MADDE 1 –
4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 153 üncü maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Teminat uygulaması:
MADDE 153/A – Başkaca bir ticari,
zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek
amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca
düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek
görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve
mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenlerden, serbest meslek
erbabının, şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, adi ortaklıklarda ortaklardan
her birinin, ticaret şirketlerinde; şirketin, kanuni temsilcilerinin, yönetim
kurulu üyelerinin, şirket sermayesinin asgari % 10’una sahip olan gerçek veya
tüzel kişilerin ya da bunların asgari % 10 ortağı olduğu veya yönetiminde
bulundukları teşebbüslerin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare
edenlerin veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları
tespit edilenlerin işe başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına
mükellefiyet tesis edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve
mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı
bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte
belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak üzere teminat verilmiş
olması şarttır.
Birinci fıkrada sayılanların ortağı
oldukları adi ortaklıkların, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket
sermayesinin asgari % 10’una sahip oldukları ticaret şirketlerinin veya idare
ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin işe başlama bildiriminde
bulunması halinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
Birinci fıkrada sayılanların,
mükellefiyeti bulunan adi ortaklık, ticaret şirketleri ve tüzel kişiliği olmayan
teşekküllerin kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, idarecisi, asgari % 10
ortağı olması, bunları devralması, kısmen veya tamamen bunlara devrolunması
halinde, keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten itibaren bir ay
içinde birinci fıkrada yer alan şartların yerine getirilmesi bu mükelleflerden
yazılı olarak istenir. Otuz günlük süre içinde şartların yerine getirilmemesi ve
sayılan kişilerin statülerinin devam ettirilmesi halinde, istenilen teminat
tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle
mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilir. Tahakkuk ettirilen
teminat alacağı, gecikme zammı tatbik edilerek mükelleften, birinci fıkrada
sayılan kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm vergi
borçları ise mükellef müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere, bu kişilerden
6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsil edilir.
Birinci fıkrada sayılanlar hariç
olmak üzere, 359 uncu maddede yer alan sahte belge düzenleme fiilini işledikleri
vergi incelemesine yetkili olanlarca mükellef hakkında yapılan inceleme neticesinde
düzenlenen raporla tespit
edilenlerden bu durumları
kesinleşenlerin, keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten
itibaren bir ay içinde 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 Türk Lirasından ve
düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın % 10’undan az olmamak
üzere yazıyla otuz gün içinde teminat göstermesi istenir. Fiil tüzel kişilik
veya tüzel kişiliği olmayan teşekkül bünyesinde işlenmişse teminat bunlardan
istenir. Verilen sürede şartların yerine getirilmemesi halinde, istenilen
teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek
suretiyle mükellef adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilir. Tahakkuk
ettirilen teminat alacağı, mükelleften 6183 sayılı Kanun uyarınca gecikme zammı
tatbik edilerek takip ve tahsil edilir.
3568 sayılı Kanun kapsamında
faaliyette bulunan meslek mensuplarından bu maddenin birinci fıkrasında sayılan
haller dolayısıyla mükellefiyeti terkin edilenlerin bu fiillerine iştirak ettiği
inceleme raporuyla tespit edilenler ve bu durumu kesinleşenler hakkında üç yıl
süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır. Bu cezanın
uygulanmasında 3568 sayılı Kanunda yer alan usuller tatbik edilir. Sürenin
sonunda, meslek mensubunun tekrar faaliyete başlamak istemesi halinde
kendisinden bir ay içinde 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev’iden 75.000 Türk
Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın %
10’undan az olmamak üzere yazıyla teminat istenir. Verilen sürede teminatın
gösterilmemesi halinde dördüncü fıkranın ilgili hükmüne göre işlem
yapılır.
3568 sayılı Kanun kapsamında
faaliyette bulunan meslek mensuplarından dördüncü fıkrada sayılan fiile iştirak
ettiği inceleme raporu ile tespit edilen ve bu durumu kesinleşenlerden beşinci
fıkrada yer verilen esaslar dahilinde teminat istenir. Verilen sürede teminatın
gösterilmemesi halinde dördüncü fıkranın ilgili hükmüne göre işlem
yapılır.
Birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarda sayılan hallerde teminat alınmasını takip eden takvim yılının
başından itibaren üç yıl içinde, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı
belge kullanılması hariç 359 uncu maddede sayılan fiillerden herhangi birinin
işlenmediğinin tespit edilmesi halinde; dördüncü fıkrada sayılan hallerde ise
teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren beş yıl içinde
sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu
maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlendiğinin tespit edilmemesi
halinde alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe
iade edilir. Söz konusu fiillerin işlenmiş olduğunun tespit edilmesi halinde;
fiil birinci fıkra kapsamında ise mükellefiyet 160 ıncı maddenin üçüncü
fıkrasına göre terkin edilir, terkin tarihi itibarıyla ödenmemiş vergi borçları
ile işlenmiş olan fiillerden doğan vergi borcu alınan teminattan mahsup edilir,
artan tutar mükellefe iade edilir. Fiil dördüncü fıkra kapsamında ise vergi
borçları ile işlenen fiilden doğan vergi borçları teminattan mahsup edilir,
ayrıca mükelleften mezkûr fıkra hükmünce yeniden teminat istenir. Verilen sürede
teminatın gösterilmemesi halinde dördüncü fıkranın ilgili hükmüne göre işlem
yapılır.
Beşinci ve altıncı fıkralarda
belirtilen hallerde, teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından
itibaren beş yıl içinde mezkûr fıkralarda yer alan fiillerin işlendiğinin veya
bu fiillere iştirak edildiğinin tespit edilmemiş olması halinde alınmış olan
teminat başkaca vergi borcu bulunmaması durumunda meslek mensubuna iade edilir.
Söz konusu fiillerin işlendiğinin veya bunlara iştirak edildiğinin tespit edilmesi halinde, fiil beşinci fıkra
kapsamında ise meslek mensubu hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanır. Bu
cezanın uygulanmasında 3568 sayılı Kanunda yer alan usuller tatbik edilir. Fiil
altıncı fıkra kapsamında ise mezkûr fıkra uyarınca işlem tesis
edilir.
Bu madde uyarınca teminat alınan
mükelleflerin, teminatın alındığı tarihten sonra tahakkuk eden ve süresinde
ödenmeyen vergi borçlarının tutarı alınan teminat tutarının %10’unu aşması
halinde, teminat paraya çevrilerek 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesi uyarınca
mükellefin borçlarına mahsup edilir ve mükelleften teminat tutarının
tamamlanması istenir. Teminatın tamamlanmaması halinde dördüncü fıkranın ilgili
hükmüne göre işlem yapılır.
359 uncu maddede sayılan fiilleri
işledikleri veya bu fiillere iştirak ettikleri vergi incelemesine yetkili
olanlarca düzenlenen raporla tespit edilenlerden bu durumları kesinleşenler ile
birinci, ikinci ve üçüncü fıkraların kapsamına girenler veya bu fiillere iştirak
edenler, fiilin işlendiği tarihten itibaren altı yıl süreyle hiçbir surette
vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamazlar.
Bu madde hükümlerine göre istenecek
teminat tutarı; düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan tutarların toplamı,
faaliyet alanı, mükellefin hukuki statüsü, faaliyette bulunulan il veya bölge,
vergi borcu toplamı, fiilin tekrar edip etmediği gibi kıstaslar esas alınarak
Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslara göre, vergi dairesi müdürünün
yazılı talebine istinaden defterdar ve/veya vergi dairesi başkanı tarafından
tayin edilir.
Birinci fıkrada sayılanlar ile
sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılması hariç 359 uncu
maddede sayılan fiilleri işleyenler Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve
esaslara göre duyurulur. Bu kapsamda yapılan duyurular vergi mahremiyetinin
ihlâli sayılmaz. Fiil tüzel kişilik veya tüzel kişiliği olmayan teşekkül
bünyesinde işlenmişse, bunlar da duyurulur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 2 –
27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“26. “Gümrüklenmiş değer” deyimi,
Uluslararası Kıymet Sözleşmesine göre belirlenecek; ithal eşyası için eşyanın
CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile
gümrük vergileri toplamını;”
MADDE 3 – 4458
sayılı Kanunun 167 nci maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendine
aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
“e) 1/7/2010 tarihinden itibaren
geçerli olmak üzere, yolcu ve yük taşımacılığı faaliyetlerinde bulunan hava yolu
şirketlerinin bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere ithal edilen hava taşıtları,
motorları ve bunların aksam ve parçaları,”
MADDE 4 – 4458
sayılı Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi ve ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddeye ikinci fıkrasından sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut üçüncü fıkra dördüncü fıkra olarak
teselsül ettirilmiştir.
“l) 235 inci maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (c) bentleri ile üçüncü fıkrasında belirtilen eşya ve 237 nci maddesinin
üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen eşya,”
“2. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
hükümleri uyarınca;
a) Tasfiye edilebilecek duruma
gelen eşya,
b) El konulan eşyanın mahkemesince
sahibine iadesine karar verilmesi halinde, eşyanın teslim alınması için
ilgilisine yapılan tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde teslim alınmayan
eşya,
178 inci madde hükümlerine göre
tasfiye edilir.”
“3. Tasfiye edilmesine karar verilen eşyanın
bulunmaması halinde, ithal eşyası için CIF, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile
bunlara ilişkin gümrük vergileri tutarları tahsil edilir.”
MADDE 5 – 4458
sayılı Kanunun 180 inci maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının son
cümlesi ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
“1. 177 nci maddenin birinci
fıkrasının (b), (e), (f), (g) ve (k) bentlerinde ve ikinci fıkrasının (b)
bendinde belirtilen eşyanın satış bedelinden sırasıyla;
a) Hizmet karşılığı alacaklar ve
yapılmış masraflar,
b) Gümrük
vergileri,
c) Satış için yapılmış
masraflar,
d) Para
cezaları,
ayrılarak hak sahiplerine
dağıtılır. Bu bedellerin dağıtımından sonra artan para olursa, eşya sahipleri
adına emanet hesabına alınır. Emanete alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde
alınmayan para ile 177 nci maddenin birinci fıkrasının diğer bentlerinde
belirtilen eşyanın satış bedelinden bu fıkradaki usule göre yapılacak dağıtımdan
sonra kalan para Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döner sermaye işletmesine irat
kaydedilir.”
“Eşyanın sahibine iade edilmesine
karar verilmesi halinde tasfiye edilen eşyanın gümrük vergileri iade edilmez,
müsadere kararı verilmesi halinde satış bedeli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döner
sermaye işletmesine irat kaydedilir.”
“3. Tasfiye edilen eşya ve taşıtın
satış bedelinden alınacak gümrük vergileri, eşya için gümrük beyannamesi
verilmiş ise beyannamenin tescil edildiği tarihte, kaçak eşya için kaçak eşya
tespit tutanağının düzenlendiği tarihte, söz konusu tarihler bilinmiyorsa tespit
ve tahakkuk belgesinin düzenlendiği tarihteki vergi oranlarına göre
belirlenir.”
“4. Üzerlerinde satılamaz,
devredilemez, haciz, rehin, ipotek gibi şerhler bulunan taşıtların tasfiyesinde,
bu şerhler ayrıca bir işleme gerek olmaksızın, tasfiye kararı alındığı tarihten
itibaren kalkmış sayılarak varsa tescil kayıtları buna göre düzeltilir ve
tasfiyesi tamamlanarak birinci ve ikinci fıkra hükümleri çerçevesinde kalan para
emanete alınır. Dava sonucunda taşıtın sahibine iadesine karar verilmesi
halinde, şerhlere konu bedel ilgilisine ödendikten sonra kalan tutar ikinci
fıkra hükmü uyarınca sahibine ödenir.
5. Bu Kanun kapsamında yapılacak
tasfiye işlemlerinde 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu
hükümleri uygulanmaz ve buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
belirlenir.”
MADDE 6 – 4458
sayılı Kanunun 197 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “beyanname veya
beyanname yerine geçen belge üzerinde” ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
MADDE 7 – 4458
sayılı Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiş ve müteakip fıkra numarası buna göre teselsül
ettirilmiştir.
“2. Konusu ve yükümlüsünün aynı
olması, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunması şartıyla; birden
fazla işleme veya beyannameye ilişkin gümrük vergileri ve para cezalarına tek
tahakkuk ve ceza kararı düzenlenebilir.”
MADDE 8 – 4458
sayılı Kanuna 218 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“MADDE 218/A – 1. Bakanlık,
8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret
Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun uyarınca yaptırarak işletme
hakkını verdiği gümrük kapıları ve/veya lojistik merkezlerini, işletme süresi
bittikten sonra 30 yılı geçmemek üzere, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 18 inci maddesinde belirtilen
kiralama ve/veya işletme hakkının verilmesi yöntemleri ile 3996 sayılı Kanun ve
bu Kanunun uygulanmasına ilişkin ikincil mevzuattaki görevlendirme usullerini
kıyas yoluyla uygulayarak devredebilir. Devirlerin yöntemini, değer tespit
komisyonu ve görevlendirme komisyonu üyelerini, bu komisyonların çalışma usul ve
esasları ile diğer hususları belirlemeye Bakan
yetkilidir.”
MADDE 9 – 4458
sayılı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “üç
yıl” ibaresi “bir yıl” ve 228 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üç
yıl” ibaresi “iki yıl” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10 – 4458
sayılı Kanunun 231 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 231 – 1. İdari yaptırıma
konu fiilin, ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı
daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olmak kaydıyla, idari
yaptırım kararları Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri
içerisinde uygulanır.
2. Gümrük vergileri alacağına bağlı
idari para cezalarının zamanaşımı, bu idari para cezalarına ilişkin gümrük
vergilerinin zamanaşımına tabidir.”
MADDE 11 – 4458
sayılı Kanunun 234 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
“gümrük vergisi” ibareleri “ithalat vergileri”, (b) bendinde yer alan “gümrük
vergisine” ibaresi “ithalat vergilerine”, (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan
“gümrük vergisinden” ibareleri “ithalat vergilerinden” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 12 – 4458
sayılı Kanunun 235 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 235 – 1. Serbest dolaşıma
giriş rejimine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve
denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda;
a) Eşyanın genel düzenleyici idari
işlemlerle ithalinin yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrük
vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin dört katı idari para
cezası verilir.
b) (a) bendindeki eşyanın değersiz,
artık veya atık madde olması durumunda, idari para cezası; dökme halinde gelen
eşya için ton başına otuz bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına
altı yüz Türk Lirası olarak hesaplanır ve eşya yurtdışı
edilir.
c) Eşyanın ithali, lisansa, şarta,
izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik
belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya
belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük
vergilerinin yanı sıra, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para
cezası verilir.
d) (c) bendindeki eşyanın değersiz,
artık veya atık madde olması durumunda, idari para cezası; dökme halinde gelen
eşya için ton başına sekiz bin Türk Lirası, ambalajlı gelmesi halinde kap başına
iki yüz Türk Lirası olarak hesaplanır ve eşya yurtdışı
edilir.
2. İhracat rejimine tabi tutulan
eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya kontrol
sonucunda;
a) Eşyanın genel düzenleyici idari
işlemlerle ihracının yasaklanmış olduğunun tespiti halinde, eşyanın gümrüklenmiş
değerinin iki katı idari para cezası verilir.
b) Eşyanın ihracı, lisansa, şarta,
izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik
belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya
belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın
gümrüklenmiş değeri kadar idari para cezası verilir.
3. Yolcuların, gümrük mevzuatına
göre kişisel ve hediyelik eşya kapsamı dışında olup beyanlarına aykırı olarak
üzerlerinde, eşyası arasında veya taşıma araçlarında çıkan ya da başkasına ait
olduğu halde kendi eşyasıymış gibi gösterdikleri eşyanın gümrük vergileri iki
kat olarak alınır ve eşya sahibine teslim edilir. Gümrük vergileri ödenmediği
takdirde, eşya gümrüğe terk edilmiş sayılır.
4. Birinci fıkranın (a) ve (c)
bentlerinde belirtilen eşyaya el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine
karar verilir ve eşya 177 ila 180 inci madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi
tutulur.
5. Türkiye Gümrük Bölgesine
getirilen ve transit rejim beyanında bulunulan serbest dolaşımda olmayan
eşyanın, beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olduğunun
tespiti halinde, farklı çıkan eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para
cezası verilir.”
MADDE 13 – 4458
sayılı Kanunun 236 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“1. Teminat alınmış olsa bile,
gümrük işlemlerine başlanmadan veya bu işlemler bitirilip gümrük idaresinin izni
alınmadan gümrük antrepoları veya gümrük idaresince eşya konulmasına izin
verilen yerlerden kısmen veya tamamen eşya çıkarılması veya buralardaki eşyanın
değiştirilmesi ya da yapılan sayımlarda kayıtlara göre eşyanın bir kısmının
noksan olduğunun anlaşılması hallerinde, bu eşyanın gümrük vergilerinin yanı
sıra gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası
verilir.”
“4. Gümrüksüz satış mağazalarından
hak sahibi olmayanlara satış yapılması halinde satışa konu eşyaya, hak sahibi
olmakla birlikte limit üstü satış yapılması halinde de limit üstü eşyaya ait
ithalat vergilerinin yanı sıra bu vergilerin üç katı para cezası
verilir.
5. Gümrük antrepolarındaki eşyanın,
antrepo beyannamesinde beyan edilenden belirgin bir şekilde farklı cinste eşya
olduğunun tespiti halinde, bu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para
cezası verilir, eşyaya el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar
verilir ve eşya 177 ila 180 inci madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi
tutulur.”
MADDE 14 – 4458
sayılı Kanunun 237 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “gümrük vergisi”
ibaresi “gümrük vergileri” şeklinde değiştirilmiş, birinci ve üçüncü
fıkralarında yer alan “taşıt araçlarının sahipleri, kaptanları veya acentaları
tarafından gümrük idaresine” ibareleri madde metninden çıkarılmış, üçüncü
fıkrasında yer alan “eşyaya el konularak müsadere olunur” ibaresi “eşyaya el
konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir, 177 ila 180 inci
madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur” şeklinde ve altıncı fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“6. Türkiye Gümrük Bölgesine giriş
yapan taşıt içerisinde özet beyan verilmeksizin eşya getirildiğinin gümrük
idaresince belirlendiği veya eşyanın boşaltılmasına izin verilmesinden sonra
gümrük idaresine bildirildiği ve bu eşyanın verilmiş olan özet beyanlardan biri
ile ilişkili olmadığının anlaşıldığı hallerde, söz konusu eşya için özet beyan
vermekle yükümlü olan kişinin tespit edilmesi halinde bu kişi, tespit
edilememesi halinde ise eşyayı Türkiye Gümrük Bölgesine getiren kişi tarafından,
eşyanın yanlışlıkla mahrecinden fazla olarak yüklenmiş olduğu gümrük idaresince
belirlenecek süre içinde kanıtlanamadığı takdirde, söz konusu eşyaya el
konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir ve 177 ila 180 inci
madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur. Ayrıca eşyanın CIF kıymeti kadar
para cezası verilir.”
“7. Birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarda belirtilen para cezaları özet beyanı veren kişiden, altıncı fıkrada
belirtilen para cezası ise özet beyanı vermekle yükümlü olduğu tespit edilen
kişiden, bu kişinin tespit edilememesi halinde eşyayı Türkiye Gümrük Bölgesine
getiren kişiden alınır.”
MADDE 15 – 4458
sayılı Kanunun 238 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“1. 241 inci maddenin üçüncü
fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, dördüncü fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile
beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dâhilde işleme
rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine
ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı, tam
muafiyet suretiyle geçici olarak ithal edilen özel kullanıma mahsus taşıtlar
için gümrük vergileri tutarının dörtte biri oranında para cezası verilir. Ancak,
dâhilde işleme rejimi kapsamı ithal eşyasının, işleme faaliyetindeki hali veya
işlem görmüş ürün hali de dahil olmak üzere rejim çerçevesinde izin verilen
yerlerde tespiti halinde, ithal eşyasının gümrük vergileri tutarının iki katı
oranında para cezası verilir. Bu cezanın ödeme süresi içinde eşyanın gümrükçe
onaylanmış başka bir işlem veya kullanıma tabi tutulmaması halinde eşyanın
gümrük vergileri tutarında para cezası tahsil edilir.”
MADDE 16 – 4458
sayılı Kanunun 239 uncu maddesine aşağıdaki fıkra ile birinci fıkrasına “1.”
şeklinde fıkra numarası eklenmiştir.
“2. Gümrük vergileri ödenmek
suretiyle ihraç edilebilen eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın veya
gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin Türkiye Gümrük Bölgesinden
çıkaranlara eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra bu vergilerin iki katı idari
para cezası verilir.”
MADDE 17 – 4458
sayılı Kanunun 241 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendine “yanaşması”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ile yükü bulunmadığı durumlarda, yük almadığının
veya yükünün başka bir limana çıkarıldığının veya avarya olduğunun
kanıtlanamaması” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 18 – 4458
sayılı Kanunun 244 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“2. Gümrük vergileri ve cezalarına
ilişkin fiilin, 5607 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan kaçakçılık
suçları ile ilişkili olması halinde bu madde hükmü
uygulanmaz.”
MADDE 19 –
1/6/2000 tarihli ve 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası ile beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun amacı; tarım satış
kooperatif ve birliklerine ilişkin hükümleri düzenlemek, bu kuruluşların
kooperatifçilik ve kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak yönetilmelerini,
özerk, güçlü ve bağımsız mali yapıyla piyasa koşullarında etkin, verimli ve
sürdürülebilir bir şekilde faaliyet göstermelerini sağlamak ve tarım satış
kooperatifçiliğini güçlendirmektir.”
“Kooperatif ve birliklerdeki
ortaklık payları rehin ve haciz edilemez. Ortaklık paylarının devri örnek
anasözleşmede belirtilen şartlarla yapılabilir.”
MADDE 20 – 4572
sayılı Kanunun 3 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Çalışma konuları ve çalışmalarda
uyulacak esaslar
MADDE 3 – Kooperatif ve birlikler;
ortakların ve gerektiğinde diğer üreticilerin ürünlerinin daha iyi şartlarla
değerlendirilmesi, mesleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarının karşılanması
ve ekonomik menfaatlerinin korunması konularında
çalışırlar.
Kooperatif ve birliklerin çalışma
konuları ile ürün alım ve değerlendirme işlemlerine, ürün alım bedelini
hesaplama ve ödeme şekline, kredi kullanmalarına, yatırımlarına, gelir-gider
farklarının dağıtımına ve giderlerin paylaşımına ilişkin usul ve esaslar örnek
anasözleşmede gösterilir. Anasözleşmeyle, ortaklara elde ettiği ürünün tamamını
veya belirli bir kısmını teslim etme ya da teslim edilmesi zorunlu asgari ürün
miktarı şartı getirilebilir.
Kooperatif ve birliklerin
birbirleri ve ortakları ile üretim girdisi temini ve ürünlerin değerlendirilmesi
amacıyla yaptıkları her türlü muameleden borsa tescil ücreti
alınmaz.
Kooperatif ve birlik organları ile
temsile yetkili personeli, tüm faaliyet ve kararlarında, iş ve işlemlerinde
genel kabul görmüş rasyonel işletmecilik uygulamaları ile kurumsal yönetim ve
kooperatifçilik ilkelerini dikkate alır, bu kuruluşların kuruluş amaçları
doğrultusunda hareket eder; varlıklarını, mali yapısını ve rekabet gücünü
koruyup geliştirme yönünde gerekli titizliği gösterir ve basiretli bir tacir
gibi davranırlar.
Bu Kanunda açıkça belirtilen
nisaplar saklı kalmak üzere, birlik ve kooperatiflerde toplantı ve karar
nisapları örnek anasözleşmede düzenlenir. Taşınmaz alım ve satımı ile imalat ve
inşaat işlerinin yaptırılma yöntemi örnek anasözleşmede
düzenlenir.
Bakanlık, kanunların emredici
hükümlerine ve bu Kanunun amacına aykırı olmamak şartıyla, bu Kanunda örnek
anasözleşmeyle düzenleneceği belirtilen hususlar ile kooperatif ve birliklerin
çalışmalarına ilişkin gerekli gördüğü konularda düzenleme yapmaya ve kurumsal
yönetim ilkeleri belirlemeye yetkilidir. Kooperatif ve birlikler, Bakanlık
tarafından istenilecek bilgi ve belgeleri doğru, eksiksiz ve süresi içinde
vermekle; oluşturulan elektronik veri tabanlarına Bakanlıkça istenen verilerin
girişini sağlamakla yükümlüdür.”
MADDE 21 – 4572
sayılı Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 4 – Birlik ve kooperatif
organları genel kurul ve yönetim kuruludur. Yönetim kurulu asıl ve yedek üyeleri
genel kurulca seçilir. Birliklerde genel müdür, kooperatiflerde ise müdür veya
vekilleri yönetim kurulunun doğal üyesidir. Genel müdür dışındaki birlik yönetim
kurulu üyelerinin en az ikisi dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun ve
örnek anasözleşmede belirtilen niteliklere sahip kişiler arasından
seçilir.
Genel kurul toplantılarına katılma
hakkına sahip ortaklarda aranan şartlar ile birliklerin genel kurullarını teşkil
eden kooperatiflerin temsilcilerinin sayısı, nitelikleri, görev süreleri ve
seçilme esasları, kooperatif ve birlik yönetim kurulu üyelerinin sayısı ve bu
üyelerde aranan şartlar örnek anasözleşmede belirlenir. Yönetim kurulu
üyelerinin görev süresi en fazla dört yıl olup süresi dolan yönetim kurulu
üyelerinin görevleri, altı ayı geçmemek üzere, yapılacak ilk genel kurul
toplantısına kadar devam edebilir. Görev süresi sona erenler yeniden
seçilebilir. Yönetim kurulu ayda bir kez olağan olarak toplanır. Kooperatif ve
birlik işlerinin zorunlu kıldığı durumlarda, gerekçeli olarak, olağanüstü
toplanabilir. Yönetim kurulu üyelerine ayda en fazla iki toplantı için huzur
hakkı ve harcırah ödenebilir.
Haklarında 24/4/1969 tarihli ve
1163 sayılı Kooperatifler Kanununda sayılan ve göreve seçilmelerine engel teşkil
eden suçlar veya görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle adli makamlarca dava
açılması, Bakanlıkça 1163 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi gereği görevlerine
tedbiren son verilmesi, bu Kanunun 5 inci maddesi kapsamında yapılan denetim
sonucunda düzenlenen raporda ibra edilmemeleri yönünde görüş belirtilmesi veya
genel kurula katılma hakkına sahip olanların beşte üçünün gündem maddelerinin
görüşülmesine geçilmeden önce yazılı olarak talepte bulunması halleri dışında,
yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri dolmadan azli ve yerlerine yenilerinin
seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurul toplantısı gündemine alınıp
görüşülemez. Yukarıdaki hususların varlığı halinde ise, yönetim kurulu
üyelerinin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesine ilişkin kararlar, hazırun
cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyuyla
alınır.
Birlik yönetim kurulu, karar organı
olarak kanun, anasözleşme ve genel kurul kararları doğrultusunda birlik
faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin ilke ve esasları saptar, yıllık iş
programları, politika ve stratejiler ile personel politikasını belirler, iş ve
işlemlerin bunlara uygun yürütülmesini gözetir, genel kurul ve yönetim kurulu
kararlarının yerine getirilmesini denetler ve açıkça genel kurulun yetkisinde
tanımlanan hususlar dışında birliğin işletme konusunun ve amacının
gerçekleştirilmesi için gerekli olan kararları alır.
Birliklerin işleri kanun,
anasözleşme ve diğer mevzuat hükümleri ile genel kurul ve yönetim kurulu
kararlarına uygun olarak, genel müdürün yönetim ve koordinasyonunda genel
müdürlük tarafından yürütülür. Birlik genel müdürü, birlik faaliyetlerinin
yönetilip yönlendirilmesinden sorumlu olup; kanun, anasözleşme, genel kurul ve
yönetim kurulu kararları ile yıllık iş programları, politika ve stratejik
hedefler doğrultusunda birlik faaliyetlerinin yürütülmesi için uygun idari
yapıyı oluşturur, yönetir ve yönlendirir, yönetim kurulu tarafından belirlenen
politikalar çerçevesinde ürün alım ve değerlendirme faaliyetlerini koordine eder
ve personel planlaması yapar. Birliğin iş programı, politika ve stratejilerini
hazırlar ve yönetim kurulu kararına sunar.
Birlik genel müdürü ve varsa genel
müdür yardımcıları, en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun, kamu
kurum ve kuruluşlarında ya da kooperatif ve birliklerde veya özel kuruluşlarda
yönetim, pazarlama, ürün ticareti, denetim, finansman veya bu kuruluşların
faaliyet konularında en az sekiz yıl çalışmış, 1163 sayılı Kanunda sayılan ve
yönetim kurulu üyelik görevine seçilmeye engel teşkil eden suçlar veya görevi
kötüye kullanma suçu nedeniyle mahkum olmayan kişiler arasından yönetim
kurulunca atanır. Birlik genel müdürü ve genel müdür yardımcıları, yönetim
kurulu tarafından birliğin amaç ve faaliyet konularının zorunlu kıldığı makul,
kabul edilebilir ve objektif gerekçelere dayanılarak görevden
alınabilir.
Kooperatiflerin işleri kanun,
anasözleşme ve diğer mevzuat hükümleri ile genel kurul ve yönetim kurulu
kararlarına uygun olarak müdürler tarafından yürütülür.
Kooperatif ve birliklerde temsil
yetkisinin kimler tarafından ve ne şekilde kullanılacağı örnek anasözleşmede
gösterilir. Ancak, bu kuruluşları taahhüt altına koyabilmek için örnek
anasözleşmede belirtilen imzaya yetkili kişilerden en az ikisinin müşterek
imzaları ve bu müşterek imzalardan birinin, birliklerde genel müdüre,
kooperatiflerde ise müdüre veya bulunmadığı durumlarda vekillerine ait olması
şarttır.
Kooperatif ve birliklerde istihdam
edilen müdür ve diğer personelde aranan şartlar ile atama, nakil, terfi,
görevden alma, kadro ve özlük hakları ile sair esaslar, birlik yönetim kurulunca
hazırlanan ve genel kurulca kabul edilen yönetmelikte gösterilir. Birlik ortağı
olmayan kooperatiflerde söz konusu yönetmelik, yönetim kurulu tarafından
hazırlanır ve genel kurulun onayı ile yürürlüğe girer. Kooperatiflerde müdürün
en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olması
şarttır.”
MADDE 22 – 4572
sayılı Kanunun 5 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bağımsız denetim ve alınması
gereken tedbirler
MADDE 5 – Bakanlıkça ortak sayısı
ve ciro gibi kıstaslar dikkate alınarak belirlenen birlikler, 13/1/2011 tarihli
ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine göre bağımsız denetime
tabidir.
Yönetim kurulu, doğrudan ya da
Bakanlıkça yapılan denetim veya bu madde kapsamında yapılacak denetim sonucunda
bir görüş olarak bildirilmiş ise, birlikte ve bir birliğe bağlı olmayan
kooperatiflerde üst üste üç dönemin menfi gelir-gider farkı ile sonuçlanması
veya her hâlükârda menfi gelir-gider farkının toplam aktif değerlerin yüzde
onuna tekabül etmesi veya borç ödemede ve giderlerin karşılanmasında sorun
yaşanması durumlarında, birlik
ve ortak kooperatiflerin veya kooperatifin varlığını, gelişmesini ve
devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, gerekli önlemlerin alınması
ve riskin yönetilmesi amacıyla derhal uzmanlardan bir komite kurmak ve komitenin
sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere her türlü tedbiri almakla
yükümlüdür. Uzman komitesi raporu, düzenlenmesini takip eden ilk genel kurul
toplantısında, gündemde olmasa bile ayrı bir gündem maddesi olarak görüşülür.
Genel kurulda, birlik veya kooperatifin varlığını ve faaliyetlerini geliştirip
sürdürmesi için gerekli telafi edici tedbirlere ilişkin kararların alınması
zorunludur.
Birlik, denetim sonuçlarını da
gözeterek, etkinliği ve verimliliği azalmış veya varlıklarının yarısı
karşılıksız kalmış ortak kooperatiflerden durumlarının düzeltilmesini ister ve
iki yıldan fazla olmamak üzere verilen sürede bir başka kooperatifle birleşme
dahil, gerekli tedbirleri almayan kooperatifleri ortaklıktan
çıkarır.
Kooperatifler, bağlı bulundukları
birliğin mevzuata, anasözleşmelere ve genel kabul görmüş kooperatifçilik ve
kurumsal yönetim ilkelerine aykırı olmamak koşuluyla faaliyet konularıyla ilgili
olarak belirleyeceği ilke ve esaslara uymak ve uygulamak
zorundadır.”
MADDE 23 – 4572
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “cins
ve nev’i, isim ve unvan değişiklikleri ile tashihleri” ibaresi “her nev’i cins,
kayıt, tashih, ifraz, taksim, birleştirme ve ruhsatlandırma işlemleri, depo,
hizmet ve üretim tesisi inşaatları” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 24 – 4572
sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 7 – Kooperatif ve
birliklerin örnek anasözleşmeleri, birliklerin görüşü alınarak Bakanlıkça
hazırlanır. Bakanlıkça, bu Kanunda açıkça örnek anasözleşmelerde düzenleneceği
belirtilen hususlara ilişkin hükümlerde, birliklerin görüşü de alınarak doğrudan
veya birliklerin yarıdan bir fazlasının yönetim kurullarının bu konudaki
müşterek isteği ve Bakanlığın oluru ile değişiklik yapılabilir. Birliklerin
yarıdan bir fazlasının müştereken değişiklik için başvurması halinde, Bakanlık
başvuruyu en geç üç ay içinde değerlendirerek sonuçlandırır. Anasözleşmelerin
diğer hükümlerindeki değişiklikler genel usullere göre yapılır. Örnek
anasözleşmeler, ürün gruplarına göre de hazırlanabilir.
Kooperatif ve birlikler, yönetim
kurulu kararıyla anasözleşmelerinin örnek anasözleşme değişikliklerine
intibakını sağlar ve tescile tabi hususları karar tarihinden itibaren bir ay
içinde ticaret siciline tescil ettirerek Bakanlığa bildirir. Anasözleşme
intibakı ilk genel kurulda ortakların bilgisine sunulur. Anasözleşmelerini en
çok altı ay içinde intibak ettirmeyen kooperatif ve birlikler dağılmış
sayılır.”
MADDE 25 – 4572
sayılı Kanunun 8 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“18/11/1960 tarihli ve 132 sayılı
Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanununun 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (B) bendi kooperatif ve birlikler hakkında
uygulanmaz.”
MADDE 26 – 4572
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 3 – Bu maddenin
yayımı tarihi itibarıyla kooperatif ve birliklerin kesinleşmiş en son
bilançolarındaki açıkları yedek akçelerden ve fonlardan karşılanamadığı
takdirde, bu bilanço açıklarını kapatmak üzere ve bilanço açıklarıyla sınırlı
olmak kaydıyla ortaklara, en fazla sermaye taahhüt tutarları kadar, ek ödeme
yükümlülüğü getirilir. Ek ödeme yükümlülüğü, ortaklığın çıkma veya
çıkarılma nedeniyle sona
ermesi hallerinde ödenecek sermaye paylarından düşülür ve
ödenmiş sermaye payını aşan ek ödeme tutarı tahsil edilir. Ölüm nedeniyle
ortaklık sona ermiş ise, ek ödeme yükümlülüğünün tahsili iade edilecek sermaye
payı ile sınırlı tutulur.
Ortak başına tekabül eden ek ödeme
tutarı; bilanço açığı, değişken ve sabit giderler, ortakların teslim ettikleri
ürün miktarları ve ortak sayısı gibi kriterler gözetilerek örnek anasözleşmede
belirlenecek usul ve esaslara göre hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan ek ödeme
tutarları, her yıl, yine örnek anasözleşmede belirlenen usul ve esaslara göre
güncellenir. Ek ödemelerin tahsili bu güncel tutarlar üzerinden
yapılır.
Ek ödeme tutarları kooperatif ve
birlik gelir hesapları ile ilişkilendirilmeksizin bilançonun pasifinde özel bir
fon hesabında izlenir ve bu fon hesabında izlenen tutarlar kooperatif ve
birliklerin bilanço açıklarının kapatılmasında
kullanılır.”
MADDE 27 – 4572
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4 – Birliklerin
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
kapsamında takip edilenler de dahil olmak üzere, 1/5/2000 tarihinden sonra
Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu Gider Hesabından ilgili mevzuat uyarınca
kullandıkları krediler ile bu kredilere banka cari faizi veya TEFE/ÜFE aylık
değişim oranından düşük olanı basit usulde uygulanmak suretiyle hesaplanarak
eklenecek tutarın, bu maddede belirtilen hükümler uyarınca ödenmesi şartıyla,
söz konusu kredilere ilişkin olarak bu maddenin yayımı tarihine kadar uygulanan
faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
Tahsilinden vazgeçilen tutarlar
birlikler tarafından kurum kazancına dahil edilmez, bilançonun pasifinde özel
bir hesapta izlenir ve bu hesapta izlenen tutarlar, birliğin gelir-gider menfi
farklarından mahsup edilir.
Yeniden yapılandırmaya konu
edilecek anapara tutarının belirlenmesinde, her bir birliğin muhtelif tarihlerde
kullandığı ve bakiyesi bulunan kredi toplamından, varsa yapılan ödemeler
düşüldükten sonra elde edilecek tutar esas alınır.
Yeniden yapılandırmadan
faydalanılabilmesi için ilgili birlik tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında
takip edilen borçlar için ilgili vergi dairelerine, 6183 sayılı Kanun kapsamında
takip edilmeyen borçlar için ise T.C. Ziraat Bankasının ilgili şubelerine, bu
maddenin yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde başvuruda bulunulur. Süresi
içinde başvuruda bulunulmayan borçlar için ilgili mevzuat uyarınca borç
ertelemesi yapılmaz ve borç tutarları 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe konu
edilir.
Yeniden yapılandırılan tutar, bu
maddenin yayımını izleyen yıl başlamak üzere eşit taksitler halinde yılda bir
ödenir ve ödemeler en fazla on beş yılda tamamlanır. Taksitlerin yıl içinde
ödeneceği tarih, başvuru sırasında belirtilir. Yeniden yapılandırılmış olan
borcun ilk taksit süresi içinde tamamen ödenmesi halinde, bu madde uyarınca
yeniden hesaplanan faiz tutarlarından yüzde yirmi beş oranında indirim
uygulanır. Yeniden yapılandırılan tutara taksit döneminde herhangi bir faiz
uygulanmaz.
6183 sayılı Kanun kapsamında takip
edilen borçlardan bu madde çerçevesinde yeniden yapılandırılanlara ilişkin
işlemler, ilgili vergi dairesince yürütülür. İlgili vergi dairesi veya T.C.
Ziraat Bankası şubesi tarafından tahsil edilen tutarlar, iki iş
günü içinde genel
bütçeye gelir kaydedilmek üzere T.C. Ziraat Bankası aracılığıyla Hazine
Müsteşarlığının ilgili hesabına aktarılır.
Taksit tutarlarının vadelerinde
kısmen veya tamamen ödenmemesi durumunda, ödenmeyen kısma 6183 sayılı Kanun ile
belirlenen oranlarda gecikme zammı uygulanır. İki taksitin arka arkaya vadesinde
ve tahakkuk eden gecikme zamları ile birlikte tam olarak ödenmemesi halinde
yeniden yapılandırma işlemi iptal edilir ve birlikler ödedikleri tutar kadar bu
madde hükmünden yararlanırlar. Kalan tutar 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe
konu edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir.”
MADDE 28 – 4572
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – Birliklerin bu
Kanun uyarınca terkin ve tasfiye edilen 1/5/2000 tarihi öncesi borç anapara ve
faiz tutarları ile 1/5/2000 tarihinden sonra birliklere kullandırılan Destekleme
ve Fiyat İstikrar Fonu kredilerinin bu Kanunun geçici 4 üncü maddesi uyarınca
tahsilinden vazgeçilen faizlerle oluşturdukları özel fon hesabından, birliğin
gelir-gider menfi farklarının yanı sıra, ortak kooperatiflerden olan ve tahsil
kabiliyeti kalmamış bulunan birlik alacakları ile bu maddenin yayımı tarihine
kadar bu alacaklara ilişkin işleyen faiz ve gecikme zammı gibi fer’i alacakları
da mahsup edilebilir. Kooperatiflerin birliklere olan bu kapsamdaki borçlarının,
birlik bilançolarındaki özel fon tutarını aşması durumunda, birlik yönetim
kurulu kararıyla aşan tutarların da tahsilinden vazgeçilebilir. Kooperatif
borçlarının bu şekilde mahsup edilmesi veya tahsilinden vazgeçilmesi sermaye
transferi olarak değerlendirilmez. Birliklerin ortak kooperatiflere yönelik
1/5/2000 tarihinden itibaren yaptıkları alacağın mahsup edilmesi ve tahsilinden
vazgeçilmesi işlemleri, bu madde kapsamında yapılmış
sayılır.
Kooperatiflerin birliklere olan
borçlarından mahsup edilen veya tahsilinden vazgeçilen tutarlar, kurum kazancına
dahil edilmez, kooperatif gelir
hesapları ile ilişkilendirilmeksizin bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında
izlenir ve bu fon hesabında izlenen tutarlar kooperatiflerin gelir-gider menfi
farklarından mahsup edilebilir. Bu mahsuplar sonucu kalan tutarlar birlik ve
kooperatiflerin özel fon hesabında tutulmaya devam olunur.
Özel fon hesabı tutarlarının
herhangi bir suretle işletmeden çekilmesi, sermayeye ilave dışında başka bir
hesaba nakledilmesi, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi,
devredilmesi, bölünmesi hallerinde söz konusu tutarlar ilgili dönem kazancı ile
ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur.”
MADDE 29 – 4572
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6 – Bakanlıkça bu maddenin
yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde 7 nci madde çerçevesinde örnek
anasözleşmeler hazırlanır. Anasözleşme değişiklikleri tescil ettirilinceye kadar
mevcut anasözleşmelerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri
uygulanır.
4 üncü maddenin birinci ve ikinci
fıkralarında yer alan birlik ve kooperatif yönetim kurulu üyelerine ilişkin
hükümler ilk yönetim kurulu seçimlerinden itibaren
uygulanır.
4 üncü maddenin dokuzuncu
fıkrasında yer alan kooperatiflerde müdürlerin en az dört yıllık yükseköğrenim
görmüş olma şartı, mevcut kooperatif müdürleri için bu görevleri sona erene
kadar uygulanmaz.”
MADDE 30 – 4572
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile geçici 1 inci
maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 31 – 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin
ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve maddeye
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Kurum piyasa faaliyetlerine
ilişkin olarak tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler
piyasasında mal veya hizmet üreten, işleyen, ihraç veya ithal eden, pazarlayan,
alan veya satan gerçek ve tüzel kişiler ile bunların yetkilileri hakkında açılan
kamu davalarını katılan sıfatıyla takip edebilir. Bu konularla ilgili olarak suç
duyurusunda bulunabileceği gibi mevzuatın uygulanması açısından, adli ve mülki
makamlardan yaptırım talebinde bulunabilir.
Bu Kanuna göre idari para
cezalarının veya idari yaptırımların uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin
ve diğer kanunlarda yer alan ceza ve tedbirlerin uygulanmasına engel teşkil
etmez.
Her türlü uyuşturucu madde, alkollü
içki, tütün ve tütün mamulleri bağımlılığı ile mücadele etmek amacıyla Türkiye
Yeşilay Cemiyetine 5018 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi hükmüne tabi olmaksızın
yardım yapılmak üzere, Sağlık Bakanlığı bütçesinde gerekli ödenek
öngörülür.”
MADDE 32 – 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi
Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“c) 4458 sayılı Gümrük Kanunu
uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve
benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel bütçeli idarelere, il özel
idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere
bedelsiz teslimi ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 16/A maddesi
uyarınca tasfiyelik hale gelenlerinin bu bentte sayılanlara bedelsiz
teslimi,”
MADDE 33 – 4760
sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“4. 5015 sayılı Petrol Piyasası
Kanununun 18 inci maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu
getirilen ulusal markeri bulunmayan ya da standartlara uygun olmayan özel
tüketim vergisine tabi malları bulundurduğu tespit edilenler adına, malların
tespit tarihindeki miktarı üzerinden 11 inci maddedeki esaslara göre özel
tüketim vergisi resen tarh edilir. Bu tarhiyata ayrıca vergi ziyaı cezası
uygulanır.”
“5. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
mükerrer 257 nci maddesinin verdiği yetki uyarınca kullanılma zorunluluğu
getirilen özel etiketi veya işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi malların
bulundurulduğunun tespit edilmesi halinde, bu malları bulunduranlar adına; her
bir tespit için bu Kanuna ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan
malların 50 litreyi, (B) cetvelinde yer alan 2402.20 ve 2402.90.00.00.00 (yalnız
tütün yerine geçen maddelerden yapılmış sigaralar) G.T.İ.P. numaralı malların
5.000 adedi aşması hâlinde ise müteselsilen sorumlu olmak üzere, bu malları
bulunduranlar ile ithal veya imal edenlerden herhangi biri adına; malların
tespit tarihindeki emsal bedeli veya miktarı üzerinden 11 inci maddedeki
esaslara göre özel tüketim vergisi resen tarh edilir. Bu tarhiyata ayrıca vergi
ziyaı cezası uygulanır.”
MADDE 34 –
4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun 1 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile il
özel idareleri veya defterdarlıkların tasfiye işlemleri bu Kanun hükümlerine
tabi değildir.”
MADDE 35 – 5015
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (21) numaralı bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“21) Kaçak akaryakıt: 21/3/2007
tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca kaçak
olarak kabul edilen akaryakıtı,”
MADDE 36 – 5015
sayılı Kanunun 3 üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“5607 sayılı Kanuna aykırı
fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanlara lisans
verilmez. Lisans sahibinin tüzel kişi olması durumunda söz konusu tüzel
kişilikte suçun işlendiği tarih itibarıyla yüzde ondan fazla paya sahip ortaklar
ile görevden ayrılmış olan veya halen görevde bulunan yönetim kurulu başkan ve
üyelerine, temsil ve ilzama yetkili olanlara lisans verilmez ve bu kişiler
lisans başvurusu yapan tüzel kişiliklerde doğrudan pay sahibi
olamaz.”
MADDE 37 – 5015
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“l) Kaçak akaryakıt veya sahte
ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu
etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere
aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı
bulundurmamak,”
MADDE 38 – 5015
sayılı Kanunun 5 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Rafinerici lisansı sahipleri,
tesislerindeki ham petrol, ara ürün, akaryakıt harici ürün ve akaryakıt tankları
ile yurt içi ve yurt dışı satış tanklarını lisanslarına işletmek ve tankların
kullanımına ilişkin bilgileri Kuruma bildirmekle yükümlüdürler. Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığının
görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılan yönetmelik ile
belirlenir.”
MADDE 39 – 5015
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Dağıtıcı lisansı sahipleri, Kurum
tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak akaryakıt
satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim
sistemi kurmak ve uygulamakla yükümlüdür. Dağıtıcı lisansı sahibi, Kurumun bu
sisteme erişimini sağlar. Kurum; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşlarının
görevlerinin gerektirdiği ölçüde bu sisteme doğrudan erişimini sağlar. Kurum,
yukarıda sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duyacağı bilgi ve
belgeleri yine görevlerinin gerektirdiği ölçüde verir. Söz konusu sistemi
kurmadığı ya da Kurumca belirlenen usul ve esaslara uygun denetimi sağlayamadığı
tespit edilen dağıtıcılara 19 uncu maddede öngörülen miktarda idari para
cezası uygulanır. Dağıtıcı lisansı sahipleri, bayi denetim sisteminin
kurulmadığı veya kurulan sistemin Kurumca yapılan düzenlemelere uygun
bulunmadığı tespit edilen bayilere akaryakıt ikmali
yapamaz.”
MADDE 40 – 5015
sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Kurum, piyasa faaliyetlerine
ilişkin olarak lisans sahipleri veya yetkilileri hakkında açılan kamu davalarını
katılan sıfatıyla takip edebilir. Bu konularla ilgili olarak suç duyurusunda
bulunabileceği gibi mevzuatın uygulanması açısından, adlî ve mülkî makamlardan
yaptırım talebinde bulunabilir.”
MADDE 41 – 5015
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Kurum, piyasa faaliyetlerini kendi
personeli eliyle veya gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli
eliyle denetime tabi tutar. Kurum, denetlemelerde kullanılmak üzere, Türk
Akreditasyon Kurumu ile işbirliği yaparak akredite sabit ve gezici
laboratuvarlar kurabilir, kurulmasına kaynak aktarabilir. Denetlemede, ön
araştırmada ve soruşturmada takip edilecek usul ve esaslar Kurum tarafından,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak çıkarılan yönetmelikle
düzenlenir.”
MADDE 42 – 5015
sayılı Kanunun 16 ncı maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Ulusal petrol stoğu düzenlemesi
kapsamında rafineri, akaryakıt ve LPG dağıtıcı lisansı sahipleri ile serbest
kullanıcıların bulundurmakla yükümlü oldukları stokları denetlemeye ve tutulacak
bu stokların miktarında azalma yapılmayacak şekilde ürün cinsini ve ürünlerin
birbirine tahvil edilmesini düzenlemeye Kurum yetkilidir.”
MADDE 43 – 5015
sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yurt içinde pazarlanacak
akaryakıta veya akaryakıtla harmanlanan ürünlere rafineri çıkışında veya serbest
dolaşıma girişinde rafinericilerce ve dağıtıcılarca Kurumun belirleyeceği şart
ve özellikte ulusal marker eklenir. Biyoyakıt ilk üretim merkezleri ile tasfiye
edilecek akaryakıt için ulusal marker ekleme noktaları Kurum tarafından
belirlenir. Ulusal marker ekleme işlemleri Kurumca yetki verilen bağımsız
gözetim firmalarının nezaretinde Kurumun belirleyeceği usul ve esaslara göre
yapılır. Ulusal marker ekleme işlemlerinde meydana gelecek usulsüzlüklerden
lisans sahibi ile bağımsız gözetim firmaları müştereken
sorumludur.
Ulusal marker eklemekle yükümlü
lisans sahipleri, her yıl kasım ayı içinde takip eden yıla ait pazarlama
projeksiyonlarını Kuruma bildirir ve bu projeksiyona göre Kurumca temin edilecek
ulusal marker, Kurumca belirlenecek usul ve esaslara göre akaryakıta eklenmek
üzere ilgili lisans sahiplerine teslim edilir.”
“Numunelerde yapılacak testlerde
ulusal markerin gerektiği şart ve seviyede bulunmadığı laboratuvar analizi ile
tespit edildiğinde, 19 uncu madde hükümleri uygulanır.”
MADDE 44 – 5015
sayılı Kanunun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 19 – Bu Kanuna göre idari
para cezalarının veya idari yaptırımların uygulanması, bu Kanunun diğer
hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu Kanuna göre verilen ceza ve
tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri
engellemez.
Bu Kanuna
göre;
a) Aşağıdaki hallerde, sorumlulara
bir milyon Türk Lirası idari para cezası verilir:
1) Lisans almaksızın lisansa tabi
faaliyetlerin yapılması.
2) 4 üncü maddenin dördüncü
fıkrasının (l) bendinin ihlali.
3) 18 inci maddenin
ihlali.
b) 4 üncü maddenin dördüncü
fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlali halinde
bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisansı sahipleri hakkında (a) bendinde
belirtilen cezanın dörtte biri uygulanır.
c) Aşağıdaki hallerde, sorumlulara
sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir:
1) Kurumca, 10 uncu madde gereği
yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi veya
engellenmeye teşebbüs edilmesi.
2) 9 uncu maddede yer alan
kısıtlamalara uyulmaması.
d) 8 inci maddenin ihlali halinde
bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte biri
uygulanır.
e) Aşağıdaki hallerde, sorumlulara
üç yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir:
1) Lisans almaksızın hak konusu
yapılan tesislerin yapımına veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde
tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.
2) Sahip olunan lisansın verdiği
haklar dışında faaliyet gösterilmesi.
3) 4 üncü maddenin dördüncü
fıkrasının (f) bendinin bir takvim yılı içinde Kurumca yapılan uyarıya rağmen
ihlali, aynı fıkranın (l) bendi
haricindeki bentlerin ihlali.
4) 12 nci maddede yer alan hükümler
dahilinde iletim ve depolama tesislerine erişimin dolaylı veya dolaysız olarak
engellenmesi.
f) 4 üncü maddenin dördüncü
fıkrasının (l) bendi kapsamındaki ihlaller hariç olmak üzere bayiler için (e)
bendinde yer alan cezanın beşte biri uygulanır.
g) Ulusal marker ekleme işlemlerine
nezaret etmek üzere yetki verilen bağımsız gözetim firmalarının yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri halinde (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte biri
uygulanır.
h) 16 ncı madde uyarınca ulusal
petrol stoğu tutma yükümlülüğü bulunan lisans sahiplerine, eksik tuttukları her
bir ton ürün için iki yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Eksik tutulan
stok miktarının hesabında ton küsuratı dikkate alınmaz.
Ceza uygulanan bir fiilin iki
takvim yılı geçmeden aynı kişi tarafından tekrarı halinde, cezalar iki kat
olarak uygulanır.
İdari para cezaları, ön araştırma
veya soruşturma aşamasının tamamlanmasından sonra Kurul tarafından en geç üç ay
içinde karara bağlanır.
Bu Kanunun kaçakçılık kapsamında
verilen idari para cezalarına karşı yargı yoluna başvurulması tahsil işlemlerini
durdurmaz.
İdari para cezalarının tebliğ
tarihini izleyen otuz gün içinde ödenmemesi halinde, cezanın ilgili vergi
dairesi aracılığı ile tahsili sağlanır. Tahsilatta 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri
uygulanır.
Yukarıda belirtilenlerin dışında
kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz
Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası
verilir.
Tesisler, lisans alınıncaya veya bu
Kanuna göre lisans gerektirmeyen faaliyet gösterecek hale getirilinceye kadar
mühürlenir.”
MADDE 45 – 5015
sayılı Kanunun 20 nci maddesine aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“5607 sayılı Kanunda belirtilen
kaçakçılık fiillerinin işlendiği tespit edilen rafineri hariç her türlü tesiste
lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme
kararı kesinleşinceye kadar Kurum tarafından geçici olarak durdurulur ve bu süre
içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans
verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal
edilir. Lisans sahibine verilen idari para cezası ödenmeden lisansa konu tesis
için lisans verilmez.
Kaçakçılık fiilinin sadece ulusal
marker seviyesi ile ilgili olması durumunda, geçici durdurma kararı akredite
laboratuvar analiz sonucuna göre verilir. Akredite laboratuvar analiz sonucunun
bildirilmesine kadar kaçak akaryakıt satışını engelleyecek idari tedbirler Kurum
tarafından alınır.
Seyyar kontrol cihazı ile yapılan
ulusal marker kontrol sonucunun geçersiz çıkması halinde, alınan numune en geç
beş iş günü içinde laboratuvara teslim edilir. Laboratuvar, yapılması istenilen
analizleri numune özellikleri değişime uğramadan on beş gün içinde yapar ve
sonucunu en geç üç iş günü içinde Kuruma bildirir.”
MADDE 46 – 5015
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 5 – 14 üncü maddenin
dördüncü fıkrasında belirtilen yönetmelik altı ay içinde yürürlüğe
konulur.”
MADDE 47 – 5015
sayılı Kanunun ek 3 üncü, ek 4 üncü ve ek 5 inci maddeleri yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 48 –
18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar
ve Borsalar Kanununun 83 üncü maddesinin dördüncü, altıncı ve yedinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Seçilme yeterliliği bulunmadığı
sonradan anlaşılanlar ile seçilme yeterliliğini kaybedenlerin oda, borsa ve
Birlik organlarındaki görevleri sona erer.”
“Oda ve borsalarda seçilme hakkının
kullanılabilmesi için; ticaret şirketlerinde gerçek kişi temsilcinin şirketin
ortağı ve/veya yöneticisi, gerçek kişiler ve ticaret şirketleri dışındaki tüzel
kişilere ait ticari işletmelerde ise işletmenin sahibi veya temsilcisi olması ve
şirketi ya da işletmeyi temsil ile bağlayıcı işlem yapmaya yetkili bulunması,
bu durumun seçimden
en az altı ay öncesini kapsaması
şarttır. Bu fıkra kapsamında belirtilen şartlar şubeleri temsile yetkili
kılınanlar için de aranır.
Üye şirketin münfesih olması,
şirketin veya işletmenin işyerini veya merkez kaydını başka bir oda ya da
borsanın çalışma alanına taşıması halinde, üyelik ile birlikte seçilmiş olduğu
oda, borsa ve Birlik organlarındaki görevi kendiliğinden sona
erer.”
MADDE 49 – 5174
sayılı Kanunun 100 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 100 – Odalar, borsalar,
Birlik ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşları Bakanlığın denetimine
tabidir.
Odalar, borsalar ve Birliğin ilgili
personeli ile organlarında görevli üyeleri, Bakanlık müfettişlerinin talebi
üzerine her türlü belge, defter, kayıt ve bilgileri ibraz etmek ve örneklerini
noksansız ve gerçeğe uygun olarak vermek, para ve para hükmündeki evrakı
göstermek, bunların sayılmasına ve incelenmesine yardımcı olmak, yazılı ve sözlü
bilgi taleplerini karşılamak, denetimde
her türlü yardım ve kolaylığı göstermek ve çalışmalarını yapabilecekleri uygun
bir yer tahsis etmekle yükümlüdür.
İkinci fıkrada belirtilen
yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya 76 ncı maddede belirtilen suçlardan
dolayı haklarında kovuşturmaya başlanan ya da görevi başında kalması yapılan
denetim bakımından sakıncalı görülen oda, borsa ve Birlik personeli Bakanlık
müfettişinin teklifi üzerine Bakanlıkça tedbiren geçici olarak görevden
uzaklaştırılabilir. Bu madde kapsamında organ üyelerinin görevden
uzaklaştırılmaları ise Bakanlık veya doğrudan Cumhuriyet savcısı tarafından
yetkili asliye hukuk mahkemesinde açılan dava üzerine, iki ay içinde basit
usulde yapılacak yargılama sonucunda karara bağlanır. Dava sonucu, mahkemece
Bakanlık, ilgili oda veya borsa ve Birliğe bildirilir. Görevden uzaklaştırılan
personele, uzaklaştırma süresi boyunca yapılacak ödemelerin üçte ikisi
ödenir.
Bu madde kapsamında görevden
uzaklaştırılanlar; denetim sırasında veya denetimin tamamlanmasından sonra
Bakanlık kararıyla veya haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği
ya da mahkûmiyetlerine karar verilmediği takdirde görevlerine dönerler. Görevine
iade edilenlerin uzaklaştırma süresi boyunca mahrum kaldığı ödentileri, kanuni
faizleri ile birlikte istihdam edilen oda, borsa veya Birlik tarafından
ödenir.
Bakanlık, bu madde kapsamında
açılan davaları katılan sıfatıyla takip edebilir.
Odalar, borsalar, Birlik ve
bunların organları ile bağlı ve ilgili kuruluşları, Bakanlıkça yapılan denetim
sonucunda verilen talimatlara ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin alınan
tedbirlere riayet etmek zorundadır.”
MADDE 50 – 5174
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 17 – Bu Kanunun 84
üncü maddesinin birinci fıkrası gereği 2012 yılının Ekim ayında başlayıp Kasım
ayında tamamlanması gereken, ancak Bakanlar Kurulunun 4/6/2012 tarihli ve
2012/3237 sayılı Kararı ile 2013 yılının Şubat-Mart aylarına ertelenen oda ve
borsaların organ seçimlerinde oy kullanmak üzere alınan yetki belgeleri,
başvuruya dair usule tabi olmaksızın, Ticaret Sicil Müdürlüklerince “yetkinin
devam ettiği” ibaresi ile onaylanmış olması şartıyla, Bakanlar Kurulunun
28/1/2013 tarihli ve 2013/4244 sayılı Kararıyla yeniden 2013 yılının
Mayıs-Haziran aylarına ertelenen oda ve borsaların organ seçimlerinde
kullanılabilir.
Bu Kanunun 83 üncü maddesinin
altıncı fıkrasında öngörülen en az altı aylık süre şartı 2013 yılının
Mayıs-Haziran aylarında yapılacak oda ve borsaların organ seçimlerinde
aranmaz.”
MADDE 51 –
18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “hesaplanan kanunî faizi ile birlikte geri alınır” ibaresi
“hesaplanan kanunî faizi ile birlikte anılan Kanun hükümlerine göre geri alınır”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 52 –
8/3/2007 tarihli ve 5597 sayılı Yurt Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
birinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(1) Yurt dışına çıkış yapan
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına 15 Türk Lirası harç alınır.
Bakanlar Kurulu, bu miktarı sıfıra kadar indirmeye
yetkilidir.”
“(3) Çıkış tarihi itibarıyla yurt
dışında oturma izni bulunanlar, 7 yaşını doldurmamış olanlar, pasavan ve benzeri
belgelerle çıkış yapanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine kimlik belgesiyle
çıkış yapanlar ile yurt dışına ticari amaçla sefer yapan kara, deniz, hava ve
demiryolu toplu taşıma ve yük taşıma araçlarının mürettebatı ile Bakanlar
Kurulunca belirlenen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından yurt dışına çıkış
harcı alınmaz.”
MADDE 53 –
21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“c) Akaryakıt: Benzin, gaz yağı,
jet yakıtı, motorin, fuel-oil, sıvılaştırılmış petrol gazları, doğal gaz gibi
akaryakıt ürünleri ile akaryakıt yerine kullanılan petrol türevleri ve bunların
karışımları ile akaryakıt yerine kullanılan diğer
ürünleri,”
MADDE 54 – 5607
sayılı Kanunun 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Kaçakçılık
suçları
MADDE 3 – (1) Eşyayı, gümrük
işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis
ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın, gümrük
kapıları dışından ülkeye sokulması halinde, verilecek ceza üçte birinden
yarısına kadar artırılır.
(2) Eşyayı, sahte belge kullanmak
suretiyle gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokan kişi,
bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Transit rejimi çerçevesinde
taşınan serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak
gümrük bölgesinde bırakan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Belli bir amaç için kullanılmak
veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde
getirilen eşyayı, sahte belge ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi,
altı aydan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(5) Birinci ila dördüncü fıkralarda
tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan
eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden,
satan, taşıyan veya saklayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Özel kanunları gereğince gümrük
vergilerinden kısmen veya tamamen muaf olarak ithal edilen eşyayı, ithal amacı
dışında başka bir kullanıma tahsis eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini
bilerek satın alan veya kabul eden kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beş
bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(7) İthali kanun gereği yasak olan
eşyayı ülkeye sokan kişi, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren suç oluşturmadığı
takdirde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. İthali yasak eşyayı, bu özelliğini bilerek satın
alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, aynı ceza ile
cezalandırılır.
(8) İhracı kanun gereği yasak olan
eşyayı ülkeden çıkaran kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmadığı takdirde altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(9) İhracat gerçekleşmediği halde
gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins,
miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre
teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar
sağlayan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır. Beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte
ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece
27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem
yapılır.
(10) Kaçakçılık suçunun konusunu
oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve
alkollü içkiler olması halinde, kaçakçılık suçunu işleyen kişi iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(11) Akredite laboratuvar analiz
sonucuna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen seviyede
ulusal marker içermeyen, yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği
belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan akaryakıtı; üreten, satışa arz
eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan
veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır.
(12) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumundan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî yağ, baz
yağ, asfalt ve benzeri petrol ürünlerinden akaryakıt üreten veya bunları
doğrudan akaryakıt yerine ikmal ederek üreten, satışa arz eden, satan,
bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya
saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(13) Her türlü üretim, iletim ve
dağıtım hatları dahil olmak üzere sıvı veya gaz halindeki hidrokarbonlarla,
hidrokarbon türevi olan yakıtları nakleden boru hatlarından, depolarından veya
kuyulardan kanunlara aykırı şekilde alınan ürünleri satışa arz eden, satan,
bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya
saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(14) Kaçak akaryakıt veya sahte
ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye
yarayacak şekilde lisansa
esas teşkil eden
belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek
veya ekipman bulunduranlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(15) Ulusal markeri yetkisiz olarak
üreten, satışa arz eden, satan, yetkisiz kişilerden satın alan, kabul eden, bu
özelliğini bilerek nakleden veya bulunduranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis
ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ulusal markerin
kimyasal özelliklerini taşımasa bile, bu madde yerine kullanılmak amacıyla
üretilen kimyasal terkipler hakkında da bu fıkra hükmü
uygulanır.
(16) Tütün mamulleri, etil alkol,
metanol ve alkollü içkilerin ambalajlarına kamu kurumlarınca uygulanan bandrol,
etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretlerin taklitlerini imal eden
veya ülkeye sokanlar ile bunları bilerek bulunduran, nakleden, satan ya da
kullananlar üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(17) Tütün mamulleri, etil alkol,
metanol ve alkollü içkilerin ambalajlarına kamu kurumlarınca uygulanan bandrol,
etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri; ilgili mevzuatta
belirlenen şekilde temin etmesine rağmen belirlenen ürünlerde kullanmaksızın
bedelli veya bedelsiz olarak yayanlar, bunları alma veya kullanma hakkı olmadığı
halde sahte evrak veya dokümanlarla veya herhangi bir biçimde ilgili kurum ve
kuruluşları yanıltarak temin edenler, bunları taklit veya tahrif ederek ya da
konulduğu üründen kaldırarak, değiştirerek ya da her ne suretle olursa olsun
tedarik ederek amacı dışında kullananlar üç yıldan altı yıla kadar hapis ve
yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(18) Ambalajlarında bandrol,
etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri,
etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üreten, yurda sokan, ticarî amaçla
bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar üç yıldan altı yıla kadar
hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(19) Ambalajlarında taklit bandrol,
etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri taşıyan tütün mamulleri,
etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üreten veya yurda sokanlar, üç yıldan
altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile; bu ürünleri
ticarî amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(20) Tütün mamulleri, etil alkol,
metanol ve alkollü içkilerin ambalajları üzerinde bulunan ürün bilgileri ile
bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretlerin içerdiği
bilgilerin farklı olması halinde, bu ürünleri üreten, ithal edenler ile ticarî
amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar iki yıldan beş yıla
kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
(21) Yukarıdaki fıkralarda
tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış gibi
cezalandırılır.”
MADDE 55 – 5607
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkralarında yer
alan “ve kabahatlerin” ibareleri madde metninden çıkarılmış ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
“(8) Kaçak akaryakıt satışının, 3
üncü maddenin on dördüncü fıkrasında belirtildiği şekilde sabit ya da seyyar
tank, düzenek veya ekipman kullanılarak gerçekleştirilmesi halinde verilecek
cezalar iki kat artırılır.
(9) Tütün ve tütün mamulleri,
alkollü içkiler, akaryakıt, uyuşturucu, silah ve mühimmat, elektronik eşya ve
canlı hayvan, et, çay, şeker, zeytin gibi gıda maddeleri ile gerekli görülen
hallerde diğer kaçakçılık türleri ile ilgili mahkûmiyet hükmü kesinleşenler,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca kamuoyuna ilan edilebilir. Bu ilanın süresi,
nasıl yapılacağı ve ilan edilecek kaçakçılık türleri gibi hususlar Gümrük ve
Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 56 – 5607
sayılı Kanunun 11 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“(4) Muhafazası özel tesis ve
tertibatı gerektiren veya gümrük idaresinin depolama kapasitesini aşan eşya,
özelliklerine göre doğrudan ilgili idarelere, bunun mümkün olmaması halinde
büyükşehirler dahil ilçelerde kaymakam, illerde valinin uygun göreceği yerlere
konulur.
(5) Bu Kanun uyarınca el konulan ve
ambalajlarında kamu kurumlarınca uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga
veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü
içkilerden el koyan idarelerce numune alınır, numune dışındaki kısım tutanağa
bağlanarak imha edilir. İmha tutanağı ile numune en yakın gümrük idaresine
teslim edilir.”
“(6) Kaçak akaryakıt hariç el
konulan ve alıkonulan her türlü eşya, yük hayvanı ve taşıtların muhafazası,
depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi nedenlerle el
konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döner
sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal,
araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(7) Dördüncü, beşinci ve altıncı
fıkralara ilişkin usul ve esaslar İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının
görüşü alınarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle
düzenlenir.
(8) Kaçak akaryakıt, yakalandığı
ildeki il özel idaresine, il özel idaresi bulunmayan yerlerde ise defterdarlığa,
miktarı, cinsi ve özelliklerini gösterir bir tutanakla yakalandığı yerde teslim
edilir. Kaçak akaryakıtın muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve
nakliyesi gibi nedenlerle yapılan masraflar duruma göre il özel idaresi veya
defterdarlık tarafından karşılanır.”
MADDE 57 – 5607
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yaptırımlarının”
ibaresi “yaptırımının” şeklinde değiştirilmiş ve fıkrada yer alan “ve
kabahatler” ibaresi ile “veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi” ibaresi madde
metninden çıkarılmıştır.
MADDE 58 – 5607
sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(1) Bu Kanunda tanımlanan suçların
konusunu oluşturması dolayısıyla müsadere yaptırımının uygulanabileceği eşya,
sahibine iade edilemez. Kaçak şüphesiyle el konulan kaçak akaryakıt hariç her
türlü eşya hakkında, el koyma tarihinden itibaren altı ay, ancak eşyanın zarara uğraması veya değerinde
esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin varlığı veya muhafazasının ciddi
külfet oluşturması halinde bir ay içinde,
gerekli tespitler yaptırılarak soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma
aşamasında mahkeme tarafından tasfiye kararı verilir. Bu süreler içinde karar
verilmemesi halinde eşya derhal tasfiye edilir. Bu fıkra kapsamında tasfiye
edilecek eşyadan tasfiye edilmeden önce numune alınması mümkün olan durumlarda
numune alınır, numune alınması mümkün olmayan durumlarda eşyanın her türlü ayırt
edici özellikleri tespit edilir.
(2) Satılarak tasfiye edilen eşya
veya taşıtların satış bedeli emanet hesabına alınır. Tasfiye edilen eşya veya
taşıtların sahibine iadesine karar verilmesi halinde, satış bedeli Gümrük
Kanununun 180 inci maddesi hükümleri çerçevesinde el koyma tarihinden iade
tarihine kadar geçen süre için kanuni faizi ile birlikte hak sahibine ödenir.
Emanet hesabında bulunan tutarın hak sahibine yapılacak ödemeyi karşılamaması
halinde aradaki fark, eşyanın imha edilmiş olması halinde ise imha edilen
eşyanın bedeli, gümrük idaresince genel bütçenin ilgili tertibinden karşılanarak
hak sahibine ödenir.”
MADDE 59 – 5607
sayılı Kanuna 16 ncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“Kaçak akaryakıtın
tasfiyesi
MADDE 16/A – (1) Bu Kanun uyarınca
el konulan kaçak akaryakıttan teknik düzenlemelere uygun olanlar, il özel
idareleri, il özel idaresi bulunmayan yerde defterdarlıklar tarafından, numune
alınmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerin kullanımına
bedelsiz tahsis edilerek veya satışı yapılarak tasfiye edilir ve teslim tutanağı
ile numune en yakın gümrük idaresine teslim edilir. Kara, hava ve deniz hudut
kapılarında el konulan kaçak akaryakıt numune alınarak, gümrüğe terk edilen veya
terk edilmiş sayılan akaryakıt ise numune alınmaksızın gümrük idarelerinin,
gerektiği hallerde kamu kurum ve kuruluşları ile mahalli idarelerin de
kullanımına bedelsiz tahsis edilerek veya satışı yapılarak tasfiye edilir. Satış
bedelleri genel bütçeye gelir kaydedilir.
(2) Sahipsiz olarak yakalanan kaçak
akaryakıtın ulusal marker saha ölçüm sonucunun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
tarafından belirlenen şart ve seviyede olmaması halinde bahse konu ürünler
analizi yapılmaksızın teknik düzenlemelere aykırı kabul edilir ve tasfiye
edilir.
(3) Numune analiz sonuçları teknik
düzenlemelere uygun olmayan kaçak akaryakıt, il özel idaresi veya defterdarlık
tarafından en yakın rafinericiye satılır. Rafinerici, bu ürünleri almakla
yükümlüdür. Bu satışta ürünlerin satış bedeli, beyaz ürünlerde benzin, motorin
türleri, nafta, gaz yağı, jet yakıtı ve solvent türleri, rafineride bir önceki
ay sonunda oluşan ham petrol/devir maliyet fiyatından, diğer ürünlerde ise yüzde
altmışından az olamaz. Satış bedeli genel bütçeye gelir olarak
kaydedilir.
(4) Yargılamanın, tasfiye edilen
kaçak akaryakıt sahiplerinin lehine sonuçlanması halinde; satışı yapılan
kaçak akaryakıtın toplam
satış bedelinden vergiler
düşüldükten sonra kalan tutarı, akaryakıtın tahsis edilmiş
olması halinde ise vergiler hariç üçüncü fıkra hükümlerine göre belirlenen
bedeli, el koyma tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için
kanuni faiz ilave edilerek ilgili kurum bütçesinden hak sahibine ödenir. Gerekli
ödenek, Maliye Bakanlığınca ilgili kurumlara aktarılır.
(5) Bu madde kapsamında veya
akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, il özel
idareleri ve defterdarlıklar tarafından yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve
hizmet alımlarında 4734 sayılı Kanun, kaçak akaryakıt satışında 8/9/1983 tarihli
ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(6) Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun görüşü alınarak
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından
müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 60 – 5607
sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“(4) Bu Kanunun 3 üncü maddesi
kapsamındaki suçları ihbar edenler ile 23 üncü maddesi gereğince ikramiye
ödenmesi öngörülen muhbirlerin kimliği izinleri olmadıkça veya ihbarın niteliği
haklarında suç oluşturmadıkça hiçbir şekilde açıklanamaz. Bu kişiler hakkında
tanıkların korunmasına ilişkin hükümler uygulanır.”
MADDE 61 – 5607
sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile dördüncü ve
beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, birinci fıkrasının (c)
bendinde yer alan “ya da mülkiyetinin kamuya geçirilmesine” ibaresi madde
metninden çıkarılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“b) Uyuşturucu madde ve uyuşturucu
madde elde etmek amacıyla ekilen bitki yakalamalarında, her türlü uyuşturucu
maddenin birim miktarı ve uyuşturucu madde elde edilen bitkilerin ekili olduğu
alanın yüzölçümü esas alınarak Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sabit bir
rakamın memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak değerinin; 3 üncü
maddenin on sekizinci ve on dokuzuncu fıkraları kapsamında gerçekleştirilen
yakalamalarda ise, Bakanlar Kurulunca paket, kilogram ve litre bazında tespit
edilecek sabit rakamların memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak
değerinin; sahipli yakalanmış ise yarısı kamu davasının açılmasını, diğer yarısı
mahkûmiyete ilişkin hükmün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç
ay içinde, sahipsiz yakalanmış ise tamamı müsadere kararının kesinleşmesini
takip eden üç ay içinde,”
“(4) Bu madde gereğince el
koyanlara verilecek ikramiyenin tutarı olay başına (30.000) gösterge rakamının,
kamu davasının açılması, mahkûmiyet, müsadere kararının kesinleştiği tarihteki
memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. Ancak bir
yılda ödenecek ikramiye (120.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla
çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemez. Bu fıkra hükmü bu maddenin altıncı
fıkrası kapsamında yapılacak ikramiye ödemeleri hakkında
uygulanmaz.
(5) Müşterek operasyonlarda ve
kontrollü teslimat uygulamalarında ikramiye ödenmesi ve ikramiye ödemelerine
esas birim fiyatların tespitine ilişkin usul ve esaslar ile altıncı fıkra
hariç bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer
hususlar, Maliye ve
Millî Savunma bakanlıklarının
görüşü alınarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından
müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
“(6) Kaçak akaryakıtın yakalanması
halinde, ihbar edenlere ve yakalayan kamu görevlilerine aşağıdaki usul ve
esaslara göre ikramiye ödenir:
a) Bir ihbar sonucunda kaçak
akaryakıtın sahipli yakalanması halinde (d) bendine göre belirlenecek tutara
göre hesaplanacak toplamın yüzde onu tutarında ihbar edene, yüzde onu tutarında
yakalama eylemine bizzat ve fiilen katılan kamu görevlilerine kamu davasının
açılmasını takip eden üç ay içinde ikramiye ödenir. Kaçak akaryakıta ilişkin
mahkûmiyet hükmünün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay
içinde (d) bendine göre belirlenecek tutara göre hesaplanacak toplamın yüzde on
beşi tutarında ihbar edene, yüzde on beşi tutarında yakalama eylemine bizzat ve
fiilen katılan kamu görevlilerine ilave ikramiye ödenir.
b) Bir ihbar olmadan kaçak
akaryakıtın sahipli yakalanması halinde (d) bendine göre belirlenecek tutara
göre hesaplanacak toplamın yüzde onu tutarında yakalama eylemine bizzat ve
fiilen katılan kamu görevlilerine kamu davasının açılmasını takip eden üç ay
içinde ikramiye ödenir. Kaçak akaryakıta ilişkin mahkûmiyet hükmünün veya
müsadere kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içinde (d) bendine göre
belirlenecek tutara göre hesaplanacak toplamın yüzde onbeşi tutarında yakalama
eylemine bizzat ve fiilen katılan kamu görevlilerine ilave ikramiye
ödenir.
c) Yakalanan kaçak akaryakıtın
sahipli olmaması halinde, bu fıkra kapsamında ihbar edenlere ve yakalama
eylemine bizzat ve fiilen katılan kamu görevlilerine ödenecek ikramiyeler yüzde
elli eksik ödenir.
ç) Bu fıkraya göre yapılacak
ikramiye ödemeleri ilgili kurumların bütçesinden karşılanır. Gerekli ödenek,
Maliye Bakanlığınca ilgili kurumlara aktarılır.
d) Bu fıkra kapsamında yapılacak
ikramiye ödemelerine ilişkin usul ve esaslar ile ödemelere esas alınacak
tutarlar ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer hususlar, Maliye
Bakanlığının görüşü alınarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı
tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 62 – 5607
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6 – (1) Bu maddenin
yayımı tarihinden önce gümrük idaresine teslim edilen ve ambalajlarında kamu
kurumlarınca uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret
bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler numune
alınarak gümrük idaresince derhal imha edilir.
(2) Bu maddenin yayımı tarihinden
önce gümrük idaresine teslim edilmemiş ve ambalajlarında kamu kurumlarınca
uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan
tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler 11 inci maddenin beşinci
fıkrası uyarınca derhal imha edilir.
(3) Bu maddenin yayımı tarihinden
önce kaçak akaryakıt ile birinci ve ikinci fıkralar kapsamı dışındaki kaçak
şüphesiyle el konulan eşya hakkında, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç
ay içinde gerekli tespitler yaptırılarak soruşturma aşamasında hâkim, kovuşturma
aşamasında mahkeme tarafından tasfiye kararı
verilir. Bu süreler
içinde karar verilmemesi halinde eşya derhal tasfiye
edilir. Bu fıkra kapsamında tasfiye edilecek eşya tasfiye edilmeden önce numune
alınması mümkün olan eşyadan numune alınır, numune alınması mümkün olmayan
eşyanın her türlü ayırt edici özellikleri tespit edilir.”
MADDE 63 – 5607
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7 – (1) 16/A
maddesinin altıncı fıkrası ile 23 üncü maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında
belirtilen yönetmelikler altı ay içinde yürürlüğe
konulur.”
MADDE 64 – 5607
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 8 – (1) Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce işlenen 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol
Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 4/12/2003
tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa muhalefet suçlarında, lehe
hükümlerin uygulanması usulü 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza
Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9 uncu maddesi hükmüne
göre yapılır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden
önce işlenen bu Kanuna muhalefet kabahatlerinde, lehe hükümlerin uygulanması
usulü 5252 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükmüne göre
yapılır.”
MADDE 65 – 5607
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9 – (1) 12/11/2012
tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun ile tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin mülkiyetinde
bulunan ve kaçak akaryakıtın tasfiyesi için kullanılan her türlü tesis, depo,
araç ve gereç ile diğer tüm teknik teçhizat, tüzel kişiliğin kalktığı tarih
itibarıyla hiçbir işleme gerek kalmaksızın bulunduğu yerdeki defterdarlığa
devredilmiş sayılır.”
MADDE 66 – 5607
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “veya
kabahatlerden” ibaresi ile 20 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer
alan “veya kabahat” ibaresi madde metninden çıkarılmış, 6 ncı maddesinin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 8 inci
maddesi, 14 üncü maddesi ve 17 nci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 67 – 11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile
Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 68 – 5957
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve
onuncu fıkrasında yer alan “Üreticiler ve üretici örgütleri hariç” ibaresi
“Ticari uygulamalar göz önünde bulundurularak ilgili yönetmelikle belirlenen
durumlar dışında,” şeklinde, on birinci fıkrasında yer alan “üreticiler ile”
ibaresi “üreticiler hariç” şeklinde değiştirilmiştir.
“Vadeli satışlarda bu süre otuz iş
günü olarak uygulanır.”
MADDE 69 – 5957
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “standartlar”
ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlıkça uygun görülmesi halinde” ibaresi ve
fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı
Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu hükümleri
saklıdır.”
MADDE 70 – 5957
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Semt pazarları,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “imar planında belirlenmiş veya asıl tahsis
amacını engellememek kaydıyla ayrılmış diğer alanlarda” ibaresi; ikinci
fıkrasında yer alan “tahsis” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kiralama”
ibaresi; beşinci fıkrasında yer alan “kurmak,” ibaresinden sonra gelmek üzere
“işletmek ya da Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar dahilinde yüzde
ellisinden fazlasına sahip oldukları iştiraklerince kurulmasını ve işletilmesini
sağlamak,” ibaresi eklenmiş ve birinci ve üçüncü fıkralarında yer alan
“belediyelerce” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE 71 – 5957
sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Ancak,”
ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlar Kurulunca aksi kararlaştırılmadıkça,”
ibaresi eklenmiş, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci
fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve sekizinci fıkrasının (a) bendine “satılan”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da toptancı halinde satılmak üzere bildirimde
bulunulup toptancı hali dışında toptan satılan” ibaresi
eklenmiştir.
“(4) Hal rüsumunun tahakkuk, tahsil
ve paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle
belirlenir.”
MADDE 72 – 5957
sayılı Kanunun 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş,
beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, altıncı fıkrasında yer alan
“tahsis sahiplerinden” ibaresi “satış yerlerini kullananlardan” şeklinde
değiştirilmiş, aynı fıkranın (i) bendinde yer alan “Tahsis edilen satış
yerlerini” ibaresi “Satış yerlerini Bakanlıkça belirlenen sebepler dışında”
şeklinde değiştirilmiş, (k) bendine “tahsis edildiği” ibaresinden sonra gelmek
üzere “veya kiralandığı” ibaresi ile fıkraya aşağıdaki (l) bendi eklenmiş ve
yedinci fıkrasında yer alan “yerlerindeki tahsis sahipleri” ibaresi “yerlerinde
faaliyet gösterenler” şeklinde değiştirilmiştir.
“Kapalı pazar yerlerindeki satış
yerleri ile diğer yerler, belirli süreli sınırlı ayni hak tesisi yöntemi
kullanılarak kiralama yoluyla da işletilebilir. Sınırlı ayni hak tesisi yöntemi
ile bir pazar yerinde aynı kişiye en fazla iki satış yeri verilebilir. Sınırlı
ayni hak tesisi ile tahsis ve kiralama işlemine ilişkin diğer usul ve esaslar
yönetmelikle düzenlenir.”
“(5) Başka bir alana taşınma
hâlinde, toptancı hallerindeki işyerleri ile pazar yerlerindeki satış yerlerinin
kullandırılmasında, mevcut hak sahiplerine öncelik
verilir.”
“l) İşyerinin kiralanması veya
satılmasında ya da satış yerinin kiralanması veya tahsisinde ilgili yönetmelikte
belirlenen şartları taşımadıkları veya sonradan kaybettikleri
anlaşılanların,”
MADDE 73 – 5957
sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan
“tahsis sahiplerince” ibaresi “üretici ve pazarcılarca” şeklinde, 14 üncü
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “tahsis sahipleri” ibaresi “satış
yerlerini kullananlar” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 74 – 5957
sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “yükümlüdür”
ibaresi “yükümlü kılınabilir” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “27/5/2004
tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” ibaresi “11/6/2010
tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 75 – 5957
sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “tahsis
edilir” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya kiralanır” ibaresi
eklenmiştir.
MADDE 76 – 5957
sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
“Sanayi” ibaresi “Gümrük” şeklinde; aynı fıkranın (e) ve (g) bentlerinde, 5 inci
maddesinin on birinci fıkrasında, 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, 14 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında, 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (f)
bendinde, 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında ve 17 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan “Tarım ve Köyişleri” ibareleri “Gıda, Tarım ve Hayvancılık”
şeklinde; 10 uncu maddesinin on üçüncü fıkrasında yer alan “Tarım ve Köyişleri
bakanlıklarının ve Dış Ticaret ile Gümrük müsteşarlıklarının” ibaresi “Gıda,
Tarım ve Hayvancılık ile Ekonomi bakanlıklarının” şeklinde
değiştirilmiştir.
MADDE 77 – 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun
584 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Ticaret siciline kayıtlı ticari
işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından
işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri
ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar
tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu
Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına
Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım
kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile
kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde
verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.”
MADDE 78 – 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun
64 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yevmiye defterinin kapanış onayı,
izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar
defterinin kapanış onayı ise izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna
kadar notere yaptırılır.”
MADDE 79 – 6102
sayılı Kanunun 359 uncu maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“(5) Devlet, il özel idaresi,
belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin pay sahibi olduğu şirketlerde,
sayılan tüzel kişiler veya bunların gerçek kişi temsilcileri yönetim kuruluna
seçilebilir. Yönetim kurulu üye sayısı ikiden fazla olan şirketlerde üyelerin
tamamının aynı kamu tüzel kişisinin temsilcisi olmaması şartıyla kamu tüzel
kişisini temsilen birden fazla gerçek kişi yönetim kuruluna
seçilebilir.”
MADDE 80 – 6102
sayılı Kanunun 397 nci maddesine aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
“(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında
kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve
bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine
göre denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim
yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve
yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin
ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin
hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kanunun denetçinin sorumluluğuna ilişkin
hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen
uygulanır.
(6) Beşinci fıkra kapsamında
denetime tabi olduğu hâlde söz konusu denetimi yaptırmayanların finansal
tabloları ve yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş
hükmündedir.”
MADDE 81 – 6102
sayılı Kanunun 400 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye ve bu fıkrada belirtilen süreleri kısaltmaya
yetkilidir.”
MADDE 82 – 6102
sayılı Kanunun 635 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Anonim”
ibaresinden önce gelmek üzere “397 nci maddenin beşinci ve altıncı fıkraları
dışında kalan,” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 83 – 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci
maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ile 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (f) bendinde yer alan “Teknik mevzuatı bulunmayan ve doğrudan
tüketiciye sunulan ürünlerin” ibareleri “Bakanlığın sorumluluğunda bulunan
tüketici ürünlerinin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 84 – 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin beşinci ve sekizinci
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(5) Denetime tabi olan gerçek ve
tüzel kişiler, gizli dahi olsa bütün belge, defter ve bilgileri ibraz etmek,
para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı ilk talep halinde Gümrük ve Ticaret
Müfettişlerine göstermek, Gümrük ve Ticaret Müfettişlerinin saymasına ve
incelemesine yardımcı olmak zorundadır. Gümrük ve Ticaret Müfettişleri,
görevleri sırasında tüm resmî daire, kurum, kuruluş ve kamuya yararlı
derneklerle, gerçek ve tüzel kişilerden gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve
belgeleri istemeye yetkilidir; kanunî engel olmadıkça bu isteğin yerine
getirilmesi zorunludur.”
“(8) Gümrük ve Ticaret Müfettişleri
ve Müfettiş Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, yeterlik
sınavları, görev, yetki ve sorumlulukları ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 85 – 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 37 – (1) Bakanlık, görev
alanına giren konularda çalıştırılmak üzere Gümrük ve Ticaret Uzmanı ile Gümrük
ve Ticaret Uzman Yardımcısı istihdam eder.
(2) Gümrük ve Ticaret Uzman
Yardımcılığına atanabilmek için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci
maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak aşağıdaki şartlar
aranır:
a) En az dört yıllık eğitim veren
hukuk, siyasal bilgiler, iktisadi ve idarî bilimler, iktisat ve işletme
fakülteleri ile Bakanlığın görev alanına giren ve yönetmelikle belirlenen
fakültelerden veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen
yurt içi veya yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun
olmak.
b) Yönetmelikle belirlenen yabancı
dillerden en az birini iyi derecede bilmek.
c) Yapılacak yarışma sınavında
başarılı olmak.
(3) Gümrük ve Ticaret Uzman
Yardımcılığına atananlar, en az üç yıl çalışmak ve istihdam edildikleri
birimlerce belirlenecek konularda hazırlayacakları uzmanlık tezinin
oluşturulacak tez jürisi tarafından kabul edilmesi kaydıyla, yapılacak yeterlik
sınavına girmeye hak kazanırlar. Süresi içinde tezlerini sunmayan veya tezleri
kabul edilmeyenlere tezlerini sunmaları veya yeni bir tez hazırlamaları için
altı ayı aşmamak üzere ilave süre verilir. Yeterlik sınavında başarılı olanlar
Gümrük ve Ticaret Uzmanı kadrolarına atanırlar. Sınavda başarılı olamayanlar
veya sınava girmeye hak kazandığı hâlde geçerli mazereti olmaksızın sınav
hakkını kullanmayanlara, bir yıl içinde ikinci kez sınav hakkı verilir. Verilen
ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci defa hazırladıkları tezleri de
kabul edilmeyenler, ikinci sınavda da başarı gösteremeyen veya sınav hakkını
kullanmayanlar Gümrük ve Ticaret Uzman Yardımcısı unvanını kaybederler ve
Bakanlıkta durumlarına uygun kadrolara atanırlar.
(4) Gümrük ve Ticaret Uzmanı ile
Gümrük ve Ticaret Uzman Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri,
yarışma sınavı, tez hazırlama ve yeterlik sınavı ile diğer hususlar yönetmelikle
düzenlenir.”
MADDE 86 – 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 37/A maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 37/A – (1) Bakanlık taşra
teşkilatında Gümrük ve Ticaret Denetmeni ile Gümrük ve Ticaret Denetmen
Yardımcısı istihdam edilir.
(2) Gümrük ve Ticaret Denetmenleri;
en az dört yıllık lisans eğitimi veren ve yönetmelikle belirlenen fakülte veya
yüksekokullar ile bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca onaylanan yabancı
fakülte veya yüksekokullardan mezun olanlar arasından yapılan yarışma sınavı
sonucuna göre mesleğe Gümrük ve Ticaret Denetmen Yardımcısı olarak
atanırlar.
(3) Bunlar en az üç yıl çalışmak
kaydıyla yeterlik sınavına girmeye hak kazanırlar. Yapılacak yeterlik sınavında
başarılı olanlar, durumlarına uygun Gümrük ve Ticaret Denetmeni kadrolarına
atanırlar.
(4) Gümrük ve Ticaret Denetmeni ile
Gümrük ve Ticaret Denetmen Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yarışma
sınavları, yetiştirilmeleri, yeterlik sınavları, görev, yetki ve sorumlulukları
ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 87 – 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 38 – (1) Bakanlıkça, 657
sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11)
numaralı bendinde yer alan Bakanlık kadroları dışındaki kadrolara ve sözleşmeli
personel pozisyonlarına ilk defa atanacaklar; ilgili mevzuat uyarınca yapılan
merkezî sınavdan yetmiş ve üzeri puan alanlar arasından, atanacak kadro
sayısının dört katına kadar çağırılacak adaylar arasından sınav komisyonlarınca
yapılacak sözlü sınav sonucuna göre belirlenir.
(2) Gümrük Muhafaza Memuru
kadrosuna atanacakların başvuru tarihinde otuz yaşından gün almamış olmaları
şarttır.
(3) Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 88 – 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 7 – (1) Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığında Başmüfettiş ve Müfettiş kadrolarında bulunan ve talep
edenler arasından, Gümrük ve Ticaret Bakanı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı arasında yapılacak protokolle belirlenenler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Başmüfettiş ve Müfettiş kadrolarına, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren en
geç üç ay içinde başka bir işleme gerek kalmaksızın naklen atanırlar. Bu şekilde
atananların mülga Sanayi ve Ticaret Bakanlığında ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığında Başmüfettiş, Müfettiş ve Müfettiş Yardımcısı kadrolarında geçirdiği
süreler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettiş, Müfettiş ve Müfettiş
Yardımcısı kadrolarında geçmiş sayılır ve bu kişiler, bu maddenin yayımı
tarihinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi ve Müfettişinin tabi olduğu
mali haklardan aynen faydalanır.”
MADDE 89 – 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha
Kanununun 183 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 90 – Bu
Kanunun;
a) 71 inci maddesinin 5957 sayılı
Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının değiştirilmesi ve beşinci
fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin hükmü 1/7/2013
tarihinde,
b) 78 inci maddesi ile değiştirilen
6102 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının dördüncü cümlesinde yer
alan yevmiye defterinin kapanış onayına ilişkin hüküm 1/1/2013 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) Diğer maddeleri ise yayımı
tarihinde,
yürürlüğe
girer.
MADDE 91 – Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.