Tevkif yoluyla kesilen vergilerin
yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsubu ve
kalan kısmın iadesi, geçici verginin mahsup ve iadesi ile bu vergilere ait vergi
hatalarından kaynaklanan iade işlemlerine ilişkin düzenleme ve açıklamalar bu
Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.
1. Tevkif Yoluyla Kesilen
Vergilerin Mahsup ve İadesi
1.1. Yasal
Düzenlemeler
Gelir Vergisi Kanununun 121 ve
Kurumlar Vergisi Kanununun 44 üncü maddelerinde; beyannamede gösterilen gelire
dahil kazanç ve iratlardan Gelir/Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kesilmiş
bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine
mahsup edileceği, mahsubu yapılan miktarın gelir/kurumlar vergisinden fazla
olması halinde aradaki farkın vergi dairesince mükellefe bildirileceği ve
mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı üzerine kendisine
red ve iade olunacağı belirtilmiştir.
Söz konusu maddelerde, 5035
sayılı Kanunla yapılan düzenlemeler uyarınca, iadesi gereken vergiler ile ilgili
olarak; iadeyi mahsuben veya nakden yaptırma, inceleme raporuna, yeminli mali
müşavir raporuna veya teminata bağlama ve iade için aranılacak belgeleri
belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. Bu yetki; kazanç
türlerine, iade şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukuki
statüsüne göre ayrı ayrı kullanılabileceği gibi belli hadler çerçevesinde de
kullanılabilecektir.
Mahsuben iade işlemi, aranan tüm
belgelerin tamamlanması koşuluyla, yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamesinin verildiği tarih itibariyle yapılacaktır. İkmalen veya re’sen
yapılan tarhiyatlarda ise mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin dilekçe ve
eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih itibariyle
yapılacaktır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan tahsilatlar
yönünden düzeltme yapılmayacaktır.
Bu düzenlemelere göre, tevkif
yoluyla kesilen vergilerin mahsup ve iadesi aşağıdaki şekilde
yapılacaktır.
1.2. Beyanname Üzerinden
Hesaplanan Vergiye Mahsup
Yıllık beyanname ile beyan edilen
gelir veya kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla
kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tevkif
yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen gelir veya kazanca ilişkin
olması gerekir.
Tevkif yoluyla kesilen
vergilerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisinden mahsubunda mükelleflerin
kendilerinden yapılan vergi tevkifatı ile ilgili olarak kesintiyi yapan vergi
sorumlularının adı-soyadı veya unvanını, bağlı olduğu vergi dairesini ve vergi
kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve
kesinti yapılan dönemleri gösteren bir tabloyu (Ek:1 Tablo) yıllık
beyannamelerine eklemeleri yeterlidir.
1.3. Diğer Vergi Borçlarına
Mahsup veya Nakden İade
1.3.1. Mahsup Yoluyla
İade
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin
yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına
mahsup talebi tutarına bakılmaksızın, inceleme raporu ve teminat aranılmadan
yerine getirilir.
Bunun için mahsup talebinin
dilekçe (Ek:2 Dilekçe Örneği) ile yapılması ve yıl içinde yapılan tevkifatlara
ilişkin tablonun (Ek:1) dilekçe ekinde yer alması gerekmektedir. Söz konusu
tablonun daha önce yıllık beyanname ekinde yer almış olması halinde, mahsup
dilekçesi yeterli olacaktır. Mahsup dilekçesi ve ilgili tablonun ibraz edilmiş
olması kaydıyla, mükelleflerin vergi borçlarına ilişkin mahsup talepleri yıllık
beyannamenin verildiği tarih esas alınarak yerine getirilir.
Yıllık gelir veya kurumlar
vergisi beyannamesinin kanuni süresinde verilmemesi ya da sair nedenlerle
ikmalen veya re’sen yapılan tarhiyatlar üzerine tahakkuk eden vergiler ile
ilgili olarak daha önce tevkif yoluyla kesilen vergiler öncelikle tarhiyat
aşamasında vergi dairesince dikkate alınarak yerine getirilir. Bu mahsuplar
sonunda kalan kısım talep edilmesi halinde diğer vergi borçlarına mahsup edilir.
Bu durumda mahsup talepleri dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi
kayıtlarına girdiği tarihten itibaren hüküm ifade eder. Bu tarihten itibaren
mükelleflerin mahsubunu talep ettikleri vergi borçları için gecikme zammı
uygulanmaz.
Mükellefler dilerlerse ortağı
bulundukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu
oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler. Bu
taleplerin yerine getirilebilmesi için, iade alacaklısı mükellefin muaccel hale
gelmiş vergi borcunun bulunmaması ve mahsup dilekçesinde adi ortaklık veya
kollektif şirketin hangi dönem borçları için mahsup talep edildiğinin
belirtilmesi gerekir. Mahsup talebine ilişkin dilekçe (Ek:2) ve eklerinin vergi
dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınır.
Mükellefin muaccel hale gelmiş
vergi borcunun bulunmaması halinde, iade alacağının sonraki dönemlerde muaccel
hale gelecek vergi borçlarına mahsubu mümkündür. Bu taktirde mahsup talebi
sonraki dönemlerde doğacak verginin tahakkuku ile hüküm ifade eder.
Mahsup taleplerinin yerine
getirilmesinde, Vergi Usul Kanununun 114 ve 126 ncı maddelerinde yer alan
zamanaşımı hükümleri gözönünde bulundurulur.
1.3.2. Nakden İade
Nakden iade taleplerinin dilekçe
ile yapılması şarttır. Tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade
edilecek tutarın 10 milyar lirayı geçmemesi halinde iade talebi, yıl içinde
yapılan tevkifatlara ilişkin tablo (Ek:1) ile birlikte;
- Ücret ve gayrimenkul sermaye
iradına ilişkin olması halinde ücretlere ilişkin olarak işveren tarafından
verilen ve kesintinin yapıldığını gösteren yazının, gayrimenkul sermaye iradına
ilişkin olarak kira kontratının,
- Menkul sermaye iradına ilişkin
olarak kesintiyi yapan bankalar, özel finans kurumları, aracı kurumlar ve diğer
kurumlar tarafından düzenlenen ve vergi kesintisinin yapıldığını gösteren
belgenin,
- Serbest meslek kazancına
ilişkin olarak vergilerin sorumlu adına tahakkuk ettiğini gösteren ilgili
saymanlık yazısının,
- Ticari kazançlar ve zirai
kazançlara ilişkin olarak tevkif yoluyla kesilen vergilerin vergi sorumlusu
tarafından ilgili vergi dairesine ödenmiş olduğuna ilişkin belgenin,
ilgili kurumca onaylanan bir
örneğinin dilekçeye eklenmesi koşuluyla inceleme raporu ve teminat aranmaksızın
yerine getirilir.
Nakden yapılacak iade
taleplerinin 10 milyar lirayı aşması halinde, 10 milyar lirayı aşan kısım Vergi
Usul Kanununa göre vergi inceleme yetkisi bulunanlarca yapılacak inceleme
sonucunda düzenlenecek vergi inceleme raporuna göre iade edilir. 10 milyar
liraya kadar olan kısım ise, dilekçe ekinde yukarıda belirtilen belgelerin yer
alması koşuluyla teminat aranmaksızın ve inceleme raporu beklenmeksizin iade
edilir.
İade talebi teminat gösterilmesi
halinde inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirilir. Teminat olarak 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin 1, 2
ve 3 numaralı bentlerinde sayılanlardan bir veya bir kaçı gösterilebilir. Banka
teminat mektuplarının (süresiz-şartsız) paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir
sınırlayıcı şart taşımaması ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre
faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumları tarafından düzenlenmiş
olması gerekir.
Nakden iade talebinin 100 milyar
liraya kadar olan kısmı mükellefle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş
yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edilir. İade
talebinin 100 milyar lirayı aşan kısmının iadesi ise denetim elemanlarınca
düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.
Genel ve katma bütçeli idarelere,
il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve sermayelerinin en az %51 veya daha
fazlası bu kurumlara ait işletmelere yapılacak iadeler, bu Tebliğde belirtilen
belgelerin ibrazı üzerine miktara bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat
aranılmadan yerine getirilir.
Nakden iade edilebilir aşamaya
gelen alacağın üçüncü şahısların vergi borçlarına mahsubu talep edilebilir. Bu
mahsup işlemine ilişkin verilecek dilekçede (Ek:2), lehine mahsup talebinde
bulunulan kişinin adı-soyadı veya ünvanı, vergi kimlik numarası, bağlı olduğu
vergi dairesi ile borcun türü, miktarı ve dönemi bildirilir. Bu şekilde yapılan
mahsup talepleri düzeltme fişinin onaylandığı tarih itibariyle yerine
getirilir.
İade talebinin kısmen mahsuben
kısmen nakden olması halinde, söz konusu talepler bu Tebliğde yer alan
açıklamalar çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilir. Dolayısıyla talebin tümünün
nakit iadesi olarak kabul edilerek işlem yapılması söz konusu değildir.
Nakden iade talepleri ile ilgili
olarak bu Tebliğin 1.3.2. bölümünde belirtilen belgeler, talep edilen tutarın
tamamı için aranılacaktır.
2. Geçici Verginin Mahsubu ve
İadesi
2.1.Yasal
Düzenlemeler
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer
120 nci maddesinde; üçer aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil
edilen geçici verginin, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden
mahsup edileceği, mahsup edilemeyen tutarın mükellefin diğer vergi borçlarına
mahsup edileceği, bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarının da o yılın
sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi halinde mükellefe red ve iade
edileceği belirtilmiştir. Bu esaslar kurumlar vergisi mükellefleri açısından da
geçerlidir.
2.2. Beyanname Üzerinden
Hesaplanan Vergiye Mahsup
Yıllık beyanname üzerinden
hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemine ilişkin geçici
vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi mahsup edilir.
Mahsup işleminin yapılabilmesi
için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin ödenmiş olması gerekmektedir. Geçici
vergi dönemleri itibariyle tahakkuk ettirilmiş, ancak ödenmemiş bulunan geçici
verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden
mahsup edilmesi mümkün değildir.
Tahakkuk ettirilmiş ancak
ödenmemiş olması dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden
mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilir. Terkin edilen
geçici vergi tutarı için vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarih olan
yıllık beyannamenin verilmesi gereken kanuni sürenin başlangıç tarihine kadar
gecikme zammı uygulanır.
2.3. Diğer Vergi Borçlarına
Mahsup veya Nakden İade
Ödenen geçici vergi tutarının,
geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerinden
hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde, mahsup
edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir.
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer
120 nci maddesi hükmü uyarınca, mahsup işleminin yapılabilmesi için yazılı
başvuru şartı aranmaz. Söz konusu mahsup işlemi 6183 sayılı Kanunun 47 nci
maddesi hükmü de dikkate alınarak ilgili vergi dairesince re’sen yapılır.
Mahsup işlemi yıllık beyannamenin
verildiği tarih esas alınarak yerine getirilir. Mahsubu yapılacak vergi borçları
için vade tarihinden, yıllık beyannamenin verildiği tarihe kadar gecikme zammı
uygulanır. Dolayısıyla bu tarihten sonra söz konusu vergi borçları için gecikme
zammı uygulanmaz.
Mahsup sonucu iadesi gereken
miktarın bulunması ve bu tutarın beyannamenin ilgili tablosuna yazılmış olması
mükellefçe yazılı olarak yapılmış iade talebi olarak kabul edilir. Yıllık
beyannamenin ilgili tablosunda/satırında gösterilmeyen geçici verginin mahsuben
veya nakden iade edilebilmesi için o yılın sonuna kadar yazılı olarak
başvurulması gerekir.
Geçici verginin gerek mahsuben
gerekse nakden iadesinde herhangi bir tutar sınırlaması olmayıp, geçici verginin
ödenmiş olması yeterlidir. Geçici vergiye ilişkin iade taleplerinde teminat ve
inceleme raporu aranmaz.
2.4. Tevkif Yoluyla Kesilen
Vergilerin Geçici Vergiye Mahsubu
İlgili dönemler halinde
hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce
ödenmiş geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif
edilmiş vergiler mahsup edilmekte, mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için
ödenmesi gereken geçici vergi olmaktadır.
Yıllık beyannamenin vergi
bildirimi tablosunda yer alan geçici vergiye ilişkin satırda, beyannamenin
ilgili olduğu geçici vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi tutarı (ilgili
geçici vergi beyannamelerinin ödenecek geçici vergi satırında yer alan tutarlar toplamı) gösterilir. Yıllık beyannamenin
vergi bildirimi tablosunun kesinti yoluyla ödenen vergiler satırında ise, o yıl
içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı (geçici vergiden mahsubu yapılan
tevkifat tutarları dahil) gösterilir.
Yıllık beyanname üzerinden
hesaplanan vergiden, yukarıda sözü edilen geçici vergi tutarı ile yıl içinde
tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı mahsup edilir, kalan tutar ise bu
Tebliğin 1.3. bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde red ve iade
edilir.
3. Gelir ve Kurumlar Vergisi
ile İlgili Vergi Hatalarından Kaynaklanan İade İşlemleri
3.1. Yasal
Düzenlemeler
Vergi Usul Kanununun 120 nci
maddesinde, 5035 sayılı Kanunla yapılan düzenleme uyarınca, nakden veya mahsuben
tahsil edilen ancak fazla veya yersiz olarak tahsil edildiği anlaşılan
vergilerin iade ve mahsup işlemlerinde, düzeltmeye dayanak teşkil edecek
belgeler ile bu işlemlere ait usul ve esasları belirleme konusunda Maliye
Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Yapılan bu düzenleme
çerçevesinde, gelir ve kurumlar vergisi ile ilgili vergi hataları nedeniyle
fazla tahsil edilen vergilerin diğer vergi borçlarına mahsup ve iadesi aşağıdaki
şekilde yapılacaktır.
3.2. Diğer Vergi Borçlarına
Mahsup veya Nakden İade
Fazla veya yersiz olarak vergi
tahakkuk ettirilmesine neden olan vergi hatasının düzeltilmesi halinde, vergi
hatası nedeniyle fazla olarak tahakkuk ettirilmiş verginin ödenmiş olması
şartıyla, verginin mükellefe iadesi gerekmektedir.
Vergi borçlarına mahsup talebi
halinde bu talebin bir dilekçe ile vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir.
Düzeltme işlemi ile iade işleminin aynı vergi dairesi tarafından
gerçekleştirilmesi durumunda iade işlemi için dilekçe dışında ayrıca bir belge
ibrazına gerek yoktur. Vergi dairelerinin farklı olması halinde hata nedeniyle
fazladan tahakkuk etmiş olan verginin ödendiğini gösteren belgenin ibrazı
gereklidir.
Mahsubu talep edilen vergi
borçları için, mükellefin vergi hatasının düzeltilmesini ilgili vergi dairesine
dilekçe ile haber verdiği tarih itibariyle mahsup işlemi yapılmış sayılır ve
mahsubu talep edilen vergi borçları için bu tarihten itibaren gecikme zammı
hesaplanmaz.
Tevkif yoluyla kesilen vergilere
ilişkin mahsuben/nakden iade talepleri ile ilgili olarak bu Tebliğde belirtilen
ve ibrazı istenen belgelerin gerçeği yansıtmaması halinde, 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılır. Ayrıca durum mükellefin
bağlı bulunduğu meslek odasına da bildirilir.
4.2. Tevkif Yoluyla Kesilen
Verginin Vergi Sorumlusunca Tahakkuk Ettirilmemesi veya Ödenmemesi
Nakden iade talebinin yerine
getirilmesi için tevkif yoluyla kesilen vergilerin, ilgili vergi dairesine
ödenmiş veya tahakkuk ettirilmiş olduğuna ilişkin belgenin istenildiği
durumlarda, vergi sorumlusunun ödeme yapmaması veya hiç beyanda bulunmaması
nedeniyle söz konusu belge ibraz edilemiyorsa, bu durum bağlı olunan vergi
dairesine mükellef tarafından bildirilir.
Konu, ilgili vergi dairesi
tarafından vergi sorumlusunun bağlı olduğu vergi dairesine iletilir ve verginin
tahakkuku veya tahsili için gerekli işlemlere ivedilikle başlanır. Verginin
tahakkuku ve/veya tahsilinden sonra nakden iade işlemleri bu Tebliğin 1.3.2.
bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir.
Vergi kesintisi yapanlarca
kesilen vergilerin tahakkuk ettirilmiş olmasına rağmen tecil, taksitlendirme
veya borçların yeniden yapılandırılması nedenleriyle ödenmemesi durumunda,
mükelleflerce ilgili kurum veya kuruluşlarca istihkaklarından kesinti
yapıldığına ilişkin belgeye tecil veya taksitlendirme yapıldığına ilişkin ilgili
kurumdan alınacak yazının eklenmesi yeterlidir.
4.3. Adına Vergi Kesintisi
Yapılan ile Gelir Sahibinin Farklı Gerçek veya Tüzel Kişi Olması
Bazı durumlarda, adına vergi
kesintisi yapılan gerçek veya tüzel kişi ile üzerinden kesinti yapılan gelirin
sahibi olan gerçek veya tüzel kişi farklı olabilmektedir. Bu durumda gelir
sahibinin beyan ettiği gelirle ilgili olarak tevkif yoluyla kesilen vergilerin
mahsubu ve iadesi konusunda sorunlar yaşanmaktadır.
Gelirin sahibi olmadığı halde
adına vergi kesintisi yapılmış olan mükellef, ilgili dönemde kendisi adına
yapılan vergi tevkifatlarının ne kadarlık kısmının kendi gelirleri ne kadarlık
kısmının diğer gerçek ve tüzel kişilere ait gelirler ile ilgili olduğunu
bildiren bir dilekçeyi ekinde diğer gerçek veya tüzel kişilere ait olan gelirler
ve bunlar üzerinden yapılmış kesinti tutarlarını gösteren bir tabloyu ve kesilen
vergilerin vergi sorumlusu tarafından ilgili vergi dairesine yatırılmış olduğuna
ilişkin belgelerin onaylı bir örneğini bağlı bulundukları vergi dairesine
vereceklerdir.
Tablonun bir örneği dilekçe ve
eklerinin tamamlanmış olması koşuluyla vergi dairesine ibraz edildiği ifadesine
yer verilerek mükellefe iade edilir. Mükellefe iade edilen örnek, gelirin sahibi
tarafından kesinti yoluyla ödenen vergilerin mahsubu ve iadesinde bu Tebliğin
önceki bölümlerinde adına vergi kesintisi yapılan mükelleften istenen belgelerin
yerine kullanılacaktır.
Bankalarca, özel finans
kurumlarınca veya aracı kurumlarca yapılan ödemelerden kesilen vergilerle ilgili
olarak, kesintiyi yapan kurum tarafından düzenlenmiş ve vergi kesintisinin
yapıldığını gösteren bir belgenin eklenmiş olması yeterlidir.
4.4. Yeminli Mali Müşavirlerin
Sorumluluğu
Mükellefe iadesi gereken tutarın
yeminli mali müşavir tasdik raporuna göre iade edilen tutardan daha az olduğunun
veya iade edilmesi gereken bir tutar bulunmadığının belirlenmesi halinde ortaya
çıkan vergi ziyaı, gecikme faizi ve buna bağlı cezalardan mükellefle birlikte
yeminli mali müşavir de müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.
Süresinde tam tasdik sözleşmesi
bulunan mükelleflerin, düzenlenen tam tasdik raporunun ayrı bir bölümünde
mükellefin iadeye hak kazandığı tutarın, bu Tebliğde yeralan kanıtlayıcı
belgeleri ve yasal dayanakları belirtilmek suretiyle açıklanması gerekir. Tevkif
suretiyle alınan vergilere ilişkin olarak bu Tebliğde belirtilen kanıtlayıcı
belgelerin rapora eklenmesi zorunludur.
4.5. Tebliğ Düzenlemelerinin
Geçerli Olacağı İadeler
Bu Tebliğde yapılan açıklamalar,
geçmiş dönemlere ilişkin olup da henüz sonuçlandırılmamış mahsup ve iade
talepleri hakkında da uygulanır.
4.6. Yürürlükten Kaldırılan
Tebliğler
169(1) ve
241(2) seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğleri ile
194(3) seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (II) ve
217(4) seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 6. Bölümü ile
31(5) seri numaralı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Genel Tebliğinin 2. Bölümü
yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ
olunur.
(1) 22.07.1992 tarih ve 21292 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır. (2)
01.03.2001 tarih ve 24333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3)
07.03.1996 tarih ve 22573 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır (4)
27.12.1998 tarih ve 23566 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(5)
20.07.2001 tarih ve 24468 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.