Giriş
23/7/2010 tarihli ve 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunla1 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı maddelerinde yapılan
değişikliklerle ilgili olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına lüzum
görülmüştür.
1. Kanunun 114
üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan “Şu kadar ki, vergi
dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını
durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini
takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” hükmü, 6009 sayılı Kanunun
8 inci maddesi ile “Şu kadar ki, vergi
dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını
durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini
takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen
süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” şeklinde
değiştirilmiştir.
Bu değişikliğe ilave olarak, 6009 sayılı Kanunun 16 ncı
maddesi ile Vergi Usul Kanununa, 1/1/2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin
olup, normal zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce matrah takdiri için
takdir komisyonuna sevk edilmiş bulunan vergilerle ilgili olarak Geçici 28 inci
madde eklenmiştir.
Bu çerçevede, 114 üncü madde hükmünün, 1/1/2005
tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin uygulaması birbirinden farklılık
arz etmekte olup, konuya ilişkin açıklamalar aşağıda
gösterilmiştir.
1.1. 1/1/2005 Tarihinden Sonraki Dönemlere İlişkin
Olarak Yapılan Takdire Sevk İşlemleri
Söz konusu kanun değişikliğinden evvel vergi dairesince
matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması hâlinde ilgili dönem için
zamanaşımı süresi durmakta ve duran zamanaşımı takdir komisyonu kararının vergi
dairesine tevdiini takip eden günden itibaren yeniden işlemekte ve takdir
komisyonunda geçen müddetin zamanaşımını durdurmasına yönelik bir süre
sınırlaması bulunmamaktaydı. 6009 sayılı Kanunla maddede yapılan değişiklikle
matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durdurması
keyfiyeti muhafaza edilmekle beraber, zamanaşımının durması bir yıllık süre ile
sınırlandırılmaktadır.
Bu itibarla, vergi dairesince bir vergilendirme dönemine
ilişkin matrahın takdir edilmesi için takdir komisyonuna başvurulması hâlinde,
bu döneme ilişkin zamanaşımı duracaktır. Duran zamanaşımı, takdir komisyonunca
verilen kararın vergi dairesine, başvuru tarihinden
itibaren;
-
1 yıldan kısa bir süre içinde
tevdi edilmesi halinde, tevdi edildiği tarihi takip eden günden
itibaren,
-
1 yıldan uzun bir süre sonra
tevdi edilmesi halinde, tevdi edildiği tarihe bakılmaksızın, 1 yıllık sürenin
dolduğu günden itibaren
işlemeye başlayacaktır.
Örnek
1
Mükellef, Temmuz 2007 dönemine ilişkin katma değer
vergisi beyannamesini vermemiştir. Vergi dairesince, 30/10/2009 tarihinde matrah
takdiri için ilgili takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir komisyonu kararı
vergi dairesine 16/05/2011 tarihinde tevdi edilmiştir.
Temmuz 2007 dönemine ait zamanaşımı süresi normal
şartlarda 31/12/2012 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonunda
geçen süre 1 yıldan uzundur. Dolayısıyla, yeni hükümlere göre işlemeyen süre her
hal ve takdirde 1 yıldan fazla olamayacağından, zamanaşımı süresi 31/12/2013
tarihinde sona erecektir.
Örnek
2
2006 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 20/9/2011 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş ve komisyon kararı
10/4/2012 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
2006 takvim yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda
31/12/2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonuna sevk
dolayısıyla işlemeyen sürenin, komisyon kararının vergi dairesine tevdi edildiği
10/4/2012 tarihine ilave edilmesiyle bulunan 22/7/2012 tarihinde zamanaşımı
süresi sona erecektir.
Örnek
3
2006 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 30/9/2011 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş ve takdir kararı
30/11/2012 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
2006 takvim yılına ait zamanaşımı süresi normal şartlarda
31/12/2011 tarihinde sona ermektedir. Bu olayda takdir komisyonunda geçen süre 1
yıl 2 aydır. Ancak yeni hükümlere göre işlemeyen süre her hâl ve takdirde 1
yıldan fazla olamayacağından, duran zamanaşımı 30/9/2012 tarihinde işlemeye
başlayacak ve 31/12/2012 tarihinde zamanaşımı süresi sona
erecektir.
1.2. 1/1/2005 Tarihinden Önceki Dönemlere İlişkin
Olarak Yapılan Takdire Sevk İşlemleri
6009 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle Vergi Usul Kanununa
eklenen Geçici 28 nci maddede, “1/1/2005
tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olup,
komisyonca takdir edilen matrah üzerinden 31/12/2012 tarihine kadar tarh ve
tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Bu hüküm, 374 üncü maddede yer
alan ceza kesmede zamanaşımı açısından da uygulanır.” hükmüne yer
verilmiştir.
Buna göre, 1/1/2005 tarihinden önceki dönemlerden, normal
zamanaşımı süresinin sona ermesinden önce matrah takdiri için takdir komisyonuna
sevk edilmiş olanların; takdirin karara bağlanması, kararın vergi dairesine
tevdii, takdir edilen matraha istinaden verginin tarh edilmesi ve tarhiyata
ilişkin ihbarnamenin mükellefe tebliğ edilmesi işlemlerinin tümünün, 31/12/2012
tarihine kadar tamamlanmaması halinde söz konusu vergiler ve fer’ileri
zamanaşımına uğrayacaktır.
Sözü edilen geçici madde hükmü, Vergi Usul Kanununun 374
üncü maddesinde düzenlenen ceza kesmede zamanaşımı için de uygulanacaktır.
1/1/2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak kesilmesi gereken cezaların
kesilmesi ve buna dair ihbarnamelerin tebliği işlemlerinin 31/12/2012 tarihine
kadar yapılması hâlinde bu dönemler için ceza kesmede zamanaşımı sona ermemiş
olacaktır.
Örnek
4
2004 takvim yılı gelir vergisi matrahının takdir edilmesi
için 31/8/2009 tarihinde takdir komisyonuna başvurulmuş olup, Komisyon kararı
31/8/2011 tarihinde vergi dairesine tevdi edilmiştir.
Buna göre, söz konusu döneme ilişkin takdir edilen
matraha istinaden verginin tarh edilmesi ve düzenlenen ihbarnamenin 31/12/2012
tarihinden evvel mükellefe tebliğ edilmesi hâlinde anılan döneme ait vergi
zamanaşımına uğramamış olacaktır.
2. Kanunun 353
üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle Vergi Usul
Kanununun 353 üncü maddesinin 8 numaralı bendinin sonuna “Ancak, bu bent uyarınca kesilecek özel
usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı içinde 114.000 TL’yi aşamaz.”
cümlesi eklenmek suretiyle belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen
veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine söz konusu bent uyarınca
kesilecek özel usulsüzlük cezalarının bir takvim yılında kesilebilecek tutarı
için üst sınır belirlenmiştir.
Bir takvim yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen
bu üst sınır, 2010 takvim yılı için de uygulanacaktır.
Buna göre, 1/1/2010 – 1/8/2010 tarihleri arasında belge
basımı ile ilgili bildirim görevini yerine getirmeyen matbaa işletmecileri adına
kesilen özel usulsüzlük cezalarının toplamının 114.000 TL’yi aşması halinde söz
konusu cezalar; henüz kesinleşmemiş ise düzeltme yapılarak 114.000 TL’yi aşan
cezalar terkin edilecek, kesinleşmiş olması durumunda ise bunlar için herhangi
bir düzeltme veya iade işlemi yapılmayacak ve kesilen cezaların takip ve tahsil
işlemlerine devam edilecektir.
3. Kanunun
Mükerrer 355 inci Maddesinde Yapılan Değişiklik
3.1.
Elektronik Ortamda Verilmesi Gereken Beyannameler ile Bildirim veya
Formlar
Dolayısıyla
Uygulanacak Özel Usulsüzlük Cezası
6009 sayılı Kanunun 12 nci maddesiyle Vergi Usul
Kanununun Mükerrer 355 inci maddesinde yapılan değişiklikle, elektronik ortamda
verilecek beyannamelerle düzeltme amacıyla verilen bildirim veya formların
süresinden sonra verilmesi durumunda kesilecek özel usulsüzlük cezaları yeniden
düzenlenmiştir.
Yapılan bu düzenlemeye göre,
-
Elektronik ortamda verilme
zorunluluğu getirilen beyannamelerin kanunî süresinden sonra verilmesi nedeniyle
kesilecek olan ve mükellefiyet durumuna göre Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355
inci maddesinin birinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde sayılan özel
usulsüzlük cezaları; beyannamenin elektronik ortamda kanunî sürenin sonundan
başlayarak birinci 30 günlük süre içerisinde verilmesi halinde 1/10 oranında,
bunu takip eden ikinci 30 günlük süre içerisinde verilmesi halinde ise 1/5
oranında uygulanacaktır.
-
Elektronik ortamda verilme
zorunluluğu getirilen bildirim veya formlara ilişkin olarak düzeltme amacıyla
verilen bildirim ve formların, elektronik ortamda kanunî sürenin sonundan
başlayarak 10 gün içinde verilmesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilmeyecek,
takip eden 15 gün içinde verilmesi halinde ise kesilmesi gereken özel usulsüzlük
cezası 1/5 oranında uygulanacaktır.
3.2. Tahsilât
ve Ödemelerini Banka, Benzeri Finans Kurumları veya Posta İdarelerince
Düzenlenen Belgelerle Tevsik Etme Zorunluluğuna Uymayan Mükelleflere İlişkin
Olarak Kesilecek Özel Usulsüzlük Cezası
Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355 inci maddesinin
dördüncü fıkrası uyarınca, tahsilât ve ödemelerini banka, benzeri finans
kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme
zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için uygulanan
cezalardan az olmamak üzere, işleme konu tutarın % 5'i nispetinde özel
usulsüzlük cezası kesilmektedir.
6009 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile Vergi Usul
Kanununun Mükerrer 355 inci maddesinin dördüncü fıkrasının sonuna “Ancak, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı
içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 770.000 TL’yi geçemez.”
cümlesi eklenmek suretiyle söz konusu tevsik zorunluluğuna uymayan mükelleflere
kesilecek özel usulsüzlük cezasının bir takvim yılında kesilebilecek tutarı için
üst sınır belirlenmiştir.
Bir takvim yılında kesilecek cezalara ilişkin getirilen
bu üst sınır 2010 takvim yılı için de uygulanacaktır.
Buna göre, 1/1/2010 – 1/8/2010 tarihleri arasında tevsik
zorunluluğuna uymayan mükellefler adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının
toplamının 770.000 TL’yi aşması halinde söz konusu cezalar; henüz kesinleşmemiş
ise düzeltme yapılarak 770.000 TL’yi aşan cezalar terkin edilecek, kesinleşmiş
olması durumunda ise bunlar için herhangi bir düzeltme veya iade işlemi
yapılmayacak ve kesilen cezaların takip ve tahsil işlemlerine devam
edilecektir.
4. Kanunun 367
nci Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı Kanunun 13 üncü maddesiyle Vergi Usul
Kanununun 367 nci maddesinin birinci fıkrası, “Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu
maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden maliye müfettişleri, hesap
uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer
gelirler kontrolörleri tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun
mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar
tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi
başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına
bildirilmesi mecburidir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Maddenin yeni şekline göre, yapılan inceleme sırasında
359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğinin tespiti hâlinde, maliye
müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler
kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri ilgili rapor değerlendirme
komisyonunun mütalaasını alarak doğrudan doğruya keyfiyeti Cumhuriyet
başsavcılığına bildireceklerdir. Vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar
tarafından bir tespit yapılmış olması hâlinde ise vergi dairesi başkanlığı veya
defterdarlık, ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasını alarak,
keyfiyeti Cumhuriyet başsavcılığına bildirecektir.
5. Kanunun 369
ncu Maddesinde Yapılan Değişiklik
6009 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle Vergi Usul
Kanununun 369 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yetkili
makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir
hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi
cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Bir hükmün
uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde
değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni
görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten
itibaren geçerli olup, geriye dönük olarak uygulanamaz. Şu kadar ki, bu hüküm
yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında
uygulanmaz.”
Vergi Usul Kanununun 369 uncu maddesinin 6009 sayılı
Kanunla değiştirilmeden evvelki hükmüne göre bir mükellefin kendisine yetkili
makamların yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma
tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde değişiklikten önceki
izahata veya içtihada uygun hareket eden mükelleflere bu fiilleri cezayı
gerektirse dahi vergi cezası kesilmemekteydi.
Yapılan değişiklikle, maddenin birinci fıkrasında
belirtilen hallerin mevcudiyeti halinde, vergi cezası kesilmemesine ilave
olarak, 1/8/2010 tarihinden geçerli olmak üzere, gecikme faizi hesaplanmaması da
hükme bağlanmıştır. Buna göre, bir mükellef veya vergi sorumlusunun yetkili
makamlarca kendisine yapılan izahata (verilen özelgeye) uygun hareket etmesi ve
bilahare bu izahatın yanlış olduğunun anlaşılması veya bir hükmün uygulanma
tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde, mükellef veya vergi
sorumlusu adına yapılacak tarhiyat dolayısıyla vergi ziyaı cezası kesilmeyecek
ve gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Diğer taraftan yetkili makamların, vergilendirme ile
ilgili bir konuda, genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle
görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin
genel tebliğ veya sirküler, yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacak olup,
geriye dönük olarak uygulanamayacaktır.
Genel tebliğ veya sirkülerin iptal davasına konu edilerek
yargı mercilerince iptaline karar
verilmesi durumunda, iptal kararının işlemin tesis edildiği tarihe kadar geriye
yürütülmesi zorunlu olduğundan, maddeyle getirilen yeni kural bu durumlar için
uygulanmayacaktır.
6. Kanunun 413
üncü Maddesinde Yapılan Değişiklik
Mükellefler ve vergi sorumluları, Vergi Usul Kanununun
413 üncü maddesinin 6009 sayılı Kanunla değişmeden önceki hükmüne istinaden,
vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip
gördükleri hususlar hakkında Maliye Bakanlığı veya yetkili kıldığı makamlardan
yazı ile izahat isteyebilmekte, yetkili makamlar da bu talepleri özelge tayin
etmek suretiyle cevaplandırmaktaydı. Bu hususa ilişkin esasların bir kısmı 188
Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde2
belirlenmişti.
395 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği3 ile mükellef ve vergi
sorumlularının izahat talebinde bulunmaları üzerine idarenin vereceği yazılı
cevaplara (özelgelere) ilişkin müracaatın nereye yapılacağı, yetkili makamın
neresi olduğu, özelge talebinin hangi konuları kapsadığı gibi hususlara açıklık
getirilmiş ve 188 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin
özelgeye ilişkin kısımları yürürlükten kaldırılmıştır.
6009 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 413 üncü
maddesi değiştirilmiş ve maddenin son fıkrasında, bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle
belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığınca
çıkarılan “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair
Yönetmelik” 28/8/2010 tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir. Buna göre, 413 üncü maddede yer alan mükelleflerin izahat
taleplerine dair hükümlerin uygulanması, anılan Yönetmelik hükümlerine göre
yapılacaktır.
7. Yürürlükten
Kaldırılan Tebliğ
395 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği bu Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ olunur.
‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑‑
1 1/8/2010
tarihli ve 27659 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanmıştır.
3 16/1/2010
tarihli ve 27464 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
|