Çeklerde reeskont uygulamasına dair açıklamalar işbu Sirkülerin
konusunu teşkil etmektedir.
1.1. 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması
Hakkındaki Kanuna ilave edilen geçici 2 nci maddede "31.12.2009 tarihine
kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya
ibrazı geçersizdir." hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr hükme yönelik olarak mükelleflerin, geçici bir süre ile
sınırlı olarak vade getirilmiş olan ileri tarihli çeklerin artık senet olarak
kabul edilerek, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun reeskont konusundaki
düzenlemeleri karşısında reeskonta tâbi tutulup tutulmayacağı hususunda
tereddüde düştüklerinin anlaşılması üzerine, mükellefler açısından uygulama
birliğinin sağlanması gayesiyle 12.05.2009 tarihli ve 41 numaralı Vergi Usul
Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır.
Sözü edilen Sirkülerde özetle, mezkûr geçici 2 nci maddenin
gerekçesinde bu maddenin belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide
tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edilerek
ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta
karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amacıyla
getirildiğinin ifade edildiği, dolayısıyla bu düzenleme ile çeklerin bono ve
poliçeler gibi vadeli senet haline getirilmesinin amaçlanmadığı, ayrıca 6762
sayılı Türk Ticaret Kanununun hükümleri gereğince çeke vade konulmasının kabul
edilmediği açıklamalarına yer verilerek, çekin ödeme aracı olmasından dolayı
senet olarak kabul edilmesi imkân dâhilinde bulunmadığından 5838 sayılı Kanunun
18 inci maddesiyle yapılan düzenlemeye uyan çeklere reeskont uygulanmasının
mümkün olmadığı görüşüne yer verilmiştir.
1.2. 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanan 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış,
Kanunun geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası ile de "31.12.2011 tarihine
kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap
bankaya ibrazı geçersizdir." hükmü ihdas edilmiş, bilahare 6273 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesiyle 5941 sayılı Kanuna eklenen geçici 3 üncü maddenin
beşinci fıkrasında 31.12.2017 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme
tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz
sayılmıştır.
Diğer taraftan 5941 sayılı Kanunun,
3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında "Üzerinde yazılı
bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret
Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde,
bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle
ilgili olarak hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme
tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve
karşılıksızdır işlemine tâbi tutulması şarttır." hükmü,
5 inci maddesinin birinci fıkrasında "Üzerinde yazılı
bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle
ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin
talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında,
çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka
şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın
yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek
düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir..." hükmü,
6 ncı maddesinin birinci fıkrasında ise "Karşılıksız kalan
çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî
ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde
temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödenmesi
hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Cumhuriyet savcısı tarafından
kaldırılır..." hükmü yer almaktadır.
2. İleri Düzenleme Tarihli Çeklerde Reeskont Uygulaması
2.1.İleri Düzenleme Tarihli Çek İle İlgili
Düzenlemeler
Mezkûr 41 numaralı Sirkülerin yayımından sonra yapılan kanuni
düzenlemeler karşısında çeklerde reeskont uygulaması ile ilgili olarak aşağıda
yer alan izahata lüzum görülmüştür.
İlk defa 3167 sayılı Kanuna 28.02.2009 tarihinden 31.12.2009'a
kadar uygulanmak üzere ilave edilen çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce
ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edilmesi kuralı önce 5941
sayılı Kanunla 31.12.2011 tarihine, sonra da 6273 sayılı Kanunla 31.12.2017
tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Kısa bir dönem için geçici mahiyette
ihdas edilen kural, bilahare yapılan iki düzenleme ile 31.12.2017 tarihine kadar
geçerli hâle getirilmiştir. Mevcut durumda düzenlemenin geçicilik mahiyetini
koruduğunu söylemek zor olacaktır.
Diğer taraftan, geçici maddede yer alan mezkûr düzenlemenin
yanında 5941 sayılı Kanunun 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer verilen
hükümleri incelendiğinde, ileri tarihli düzenlenen bir çekin, üzerinde yazılı
bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilmesi hâlinde çekin karşılığının Türk
Ticaret Kanununun 795 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması
hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamayacağı; ayrıca 6273 sayılı
Kanunla getirilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının, çekin, üzerinde
yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz
edilmesi, karşılığın bulunmaması ve karşılıksızdır işleminin yapılması hâlinde
verileceği; son olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının Cumhuriyet
savcısı tarafından kaldırılması için karşılıksız kalan çek bedelinin ödenmesinde
kanuni faizin çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz
tarihinden itibaren işletileceği görülmektedir.
Mezkûr 3 üncü maddenin gerekçesinde "...ileri düzenleme
tarihli çeklerin üzerinde yer alan tarihten önce, bankaya ibraz edilmesi ve
karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde, bu çekle ilgili olarak
karşılıksızdır işleminin ve hukukî takip yapılmasının önüne geçilmesi
amaçlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, ileri tarihli çekle ilgili olarak kambiyo
senetlerine özgü hukukî takip yoluna başvurulabilmesi için üzerinde yazılı
düzenleme tarihi itibarıyla kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve
bu Tasarı hükümlerine göre karşılıksızdır işlemi yapılması
gerekmektedir.",
Öte yandan, 5941 sayılı Kanunun "Amaç ve kapsam"
başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında "Bu Kanunda hüküm bulunmayan
hâllerde genel hükümler uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Böylece bu
Kanunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre özel bir kanun olduğu
anlaşılmakta ve bu nedenle de düzenleme tarihinden önce ibraz yasağı ve hukuki
takip yapılamama hususlarında 5941 sayılı Kanunun uygulanması lüzumu ortaya
çıkmaktadır.
5941 sayılı Kanunun 1, 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer
verilen hükümleri ve gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde bu hükümlerle
çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre ibraz edilmesinin sağlanmasının,
diğer bir ifadeyle üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ibrazın
engellenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Kanunun geçici 3 üncü
maddesinde yer alan ve 31.12.2017 tarihine kadar mer'i olan üzerinde yazılı
düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz
sayılması kuralı bunu tamamen imkânsız kılmaktadır.
2.2. Değerlendirme
2.2.1. 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
(B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme
göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek
mahiyeti esas alınmakta, diğer bir ifade ile vergi uygulamalarında olayın
görünen yönü değil gerçek biçimi esas alınarak buna göre işlem yapılmaktadır.
Bu itibarla, 5941 sayılı Kanunun geçici hükümlerine göre çekin
üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazının
31.12.2017 tarihine kadar geçersiz olması; ayrıca ana maddelere göre çekle
ilgili hukuki takip yapılabilmesinin ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide
tatbik edilmesinin çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanuni ibraz
süresi içerisinde ibraz edilmesine bağlı olması ve son olarak karşılıksız çıkan
çekin bedelinin ödenmek istenmesi hâlinde kanuni faizin, üzerinde yazılı
düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işlemesi dikkate
alındığında, gerçek mahiyeti itibariyle çeklerin vergi uygulamaları bakımından
vadeli olma hususiyetini kazandığını söylemek mümkün olacaktır.
2.2.2. 213 sayılı Kanunun 281 inci maddesinde
"Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi
sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak
faizleriyle birlikte dikkate alınır.
Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme
gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış
ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi
uygulanır.
Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını
ya Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde
uyguladıkları faiz haddi ile değerleme günü kıymetine irca ederler." hükmü
yer almaktadır.
Anılan Kanunun 285 inci maddesinde de "Borçlar mukayyet
değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar
değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate
alınır.
Vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü
kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu
nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir
faiz uygulanır.
Banka ve bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını,
Cumhuriyet Merkez Bankasına resmi iskonto haddi veya muamelelerinde
uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü kıymetine irca ederler.
Alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden
mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tâbi tutmak
zorundadırlar." hükmü bulunmaktadır.
Buna göre, 213 sayılı Kanun uyarınca vadesi gelmemiş olan
alacak ve borç senetlerinin reeskonta tâbi tutulması gerekecektir. Ancak, bir
ödeme aracı olarak kullanılmakla beraber yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler
çerçevesinde vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme
gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması
öngörülen 213 sayılı Kanunda yer alan reeskont uygulamasından yararlanılmasının
mümkün olduğu ortaya çıkmaktadır.
3.Sonuç
Uygulamada birliğin sağlanması amacıyla yukarıda yapılan
açıklamalar doğrultusunda ileri düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde
vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen
reeskont uygulamasından yararlanması mümkün bulunmaktadır.