Bir akıl hastanesinde hazırladığı programı tamamlayan bir TV’ci desteklerinden dolayı teşekkürlerini sunmak üzere başhekimin makamına gider. Biraz hoşbeşten sonra başhekime merakla sorar: “Bir hasta adayını hastanenize yatırıp yatırmayacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?”
Başhekim bu konuda uyguladıkları yöntemi şöyle açıklar: “Hastayı banyo odasına götürüyoruz ve küveti su ile dolduruyoruz. Sonra da hastaya bir kova, bir tas ve bir de kahve fincanı verip küvetteki suyu boşaltmasını istiyoruz. “Başhekim sözünü tamamlamadan hemen heyecanla atılmış. TV’ci: Ama ne kadar da pratik bir yol bulmuşsunuz. Tabii kova dururken küveti tas veya kahve fincanı ile boşaltmaya kalkan adayı hemen hastaneye yatırmaya karar veriyorsunuz!” Arkasından da bilgiç bilgiç eklemiş esprisini: “Tabii, şayet küveti kahve fincanı ile boşaltmaya kalkarsa doğru zırdeliler koğuşuna yatırıyorsunuzdur!” Başhekim, “hayır, hayır” diyerek sakin bir şekilde açıklamış uyguladıkları yöntemi: “Şayet suyu küvetin tıpasını çekip boşaltamıyorsa, kendisini hastanemizde misafir ediyoruz!”
Sonuç: Unutmayın! Çözüm sadece size sunulan alternatifler değildir. Sadece görüp işittiklerinizle sınırlandırmayın çözüm yollarını. Bazen çözüm gözler kapatılarak aranmalıdır. Zira keşif yolculuğu yeni manzaralar aramakla değil, yeni gözlere sahip olarak gerçekleşir.
|