Dönem sonu
işlemlerinin yapıldığı şu günlerde, banka ve finans kurumlarından temin edilen
ve vadesi izleyen yıla sarkan kredinin faiz tutarının hangi yılda gider
yazılacağı konusunda tereddütler yaşanmaktadır.
Bilindiği
gibi vergi sistemimizde tahakkuk esası geçerli olup, gelir ya da giderin tahakkuk
ettiğinden söz edilebilmesi için de miktar olarak hesaplanabilmesi yeterlidir.
Tahakkuk esasına göre belirlenen gelir ve giderin, dönemsellik ilkesi gereğince
yalnızca cari döneme ait kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate
alınabilmektedir.
Bu nedenle
vadesi izleyen yıla sarkan kredinin faiz tutarının cari yıla isabet eden kısmı
kurum kazancının tespitinde karşılık ayırmak suretiyle giderleştirilmelidir.
Konuyla
ilgili olarak danıştay daireleri arasındaki farklı görüşler, 19 Nisan 2005
tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu
Kararıyla netleşmiştir. Kararda banka ve finans kurumlarından
alınıp kullanıldığı yılın gelirinin oluşmasına da katkıda bulunan kredilerin,
dayanağı sözleşmenin cari yılı kapsayacak şekilde yapılarak, bu dönemde
kullanıldığı süre ve faiz oranına göre kesin olarak belli ve ilgili banka veya
finans kuruluşuna karşı borçlanılmış olan faiz giderinin mahiyet ve tutar
olarak kesinleşmiş ve hukuken istenebilir hale gelmiş olması nedeniyle Kurumlar
ve Gelir Vergisi Kanunu ile Vergi Usul Kanununun vergilendirme ilkeleri
doğrultusunda, cari yıl kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılması
gerektiği belirtilmiştir.
Bu çalışma, İdeal Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti./Gaziantep tarafından hazırlanmış olup; tümü ya da bir kısmı şirketin yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz, dağıtılamaz, özetlenemez ve yayınlanamaz.