15/6/2012 tarihli ve 28324 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan 31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı maddelerinde
yapılan değişikliklerle ilgili izahat; sağlık hizmeti sunucuları ile optisyenlik müesseselerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna
düzenledikleri faturalarda süre; 213 sayılı
Kanunun 315 inci maddesine istinaden Bakanlığımızca faydalı ömürleri belirlenen
amortismana tâbi iktisadî kıymetler; 4/2/2010 tarihli ve 27483 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 396)’nin ekinde yer alan form Ba ve
form Bs ile bildirim ödevlerine ilişkin açıklamalar
ile yürürlükten kaldırılan tebliğler bu Tebliğin konusunu teşkil
etmektedir.
2. 6322 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununda Yapılan Değişiklikler
2.1. 112 nci Maddede Yapılan Değişiklik
213 sayılı
Kanunun 112 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan “Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca
iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından
tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay
içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren
düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı
dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz,
120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.”
hükmü, 6322 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiş, maddeye aşağıdaki (5) numaralı fıkra eklenmiş ve mevcut (5)
numaralı fıkra (6) numaralı fıkra olarak teselsül
ettirilmiştir.
“4. Fazla veya yersiz olarak
tahsil edilen vergiler, fazla veya yersiz tahsilâtın mükelleften kaynaklanması
halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili
tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre
için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında
hesaplanan faiz ile birlikte, 120 nci madde
hükümlerine göre mükellefe red ve iade
edilir.
5. Vergi
kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef
tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip
eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin
sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen
süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında
hesaplanan faiz, 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.”
Diğer taraftan mezkûr Kanunun 1
inci maddesinde, “Bu kanun hükümleri ikinci maddede yazılı olanlar dışında,
genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve
belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında
uygulanır.
Yukarıda yazılı vergi, resim ve
harçlara bağlı olan vergi, resim ve zamlar da bu kanuna tabidir.” hükmü, 375
inci maddesinde ise “Vergi cezalarında yapılan
hatalar, bu kanunda vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre
düzeltilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, 213 sayılı Kanun
kapsamında olan vergi, resim ve harçlar ile bunlara bağlı olarak hesaplanan
gecikme faizi, gecikme zammı ve pişmanlık zammının, ayrıca vergi cezalarının 112
nci maddenin dördüncü fıkrasına göre iade edilmesi
sırasında mükelleflere faiz ödenmesi söz konusu olacaktır. 213 sayılı Kanun
kapsamına dâhil olmayan ancak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanuna göre tahsil edilen diğer amme alacaklarının iadesinde ise 112
nci maddeye istinaden faiz hesaplanması mümkün
değildir.
Buna göre, 213 sayılı Kanunun 116
ncı maddesinde tarif edilen, 117 ile 118 inci
maddelerinde de sayılan vergi hataları sebebiyle mükelleflerden fazla veya
yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde 112 nci
maddenin dördüncü fıkrasına göre faiz hesaplanması gerekmekte olup, faiz
hesaplanmasına dair yeni durum aşağıda izah edilmektedir.
Değişiklikten
önceki hükme göre, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, ilgili
mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin
tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu
vergilerin üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ
edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre
belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizi ile birlikte iade edilmesi icap
etmekteydi. Maddenin yeni hâline göre
ise, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergiler, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması hâlinde müracaat
tarihinden, diğer hallerde tahsil tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ
edildiği tarihe kadar hesaplanacak faiz ile iade
edilecektir.
Örneğin, mükellef
daha evvel vermiş olduğu gayrimenkul sermaye iradına ilişkin gelir vergisi
beyannamesinde beyan ettiği vergiyi ödemiş ve bilahare vergi hatası sebebiyle
fazla vergi beyan ettiği gerekçesiyle düzeltme beyannamesi verip durumu açıklayan yazılı izahata, ilgili vergi
dairesine vereceği dilekçede yer vererek ödediği verginin iadesini
(mahsuben veya nakden) talep etmişse, düzeltme talebinin kabul edilmesi halinde,
mükellefe iade edilecek vergi için vergi dairesine müracaat tarihinden düzeltme
fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar faiz hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, fazla veya yersiz
tahsil edilen vergilerin iade edilebilmesi için varsa gerekli bilgi ve
belgelerin tamamlanmasının ve vergi dairesine verilecek dilekçeye ilave
edilmesinin icap ettiği tabiidir.
Düzeltme fişinin 213 sayılı Kanunun
tebligata dair hükümlerine göre bilinen adresinde, ilanen veya mükellefin rızası
dâhilinde dairede tebliğ edilmesi gerekmektedir. Düzeltme fişinin ilanen
tebliğinde, 345 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin1 (A)
bölümünde yapılan açıklamalar dikkate alınacaktır. Madde hükmüne göre mükellefe
ödenecek faizin nispetine dair bir değişiklik yapılmadığından 6183 sayılı Kanuna
göre belirlenen tecil faizi oranında ve tecil faizi için belirlenen usule göre
faiz hesaplanmasına devam edilecektir.
Vergi kanunları
uyarınca iadesi gereken vergilerin (örneğin katma değer vergisi iadeleri)
iadesinde ise 6322 sayılı Kanunla herhangi bir değişiklik yapılmadığından
uygulamaya aynı şekilde devam edilecek ve vergilerin gerekli bilgi ve belgelerin
tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi hâlinde, bu
tutarlara üç aylık sürenin sonundan düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği
tarihe kadar geçen süre için faiz ödenecektir.
2.2. Vergi Usul Kanununa Eklenen
Geçici 29 uncu Madde
6322 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle 213 sayılı Kanuna eklenen Geçici 29 uncu
maddede “Bu Kanunun 112 nci maddesinin (4) numaralı
fıkrası, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak
tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanır.” hükmüne yer
verilmiştir.
Buna göre, 213 sayılı Kanunun 112
nci maddesinin (4) numaralı fıkrasındaki değişiklik
sonrası hüküm, 6322 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 15/6/2012 tarihinden sonra fazla veya yersiz olarak tahsil
edilmiş olup da iadesi söz konusu olan vergiler için tatbik
edilecektir.
3. Sağlık Hizmeti Sunucuları ile Optisyenlik Müesseselerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna
Düzenledikleri Faturalarda Süre
336 sıra numaralı
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde2 eczanelerin, çalışanlarının
reçetelerini karşılamak üzere sözleşme yaptıkları kamu kuruluşları ile sınırlı
olmak üzere, ilgili kuruluşların çalışanlarına yaptıkları ilaç teslimlerinde
kamu kuruluşlarınca karşılanacak paya ilişkin tutarı içeren faturayı, ay sonunda
tüm çalışanlar için ve tek bir fatura şeklinde düzenleyebilecekleri ifade
edilmiş, 379 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde3 ise
Sosyal Güvenlik Kurumunun da 336 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
uygulamasında, eczanelerle anlaşma yapılan kamu kuruluşları kapsamında
değerlendirilmesinin uygun görüldüğü belirtilmişti.
213 sayılı
Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının
1 nci bendinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden
sağlık sektöründe faaliyet gösteren ve Sosyal Güvenlik Kurumu ile
sözleşme/protokol imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile optisyenlik müesseselerinin çalışanlar, emekliler ve
bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilere verdikleri sağlık hizmetleri
nedeniyle adı geçen Kuruma ay sonunda tek bir fatura düzenleyebilmeleri uygun
bulunmuştur.
4. Amortisman Listesine Yeni Eklenen İktisadi Kıymetler
Mükelleflerce 1/1/2004 tarihinden itibaren aktife alınan amortismana tâbi
iktisadî kıymetler 339, 365, 389, 399 ve 406 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğinin4 ekinde yer alan listede (bundan böyle “Amortisman
Listesi” olarak anılacaktır) belirtilen faydalı ömürleri dikkate alınmak
suretiyle amortismana tâbi tutulmaktadır. Listedeki herhangi bir sınıflandırmada
yer almayan amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri ve amortisman oranları, mükelleflerce yapılan başvurular
üzerine, 213 sayılı Kanunun 5024 sayılı Kanunla değişik 315 inci maddesinin
verdiği yetkiye istinaden Bakanlığımızca belirlenmekte olup, belirlenen ömür ve
oranlar dikkate alınarak amortisman ayırabilecekleri, başvuruda bulunan
mükelleflere yazı ile duyurulmaktadır.
Söz konusu listede yer almayan
iktisadi kıymetlere ilişkin olarak uygulama birliğini sağlamak amacıyla, 333
sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ekinde yer alan Amortismana
Tabi İktisadi Kıymetler listesine Ek-1’de yer alan satırlar
eklenmiştir.
4.1. Bakır ve Bakır Alaşımlarından Ekstrüzyon ve Soğuk Çekme Kalıplarına Amortisman Ayrılmaması
213 sayılı Kanunun 313 üncü maddesinde “İşletmede bir
yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz
bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen
iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin
birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine
göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.”
hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, bir iktisadi kıymetin amortismana tabi tutulabilmesi için, işletmede bir yıldan
fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması
ve işletmenin aktifinde kayıtlı bulunması gerekmektedir.
Bu itibarla, kullanıldıkları süreç gereği faydalı
ömürleri bir yıldan fazla olmayan bakır ve bakır alaşımlarından ekstrüzyon ve soğuk çekme kalıplarının amortismana tabi iktisadi kıymet olarak dikkate alınmaması ve
işletme malzemesi olarak değerlendirilip muhasebe kayıtlarına doğrudan gider
olarak intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
5. 396 Sıra Numaralı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde Yapılan
Değişiklikler
4/2/2010
tarihli ve 27483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 396 sıra numaralı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin;
- 1-KAPSAM bölümüne aşağıdaki madde
eklenmiştir.
“1.1.7. İflas eden mükellefler için bildirim
yükümlülüğü iflasın açıldığı tarihi ihtiva eden dönemden sonra sona erecektir.
İflasın kaldırılması durumunda ise bildirim yükümlülüğü, kaldırılma tarihini
ihtiva eden dönemden itibaren tekrar başlayacaktır.”
- 3.2.2
numaralı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“3.2.2. İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış
tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile
bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate
alınacaktır.
Ayrıca serbest bölgelerde
faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alış-satış işlemlerinin
bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu
beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış
beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve
tutarı dikkate alınacaktır.
İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde tutar alanına; 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun 21 inci maddesi gereğince gümrük vergisi tarhına esas olan kıymet,
malın gümrük vergisinden muaf olması durumunda ise katma değer vergisi matrahını
oluşturan katma değer vergisi hariç bedel yazılacaktır.
Ayrıca, malın gümrük sahasına
getirildikten sonra kısım kısım ithalatın
gerçekleşmesi durumunda, her bir işlemin gerçekleştiği tarih dikkate alınarak bu
Tebliğde belirtilen haddi aşması halinde form Ba
bildirimine dâhil edilecektir.
Bildirim formlarında alıcı veya
satıcının vergi kimlik numarası, ithalat işlemlerinde “1111111111”, ihracat işlemlerinde ise “2222222222” olarak
kodlanacaktır.”
- 3.2.3
numaralı maddesine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“Diğer taraftan, serbest bölgelerden yapılan
mal ve/veya hizmet alım-satım işlemlerinin bildirilmesinde; serbest bölgede
faaliyette bulunan mükelleflerin Türkiye’deki merkez veya şubelerinden de
alım-satım yapılması hallerinde, Türkiye’den yapılan alım-satım işlemleri ile
serbest bölgedeki şubeden yapılan alım-satım işlemleri ayrı satırlar şeklinde
bildirilecektir. Bu kapsamda yapılan bildirimlerde serbest bölgelerden yapılan
alım-satım işlemlerinin bildirildiği satırların ülke kodu kısmında “Serbest
Bölge” ifadesinin seçilmesi gerekmektedir.”
6. Yürürlükten Kaldırılan Tebliğ ve Yürürlük
191 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği5 ile 336 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğinin6 (2) numaralı bölümü yürürlükten
kaldırılmıştır.