlerinin
değerleme günündeki borsa rayici ile dikkate alınacağı ve bunlar için ayrıca
düzeltme yapılmayacağı hükmü bulunmaktaydı. Bu bent hükmü 5228 sayılı Kanunun
60/1/a maddesiyle 1/1/2004 tarihi itibariyle yürürlükten
kaldırılmıştır.
Hisse senetleri,
borsada işlem gören-görmeyen ayrımına tabi tutulmayacak ve düzeltme katsayısı
ile çarpılmak suretiyle düzeltme işlemi gerçekleştirilecektir.
3.3. Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (5)
numaralı bendinin 5 inci fıkrasının 2 nci cümlesinde, 5228 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi ile yapılan değişiklikle mükelleflere, öz sermaye kalemlerine ait
enflasyon fark hesaplarında yer alan tutarları, düzeltme sonucu oluşan geçmiş
yıl zararlarına mahsup edebilme imkanı sağlanmıştır.
Öz
sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının, gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerince düzeltme sonucu bulunan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmesi,
kar dağıtımı olarak addedilmeyecektir.
Mükellefler (bu
hükme Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinde de yer verildiği için)
31/12/2003 tarihli bilançolarının düzeltilmesi neticesinde oluşan geçmiş yıl
zararlarını da düzeltme işlemi neticesinde oluşan öz sermaye farklarına mahsup
edebilecekler ve 31/12/2003 tarihli düzeltilmiş bilançoya ait nihai kar ya da
zarar rakamına ulaşacaklardır.
3.4.
Vergi Usul Kanununun mükerrer
298 inci maddesinin (A) fıkrasına 5228 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile yeni
bir bent eklenmiş ve münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı
ve imali ile iştigal eden mükelleflere, enflasyon düzeltme şartlarının oluşup
oluşmadığına bakılmaksızın, (her geçici vergi dönemi sonu itibariyle) enflasyon
düzeltmesi yapma zorunluluğu getirilmiştir.
3.5. Vergi Usul
Kanununun geçici 25 inci maddesinin (c) bendinde 31/12/2003 tarihli bilançonun
düzeltilmesi sırasında, iktisadi kıymetlerin maliyet veya alış bedelleri
içerisinde yer alan reel olmayan finansman maliyetlerinin tevsik edilememesi
halinde, bu finansman giderlerinin ilgili kıymetlerin değerlerinden düşülmesi
için iki yöntem belirlenmişti. Ancak, reel olmayan finansman maliyetinin tevsik
edilmesi halinde uygulanabilecek yöntem sayısı bir idi.
5228
sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle mezkur bende eklenen ve 1/1/2004 tarihinden
itibaren yürürlüğe giren (3) numaralı alt bent hükmü ile reel olmayan finansman
maliyetinin tevsik edilebilir olması halinde de aktife giren kıymetlerin maliyet
veya alış bedeline dahil olan finansman giderlerinin reel olmayan kısımlarının;
toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem
ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar
uygulanmak suretiyle bulunan tutarın, maliyet veya alış bedelinden düşülmesi
suretiyle hesaplanabilmesine imkan sağlanmıştır.
3.6. Vergi Usul
Kanununun geçici 25 inci maddesinin (c) bendine 5228 sayılı Kanunun 11 inci
maddesiyle eklenen (3) numaralı alt bent ile (31/12/2003 tarihli bilançoya ait
düzeltme ile sınırlı olmak üzere) amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere
ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden
amortisman ayrılmamış tutarın, 2004 ve sonraki dönemlerde 5 yılda ve eşit
taksitler halinde dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı
belirtilmiştir.
3.7.
Düzeltme işlemine tabi
tutulmuş olan 31/12/2003 tarihli bilançoda yer alan parasal olmayan kalemlerin
daha sonra elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme
farkları maliyet olarak kabul edilmekteydi. 5228 sayılı Kanunun 11 inci
maddesiyle geçici 25 inci maddenin sonuna eklenen (l) bendi ile aynı hüküm
korunmuş ancak, amortismana tabi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerlerinin
altında bir bedelle satılması halinde, düzeltme sonrası değerle, düzeltme öncesi
değer arasındaki farka isabet eden zararın, gelir veya kurumlar vergisi
matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.
3.8. 5024 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesiyle dileyen mükelleflerin
31/12/2003 tarihli bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmaksızın, 2004
yılının ilk geçici vergi döneminde beyan edecekleri geçici vergi matrahlarını,
5024 sayılı Kanunla yapılan değişiklikleri dikkate almadan önceki hükümlere göre
hesaplayabilecekleri esası getirilmişti. 5228 sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesinin (2) numaralı bendinde, “2004 yılına ilişkin olarak bu Kanunun yayımından önce verilen geçici
vergi beyannamelerinde bu Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle herhangi bir
düzeltme yapılmaz.” hükmüne
yer verilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, 5228 sayılı Kanunun
yayımlanmasından önce verilmiş olan birinci geçici vergi dönemine ait
beyannamelerde, 5228 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle herhangi bir
düzeltme yapılmayacaktır.
4. İşyeri
Kapatma Cezası
5228 sayılı
Kanunun 60 ıncı maddesinin 1 numaralı fıkrasının (b) bendiyle (işyerleri için
kapatma kararı verilenlere uygulanacak özel usulsüzlük cezasına ilişkin) Vergi
Usul Kanununun 353 üncü maddesinin 5 numaralı bendi; (c) bendiyle de (işyeri
kapatma cezasına ilişkin) Vergi Usul Kanununun mükerrer 354 üncü maddesi, 5228
sayılı Kanunun yayımı tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilindiği üzere; Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesinde
“İşlendiği zamanın kanununa
göre cürüm veya kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez.
İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm ve kabahat sayılmayan bir fiilden
dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hükmolunmuşsa icrası ve
kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.
Bir cürüm ve kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşrolunan
kanun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehine olan kanun tatbik ve infaz
olunur.” hükmüne yer verilmiş
bulunmaktadır.
Bu hükme göre; suç
öngören bir normun yürürlükten kaldırılması halinde, yürürlükten kaldırılan
normun öngördüğü fiilin failleri artık cezalandırılamayacakları gibi bunlar
hakkında daha önce verilmiş olan hükümler de gerek asli cezalar gerekse cezai
nitelikteki sonuçları yönünden yerine getirilemeyecektir.
Ceza Hukuku alanında “lehe olan kanunun geçmişe
uygulanabilirliği” ilkesi olarak ifade edilen, “kanunların geçmişe yürümezliği”
ilkesinin bir istisnasını oluşturan ve vergi suç ve cezalarına ilişkin olarak da
geçerli olan bu ilke gereğince, 5228 sayılı Kanunla yapılan yeni düzenlemeyle
Vergi Usul Kanununun mükerrer 354 üncü maddesinde yer alan işyeri kapatma cezası
kaldırıldığından maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce belge düzenine
uyulmadığına ilişkin olarak yapılan tespitlere dayanılarak uygulanması gereken
ancak henüz uygulanmamış olan işyeri kapatma cezaları uygulanmayacak ve para
cezasına çevrilmiş olup ödeme süresi geçmemiş olanlar tahsil
edilmeyecektir.
İşyeri kapatma
cezası para cezasına çevrilmiş olup da 5228 sayılı Kanunun yayımından önce para
cezası tahsil edilmiş ise 31/7/2004 tarihine kadar işyeri kapatma cezasına
ilişkin söz konusu kanun hükmü yürürlükte olduğu için tahsil edilmiş olan bu
para cezaları iade edilmeyecektir.
İdari işlemlerin
sebep ve konu unsurunu teşkil eden mevzuat hükümlerinin yürürlükten kaldırılması
halinde, söz konusu işlemlere karşı açılan davaların hukuki dayanağı ortadan
kalktığından davalar konusuz kalmaktadır. Bu nedenle, kapatma kararına karşı
yargı organlarında açılıp henüz sonuçlanmamış olan davaların konusu
kalmadığından, davaların ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak ilgili yargı
organlarına gereken duyurunun yapılması gerekmektedir.
5. Tevsik Zorunluluğuna Uymayanlara Kesilecek Özel Usulsüzlük
Cezası
5228 sayılı Kanunun 3/8/2004 tarihinde
yürürlüğe giren 10 uncu maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355
inci maddesinin sonuna eklenen fıkra uyarınca; Bakanlığımızca belirlenen limiti
geçen tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta
idareleri aracılığıyla yapma zorunluluğu getirilen mükelleflerden bu zorunluluğa
uymayanlara, işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası
kesilecek; mükerrer 355 inci maddenin 3 üncü fıkrasında yer alan katlamalı ceza
uygulaması bu işlemlere uygulanmayacaktır.
Tebliğ olunur.
(1) 31/7/2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(2) 30/12/2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(3) 15/12/1984 tarih ve 18606 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanmıştır.
(4)
27/1/1985 tarih ve 18648
sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
(5)
5/3/2002 tarihi itibariyle
Amerikan Doları döviz alış kuru 1.375.439 TL. ve alınan kredinin Türk Lirası
karşılığı 68.771.950.000 TL.dır. 20/11/2002 tarihi itibariyle Amerikan Doları
döviz alış kuru 1.581.174 TL. ve kapatılan kredinin (ödenen faiz dahil) Türk
Lirası karşılığı 86.964.570.000 TL.dır. Maliyet bedeline ilave edilen kısım =
86.964.570.000 – 68.771.950.000 = 18.192.620.000 TL.dır.
(6) Borcun alındığı
Mart 2002 ayına ait TEFE: 5387,90
Borcun kapatıldığı
Kasım 2002 ayına ait TEFE: 6314,30
Borcun kullanıldığı
döneme ait TEFE artış oranı: (6314,30 – 5387,90) / 5387,90 = 0,172