16-320 Ek
Bilindiği gibi, 5198 sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Sosyal Sigortalar
Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun” 06.07.2004 tarih
ve 25514 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Kanunla, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununda bazı değişiklikler yapılmış olup, bu değişikliklerle ilgili
olarak Sigorta İl/Sigorta Müdürlüklerimizce yapılacak işlemler aşağıda
açıklanmıştır.
I-YAPI RUHSATI VERİLEN İNŞAATLARIN KURUMA
BİLDİRİLMESİ VE YAPI KULLANMA İZİN BELGESİNİN VERİLMESİNDE BORCU YOKTUR
BELGESİNİN ARANILMASI:
5198 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile 506
sayılı Kanunun 8 inci maddesinin sonuna eklenen fıkrada, valilikler,
belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer mercilerin, yapı ruhsatı verdikleri
inşaatları ruhsat tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlü
oldukları öngörülmüştür.
Ayrıca, 5198 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle
506 sayılı Kanunun 83 üncü maddesinin başlığı, “Teminatın ve hakedişlerin prim
borcuna karşılık tutulması ile yapı kullanma izin belgesinin verilmesinde borcu
yoktur belgesinin aranması” şeklinde değiştirilmiş ve 83 üncü maddenin sonuna,
“Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından,
yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı
işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş
bir belgenin istenmesi zorunludur.” Şeklinde fıkra eklenmiştir.
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve
dışında kalan yerlerde sigortalı çalıştırılmak suretiyle yapıldığı halde, Kuruma
bildirilmemiş olan bina inşaatı işyerlerinin saptanarak tescil edilmesini ve
çalışanların sosyal güvenliğinin sağlamasını, aynı zamanda da Kurumun,
sigortasız işçi çalıştırılmasından kaynaklanan prim kaybının önlemesi amacıyla
yapılan bu düzenleme uyarınca Sigorta İl/Sigorta Müdürlüklerimizce görev
alanlarına giren Valiliklere ve tüm Belediyelere;
1-Yapı (inşaat) ruhsatlarının birer nüshasının
veya tasdikli fotokopisinin ya da ruhsattaki bilgileri (ruhsat verilen
kimselerin adı, soyadı veya unvanı, ruhsat tarihi, yapının adresi, sınıfı,
grubu, yüzölçümü vb) gösteren listelerin her ay Ünitelerimize düzenli olarak
gönderilmesi,
2-Tamamlanmış binalara veya yapımı devam
etmekle birlikte kısmen tamamlanan binalara yapı kullanma izin belgesi
verilmeden önce bu inşaat işyerlerinden dolayı işverenlerin Kurumumuza sigorta
primi (fark işçilikten kaynaklanan prim dahil), işsizlik sigortası primi, idari
para cezası, damga vergisi ve bunlara bağlı gecikme zammı borçlarının
bulunmadığını kanıtlayan, ilgili Sigorta İl/ Sigorta Müdürlüğümüzce düzenlenmiş
bir belgenin (borcu yoktur yazısının) yapı sahibinden istenilmesi,
3-Yapılan bu yasal düzenlemeye rağmen,
yukarıda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, sorumlular
hakkında yasal işlem yapılmak zorunda kalınacağı,
Hususları iadeli taahhütlü yazı ile
bildirilecektir.
4-Valilikler, Belediyeler ve ruhsat vermeye
yetkili diğer merciler tarafından yapı (inşaat) ruhsatlarının birer nüshası veya
tasdikli fotokopisinin ya da ruhsattaki bilgileri gösteren listelerin
Ünitelerimize düzenli olarak gönderilip gönderilmediği hususu her ay kontrol
edilecektir.
5-Yapı (inşaat) ruhsatlarının Ünitelerimize
intikali üzerine, öncelikle ruhsatta belirtilen inşaatın Kurumumuzda tescilli
olup olmadığı araştırılacak, söz konusu inşaat işyeri tescilli değilse, bu
durumda inşaata başlanılmış olup olmadığının bildirilmesi, başlanılmış ise 506
sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca işyeri bildirgesi verilmesi gerektiği
iadeli taahhütlü bir yazı ile yapı (inşaat) sahibine bildirilecek ve sonucuna
göre işlem yapılacaktır.
Gerekli olan durumlarda (örneğin; inşaata
başlanılıp başlanılmadığı, başlanılmışsa hangi tarihte başlanıldığı gibi) ilgili
Belediyelerden bilgi alma yoluna gidilecektir.
6-Yapı kullanma izin belgesi alabilmek için
Kurumumuzdan ilişiksizlik belgesinin verilmesinin istenilmesi halinde, işverenin
sadece o inşaat işyerlerinden dolayı Kurumumuza borcunun bulunmaması
gerektiğinden, aynı işverenin varsa diğer işyerlerinden borcunun olması üzerinde
durulmayacaktır.
II-ALINACAK PRİM VE VERİLECEK ÖDENEKLERİN
HESABINA ESAS TUTULAN GÜNLÜK VE AYLIK KAZANÇLARIN ALT VE ÜST
SINIRLARI:
5198 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle 506
sayılı Kanunun değişik 78 inci maddesinin değişik birinci fıkrası 01.07.2004
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeyle, 506 sayılı Kanun
gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük
kazancın alt sınırı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından
büyükler için belirlenen günlük asgari ücret, üst sınırı ise, günlük asgari
ücretin 6,5 katı olacağı öngörüldüğünden, sigortalıların 16 yaşından büyük veya
küçük olup olmadıkları ve İş Kanununa tabi olan ve olmayan işyerlerinde çalışıp
çalışmadıkları üzerinde durulmaksızın prime esas kazançlarının günlük alt
sınırı, 01.07.2004 tarihinden geçerli olacak şekilde Asgari Ücret Tespit
Komisyonunca 16 yaşından büyük işçiler için yeniden belirlenen 14.805.000.TL,
günlük üst sınırı ise 96.232.500 TL olarak uygulanacaktır.
Buna göre, prime esas kazançların alt ve üst
sınırları aşağıda gösterilmiştir.
a)ÖZEL SEKTÖR
01.07.2004 tarihinden
itibaren;
Günlük alt sınır =
14.805.000.-TL.
Aylık Alt sınır =
444.150.000.-TL.
Günlük üst sınır =
96.232.500.-TL.
Aylık üst sınır =
2.886.975.000.-TL.
b) KAMU SEKTÖRÜ:
2004/Haziran ayının ikinci yarısı için
alt sınır =293.136.000.-TL.
(18.321.000X16=293.136.000.-TL)
2004/Temmuz ayının ilk yarısı için alt
sınır =207.270.000.-TL.
(14.805.000.X14=207.270.000.-)
15.06.2004-14.07.2004 devresi için alt
sınır = 500.406.000.-TL.
15.07.2004 tarihinden sonrası için günlük alt
sınır = 14.805.000.-TL.
15.07.2004 tarihinden sonrası için aylık alt
sınır = 444.150.000.-TL,
2004/Haziran ayının ikinci yarısı için üst
sınır = 1.465.680.000.-TL.
(91.605.000.-X16=1.465.680.000.-)
2004/Temmuz ayının ilk yarısı için üst
sınır = 1.347.255.000.TL.
(96.232.500-X14=1.347.255.000.-)
15.06.2004-14.07.2004 devresi için üst
sınır = 2.812.935.000.-TL.
15.07.2004 tarihinden sonrası için günlük üst
sınır = 96.232.500.-TL.
15.07.2004 tarihinden sonrası için aylık üst
sınır = 2.886.975.000.-TL.
Diğer taraftan, Asgari Ücret Tespit
Komisyonunca 16 yaşını doldurmamış işçiler için aylık asgari ücret 378.000.000
TL olarak tespit edildiğinden, bu ücret ile sigorta primine esas kazancın alt
sınırı olan 444.150.000 TL arasındaki farka ait primlerin tümünün 506 sayılı
Kanunun 78 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca işverence karşılanması
gerekmektedir.
III-İŞSİZLİK SİGORTASI
PRİMLERİ:
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 49
uncu maddesi uyarınca ödenecek işsizlik sigortası priminin 01.07.2004 tarihinden
itibaren geçerli olmak üzere 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesine istinaden
belirlenen sigorta primine esas kazancın alt ve üst sınırları dikkate alınmak
suretiyle tahsili gerekmektedir.
Buna göre, işsizlik sigortası priminin, günlük
14.805.000.-TL. (aylık 444.150.000.-TL.) alt sınır ile günlük 96.232.500.-TL.
(aylık 2.886.975.000.TL.) üst sınır dikkate alınarak hesaplanması
gerekmektedir.
IV-ÇIRAKLAR VE ÖĞRENCİLER
İÇİN:
3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi
Kanununun 25 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca aday çırak, çırak ve
işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin yaş durumlarına göre tespit
olunan asgari ücretlerin % 50’si sigorta primlerinin hesabına esas
tutulduğundan, bunların sigorta primlerine esas aylık kazanç tutarı, 16 yaşından
büyükler için 222.075.000.-TL, 16 yaşından küçükler için ise 189.000.000.-TL.
olarak uygulanacaktır.
V-İDARİ PARA CEZALARI:
506 sayılı Kanunun 4958 sayılı Kanun ile
değiştirilen 140 ıncı maddesi gereğince 01.07.2004 tarihinden itibaren işlenecek
fiiller için uygulanacak idari para cezaları, 4857 sayılı İş Kanununa göre
Asgari Ücret Tespit Komisyonunca 16 yaşından büyük işçiler için tespit edilen
444.150.000.-TL. asgari ücret dikkate alınarak hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, 5198 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesiyle 506 sayılı Kanunun değişik 79 uncu maddesinin ondördüncü fıkrasında
yer alan “140 ıncı maddesine” ibaresi “140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının
(c) ve (d) bentlerinin son fıkralarına” olarak değiştirildiğinden, bu konuda
08.08.2003 tarihli, 16-294 Ek sayılı Genelgenin sekizinci sayfasının üçüncü
paragrafında ve 13.05.2004 tarihli, 16-318 Ek sayılı Genelgenin 19 uncu
sayfasındaki 10 uncu maddede belirtildiği gibi işlem yapılmasına devam
edilecektir.
Ayrıca, 5198 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle
506 sayılı Kanunun değişik 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
değiştirilmiştir.
Buna göre;
Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin, 506 sayılı
Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen süre geçirildikten
sonra verilmiş olması halinde, her bir aya ait belge için ayrı ayrı olmak üzere,
belgenin;
1-Asıl nitelikte olması halinde, aylık asgari
ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı
sigortalı sayısı başına aylık asgari ücretin 1/5’i tutarında,
2-Ek nitelikte olması halinde, Kuruma verilmiş
olan her bir ek belge için aylık asgari ücretin 1/8’i tutarında,
Ek belgenin 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasına
istinaden (16-318 Ek sayılı Genelgenin 20 inci sayfasındaki 2 nci maddenin b
şıkkında açıklandığı üzere) Kurumca yapılacak tebligata rağmen ek aylık prim ve
hizmet belgesinin tebligatta belirtilen sürede verilmemesi üzerine söz konusu
belgenin Kurumumuzca re’sen düzenlenmesi durumunda, her bir ek belge başına
(belgede kayıtlı sigortalı sayısına bakılmaksızın) aylık asgari ücretin üç katı
tutarında,
3-Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin, hizmet
tespit davaları neticesinde mahkemelerce verilen veya denetim elamanlarınca
yapılan tespitler sonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından
düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kurumumuza bildirilmediği veya
eksik bildirildiği saptanan sigortalılar ile ilgili olması halinde, belgenin
asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği
üzerinde durulmaksızın, yine her bir belge başına aylık asgari ücretin üç katı
tutarında,
İdari para cezası uygulanacaktır.
Diğer taraftan, 5198 sayılı Kanunun 18 inci
maddesinin son fıkrası ile getirilen hükme göre, 506 sayılı Kanunun 79 uncu
maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca sigorta müfettişi tarafından veya 130 uncu
maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci mali müşavir ve
yeminli mali müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden Kuruma bildirilmediği
tespit edilen eksik işçilik tutarının maledildiği aylardan dolayı aylık asgari
ücretin üç katı tutarında idari para cezası verilecektir.
Öteyandan, 506 sayılı Kanunun 4958 sayılı
Kanunun 51 inci maddesi ile değişik 140 ıncı maddesinin son fıkrasında, fiilin
işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilmeyen idari para cezalarının
zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmış olmakla birlikte, bu değişikliğin
yürürlüğe girdiği 06.08.2003 tarihinden önceki sürede idari para cezalarının
tahakkuk ve tahsilinde 10 yıllık zamanaşımı uygulandığından, 06.08.2003
tarihinden önce 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilmiş olan idari
para cezalarının (zamanaşımı def’inde bulunularak itiraz edilse bile) tahsil
edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla 08.08.2003 tarihli, 16-294 Ek sayılı
Genelgenin 9 uncu sayfasındaki (e) şıkkının üçüncü paragrafı bu şekilde
uygulanacaktır.
VI-KURUM ALACAKLARI İÇİN UYGULANACAK
ZAMANAŞIMI:
506 sayılı Kanunun değişik 80 inci maddesinin
değişik beşinci fıkrasında yer alan “51 inci maddesi” ibaresi, 5198 sayılı
Kanunun 11 inci maddesiyle “51 ve 102 nci maddeleri” olarak değiştirildiğinden,
bundan böyle (11 inci maddenin yürürlüğe girdiği 06.07.2004 tarihinden sonra)
muaccel olan Kurumumuzun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı
Kanunun 102 nci maddesinde öngörülen 5 yıllık tahsil zamanaşımı uygulanmayacak,
söz konusu alacaklarımız genel hükümlere, yani Borçlar Kanunundaki 10 yıllık
zamanaşımına tabi olduğundan, muacceliyet kesbettiği tarihten başlanarak 10 yıl
içerisinde tahsil edilecektir.
VII- GELİR VEYA AYLIKLAR VE SAĞLANAN
YARDIMLARIN HACZİ:
Bilindiği gibi, 506 sayılı Kanunun 121 inci
maddesinin birinci fıkrasında, bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar
ve sağlanacak yardımların, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir
ve temlik edilemeyeceği öngörülmüştür.
Ancak, 5198 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle
söz konusu 121 inci maddenin birinci fıkrasına “nafaka borçları” ibaresinden
sonra gelmek üzere “ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip ve tahsili
gereken alacaklar” ibaresi eklendiğinden, yapılan bu düzenleme uyarınca bundan
böyle Kurumumuza olan ve 80 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken borçların
(prim, idari para cezası, sosyal yardım zammı, kira alacaklarımız, tasarrufu
teşvik, konut edindirme yardımı, işsizlik sigortası primi), 506 sayılı Kanun
gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlardan haciz
yoluyla tahsili mümkün hale gelmiştir.
Diğer taraftan, damga vergisi, özel işlem
vergisi, eğitime katkı payı borçları 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsil
edilmekle birlikte, bu borçlar Kurum alacağı olmamalarının yanı sıra, özel
kanunlarında da tahsili hususunda 506 sayılı Kanunun 80 inci maddesine herhangi
bir atıfta bulunulmadığından, süresinde ödenmeyen damga vergisi, özel işlem
vergisi ve eğitime katkı payı borçlarından dolayı, 506 sayılı Kanun gereğince
bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımların haczi yoluna
gidilmeyecektir.
Öte yandan, 6183 sayılı Kanunun 71 inci
maddesinde haczedilecek aylıkların tutarının bunların üçtebirinden çok
dörttebirinden az olamayacağı belirtildiğinden, söz konusu maddenin kıyasen
uygulanması ve aylık ve ücretlerin haczedilmesinde yerleşmiş uygulamada daima
aylık veya ücretin dörttebirinin haczedilmesiyle yetinilmektedir. Bu bakımdan,
Kurumumuzca yukarıda sayılan prim ve diğer alacakların tahsili hususunda
yürütülen diğer icra takip işlemlerinin sonuçsuz kalması halinde, Kurumumuza
borçlu olan kişiler, aynı zamanda Kurumuzdan 506 sayılı Kanun gereğince gelir,
aylık veya yardım alıyorsa, bunların dörttebirinin haczedilmesi suretiyle işlem
yapılması uygun görülmüştür.
Ancak, Kurumca bağlanan aylık, gelir veya
sağlanan yardımların tutarı, asgari ücretin net tutarından az ise, bu durumda
6183 sayılı Kanunun 71 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca haczolunacak
miktar, gelir, aylık ve yardımların onda birinden fazla olmayacaktır.
6183 sayılı Kanunun “Haczedilemeyecek mallar”
başlıklı 70 inci maddesi uyarınca, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunun 67 inci
maddesindeki özel hüküm nedeniyle Bağ-Kur tarafından bağlanacak aylıkların haczi
yoluna gidilmeyecektir.
Buna karşın, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununda emekli aylığının haczedilemeyeceğine ilişkin özel hüküm
bulunmadığından, yukarıda açıklanan esaslara göre, gerekli olan durumlarda bu
aylıkların haczedilmesi yoluna gidilecektir.
Bilgi edinilmesini, gereğinin buna göre
yapılmasını, uygulamada tereddüte düşülen hususların Genel Müdürlüğümüzden
sorulmasını rica ederiz.
Sait ERSOY Nazmi GÜLEYÜPOĞLU
Genel Müdür Kurum Başkanı V.