I- Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallar
İlaçlar ve gıda maddeleri gibi
bazı mallar belli bir sürenin sonunda insan sağlığına zarar verecek derecede
bozulmakta ve kullanılamayacak hale gelmektedir. Yine aynı şekilde bazı mallar da
çürüme, paslanma gibi değişik nedenlerle kullanılamayacak hale gelebilmektedir.
İşte bu malların ticari
hayattan yani işletmenin stoklarından çıkarılması gerekir ki bu uygulama da takdir
komisyonları kanalıyla gerçekleştirilmektedir. Takdir komisyonlarının kararı sonucunda
imha edilecek yani yok edilecek malların değerleri karara bağlanır ve
işletmeler stoklarında yer alan bu malları kayıtlarından çıkarırlar.
II- Değeri Düşen Mallar
Ticari hayatta karşılaşılan ve takdir
komisyonlarınca değeri tespit edilen bir başka konu ise değer düşüklüğüdür.
Çürüme, paslanma, teknolojik
gelişme gibi çeşitli nedenlerle değer kaybına uğrayan mallar halen
kullanılabilecek durumda ise bunlar imha edilecek mallar olarak
değerlendirilmemektedir. Takdir komisyonları değer kaybına uğrayan malların
yeni değerlerini tespit ederek, maldaki değer düşüklüğü tutarını belirlemekte, işletmeler
de stoklarındaki değer düşüklüğünü takdir komisyon kararına dayanarak
kayıtlarına intikal ettirmektedir.
III- Zayi Olan Mallar
Zayi olma, kelime anlamıyla
ziya uğrama, yok olma, ortadan kaybolma olarak tanımlanabilir.
Zayi kavramı konusunda vergi
hukukunda herhangi bir tanımlama yapılmamış olup, literatürde değişik görüş ve
düşünceler vardır. En yaygın düşünceye göre “zayi olan mal, sahibinin iradesi
dışında elden çıkmalı ve fiziken mevcut olmamalıdır.” Bu düşüncede malın sıfır
değerli hale gelmesi zayi tanımlaması dışında tutulmuş, malın fiziki olarak yok
olması şartı benimsenmiştir.
Bu görüşü savunanlara göre
çalınan mallar zayi tanımına girerken, imha edilen mallar zayi kavramına
girmemektedir.
Oysa Müşavirliğimiz, kullanım
süresi geçen veya kullanılamayacak hale gelen malların da zayi olan mal
tanımına girdiği düşüncesindedir. Şöyle ki; miadı dolan bir gıda maddesinin
hiçbir şekilde kullanımı mümkün olamayacağından, bu malın imhası aşamasında
zayi sıfatı oluşmaktadır. Hiçbir gıda maddesi kullanım süresinin geçmesi
amaçlanarak üretilmez. Kullanım süresinin dolması irade dışı gerçekleşmektedir.
Miadı dolan malların imhası da fiziken yok olma sonucunu oluşturmaktadır.
Aynı şekilde bir malın değişik
nedenlerle kullanılamayacak hale gelmesi de irade dışı gerçekleşmektedir ve
kullanılamaz durumda olan bir mal da ekonomik olarak yok olmuştur.
IV- Zayi Olan ve Değeri Düşen Mallarda Yüklenilen KDV'nin Durumu
Değeri düşen mallara ilişkin
olarak 3065 sayılı Kanunda herhangi bir düzenleme yer almamaktadır.
Oysa KDV Kanunu'nun 30/c maddesinde
zayi olan mallara ilişkin katma değer vergisinin indirilemeyeceğine
hükmedilmiştir. Ancak deprem, sel ve Maliye Bakanlığı'nın yangın sebebiyle
mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar için
yüklenilen kdv indirim konusu yapılabilecektir.
KDV Kanunu'nun 30/c maddesi
zayi olan malların satışa, dolayısıyla yaratılan bir değere konu olmaması
nedeniyle bu mallara ilişkin yüklenilen verginin de indirim konusu
yapılamayacağını düzenlemektedir. Nitekim 1 sayılı KDV Kanunu Genel Tebliğinin
VIII-B/3 bölümünde; alış vesikalarında gösterilen verginin indiriminin, bu
malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine
dayandığı belirtilerek, zayi olan mallar için yaratılan bir değer
olmayacağından, bu malların alış vesikalarında gösterilen katma değer
vergisinin de indirim konusu yapılamayacağına yer verilmiştir.
Dolayısıyla burada “zayi mal”
kavramı önem taşımaktadır. Maliye İdaresi ve Mali Yargı uzun bir süre kullanım
süresi geçen malların katma değer vergilerinin indirim konusu yapılabileceği ve
konunun KDV Kanunu'nun 30/c maddesi kapsamında bulunmadığı yolunda görüş ve
kararlar vermiştir.
Oysa Müşavirliğimize göre,
nakliye sırasında aracın devrilmesi sonucu araçta bulunan malların ekonomik
değerinin sıfıra inmesi ile kullanım süresi geçen malların "zayi mal"
olma durumu arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Her iki durumda da bu
malların satışa konu edilmesi mümkün olamayacağından, KDV Kanununun 30/c
maddesi gereğince bu malların alış vesikalarında gösterilen katma değer
vergisinin indirim konusu yapılmaktan çıkarılması gerekmektedir.
V- 113 Nolu KDV Genel Tebliğindeki Düzenlemeler
05.12.2009 tarihinde yayımlanan
113 nolu KDV Genel Tebliğinde Maliye İdaresi konuyla ilgili olarak ilk kez
Tebliğ kuvvetinde bir düzenleme yapmış ve daha önce verdiği görüşlerin aksine kullanım
süresi geçen veya kullanılamayacak hale gelen malları da zayi mal olarak
nitelendirmiş ve bu mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan
KDV'nin, KDV beyannamesinin "ilave edilecek KDV" satırına dahil
edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerektiğini belirtmiştir.
VI- Fireler ve KDV Durumu
113 nolu KDV Genel Tebliğinden
sonra bazı yorumcular ve uygulayıcıların (vergi inceleme elemanlarının) oluşan
firelere isabet eden katma değer vergisinin de Tebliğdeki düzenlemeler
gereğince indirim konusu yapılmaktan çıkarılması konusunda tereddütler
yaşanacağı düşüncesinde oldukları görülmektedir.
Müşavirliğimiz, mal satış
değerinin içinde fire paylarının da bulunması ve katma değer vergisinin mala
eklenen değerin vergisi olduğundan hareketle bu değerlendirmelere
katılmamaktadır.
VII- Zayi Olan Mallarda Muhasebe Kaydı
Kullanım süresi geçen ve
imalatçı firma tarafından imha edilen 10.000 TL bedelli gıda maddesi için
yüklenilen katma değer vergisi 500 TL'dir.
Müşavirliğimiz KDV Kanunu’nun
30/c maddesindeki zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu
yapılamamasına ilişkin düzenlemenin adil ve hukuki olmadığı düşüncesindedir.
Ticari hayatta çalınma,
dökülme, kullanılamayacak hale gelme, kullanım süresinin geçmesi gibi
durumlarla sıkça karşılaşılmaktadır. Bu tür durumların gelir ve kurumlar
vergisi açısından değerlendirilmesinde sigortalanabilir konumda olan çalınma,
dökülme ve benzerlerinin gider kayıtlarına alınamaması, kullanım süresi geçen
malların ise gider kayıtlarına alınması ne denli adil ise; konunun kdv yönünden
indirim konusu yapılamaması o denli adil değildir.
Diğer taraftan %90 değer
düşüklüğünde kdv yönünden hiçbir vergisel sonuç doğmaz iken, %10 daha değer
düşüklüğü sonrası yüklenilen kdv’nin ilave edilmesinin haklılığı her zaman
tartışılır.
Bu çalışma, İdeal Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti./Gaziantep tarafından hazırlanmış olup; tümü ya da bir kısmı şirketin yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz, dağıtılamaz, özetlenemez ve yayınlanamaz.