Bu Tebliğde, 13/6/2006 tarihli ve
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun1 uygulanmasına ilişkin
açıklamalara yer verilmiş olup 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliğinde2 ilgili bölümler itibarıyla aşağıdaki değişiklikler
yapılmıştır.
1. “4.2. Kamu idare ve kuruluşları tarafından genel insan
ve hayvan sağlığını korumak ve tedavi etmek amacıyla işletilen kuruluşlar”
başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
“6009 sayılı Kanunla3
anılan bende eklenen parantez içi hüküm uyarınca söz konusu muafiyet kapsamına
giren kuruluşlardan sağlık hizmeti sunanların teşhis ve tedaviye yönelik olarak
birbirlerine yapacakları mal ve hizmet satışları bu muafiyeti ortadan
kaldırmayacaktır. Böylelikle, kamu idare ve kuruluşlarına bağlı sağlık
kuruluşlarının ihtiyaç fazlası mallarının birbirleri arasında devri veya mevcut
kapasiteleri çerçevesinde arz edilebilecek hizmetlerinden birbirlerini
yararlandırmaları muafiyeti etkilemeyecektir.
6225 sayılı Kanun4 ile
değiştirilen parantez içi hüküm uyarınca, sadece Sağlık Bakanlığına bağlı
hastane, klinik, dispanser, sanatoryum gibi kurum ve kuruluşlar tarafından Gelir
Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması
işlemleri de söz konusu muafiyeti etkilemeyecektir. Bu kapsamda, Sağlık
Bakanlığına bağlı anılan kurum ve kuruluşlar tarafından kuru mülkiyet kiralaması
veya belli bir süreyle işletme hakkının devredilmesi (kantin kiralaması vb.)
muafiyeti ortadan kaldırmayacaktır.”
2. “4.8. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü”
başlıklı bölüm başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“4.8. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,
Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve 5602 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesiyle tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar
Kurumlar
Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde;
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı ve şans oyunları lisans veya işletim haklarını hasılattan pay verme
karşılığında devralan kurumlar hariç 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans
Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında
Kanunun5
3 üncü maddesinde tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar kurumlar vergisinden
muaf tutulmuştur. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut tedariki ile ilgili
iktisadi işletmeleri de muafiyet kapsamındadır.”
3. “4.14. Kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olan
kurumlar” başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile
yapılan malî ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi
teminatı sağlamak üzere kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri
kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları
ortaklarına dağıtmaksızın kredi sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar,
Kurumlar Vergisi Kanununun 6009 sayılı
Kanunun 43 üncü maddesi ile değiştirilen 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (l) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf
tutulmuştur.
Söz konusu kurumun statüsü,
muafiyetten yararlanma açısından önem arz etmemektedir. Bu kurumun, Kurumlar
Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde yazılı kurumlar arasında yer alması
yeterlidir. Ancak, sözü edilen kurumların, kuruluş sözleşmelerinde yalnızca
kredi teminatı sağlamak üzere kuruldukları ve faaliyetlerini bu çerçevede
sürdürecekleri, ortaklara kâr payı dağıtmayacakları açıkça yazılı
olacaktır.
Yukarıda açıklanan şekilde kurulan
bu kurumların anılan muafiyetten yararlanabilmeleri için;
·
Kurumun, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları
arasında imzalanan mali ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde faaliyette
bulunmak üzere kurulmuş olması,
·
Kurumun elde
ettiği kazançların kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra kalan
tutarının tamamının teminat sorumluluk fonuna
eklenmesi,
·
Teminat
sorumluluk fonunun ortaklara dağıtılmaması, sadece kredi temininde teminat
sağlamak için kullanılması
·
Teminat
sorumluluk fonunun kredi sağlayan banka ve kuruluşlarda
değerlendirilmesi
şarttır.
Diğer yandan, KOSGEB vb. kuruluşlar
tarafından verilen mali yardımların temini maksadıyla teminat sağlanması da
muafiyeti etkilemeyecektir.”
4. “5.6.2. Kurumlar Vergisi Kanununun yayım
tarihinden sonra gerçekleşen satış işlemlerinde istisna uygulaması” başlıklı
bölümün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf
eklenmiştir.
“6111
sayılı Kanunla625/2/2011 tarihinden itibaren uygulanmak üzere mevcut
maddeye eklenen parantez içi hüküm gereğitaşınmazların kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı
amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık kiralama
şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançların tamamı
vergiden istisna edilebilecektir.”
5. “5.6.2.3.1. İki tam yıl süre
ile aktifte bulundurulma” başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraf
eklenmiştir.
“6111
sayılı Kanunla 25/2/2011 tarihinden itibaren uygulanmak üzere mevcut maddeye
eklenen parantez içi hüküm gereği taşınmazların; kaynak kuruluşlarca kira sertifikası
ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık
kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışında, en az iki tam
yıl süreyle aktifte bulundurma şartı aranmayacaktır.”
6. “5.9. Yurt dışında
yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan
kazançlarda istisna” başlıklı bölümün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere
aşağıdaki paragraf ile “5.9.4. Türkiye’deki merkez genel giderlerinden yurt
dışında yapılan inşaat işlerine pay verilmesi” başlıklı bölümden sonra gelmek
üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
“Teknik
hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak
yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüd, fizibilite,
harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası
hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım
kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri
hizmetleri kapsamaktadır.”
“5.9.5. Yurt dışında yapılaninşaat, onarım,
montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç veya hasılatın Türkiye’ye
döviz olarak getirilmesi halinde doğacak kur farklarının
durumu
İstisna uygulamasında, yurt dışında
yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan
kazançların Türkiye’ye getirilmesi şart değildir. Bu kazançlar, Türkiye’ye
getirilmese dahi istisna uygulamasına konu edilebilecektir. Öte yandan, bu
kazançların Türkiye’ye getirilmesi durumunda oluşacak kur farklarının ne şekilde
değerlendirileceği aşağıda açıklanmıştır.
5.9.5.1. Yurt dışında tamamlanmış işlere ilişkin
kazançların Türkiye’ye getirilmesi halinde kur farklarının
durumu
İstisna uygulamasına konu olan ve
yurt dışında yapılıp tamamlanan işlerden doğan kazancın Türkiye’ye getirilmesi
halinde, söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur
farklarının istisna kazançla ilişkilendirilmesi mümkün
değildir.
5.9.5.2. Yurt dışında devam etmekte olan işlere ilişkin
hasılatın Türkiye’ye getirilmesi halinde kur farklarının
durumu
Yurt dışında yapılmakta olan
işlerden elde edilen hasılatın Türkiye’ye döviz olarak getirilmesi halinde,
anılan işlerin tamamlandığı geçici vergilendirme dönemine kadar söz konusu
yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farkları istisna kapsamında
değerlendirilebilecektir.
Bununla birlikte söz konusu
uygulamada yurt dışında gerçekleştirilen her bir işin bağımsız olarak
değerlendirileceği tabiidir.”
7. “5.11.4. Kredi kooperatiflerinde risturn istisnası”
başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiş, sonraki bölüm
numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.
“5.11.5. Tarımsal üretici
birliklerinde risturn istinası
6009 sayılı Kanunla Kurumlar
Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi ile yapılan
düzenlemeye göre, 29/6/2004 tarihli ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri
Kanununa7 göre kurulan birliklerin
üyeleri ile yaptıkları muameleler hakkında da risturnlara ilişkin hükümler
uygulanır.”
8. “5.12.2.1. Yasal düzenleme”
başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6170 sayılı Kanunun8 7
nci maddesi ile 12/3/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4691 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yönetici şirketlerin bu Kanun
uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren
gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve
Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2023 tarihine kadar gelir
ve kurumlar vergisinden müstesnadır.
Bölgede çalışan Ar-Ge ve destek
personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, 31/12/2023 tarihine kadar her
türlü vergiden müstesnadır. Muafiyet kapsamındaki destek personeli sayısı Ar-Ge
personeli sayısının yüzde onunu aşamaz. Yönetici şirket, ücreti gelir vergisi
istisnasından yararlanan kişilerin bölgede fiilen çalışıp çalışmadığını
denetler. Ancak, bölgelerde yer alan girişimcilerin yürüttükleri Ar-Ge projesi
kapsamında çalışan Ar-Ge personelinin, bölgede yürüttüğü görevle ilgili olarak
yönetici şirketin onayı ile bölge dışında geçirmesi gereken süreye ait
ücretlerinin bir kısmı gelir vergisi kapsamı dışında tutulur. Kapsam dışında
tutulacak ücret miktarı, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak hazırlanacak
yönetmelikle belirlenir. Yönetici şirketin onayı ile bölge dışında geçirilen
sürenin bölgede yürütülen görevle ilgili olmadığının tespit edilmesi halinde,
ziyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin cezalardan ilgili işletme
sorumludur.
Bu madde hükümleri TÜBİTAK-Marmara
Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesi yönetici şirketi, bu bölgede
faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile bölgede çalışan
araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri
bakımından da uygulanır.”
9. “5.12.2.2. Yazılım ve Ar-Ge
faaliyetlerinden elde edilen kazançlarda kurumlar vergisi istisnasının kapsamı”
ile “5.12.2.7. İstisna uygulamasında süre” başlıklı bölümlerdeki “31/12/2013”
tarihi “31/12/2023” olarak, “5.12.2.2.1. İstisna kapsamına giren faaliyetler”
başlıklı bölüm ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6170 sayılı Kanunun 1 inci maddesi
ile 12/3/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4691 sayılı Kanundaki bazı
tanımlar değiştirilmiş olup bu Kanunun uygulanmasında;
Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge),
araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi
dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve
uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen
yaratıcı çalışmalar,
Yazılım, bir bilgisayar, iletişim
cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve
kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar
dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım
kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama,
geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve
hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim
şekillerinin tümü
olarak
tanımlanmıştır.”
10. “5.12.3.1.
Yasal düzenleme” başlıklı bölüm
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“5084
sayılı Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddeleri ile 3218 sayılı Serbest Bölgeler
Kanununun 6 ncı maddesinde değişiklik yapılmış ve anılan Kanuna geçici 3 üncü
madde eklenmiştir.
5810
sayılı Kanunun9
4 üncü ve 7 nci maddeleri ile de 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı ve
geçici 3 üncü maddesi hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. Anılan hükümler
aşağıdaki gibidir:
“Madde
6 – Serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber;
serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi
tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen
haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat
vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması
bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest
dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak
eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı
yerlerdir.
Bu
bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri
uygulanmaz.
Kullanıcıların
tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin
olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağımlı
olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.
İşleticiler
ve kullanıcılar yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulunca belirlenecek
vergi dışı teşviklerden yararlandırılabilir.”
“Geçici
Madde 3- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan
serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış
mükelleflerin;
a)
Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri
kazançları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet
ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere gelir veya kurumlar
vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
(b) alt bendi kapsamında yapılacak tevkifata etkisi
yoktur.
b)
Bu bölgelerde istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler 31/12/2008
tarihine kadar gelir vergisinden müstesnadır. Ancak, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla ruhsatlarında belirtilen süre 31/12/2008 tarihinden
daha önceki bir tarihte sona eriyorsa, istisna uygulamasında ruhsatta yer alan
sürenin bitiş tarihi dikkate alınır.
c)
Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları
işlemler 31/12/2008 tarihine kadar her türlü vergi, resim ve harçtan
müstesnadır.
Avrupa
Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin
sonuna kadar;
a)
Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal
ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları gelir veya kurumlar
vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94
üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi ile 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddeleri uyarınca
yapılacak tevkifata etkisi yoktur.
b)
Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85'ini yurt dışına ihraç
eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir
vergisinden müstesnadır. Bu oranı % 50'ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine
kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yıllık satış tutarı bu oranın
altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak,
gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.
c)
Bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve
düzenlenen kağıtlar damga vergisi ve harçlardan
müstesnadır.
Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir.”
5084
sayılı Kanunla Serbest Bölgeler Kanununda yapılan değişiklikler 6/2/2004 tarih
ve 25365 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, yayımlandığı tarih itibarıyla
yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
3218
sayılı Kanunda 5084 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile bölgelerde vergi
mevzuatına ilişkin hükümlerin uygulanmasına başlanılmış, tam ve dar
mükelleflerin bölgedeki gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiştir. 3218
sayılı Kanuna 5084 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenen geçici 3 üncü madde
ile de geçiş dönemine ilişkin istisna uygulaması
düzenlenmiştir.
25/11/2008
tarih ve 27065 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5810 sayılı Kanunla Serbest
Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü maddesinde yapılan değişiklikler 1/1/2009
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, 6 ncı maddesinde yapılan
değişiklik de yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe
girmiştir.
5810
sayılı Kanunla yapılan değişiklikler, Tebliğin bu bölümünde yer alan kurumlar
vergisi istisnasının uygulanmasına ilişkin açıklamalar açısından bir farklılık
getirmemektedir.”
11.
“8.6.1. Muallak hasar ve tazminat karşılıkları” başlıklı bölümün dördüncü
paragrafının son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Muallak hasar ve tazminat
karşılığının aktüeryal zincirleme merdiven metodu kullanılmak suretiyle
hesaplanmasında, her bir branş için gerçek durumu en iyi yansıtan yöntemin
belirlenmesi, Hazine Müsteşarlığının izni alınmadan bu yöntemin 3 yıl
değiştirilmemesi ve negatif sonuç veren branşlardaki tutarın da tamamının
hesaplamalarda dikkate alınması gerekmektedir. Bu şekilde hesaplanan muallak
hasar ve tazminat karşılıkları 2012 vergilendirme döneminden itibaren gider
olarak indirilebilecektir. Söz konusu hesaplamada, mükelleflerin gerçek durumu
en iyi yansıtan yöntemi seçmediklerinin tespiti halinde ise gerekli
tarhiyatların yapılacağı tabiidir.”
12.
“14.1. Beyannamenin verilmesi” başlıklı bölümün üç, dört, beş ve altıncı
paragrafları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İktisadi
işletmelerin ortak yönetimi veya sermayesi olsa dahi faaliyetlerinin bağımsız ve
farklı olması halinde ayrı ayrı mükellefiyet tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması halinde ise
tek mükellefiyet tesis ettirilmesi mümkündür. Ancak, farklı yönetim, sermaye ya
da organizasyonu olan işletmelerin ayrı ayrı iktisadi işletme kabul edileceği
tabiidir.
Örneğin;
bir derneğe bağlı maden suyu işletmesi ile birlikte, özel poliklinik
işletmesinin bulunması halinde bunların sermaye veya yönetiminin ayrı olup
olmadığına bakılmaksızın, her biri için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti
tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Diğer
yandan, bir vakfa ait farklı illerde özel okul işletmelerinin bulunması halinde
tüm okullar için tek bir iktisadi işletme üzerinden kurumlar vergisi
mükellefiyeti tesis edilebilecektir.
Aynı
faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması nedeniyle her bir
işyerinin ayrı bir iktisadi işletme kabul edilerek tesis edilen mükellefiyet
kayıtları, talep edilmesi halinde 1/1/2012 tarihinden itibaren terkin edilecek
ve tek mükellefiyet kaydı açılacaktır.”
13. “15.2. Vergi kesintisi oranına ilişkin Bakanlar
Kuruluna verilen yetki” başlıklı bölümün son paragrafına aşağıdaki cümle
eklenmiş ve “15.3.1. Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine
ilişkin olarak yapılan hakediş ödemeleri” ile “15.3.2.1. Kooperatiflere ait
taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri” başlıklı
bölümlerde yer alan “1/1/2007” tarihi “3/2/2009”, “2006/11447” sayısı ise
“2009/14594” olarak değiştirilmiştir.
“3/2/2009 tarihinden itibaren
uygulanmak üzere 12/1/2009 tarih ve2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı10 ile söz konusu kesinti
oranları belirlenmiştir.”
14.
“15.3.3. Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler”
başlıklı bölümde alt bölümler dahil başlıklar ve açıklamalarda yer alan
“Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden” ifadesi “Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından
ihraç edilen kira sertifikalarından”, “Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetlerin” ifadesi “Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve
varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarının”
şeklinde değiştirilmiş ve “15.3.3. Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile
Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden
sağlanan gelirler” başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar
eklenmiştir.
“Tam mükellef kurumlar tarafından
yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerin
vergilendirilmesinde, 279 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde11
yapılan açıklamaların göz önünde bulundurulması
gerekmektedir.
Tam mükellef varlık kiralama
şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde
edilen gelirlerden 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik
2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 29/6/2011 tarihinden
itibaren
·
Vadesi 1 yıla
kadar olanlara sağlanan gelirlerden %10,
·
Vadesi 1 yıl ile
3 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %7,
·
Vadesi 3 yıl ile
5 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %3,
·
Vadesi 5 yıl ve
daha uzun olanlara sağlanan gelirlerden %0
oranında vergi kesintisi
yapılacaktır.”
15. “15.3.8. Vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr
paylarında vergi kesintisi” başlıklı bölümde yer alan
“22/7/2006
tarih ve 2006/10731 sayılı” ifadesi “12/1/2009 tarih ve 2009/14594 sayılı”
şeklinde değiştirilmiştir.
16. “15.3.9.2. Portföyü Türkiye’de kurulu borsalarda
işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya
ortaklıklarının kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi” başlıklı bölümde
yer alan paragrafın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Söz konusu kesinti oranı,
2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile
2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere sıfır olarak
belirlenmiştir.”
17. “15.3.9.3. Girişim sermayesi yatırım fonları veya
ortaklıklarının istisna kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi”,
“15.3.9.4. Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının istisna kazançları
üzerinden yapılacak vergi kesintisi” başlıklı bölümlerde yer alan “2003/6577”
sayısı “2009/14594” olarak değiştirilmiştir.
18.“15.4.
Vergi kesintilerine ilişkin beyannamenin verilme yeri ve zamanı” başlıklı
bölümünün üçüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“371 sıra no.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği ile yapılan belirlemeye göre muhtasar beyanname ertesi ayın
başından yirmi üçüncü günü sonuna kadar verilebilecektir.”
19. “15.6.2. Vergi kesintisi oranı” başlıklı
bölümde yer alan “22/7/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı” ifadesi “12/1/2009 tarih ve 2009/14594 sayılı”
olarak değiştirilmiştir.
20. “15.6.6. Avans kâr payı dağıtımı” başlıklı bölüm
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kurumlar vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı
yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine
göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının
yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan
edilecektir.
Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde
etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben
dağıtıldığı, diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan
kârdan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki; bu süre, ilgili
hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap
döneminin sonunu geçemeyecektir.
Avans kâr payı dağıtılması halinde, transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri
uygulanmayacaktır.
Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar doğması veya safi
kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması halinde, transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır. Aynı
husus, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitiminde
zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük
olması halinde de geçerlidir. Bu nedenle, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen
esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile
uğraşan mükelleflerin, dağıtılabilecek avans kâr payı tutarlarını, devam eden
işlerin gerçekleşen maliyet ve hakedişleri arasındaki müspet farktan, kesinti
suretiyle ödenen vergiler, varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı ile kanunlara ve
esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldükten sonra kalan
kısmın yarısı üzerinden hesaplamaları gerekmekte olup bu hesaplamanın yapılması
için ayrıca bir bilanço düzenlemesine gerek
bulunmamaktadır.”
21. “30.2. Vergi kesintisi uygulamasına ilişkin Bakanlar
Kuruluna verilen yetki” başlıklı bölümün son paragrafına aşağıdaki cümle
eklenmiş ve “30.4.1. Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım
işleri ile uğraşan dar mükellef kurumlara yapılan hakediş ödemeleri”, “30.4.2.
Serbest meslek kazançları” ile “30.4.3. Gayrimenkul sermaye iratları”
başlıklı bölümlerde yer alan “1/1/2007” tarihi “3/2/2009”
olarak, “2006/11447” sayısı ise “2009/14593” olarak
değiştirilmiştir.
“3/2/2009 tarihinden geçerli olmak üzere 12/1/2009 tarih ve2009/14593
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı12 ile söz konusu kesinti oranları
belirlenmiştir.”
22.
“30.4.4. Menkul sermaye iratları” başlıklı bölümün üçüncü paragrafı aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, dördüncü paragrafındaki “Özelleştirme İdaresince
çıkarılan menkul kıymetlerden” ifadesi “Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından
ihraç edilen kira sertifikalarından” şeklinde değiştirilmiş, beşinci paragrafı
yürürlükten kaldırılmış ve dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki
paragraflar eklenmiştir.
“Gelir Vergisi Kanununun geçici 67
nci maddesinde ise aynı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5)
numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratları ile (1/1/2006 tarihinden önce
ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) (7), (12) ve (14)
numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratları üzerinden %15 oranında
kesinti yapılacağı hükme bağlanmıştır.”
“Tam mükellef kurumlar tarafından
yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerin
vergilendirilmesinde, 279 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan
açıklamaların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Tam mükellef varlık kiralama
şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde
edilen gelirlerden 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik
2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 29/6/2011 tarihinden
itibaren
·
Vadesi 1 yıla
kadar olanlara sağlanan gelirlerden %10,
·
Vadesi 1 yıl ile
3 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %7,
·
Vadesi 3 yıl ile
5 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %3,
·
Vadesi 5 yıl ve
daha uzun olanlara sağlanan gelirlerden %0
oranında vergi kesintisi
yapılacaktır.
Öte yandan, her nevi alacak
faizlerinden, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009
tarihinden itibaren
·
Yabancı
devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede
mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu
kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her
türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine
göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr
payları dahil) %0,
·
Bankaların 5411
sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri
kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne
dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri
kredileri için ödenecek faizler üzerinden %1,
·
Katılım
bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden
kaynaklanan vade farkları üzerinden %5,
·
Diğerlerinden
%10
oranında
vergi kesintisi yapılacaktır.
Ayrıca,
bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye
benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık
portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin
ettikleri kredileri için ödenecek faizler üzerinden yapılacak vergi kesintisi
uygulamasında, bahse konu kredi temini işlemlerine yönelik sözleşmelerin
Kararnamenin yürürlük tarihi olan 3/2/2009 tarihinden önce düzenlenmiş olması
halinde ödenecek faiz tutarlarının, 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
dikkate alınmak üzere vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir.”
23.
“30.4.5. Gayrimaddi hakların satış, devir ve temliki” ile “30.4.8. Sergi ve panayır kazançları” başlıklı
bölümlerinde yer alan “1/1/2007” tarihi “3/2/2009”, “2006/11447” sayısı
“2009/14593” olarak; “30.4.6. Dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden
muaf dar mükelleflere dağıtılan kâr payları” başlıklı bölümde yer alan
“22/7/2006
tarih ve 2006/10731 sayılı” ifadesi “12/1/2009 tarih ve 2009/14593 sayılı”
olarak, “30.4.7. Yurt dışı iştirak kazançları üzerinden dar mükellef kurumlara
dağıtılan kâr payları” ile “30.4.9. Yıllık veya özel beyanname veren dar
mükellef kurumların menkul sermaye iradı sayılan kazançlarından ana merkeze
aktarılan tutarlar” başlıklı bölümlerde yer alan “2006/10731” sayısı
“2009/14593” olarak değiştirilmiştir.