1. Kapsam
15/4/2013
tarihi itibarıyla gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan ve yurt dışında
bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile
taşınmazların bildirim veya beyana konu edilmesine ve bazı yurt dışı kazançların
gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesine ilişkin Gelir Vergisi
Kanununun geçici 85 inci maddesinde yer alan düzenlemeye yönelik usul ve
esaslara bu Tebliğde yer verilmektedir.
2. Tanımlar
2.1. Banka ve aracı
kurumlar
Geçici 85 inci maddede geçen banka
kavramı, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan
bankaları; aracı kurumlar ise, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre
faaliyette bulunan kurumları ifade etmektedir.
2.2. Gerçek veya tüzel kişilerce
15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında sahip olunan
varlıkların ispatında kullanılacak kanaat verici belgeler
Maddenin son
fıkrasında, kanaat verici belge tabirinin, devlet tarafından veya devlet
güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; yurt dışındaki banka, banker, aracı
kurumlar ve benzeri mali kurumlar, posta idaresi, noter gibi kurum ve
kuruluşların kayıt ve belgelerini, Vergi Usul Kanununun ikinci kitabının üçüncü
kısmında yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan
yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da
konsoloslukları, yoksa mahallindeki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı
nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeleri ifade ettiği
belirtilmiştir.
2.2.1. Devlet tarafından veya
devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller
Madde kapsamında bildirilen veya
beyan edilen varlıklara ilişkin olarak, devlet tarafından veya devlet
güvencesinde tutulan kayıt ve siciller; tapu kayıtları, diğer siciller ve yasal
yükümlülükler nedeniyle verilen beyannameleri ifade etmektedir.
Örneğin, bulunduğu ülkenin tapu
siciline veya tapu sicili niteliğindeki diğer sicillere 15/4/2013 tarihi itibarıyla gerçek veya tüzel kişiler adına
kayıtlı taşınmazların, başka herhangi bir işleme gerek olmaksızın bu tarih
itibarıyla gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunduğu kabul edilecektir.
2.2.2. Diğer kanaat verici
belgeler
Maddede geçen kanaat verici belge
tabirinden ayrıca;
- Bankalar ile bankerlerin
yaptıkları işlemlerle ilgili kayıtlar ve düzenledikleri belgeler,
- Aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, sigorta şirketleri ve benzeri
mali kurumların kayıtları ve düzenledikleri belgeler,
- Posta idaresi nezdindeki çek hesabı ve düzenlenen diğer
belgeler,
- Noter gibi kurum ve kuruluşların
düzenledikleri senetler ve sözleşmeler ile diğer kayıt ve belgeler,
- Defter tutan mükelleflerin
kayıtları ile bu kayıtlarda yer alan ve Vergi Usul Kanununun ikinci kitabının
üçüncü kısmında belirtilen belgeler ile muadili belgeler,
- Şirketlerin ortaklık ve
kooperatiflerin üyelik kayıtları
anlaşılacaktır.
Yukarıda sayılan belgeler ile
ilgili olarak ayrıca tasdik zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu belgelerin dışında, bilgi
değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak
mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallindeki Türk
menfaatini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik
olunan belgeler de kanaat verici belge olarak kabul edilecektir.
Dolayısıyla, yukarıda belirtilen
kayıt ve belgelerle gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan varlıklar arasında
illiyet bağının kurulması ve 15/4/2013 tarihi
itibarıyla,
- Taşınmazların yurt dışındaki
varlığının,
- Diğer varlıkların ise yurt
dışında bulunduğunun
ispatı
zorunludur.
Diğer taraftan, gerçek veya tüzel
kişilerce madde kapsamında beyan edilen varlıklara ilişkin kanaat verici
belgelerin gerektiğinde vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmek üzere
zamanaşımı süresince saklanması gerekmektedir.
2.3. Taşınmazlar
Taşınmazlar; arazi, kat mülkiyeti
kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler ve tapu siciline ayrı sayfaya kaydedilen
bağımsız ve sürekli haklardır.
3. Uygulama Esasları
3.1. Yurt dışında sahip olunan
varlıklara ilişkin bildirim, beyan ve verginin ödenmesi
3.1.1. Yurt dışında sahip olunan
varlıklara ilişkin bildirim veya beyan
Gerçek veya tüzel kişilerce 15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında sahip olunan ve
kapsama giren varlıklar, maddenin yürürlüğe girdiği 29/5/2013 tarihinden
itibaren 31/7/2013 tarihi akşamına kadar Türk Lirası cinsinden rayiç
bedelleriyle;
- Ek-1'de yer alan form ile
bankalara bildirilebilecek veya
- Ek-2'de yer alan beyanname ile
gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine beyan
edilebileceği gibi bu varlıklara ilişkin beyanname, 340 sıra no.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik
ortamda da verilebilecektir.
Yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler, Ek-2'de yer
alan beyannamelerini de 340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda vermek
zorundadırlar.
Menkul kıymet ve diğer sermaye
piyasası araçlarının Ek-3'de yer alan formla aracı kurumlara da bildirilmesi
mümkündür.
Gerçek veya tüzel kişilerin, yurt
dışında sahip oldukları bu türden varlıklarını Tebliğ ekinde yer alan formlar
ile banka veya aracı kurumlara bildirmeleri halinde, bu bildirimlere ilave
olarak vergi dairelerine de beyanda bulunulmayacaktır.
3.1.2. Bildirim veya beyan süresi içinde bildirim veya
beyanlara ilişkin yapılacak düzeltme talepleri
Gerçek ve tüzel kişilerinin
maddenin yürürlüğe girdiği 29/5/2013 tarihinden
31/7/2013 tarihine kadar bildirim veya beyanda bulunmaları mümkün olup, tek bir
bildirim veya beyan verilmesi esastır. Ancak, maddenin uygulamasında bildirim
veya beyanın yapıldığı her ay farklı bir vergilendirme dönemi olarak kabul
edildiğinden birden fazla bildirim veya beyanda bulunulması
mümkündür.
Bir bildirim veya beyanda
bulunulduktan sonra aynı ay içerisinde, yapılan hataların düzeltilmesi amacıyla
ya da bildirime veya beyana konu edilen varlıkları azaltıcı ya da artırıcı yeni
bir bildirim veya beyanda bulunulmak istenilmesi halinde, ilk bildirim veya
beyanın düzeltilmesi gerekmektedir. Banka ve aracı kurumlara yapılan
bildirimlerde, düzeltmenin ilgili banka ve aracı kurum tarafından yapılması
gereklidir.
Bildirim veya beyanda bulunulduktan
sonraki aylarda, yapılan hataların düzeltilmesi amacıyla ya da bildirime veya
beyana konu edilen varlıkları azaltıcı bir bildirim veya beyanda bulunulmak
istenilmesi halinde de önceki bildirim veya beyanın düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, banka ve aracı kurumlarca Ek-4'te yer alan beyanname ile vergi
dairesine bildirilen varlıklara ilişkin düzeltme talebinin banka ve aracı kurum
aracılığıyla yapılması esastır.
Bildirim veya beyanda bulunulduktan
sonraki aylarda, bildirime veya beyana konu edilen varlıkları artırıcı bir
bildirim veya beyanda bulunulmak istenilmesi halinde ise önceki bildirim veya
beyanın düzeltilmesi söz konusu olmayacak, ilave olarak bildirilmek veya beyan
edilmek istenilen varlıklar için yeni bir bildirim veya beyan yapılacaktır.
Düzeltme kapsamı dışında verilen
tüm bildirim veya beyannameler yeni bir bildirim veya beyan olarak kabul
edilecek ve önceki bildirim veya beyanla
ilişkilendirilmeyecektir.
Örneğin; Mayıs ayında 100.000 TL
karşılığı döviz beyanında bulunan bir gerçek kişinin, aynı ay içerisinde beyan
ettiği tutarı 50.000 TL’ye düşürmek ya da 150.000 TL’ye çıkarmak istemesi
halinde ilk beyanına ilişkin düzeltme beyannamesi vermesi gerekecektir. Bankaya
veya aracı kuruma bildirimde bulunulmuş olması halinde ise banka veya aracı
kuruma verilen ilk bildirimin düzeltileceği tabiidir.
Mayıs ayında 100.000 TL karşılığı
döviz beyanında bulunan bir gerçek kişinin, Haziran veya Temmuz ayı içerisinde,
beyan ettiği tutarı 50.000 TL’ye düşürmek istemesi halinde, Mayıs ayındaki
beyanına ilişkin düzeltme beyannamesi vermesi gerekecektir. Banka ve aracı
kurumlarca Ek-4'te yer alan beyanname ile vergi dairesine bildirilen varlıklara
ilişkin düzeltme talebi ise banka veya aracı kurumlar aracılığıyla
yapılacaktır.
Mayıs ayında 100.000 TL karşılığı
döviz beyanında bulunan bir gerçek kişinin, Haziran veya Temmuz ayı içerisinde,
beyan ettiği tutarı 150.000 TL’ye çıkarmak istemesi halinde ise, Haziran veya
Temmuz ayına ilişkin 50.000 TL’lik yeni bir bildirim veya beyanname vermesi
gerekecektir. Yeni verilen bildirim veya
beyannameler önceki bildirim veya beyanname ile ilişkilendirilmeyeceğinden,
sadece ilave olarak beyan edilecek tutarın bildirilmesine veya beyan edilmesine
dikkat edilecektir.
Bildirim veya beyan süresi sona
erdikten sonra bildirim veya beyanlara ilişkin yapılan düzeltme talepleri ise
maddenin on ikinci fıkrası hükmü gereğince dikkate alınmayacaktır. Bu çerçevede,
31/7/2013 tarihine kadar yapılan bildirim veya
beyanların bu tarihten sonra düzeltilmesi mümkün olmayacaktır.
3.1.3. Yurt dışında sahip olunan
varlıkların bildirimi üzerine banka veya aracı kurumlarca yapılacak
işlemler
Gerçek veya tüzel kişiler yurt
dışında sahip oldukları varlıkları, iki nüsha olarak hazırlayacakları Ek-1'de
yer alan form ile bankalara bildirebileceklerdir. Formun bir nüshası, ilgili
banka tarafından varsa bildirim nedeniyle açılan hesaba ilişkin bilgiler yazılıp
tasdik edildikten sonra düzenlenen banka dekontlarıyla
birlikte ilgilisine geri verilecektir.
Ayrıca bankalar, bildirim tarihini
takip eden ayın sonuna kadar Türkiye'ye
getirilen veya bu sürede Türkiye'de bulunan bankalardaki bir hesaba transfer
edilen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını
ilgili müşterileri adına açacakları hesaplara kaydedeceklerdir.
Gerçek veya tüzel kişilerce yurt
dışında sahip olunan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarıyla ilgili
bildirim, Ek-3'te yer alan formdan iki nüsha olarak hazırlanarak aracı kurumlara
da yapılabilecektir. Formun bir nüshası, ilgili aracı kurum yetkilisi tarafından
açılan hesaba ilişkin bilgiler yazılıp tasdik edildikten sonra düzenlenen işlem
sonuç formları ile birlikte ilgili kişiye geri verilecektir. Bildirilen menkul
kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları bu kurumlarda açılacak hesaplara
kaydedilecek ve müşterilerin portföylerine dahil
edilecektir.
Gerçek veya tüzel kişilerce
yapılacak bu bildirimlerin yetkili kılınmış vekilleri veya kanuni temsilcileri
tarafından da yapılabilmesi mümkündür. Bildirimin gerçek veya tüzel kişinin
vekili ya da kanuni temsilcisi tarafından yapılması halinde, bankalar veya aracı
kurumlarca söz konusu vekil veya kanuni temsilcinin yetkili olup olmadığı
hususunun kontrol edileceği tabiidir.
Madde kapsamında bildirilen
varlıklara ilişkin olarak banka veya aracı kurumlar tarafından herhangi bir
belge istenmeyecektir.
3.1.4. Yurt dışında sahip olunan
varlıklara ilişkin verginin ödenmesi
15/4/2013
tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan varlıklar, Türk Lirası
cinsinden rayiç bedelleriyle Ek-2'de yer alan beyanname ile gelir veya kurumlar
vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine beyan edilebilecektir. Vergi
dairelerine beyan edilen varlıklara ilişkin olarak herhangi bir belge
istenmeyecektir. Beyan edilen varlıkların değerleri üzerinden, vergi
dairelerince % 2 oranında tarh edilen vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen
ayın sonuna kadar ödenecektir.
Türkiye'de ikametgâhı
bulunmayanlarla ilgili olarak söz konusu beyannamelerin alınması hususunda
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Vergi
Dairesi Başkanlığı Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğü ve İzmir Vergi Dairesi
Başkanlığı Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü yetkili kılınmıştır. Türkiye'de
ikametgâhı bulunmayanların yurt dışında bulunan varlıklarına ilişkin olarak bu
vergi dairelerine beyanda bulunmaları ve tahakkuk eden vergileri ödemeleri
mümkündür.
Banka veya aracı
kurumların, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak varlıkların
bildirim değerleri üzerinden % 2 oranında hesapladıkları vergiye ilişkin
beyannameyi, Ek-4'te yer alan beyanname ile aylık olarak vergi sorumlusu
sıfatıyla bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar kurumlar vergisi
yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine, 340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik
ortamda vermeleri gerekmektedir. Tahakkuk eden vergiler ise aynı sürede ödenecektir.
3.2. Şirketlerin kanuni
temsilcileri, ortakları veya vekilleri adına görünen varlıkların durumu
Şirketlerin kanuni temsilcileri,
ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına madde kapsamına giren
varlıkları, 15/4/2013 tarihinden önce yetkili
kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden tasarruf
etmeye yetkili olanların, bu tarih itibarıyla sahip oldukları ve yurt dışında
bulunan varlıklarının, Tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına
bildirim veya beyana konu edilerek Türkiye'ye getirilmesi veya Türkiye'deki
banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi halinde, bu
varlıklara ilişkin olarak şirketin madde hükümlerinden yararlanabilmesi
mümkündür.
Şirket veya
şirket ortaklarına ait olduğu halde yukarıda belirtilenler dışındaki kişilerce
tasarruf edilen varlıkların madde hükümleri
çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilebilmesi ve maddenin
beşinci fıkrası hükmünden yararlanılabilmesi için bildirim veya beyan dışındaki
nedenlerle inceleme veya takdir komisyonu kararına istinaden yapılacak
tarhiyatlar esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ait
olduğunun izah ve ispat edilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar gerçek kişilerin
yurt dışında başkaları adına görünen varlıkları için de
geçerlidir.
3.3. Varlıkların bildirim ve beyan değeri
Yurt dışında bulunan varlıkların,
vergi dairelerine beyan edilmesi ile banka veya aracı kurumlara bildirilmesinde
ya da yasal defterlere kaydedilmesinde, bu varlıkların rayiç bedelinin Türk
Lirası karşılığı esas alınacaktır.
Rayiç bedel, söz konusu varlıkların
sahiplerince bildirim veya beyan tarihi itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli
olup bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerekmektedir.
Döviz ve döviz cinsinden
varlıklarda, T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınarak Türk Lirası
karşılığı bildirim ve beyana konu edilecektir.
3.4. Bildirilen veya beyan
edilen varlıkların yasal defter kayıtlarına intikal ettirilmesi
Bildirilen veya beyan edilen
varlıklar, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükelleflerce, banka veya
aracı kurumlara bildirildiği ya da vergi dairelerine beyan edildiği tarih
itibarıyla belirlenen Türk Lirası karşılığı rayiç bedelleriyle, bildirim ve
beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar yasal defterlere kaydedilecektir.
Yurt dışında bulunan söz konusu
varlıkların şirket adına beyan edilmesi durumunda ilgili şirket; gerçek kişiler
adına beyan edilmesi halinde ise bu gerçek kişilerin kendileri, maddenin
sağladığı avantajlardan yararlanabileceğinden, şirket adına bildirim veya beyana
konu edilen varlıkların anılan şirketin yasal kayıtlarına intikal ettirilmesi
zorunludur.
Bilanço esasına göre defter tutan
mükellefler, madde uyarınca yasal defterlerine kaydettikleri kıymetleri için
pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap sermayenin cüz'ü
addolunacak ve sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamayacaktır. Fon
hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi halinde
vergilendirilmeyeceği gibi Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesi ile Kurumlar
Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddeleri uyarınca
gerçekleşecek devir ve bölünme hallerinde de
vergilendirilmeyecektir.
Serbest meslek kazanç defteri ile
işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri
defterlerinde ayrıca göstereceklerdir.
Gelir veya kurumlar vergisi
mükelleflerince yukarıda yapılan açıklamalara göre yasal defterlere kaydedilen
bu varlıklar, dönem kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate
alınmayacaktır.
3.5. Gider ve amortisman uygulaması
Tebliğin, "3.1.4." bölümünde
yapılan açıklamalar çerçevesinde ödenen vergilerin, hiçbir suretle gelir veya
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması ya da başka
bir vergiden mahsup edilmesi mümkün değildir.
Bildirilerek veya beyan edilerek
yasal defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında Vergi Usul
Kanununda yer alan amortismanlara ilişkin hükümler
uygulanmayacaktır.
Kayıtlara alınan bu varlıkların
daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi
uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya
indirim olarak kabul edilmeyecektir.
4. Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıkların Türkiye'ye Getirilmesi
Beyan edilen veya bildirilen
varlıkların;
- 15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında
bulunduğunun,
- Gerçek veya tüzel kişilerce sahip
olunduğunun
tevsik
edilmesi kaydıyla taşınmazlar dışındaki varlıkların, beyan veya bildirim
tarihini takip eden ay sonuna kadar Türkiye'ye getirilmesi ya da Türkiye'deki
banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi gerekmektedir.
Maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
sonra, bildirim veya beyandan önce Türkiye'ye getirilen ya da Türkiye'deki banka
veya aracı kurumlarda açılan bir hesaba transfer edilen varlıklara ilişkin
olarak maddede öngörülen sürede bildirim veya beyanda bulunulması ve diğer
şartların da yerine getirilmesi kaydıyla madde hükümlerinden
yararlanılabilecektir. Bu şekilde, bildirim veya beyandan önce yurt dışından
Türkiye'ye getirilen varlıkların daha sonraki bir tarihte beyan edilmesi
sırasında, Tebliğin “3.3” bölümünde açıklandığı üzere
varlıkların bildirim veya beyan tarihindeki değerleri esas alınacaktır.
Bu koşulların gerçekleşmemesi
halinde, maddenin beşinci fıkrası hükmünden
yararlanılması mümkün değildir.
Bu nedenle, söz konusu varlıkların
15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğunun,
bu varlıklara yurt dışında sahip olunduğunun ve ilgili (kambiyo, gümrük, yabancı
sermaye gibi) mevzuat çerçevesinde Türkiye'ye getirildiğinin kanaat verici
belgelerle ispat yükümlülüğü mükelleflere ait olacaktır.
Bu tarih itibarıyla madde kapsamına
giren varlıkların, bu tarihten 31/7/2013 tarihine kadar
yine kapsama giren başka tür varlıklara dönüşmesi halinde, en son varlığın
bildirim veya beyana konu edilerek Türkiye’ye transfer edilmesi mümkündür.
5. Bildirim ve Beyanın Vergi İncelemesi Karşısındaki Durumu
5.1. İnceleme ve tarhiyat
yapılmayacak haller
Maddenin beşinci fıkrası uyarınca,
bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi
ve vergi tarhiyatı yapılamayacaktır.
5.2. Bildirim ve beyan dışındaki
nedenlerle yapılacak incelemelere ilişkin tarhiyatlar ve mahsup
Bildirim veya beyan dışındaki
herhangi bir nedenle, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 1/1/2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi
veya takdir komisyonu kararı uyarınca gelir,
kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarından,
madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarların, bu tutarlara ilişkin
tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilmesi
gerekmektedir. Dolayısıyla, inceleme esnasında vergi incelemesine yetkili
olanlar, bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin olarak maddede öngörülen
koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini ayrıca kontrol etmek suretiyle
bildirilen veya beyan edilen tutarları mahsup ederek vergi inceleme raporlarını
tanzim edeceklerdir. Takdir komisyonları ise madde kapsamında beyan edilen
tutarları dikkate almadan kararlarını tanzim edecekler ancak, bu kararlar
uyarınca vergi daireleri tarafından tarhiyatın yapılması aşamasında mahsup
şartlarının varlığı kontrol edilerek gerekli işlemler tesis
edilecektir.
1/1/2013
tarihinden önceki dönemlerle ilgili olarak maddenin yürürlük tarihi olan
29/5/2013 tarihinden önce başlayan vergi incelemeleri veya takdire sevk
işlemleri ile 1/1/2013 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin yapılacak vergi
incelemeleri veya takdir işlemleri nedeniyle yapılacak tarhiyatlar açısından
maddenin beşinci fıkrasında öngörülen mahsup hükmünün uygulanması mümkün
değildir.
Vergi
incelemeleri ile ilgili olarak mükellefler nezdinde; vergi incelemesine
başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere
mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter ve belgeleri isteme yazısının
tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da kanuni
defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz
edilmiş olması durumunda, vergi incelemesine başlanıldığı kabul
edilecektir.
Takdir komisyonu kararları uyarınca
yapılacak tarhiyatlarda ise takdire sevk tarihi esas alınmak suretiyle mahsup
imkanından yararlanılıp yararlanılamayacağı tayin
edilecektir. Ancak, maddenin yayımı tarihinden önce başlayan vergi
incelemelerinin neticelendirilmeyip, incelemeye alınan dönemler için
mükelleflerin takdir komisyonuna sevk edilmesi halinde incelemeye başlama tarihi
esas alınacaktır.
Öte yandan, mahsup uygulamasında
Tebliğin “5.4.2” bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde verginin ödenme
şartı dikkate alınacaktır.
5.3. Mahsup
uygulamaları
Aşağıdaki bölümlerde mahsup
uygulamalarına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup, vergi incelemelerine
bağlı tarhiyatlar hakkında yapılan açıklamalar takdir komisyonu kararları
uyarınca yapılan tarhiyatlar için de geçerli olacaktır.
5.3.1. Bildirim veya beyan
dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelerde aynı fiilden kaynaklanan
tarhiyatlar ve mahsup
Diğer nedenlerle yapılacak vergi
incelemelerinde aynı fiilden kaynaklanan matrah farkı bulunması halinde, madde
kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar bu matrah farkından mahsup
edileceğinden, mahsup tutarı kadar gelir, kurumlar veya katma değer vergisi
tarhiyatı önerilemeyecektir.
Diğer taraftan, geçici vergiler
yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere alınmakta olup mahsup
dönemi geçtikten sonra önerilen geçici vergi tarhiyatlarında geçici verginin
aslı aranmamakta, ceza ve faizleri aranmaktadır. Dolayısıyla, yıllık gelir veya
kurumlar vergisi yönünden tespit edilen matrah farklarından bildirilen veya
beyan edilen tutarların mahsup edilmesi halinde, bu vergilere yönelik olarak
önerilen geçici vergi matrah farkından da mükerrer indirime yol açmayacak
şekilde mahsup yapılacağından, anılan matrah farklarına yönelik olarak ayrıca
geçici vergi hesaplanması söz konusu olmayacaktır.
Örnek 1: (A) A.Ş. yurt dışında 15/4/2013
tarihi itibariyle sahip olduğu 500.000 TL karşılığı dövizi madde kapsamında
1/6/2013 tarihinde (Y) Bankasına bildirerek, söz konusu tutarı açılan mevduat
hesabına yatırmış ve ilgili Banka tarafından bildirilen değerler üzerinden %2
oranında vergi ödenmiştir. Anılan kurum hakkında
bildirim dışındaki nedenlerle 2012 yılına ilişkin olarak 15/7/2013 tarihinde başlayan vergi incelemesi sonucu
1.000.000 TL’lik belgesiz mal satışı nedeniyle 800.000 TL kurumlar vergisi ve
geçici vergi ile 1.000.000 TL katma değer vergisine konu matrah farkı
bulunmuştur.
Bu durumda, inceleme esnasında
öncelikle bulunan matrah farklarından madde kapsamında bildirilerek yurda
getirilen 500.000 TL mahsup edilecek ve kalan tutar olan 300.000 TL üzerinden
kurumlar vergisi ve geçici vergi ile 500.000 TL üzerinden katma değer vergisi
tarhiyatı önerilecektir.
5.3.2. Bildirim veya beyan
dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelerde ayrı fiillerden kaynaklanan
tarhiyatlar ve mahsup
Diğer nedenlerle yapılacak vergi
incelemelerinde ayrı fiillerden kaynaklanan matrah farklarının bulunması halinde
ise, madde kapsamında bildirilen veya beyan edilen tutarlar gelir, kurumlar veya
katma değer vergisi yönünden bulunan her bir matrah farkından ayrı ayrı mahsup edilecektir. Bu mahsup esnasında, bildirilen
veya beyan edilen tutarların bulunan matrah farkları toplamından küçük olması
halinde, bu tutarın vergi türüne isabet eden matrah farkı ile oranlanması
suretiyle mahsup işlemi gerçekleştirilecektir.
Örnek 2: (K) Ltd. Şti. yurtdışında sahip olduğu 400.000 TL
değerindeki taşınmazını 30/5/2013 tarihinde beyan
ederek beyan tarihini takip eden ayın sonuna kadar yasal defter kayıtlarına
intikal ettirmiş ve fon hesabına alarak söz konusu tutarı da sermayesine ilave
etmiştir. Anılan kurum ile ilgili olarak bildirim veya beyan dışındaki
nedenlerle 2010 yılına ilişkin olarak 1/6/2013
tarihinde başlanılan inceleme sonucu şirketin satışlarının bir kısmını düşük
bedelli fatura düzenlemek suretiyle kayıt dışı bıraktığı tespit edilmiş, kayıt
dışı bırakılan hasılat nedeniyle 300.000 TL kurumlar vergisi ve katma değer
vergisi matrah farkı bulunmuştur. Ayrıca, şirketin verdiği borçla ilgili tahsil
ettiği faiz geliri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi tutarlarını da
kayıtlarına intikal ettirmediği için 200.000 TL katma değer vergisi matrah farkı
bulunmuştur.
Bu durumda, inceleme sonucunda
bulunan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi matrah farklarından, madde
kapsamında beyan edilen 400.000 TL orantılı bir şekilde mahsup edilecektir.
Dolayısıyla, 400.000 TL'nin {[300.000/(300.000+200.000)]x400.000=} 240.000 TL'si
kayıt dışı bırakılan hasılat nedeniyle bulunan (aynı
fiilden kaynaklanan) kurumlar vergisi ve katma değer vergisi matrah farkından;
{[200.000/(300.000+200.000)]x400.000=} 160.000 TL'si ise diğer nedenle bulunan
(ayrı fiilden kaynaklanan) katma değer vergisi matrah farkından mahsup
edilecektir. Bunun sonucunda, 60.000 TL matrah farkı üzerinden kurumlar ve katma
değer vergisi, 40.000 TL matrah farkı üzerinden de katma değer vergisi tarhiyatı
önerilecektir.
Öte yandan, madde kapsamında beyana
konu edilen tutarın 700.000 TL olması halinde, inceleme esnasında bulunan matrah
farklarından madde kapsamında bildirilen 700.000 TL'nin (300.000+200.000=)
500.000 TL'si doğrudan mahsup edilecektir. Dolayısıyla, matrah farkı
oluşmadığından herhangi bir tarhiyat önerilmeyecektir. Beyan edilen tutardan
arta kalan 200.000 TL ise daha sonra yapılabilecek vergi incelemelerinde
bulunacak matrah farklarından mahsup edilebilecektir.
5.3.3. Bildirim ve beyan
dışındaki nedenlerle yapılacak incelemelerde birden fazla döneme ilişkin
önerilecek tarhiyatlar ve mahsup uygulaması
Diğer nedenlerle birden fazla
vergilendirme dönemini kapsayacak şekilde yapılacak vergi incelemelerinde her
bir vergilendirme dönemi için matrah farkı bulunması ve inceleme raporlarının
farklı tarihlerde tanzim edilmesi halinde, rapor tarihine göre sırasıyla mahsup
işlemi gerçekleştirilecektir.
İnceleme raporlarının aynı tarihte
tanzim edilmesi halinde ise bildirilen veya beyan edilen tutarların bulunan
matrah farkları toplamından küçük olması durumunda, mahsup işlemi, bildirilen
veya beyan edilen tutarların her bir vergilendirme dönemine isabet eden matrah
farkı ile oranlanması suretiyle gerçekleştirilecektir.
5.3.4. Gelir, kurumlar veya
katma değer vergisi tevkifatı matrah
farkları
Bildirilen veya beyan edilen
tutarlar; gelir, kurumlar ve katma değer
vergisi tevkifatı yapmak ve ödemekle sorumlu olanlar
adına, diğer nedenlerle yapılan vergi incelemeleri sonucu bulunan gelir,
kurumlar veya katma değer vergisi tevkifatı matrah
farklarından da mahsup edilecektir.
5.3.5. Bildirim veya beyana konu
edilen varlıkların gelir unsurları ile ilgisi ve mükellefiyet tesisi
Varlıklarını bildirim veya beyana
konu eden ve defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri ile
ilgili olarak, diğer nedenlerle inceleme yapılması durumunda bulunan matrah
farklarının hangi gelir unsuru ile ilgili olduğunun önemi olmaksızın, beyan
edilen tutarlar bulunan matrah farklarından mahsup edilecektir.
5.3.6. Vergi farkları ve diğer
vergiler
Bildirim veya beyan dışındaki
herhangi bir nedenle, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra 1/1/2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak vergi
incelemesi yapılması halinde, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden
tespit edilen matrah farklarının yanı sıra indirimi reddedilen katma değer
vergisine ilişkin matrahtan, bildirilen veya beyan edilen tutarlar mahsup
edilebilecektir.
İndirimi reddedilen katma değer
vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye
esas teşkil eden bedel olarak dikkate alınarak mahsup uygulaması
yapılacaktır.
Örneğin, bir faturadaki 10.000
TL'lik bir bedel üzerinden %8 oranında hesaplanan 800 TL katma değer vergisi
indiriminin reddedilmesi durumunda, katma değer vergisi indirimi reddinden
dolayı mahsuba konu olacak katma değer vergisi matrahı 10.000 TL
olacaktır.
İndirimi reddedilen katma değer
vergisinin hangi orana karşılık geldiğinin bilinememesi ya da bedelin tespit
edilememesi halinde ise mahsup uygulamasında dikkate alınacak matrah tutarı %18
KDV oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanacaktır.
Örnekte, indirimi reddedilen 800 TL
katma değer vergisinin hangi orandan kaynaklandığının belirlenememesi durumunda,
mahsup imkanından yararlanabilecek matrah farkı (800/0,18=) 4.444,44 TL olarak
hesaplanacaktır.
5.3.7. Diğer vergi ve cezalar
ile haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatların durumu
Haksız iadeden kaynaklanan
tarhiyatlar ile gelir, kurumlar ve katma değer vergisi dışındaki diğer vergilere
yönelik yapılacak inceleme ve tarhiyatlar, mahsup uygulaması kapsamında
değerlendirilmeyecektir.
Usulsüzlük veya özel usulsüzlük
cezaları da mahsup uygulaması kapsamında değildir.
5.4. Maddenin beşinci fıkrası
hükmünden yararlanılabilmesi için öngörülen şartlar
5.4.1. Varlıklara ilişkin
şartlar
Yurt dışında sahip olduğu
varlıkları banka veya aracı kurumlara bildiren veya vergi dairelerine beyan eden
gerçek veya tüzel kişilerce, söz konusu varlıkların 15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğunun ve
sahibi olunduğunun kanaat verici vesikalarla tevsik edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, yurt dışında bulunduğuna ve sahip olunduğu tevsik edilen varlıkların,
bildirim veya beyanın yapıldığı tarihi takip eden ay sonuna kadar Türkiye'ye
getirilmesi veya bu sürede Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak
bir hesaba transfer edilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla;
- Banka veya aracı kurumlara
bildirildiği veya vergi dairelerine beyan edildiği halde, 15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğuna ve
sahibi olunduğuna ilişkin kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen varlıklar
nedeniyle,
- Yurt dışında bulunduğu ve sahip
olunduğu bildirilen veya beyan edilen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer
sermaye piyasası araçlarının, bildirim veya beyan tarihini takip eden ayın
sonuna kadar Türkiye'ye getirilmemesi veya bu
sürede Türkiye'deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer
edilmemesi nedeniyle
maddenin
beşinci fıkrası hükmünden yararlanılamayacaktır.
5.4.2. Bildirim veya beyandan
kaynaklanan vergilerin vadesinde ödenmesi şartı
Mahsup imkanından yararlanılabilmesi için, bildirilen veya beyan
edilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi şarttır.
Tahakkuk eden verginin vadesinde
ödenmemesi veya maddede yer alan diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle
mahsup imkanından yararlanılmaması durumu, vergi
aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsiline
engel teşkil etmemektedir. Ayrıca, bildirim veya beyanlar nedeniyle tahsil
edilen vergiler ret ve iade edilmeyecektir.
6.
Madde Kapsamındaki Taleplerin Yerine Getirilme
Zorunluluğu
İlgili kurum ve kuruluşlar, gerçek
veya tüzel kişilerin madde uyarınca yapılacak işlemlere ilişkin taleplerini
yerine getirmek zorundadırlar. Ancak, banka veya aracı kurumlara bildirimi
yapılan varlıklara ilişkin bildirim değeri üzerinden %2 oranında hesaplanan
tutarın ödenmemesi durumunda, banka veya aracı kurumların söz konusu bildirimi
alma zorunluluğu yoktur.
7. Yurt Dışından Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna Uygulaması
Maddenin on ve on birinci fıkraları
ile yurt dışından elde edilen bazı kazançlar, gelir veya kurumlar vergisinden
istisna edilmektedir.
7.1. İstisna uygulamasından
yararlanacak olanlar
İstisna uygulamasından Türkiye'de
tam mükellef olarak vergilendirilen gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri
(serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükellefler dahil), bu kazançlarını Türkiye'ye transfer etmeleri şartıyla
yararlanabileceklerdir.
7.2. İstisna kapsamında bulunan
yurt dışı kazançları
İstisna
kapsamına;
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de
bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin yurt dışında satışından doğan kazançlar,
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de
bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları,
- Yurt dışında bulunan işyeri veya
daimi temsilci aracılığıyla elde edilen ticari kazançlar
girmektedir.
31/10/2013 (bu tarih dahil) tarihine kadar elde edilen bu kazançlar ile kanuni ve
iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan ve 31/12/2013
(bu tarih dahil) tarihine kadar elde edilen kazançlar da istisna
kapsamındadır.
7.3. İstisna uygulamasının
şartları
Madde kapsamına giren ve yurt
dışından elde edilen kazançlara ilişkin istisna uygulamasından
yararlanılabilmesi için; yurt dışı iştirak kazancı, yurt dışı iştirak hissesi
satış kazancı, yurt dışı şube kazancı ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de
bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazancın 31/12/2013 tarihine kadar, Türkiye'ye transfer edilmiş olması
gerekmektedir.
Bu kazançların ilgili mevzuat
çerçevesinde Türkiye'ye getirildiği, mükelleflerce kanaat verici belgelerle
ispat edilecektir.
7.4. İstisna uygulamasına konu
yurt dışı kazançların beyanı
Maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 31/10/2013 tarihine kadar elde edilen ve maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten 31/12/2013 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilen yurt dışı iştirak
kazançları ile yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan
kazançlar, 2013 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil
edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle vergiden
istisna edilebilecektir.
Yurt dışında bulunan işyeri veya
daimi temsilci aracılığıyla elde edilen şube kazançlarının, 31/10/2013 tarihine
kadar elde edilen kısmı tespit edilecek ve bu kazanç, 2013 yılında geçici vergi
dönemleri itibarıyla geçici vergi beyanına konu edilmiş olsa dahi, maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2013 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmek
şartıyla, 2013 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi
beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil
edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnaya konu
edilecektir.
Aynı şekilde kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kurumların, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2013
tarihine kadar gerçekleşen tasfiyelerinden doğan ve 31/12/2013 tarihine kadar
Türkiye'ye transfer edilen kazançları da 2013 yılına ilişkin verilecek yıllık
gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek
suretiyle istisnaya konu edilecektir.
Özel hesap dönemine tabi olan
mükellefler ise belirtilen tarihler arasında elde ettikleri söz konusu
kazançlarını, hesap dönemlerine göre 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin verilecek
yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına
dahil etmek ve beyannamelerin ilgili satırında
göstermek suretiyle istisnaya konu edebileceklerdir.
1/1/2013
tarihinden önce elde edildiği halde kayıtlara intikal ettirilmeyen ve beyan dışı
bırakılan iştirak kazançları, iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından
sağlanan kazançlar, yurt dışı şube kazançları ile bu tarihten önce elde edilen
yurt dışı tasfiye kazançları ile ilgili olarak bu istisna hükmünden
yararlanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, söz konusu kazançların maddenin
birinci fıkrasında belirtilen hükümden yararlanarak Türkiye'ye getirilme imkanı bulunmaktadır.
Tebliğ olunur.
Ek 1 Bankalara yapılacak
bildirime ilişkin form
Ek 2 Vergi dairelerine
verilecek beyanname
Ek 3 Aracı Kurumlara
yapılacak bildirime ilişkin form
Ek 4 Banka ve aracı
kurumlarca sorumlu sıfatıyla verilecek beyanname
|